![]() |
#1 |
![]() ![]() İstanbul'da lalelerin açtığı mevsimi yaşıyoruz. İBB her yıl lale bahçelerinin güzelliğini yenileyip yeni güzellikler katıyor şehre. Ben de her yıl öğrencilerimi alıp Emirgan'a götürüyor ve lalelerle ilgili bir dersimi orada anlatıyorum. Geçtiğimiz yılın lale dersinde öğrencilerimden biri "Bunca fakirlik var iken lale için bu derece büyük yatırım yapılması israf değil mi, hocam!" diye sormuştu. Oysa İBB şirketlerinin bütçelerine nazaran laleye yapılan yatırım on binlerde ve belki yüz binlerde bir bile değildir. Buna mukabil benim yaşımda kaç İstanbulluya eski anılarını geri vermiştir lale. Kaç gencin ilk defa gördüğü bir şenlik olmuştur. Parayla ölçülmeyecek yeni güzellikler bağışlamıştır bu en güzel şehre. Bu yüzden ben kendi adıma laleler için ilgili ve yetkililere teşekkür ediyorum. Çünkü ben, henüz daha nişanlı bir delikanlı iken, müstakbel eşimle Emirgan'a gitmiş, laleleri birlikte seyretmiştim; şimdi hâlâ hatırlarız. Üstelik o vakitler laleler bu derece güzel ve çok da değildi. Keza, geçen yıl lale zamanında Kabataş'tan tramvaya binmiş, Sultanahmet'e gidiyordum. Akşam üzeriydi ve baharın coşkusu gönüllere yansımıştı. Arkamdaki koltukta oturan delikanlı, genç kıza -zannederim Boğaziçi manzarasını kast ederek- Orhan Veli'nin ünlü dizesini okudu: "İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı" Genç kızın cevabı muhteşem oldu: - Senin bahsettiğin o şair kör imiş herhalde. Aç gözlerini; lalelere bak!. Sonra da "İstanbul'u seyredelim gözlerimizi açıp" de. Yine geçtiğimiz yıl Emirgan'da lale bahçesindeki dersten sonra her öğrencime, küçük saksılarda birer lale hediye etmiştim. Ertesi gün birisinin, "Hocam! Dün eve götürdüğüm laleyi babaannem görünce ağladı! Yaşlı ve eve kapalı yaşıyor babaannem. Yıllardır lale görmemiş, size teşekkür etti!" Bence İBB her ne masraf yaparsa yapsın, her yıl bize bir değil bir sürü lalezar versin. Biz ancak o lalezarlarda tenezzüh edersek kendimizi bulacak, kimliğimizin estetik boyutunu yeniden keşfedeceğiz. Lale kitapları Geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına "İstanbul'da Lale Zamanı" adlı Türkçe-İngilizce bir sanat kitabı hazırlamış, görsel zenginliğiyle lale'yi anlatmış, lale şiirlerinden seçkiler de yapmıştım. Bu yıl nasip oldu lalenin bir de romanını yazdım: Katre-i Matem. Lale Devri'nde, lale bahçelerinde geçen bir aşk cinayetinin romanı. Katre-i Matem (Matem Damlası), bir lalenin adı. Lale Devri ile şimdiki lale zamanını karşılaştırdığımızda gerek siyasal, gerek sosyal, gerekse ekonomik bakımdan pek büyük benzerlikler bulunabilir. Zengin ile fakir arasındaki uçurum, devleti hortumlayan gizli eller ve Ergenekon tipi yapılanmalar, eğlence dünyasının azgınlığı, yönetenler ile yönetilenler arasındaki tedahüller, bir yandan Batılı olmaya hazırlanırken diğer yandan Doğulu reflekslere sıkı sıkıya sarılmalar, güç ve iktidar dengelerinin dışarıya bağımlı halleri vb. bunlardan yalnızca birkaç tanesi. Aradaki farka gelince; şimdi lale zamanında, maalesef Lale Devri'ndeki kadar sanat ve güzelliğimiz yok. Bunun yerine birbiriyle barışık olmayan insanlar, topluluklar, ırklar, kültürler (kültürsüzlükler) var. Katre-i Matem'den: Hafız Çelebi anlatıyordu: -İstanbul'un her bahçesinde bir lale açar. O, atalarımızın, Tanrı Dağları'ndan sıcak iklimlere göçerken atlarının terkisine koydukları hatıranın ta kendisidir. Mevlânâ Celaleddin'in Mesnevi'sindeki kırmızı neş'esi, bağrındaki simsiyah yanık yarasıyla sanki Türkmen dervişi Yunus Emre'nin bahtsız tebessümüdür. (...) -Lale bir kimlik, bir ruh şahsiyetidir ki Selçukoğulları ve Osmanoğulları'nın naz ile büyüttükleri taze eda içinde yaşar. Öyle ki Ebülfeth Mehmet Han zamanında Manisa'da serpilip yetişmiş, Kanuni Süleyman Şah asrında İstanbul bahçelerinde süslenip güzelleşmişti. Yazık ki şimdilerde en renkli elbiselerini Felemenk diyarında kuşanmış bir gelin misali vatanına hasret çekiyor, ağlıyor, belki hıçkırıyor. İçinde siyaha çalan koyu mor bir hüzün saklayan bu çiçek bahçelerde açtığı vakit Felemenk diyarındaki laleler �ki onlar bu vatanın evden kaçırılmış kızlarıdır- kimliğini yeniden hatırlayacak. Ve onlar, taa Sadabat bahçelerindeki mütevazı evlerine dönesiye kadar, her baharda, bu çiçek gibi bir özel çiçeği yetiştirmek için çırpınıp duracağım ben. Tıpkı "Nur-ı adn (Cennet nuru)" adıyla ilk değişik laleyi üreten Ebussuud Efendi gibi, tıpkı sayfa sayfa lale desenlerini boyayıp bir külliyat hazırlayan tabip Mehmed Aşıkî Efendi gibi, tıpkı "Netâyicü'l-Ezhâr (Çiçeklerin Neticeleri)" isimli kitabın yazarı Cerrahpaşa Camii imamı Ahmet Ubeydi oğlu Mehmed Efendi gibi... Ve daha adıyla sanıyla belli iki yüz kadar şükûfeci gibi... (...) - Ve elbette lale Doğuludur, Hıristiyanlık kadar, Musevilik kadar, İslamiyet kadar Doğuludur... Lale utangaçtır, taze bir gelin kadar, iltifat görmüş bir nazenin kadar utangaç... Lale altı yaprağıyla hercayidir, batılar ve kuzeyler kadar, alt veya üstler kadar... Lale sabr u sebatın, ölümden sonra dirilmenin adıdır, ekim mevsiminde ekilip nisan mevsiminde açacak kadar... Lâlenin serencamı necip Türk milletinin tarihi sayılır; ikisinin de zaman atlasında yaptıkları yolculuklar sanki örtüşmektedir. Türk milleti de tıpkı lâle gibi taşralı olarak nitelendirilmiştir. Çünkü o kırda, bozkırda yaşar. Ancak bozkırın tahakkümü onun elindedir. Dolayısıyla oranın sultanıdır. Şehre geldiğinde, taşralı olarak nitelendirildiği için kabul görmez ve oradan uzaklaştırılmak istenir. Çünkü şehirde yaşayanlara göre, medeniyetten bihaber olan Türkler buraya yaraşık değillerdir. Tıpkı kırların çiçeği laleleri bahçelerine almayan milletler gibi. Bundan dolayı Avrupalılar Türkleri hep geldiği yere, bozkıra geri göndermek istemişlerdir. Oysa çiçekler içinde lale ne ise milletler içinde Türk odur. Nasıl ki lâle İslâm'ın remzi olmuşsa, Türkler de İslâm'ı temsil eden bir kimliğe bürünmüştür. Avrupa'da Türk denince İslâm, İslâm denince Türk'ün akla gelmesi işte bundandır. İSKENDER PALA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İstanbul geç kalmış Biz Kocaelide Lale Festivalini kutladık
Zeynep Başkan Ve Ferhat Göçer Katıldı Ve Tabiki SEKAPARK ta ![]() Çok güzeldi ![]() |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|