Kur'an-ı Kerim indirildiği zaman da Ehl-i Kitabın inanışları tahrif olmuş dinleriydi. Peygamberimiz zamanındaki Hristiyanları ve Yahudileri Ehl-i Kitap olarak kabul edip de, günümüzün Hristiyanlarını ve Yahudilerini Ehl-i Kitap olarak kabul etmememiz için hiçbir gerekçemiz yoktur.

Türkiye'de yaşadığım için Müslümanlardan alışveriş yaparak Müslümanların (gördüğümüze göre Müslüman diyoruz elbette. Alışveriş yaptığımız herkese sen Müslüman mısın diye sormuyoruz tabii ki) kestiklerini yiyorum. Eğer Hristiyan veya Yahudi bir memlekette yaşıyor olsaydım; elbette ki öncelikle Müslüman bir kasap arardım. Müslüman bir kasap bulamazsam Ehl-i Kitaptan bir kasap bulup onun kestiği hayvanı gönül rahatlığıyla yerdim. Çünkü Rabbim bana ve bütün Müslümanlara Ehl-i Kitabın yemeklerini helal kılmıştır.


Ehl-i Kitabın kestiklerini yemiyor olabilirsin Mavera. Bunda bir sorun yok. Ama Ehl-i Kitabın kestikleri haramdır, yenmez demiyorsun herhalde. Çünkü böyle bir şey söylersen Allah'ın helal kıldığını haram kılmış olursun. İmam Hatip Lisesi çıkışlı olduğuna göre de Allah'ın helal kıldığını haram, haram kıldığını helal kılmanın dinimizdeki hükmünü biliyorsundur.

Ehli kitap da olsa gayrimüslümin hayvanı Allah adına kestiğini nereden bileceğiz peki cihannur abi? Türkiye'de bile her yerden et almazken gidip gayrimüslimin kestiği eti mi yicez?

Ha yabancı memleketteyim-Ahmet Abi gibi- ya çok güvendiğim yerin etini yerim ya da et yemem balık yerim mesela ne olacak sanki...

Dinimiz şüpheli şeylerden kaçınmamızı emretmiyor mu? Şüpheli olan eti yemeyeceğiz, bu kadar basit...