06-18-2010, 17:40 | #1 |
İsrail’e yaptırım paketi...Beril DEDEOĞlU
İsrail’e yaptırım paketi -
İsrail’e aşamalı yaptırım öngören bir paket açıklandı. İsrail özür dilemez, uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmez, yardım gemilerini iade etmez ve ölen kişiler için tazminat ödemez ise, adım adım yaptırımlar uygulanacak. Bu konularda İsrail adım atmadıkça, her ay bir önlem devreye sokulacak. Kararlılığın göstergesi olarak da Türkiye İsrail’deki temsilciliğini maslahatgüzar düzeyine indirmiş durumda. Maslahatgüzar büyükelçiden sonra gelen en yetkili ikinci kişi olduğuna göre, ilişkilerin bir alt düzeye indirilmesi anlamına geliyor. Yaptırım paketi, iki devlet arasındaki çok sayıdaki anlaşmanın, ki bunların çoğu güvenlik ve savunma alanına giriyor, önce dondurulması sonra iptal edilmesi, istihbarat paylaşımının, ortak askeri eğitimlerin sona erdirilmesi ve son kertede tüm diplomatik ilişkilerin kesilmesi gibi başlıklardan oluşuyor. Neresinden bakılırsa bakılsın, öldürülen vatandaşlarına karşı Türkiye’nin bu türden önlemler alması makul. Ancak yaptırımların içeriğinin genişliği ile askeri ve sivil kesimlerin bu konuda uzlaşıvermiş olmaları biraz durup düşünmeyi de gerektirebilir. Yaptırımların hemen tümü, daha önce İsrail’in bölgedeki varlığının teminatı olan güvenlik konularının Türkiye üzerinden “batı”ya bağlanma halini ortadan kaldırmaya yönelik. Diğer bir ifadeyle İsrail’in bir biçimde abluka altına alınmasını ifade ediyor. Muhtemelen uyguladığı politikalardan katiyen memnun olmayan Obama yönetimi, İsrail’e bu tür bir baskı yapılmasından, hem de bunun kendi müttefiki tarafından uygulanmasından fazla rahatsız değildir. Ancak, “kantarın topuzu” kaçtığında, yaptırımlar İsrail’e baş eğdirmeye değil, daha da sertleşmesine neden olabilir. Üstelik yaptırımların içeriği İsrail’in güvenliğinin de zayıflamasına yol açabilir ve ABD bu kadarını hoş göremez. Zira İsrail’deki hükümetin Filistin konusunda adım atması şimdilik ABD için yeterli bir konu, üstelik ABD’nin Türkiye ile “model ortaklık” arayışına sonsuza kadar sadık kalacağının bir garantisi de bulunmuyor. Dolayısıyla İsrail ile girilen süreç, yerini Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanacak bir gerginliğe bırakabilir. Öte yandan bunca yıl Türkiye’nin de güvenlik konusunda İsrail ile enikonu bir paylaşım içinde olduğu ve yaptırım gereği bu alandaki bağların kesilmesiyle Türkiye’de de bazı konularda boşluklar doğabileceği düşünülebilir. İsrail ile yapılmış anlaşmalar iptal edildiğinde, bu ülkeden sağlanan askeri malzemelerin, istihbaratın ve bu ülkeyle sürdürülen askeri ilişkilerin başka ülke ya da ülkeler ile ikame edilme ihtiyacı doğabilir. Bizler böyle bir ihtiyacın olup olmadığını, varsa İsrail yerine hangi ülke ya da ülkelerin tercih edilebileceğini bilmiyoruz. Ayrıca, İsrail’in güvenlik konularında Türkiye’yi zaafa uğratmaya meraklı kesimler ya da ülkelerle işbirliğini artırma yolunda bir refleks göstermesi de olası. Bu durumda da bir yandan Türkiye’nin barış-istikrar havzaları yaratma siyaseti zarar görebilir, öte yandan içeride “güvenlik” konusunun özgürlükler konusunun önüne geçmesine yol açan bir süreç yaşanabilir. Kısacası, İsrail’e karşı bir yol haritası oluşturulması mağdur durumdaki Türkiye açısından meşru ve haklı bir siyaset olmakla birlikte, Mavi Marmara ile gelişen olayların son kertede Türkiye’deki hükümeti hedef alan bir siyasal yaptırım aracına dönüşmesi de olası. Diğer bir ifadeyle, Gazze’deki ablukayı hedef alan bir STK’nın Türkiye’de hükümeti rehin alacak bir siyasete yol açma olasılığı bulunmuyor değil.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-18-2010, 18:50 | #2 |
Mavi Marmara ile gelişen olayların son kertede Türkiye’deki hükümeti hedef alan bir siyasal yaptırım aracına dönüşmesi de olası. Diğer bir ifadeyle, Gazze’deki ablukayı hedef alan bir STK’nın Türkiye’de hükümeti rehin alacak bir siyasete yol açma olasılığı bulunmuyor değil.
İnsani yardım gemisine yaptıkları vahşi saldırıyı ,Türkiye üzerinde yeni siyasi iktidarlar oluşturma adına adice kullanabililer nede olsa yerel israillilerin gerçek israillilerden farkı yok. |
|
06-18-2010, 18:56 | #3 |
olay yaşandığı anda herkes birşeyler yazarken bende şöyle bir yorum yapmıştım..
öyle bir komplo teorisi okudum ki rabbim fırsat vermesin demiştim.. zamnı gelince belki paylaşırım ama şuan bunu yazacak kadar cesur değilim.. buna ne buradaki ortam hazır nede şahsım... |
|
06-18-2010, 19:06 | #4 | |
Alıntı:
|
||
06-18-2010, 19:13 | #5 | |
Alıntı:
insanların canları için endişe duyanları ,ihh ya terörist gözüyle bakıyorsunuz suçlamaları,israil yanlısı ithamları,müslumanlığını sorgulayan kumar oyunlarını icraa edenler forumdan bile çıkıyor. aslında forum neye hazır değil ya da niçin cesaret edemiyorsunuz? ilk önce bunları konuşsak daha iyi olurdu. Konu rizzelli tarafından (06-18-2010 Saat 19:23 ) değiştirilmiştir.. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|