01-01-2008, 17:02 | #1 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
Önceki Fetih Denemeleri
Karadeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, Avarlar, Araplar, Avrupalılar ve Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı. Sayıları 29 olan kuşatmalar sırayla şunlardır: --M.Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe --M.Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus (Başarılı olmuştur.Şehir artık Romalılara bağlanmıştır.) --M.S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev --M.S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak --M.S 665 Emevi Halifesi Muaviye --M.S 667 Emevi Halifesi Muaviye --M.S 672 Emevi Halifesi Muaviye --M.S 712 Emevi Halifesi I.Velid --M.S 722 Emevi Halifesi I.Velid (Yalnızca Galata Limanı alınmış,Arap Camii inşa edilmiştir.) --M.S 782 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.) --M.S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil --M.S 864 Ruslar --M.S 869 Abbasi Halifesi Mütevekkil --M.S 936 Ruslar --M.S 959 Macarlar --M.S 970 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.) --M.S 1203 Latinler (Latinler İstanbul'u 1261'e kadar ellerinde tuttular.) --M.S 1302 Venedikliler --M.S 1348 Cenovalılar --M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Bayazid (Şehir İstanbul'da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.) --M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi --M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murat --M.S 1437 Cenovalılar --M.S 1453 Osmanlı Padişahı II.Mehmed (Başarılı olmuştur.Sonrasında şehir Türklerin hakimiyeti haline girmiştir.) Bunun yanında Atilla'nın, Vikinglerin, Bulgarın ve Gotların da kuşatma yaptığı bazı kaynaklarda geçer ama tarihleri bilinmemektedir. Yanında herhangi bir açıklama yapılmayan kuşatmalar başarısız kuşatmalardır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-01-2008, 17:02 | #2 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
Saldırı hazırlıkları
Sultan II. Mehmed, Theodosius Surları'na ve şehrin su ile çevrili olmayan tek bölgesini batıdan gelebilecek saldırılardan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordu 2 Nisan 1453'te şehrin doğusuna yerleşti. Toplar haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedik açamadı. Topların yeniden doldurulmaları zaman aldığı için, her atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı. Daha sonra, yeraltı tünelleri yapıp surların altını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot'u tarafından Nvo Brdo'dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa'nın emri altındaydılar. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında, Alman olduğu söylense de muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Osmanlı işçilerini öldürdüler. Diğer tüneller de suyla dolduruldu. Son olarak Bizanslılar önemli bir mühendisi esir alıp işkence yaparak, sonradan yıkılan tünellerin hepsinin yerini öğrendiler. Sultan II. Mehmed, şehrin ödemeyeceğini bildiği çok büyük vergi karşılığında ablukayı kaldırmayı önerdi. Bu da geri çevrilince, Bizanslı askerlerin kendi birlikleri tükenmeden önce bitkin düşeceğini bilerek saf güçle duvarları alt etmeyi tasarladı. Sultan II. Mehmed'in karadan yürüttüğü gemiler29 Mayıs sabahı saldırı başladı. Hücumun ilk dalgasını, mümkün olabildiği kadar çok Bizans askerini öldürmeye niyetli acemi askerler olan azaplar oluşturuyordu. Ayrıca Haliç'ten de baskı uygulayabilmek için gece yağlı kütükler üzerinde karadan Haliç'e taşınan gemiler, o sabah Bizans askerlerine karşı bir sürpriz unsuru olmuştu. Anadolululardan oluşan ikinci dalga, şehrin kuzeydoğusundaki, topla kısmen hasar almış Blachernae Surları'nın (okunuşu: blakernai ) bir bölümüne odaklanmıştı. Uzun süren bu çarpışmalar sonucunda Ulubatlı Hasan adındaki bir yeniçeri, aldığı kırk ok darbesine1 rağmen hayatta kalarak Osmanlı sancağını dikmiş, bununla ateşlenen Osmanlı ordusu 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un surlarını aşmıştı. Ancak savaş henüz bitmemişti. Hayatta kalan Bizans askerleri, Osmanlı askerleriyle sokak aralarında çarpışıyorlardı. Kısa süren bu çatışmalardan sonra Bizans ordusu yenilmiş ve Sultan II. Mehmed önderliğindeki Osmanlı ordusu İstanbul'a tamamen hâkim olmuştu. |
|
01-01-2008, 17:04 | #3 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
Fethin sonuçları ; O günün dünyasındaki en önemli şehirlerden olan İstanbul'un fethi, gerek dünyada gerekse Anadolu'da birçok etki yaratmıştı.Fetihin gerçekleşeceğini tahmin eden dünya ülkeleri,böylece fetih komutanı olan Fatih Sultan Mehmet'in nekadar akıllı ve kararlı biri olduğunuda görmüş oldular.
İç sonuçlar ; O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir imparatorluk haline gelmişti. Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan 1000 yıllık Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı. Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı. Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti. 2.Mehmet,Fatih ünvanını aldı. Muhammed Peygamber'in hadisindeki o kumandan, Fatih Sultan Mehmed olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi. İstanbul başkent yapıldı. Osmanlı'nın yükselme dönemi basladı. Dış sonuçlar ; Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı. İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı. Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu. Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı. Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı. Büyük ve kalın surların toplarla yıkılabileceğini gören Avrupa, bu yöntemi derebeylikler üzerinde denemiştir. Böylelikle küçük derebeylikler yıkılıp yerine büyük krallıklar kurulmuştur. İstanbul'dan ayrılan Bizanslı bilginler, Avrupa'da Reform hareketlerini başlatmışlardır. Avrupalılar coğrafi keşiflerle yeni yollar arayışına girişti. Bu fetih bir nevî Avrupa'nın (İngiltere'nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur. |
|
01-01-2008, 17:07 | #4 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
İstanbul'un Tarihsel Önemi
İstanbul 4. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar on altı yüzyıl boyunca dünyanın en büyük ve en önemli metropolleri arasında yer almıştır. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği geniş bir bölgenin tartışmasız tek hakimi olmuş ve bu süreçte dünya tarihini önemli derecede etkilemeyi başarmıştır. İstanbul kesintisiz bin altı yüz yıl boyunca, 330'dan 1922'ye kadar olan dönemde; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204, 1261-1453), Latin İmparatorluğu (1204-1261) ve Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922) olmak üzere dört farklı imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bu imparatorluklardan üçü var oldukları dönemde dünyanın en büyük güç ve iktidar sahibi devletleri olarak tarihe geçmiştir. Hepsinin İstanbul'dan yönetildiği düşünüldüğünde şehrin tarihsel önemi ve değeri anlaşılabilir. 1923'te Ankara'nın başkent olmasıyla köklü başkentlik özelliğini yitiren İstanbul, 4. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar on dört yüzyıl boyunca koruduğu her alanda etkin bir 'dünya kenti' olma özelliğini Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra cumhuriyet tarihiyle birlikte tekrar kazanmaya başlamış, günümüzde Orta Doğu ve Avrupa'nın en önemli merkezleri arasında yerini almıştır. |
|
01-01-2008, 17:08 | #5 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
çok teşekkürler paylaşım için...
Hz. Muhammed (s.a.v.) "İstanbul mutlaka feth edilecektir. Onu feth eden ne ulu bir komutan, onun askerleri ise ne güzel askerlerdir." Allah fatihimiz ve askerlerinden razı olsun... |
|
01-01-2008, 17:10 | #6 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
|
|
01-01-2008, 17:13 | #7 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
|
|
01-01-2008, 17:17 | #8 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
İstanbul Elbet Fetholunacaktır...!
İstanbul’un fethi İznik’ten, Bursa’dan Eskişehir’den ve en son olarak da Edirne’nin fethinden başlamıştı. İstanbul fethedilmeliydi, çünkü Efendimiz’in (sas) kutlu işareti vardı. Allah Rasûlü (sas) Rabbimiz’in bildirmesiyle Arap Yarımadası’nın, İran ve Kıbrıs gibi bazı yerlerin fethedileceği müjdesini kendleri hayattayken vermişti. O’nun gelecekle ilgili emir ve müjdelerinden biri de, İstanbul’un fethedilmesiyle ilgiliydi. Asr-ı Saadet’ten başlayarak hemen her devrin büyük kumandan ve bahadırları hem bir müjde hem de bir vazife olarak kabul ettikleri bu kutlu habere muhatap olabilmek için defalarca İstanbul’a kadar gelmiş ve geriye dönmüşlerdi. Milletimizin aziz misafiri Ebu Eyyûb El-Ensâri Hazretleri de aynı gayeyle, ilerlemiş yaşına rağmen İstanbul sırtlarına kadar gelmiş; vefat edeceği sırada ordunun komutanına “Burada ölsem de beni İstanbul’un bağrına defnedin.” ricasında bulunmuş ve asırlarca sonra gelecek kahramanların kılıç seslerini, tekbir sadâlarını kabrinden duymak istediğini belirtmişti. Yıldırım Bayezid, Fetih için Anadolu Hisarı’nı inşa ettirmiş, Moğol fitnesi yüzünden projeleri akim kalmıştı. Fatih’in babası II. Murad da birkaç kere İstanbul’u kuşatmayı denemiş ama fetih için yeterli hazırlığının olmadığını görmüştü. Bir gün Ankara’dan bir misafiri olduğu söylenmiş; karşısında devrin gönül sultanı Hacı Bayram Veli Hazretleri’ni görünce heyecanlanmış ve hemen “Hocam, size mâlum olur; yoksa İstanbul bize nasip olmayacak mı?” deyivermişti. Hak Dostu şöyle bir murâkabeye dalmış ve sonrasında da “Sultanım, Fetih sana ve bize nasip olmayacak. Ama Cenab-ı Allah, İstanbul’un anahtarlarını senin göz nurunla bizim çırağa nasip edecek.” demişti. Fetih asırlar süren sabırlı bir plan ve projenin ürünüydü. İstanbul, Anadolu yakasından değil Avrupa yakasından gelinerek fethedilmiştir. Devletin merkezi Avrupa’da yani Edirne’dedir. Bizans’ın Avrupa ile bütün bağlantıları kesilip Anadolu’dan da bir çıkış bırakılmamış ve son saldırıyla tarihin en büyük imparatorluklarından biri olan Doğu Roma tarihe gömülmüştür. Anadolu Hisarı’nın karşısına Boğazkesen Hisarını (Rumeli Hisarı) yaptırmak başlıca bir deha ürünüdür. Surların şekli kûfi yazıyla Arapça “Muhammed” (sas) kelimesi şeklindedir. Devrin harikası olan şahi topları Topkapı denilen bölgeyi dövüyordu. Fakat, 50 gün boyunca devam eden hücumlara rağmen şehir bir türlü düşmüyordu. Genç sultan yerinde duramıyor, atını denize sürüyor, "İstanbul, ya sen beni alırsın ya da ben seni!.." diyordu. |
|
01-01-2008, 17:17 | #9 |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
Ne büyük bir şeref ki böyle bir soydan geliyoruz.Böyle atalara sahibiz.Ne kadar şükretsek az.Allah şerefi hakkıyla götürmeyi bize nasip etsin.
Teşekkürler Onlybullet34 Bu anlamlı konuyu gündeme getirip, o gururu ve şerefi tekrar hissetmemize vesile olduğun için.Unutmamak, unutturmamak lazım ;) Resimler için de +1 |
|
01-01-2008, 17:25 | #10 | |
İSTANBUL'UN FETHİ 1453 / GURUR DUY ATANLA..
Alıntı:
|
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|