![]() |
#1 |
![]() Kürt meselesinde önemli adımlar atıldıkça, PKK ve yandaşları hırçınlaşıyor. Örgüt, elinden oyuncağı alınmış mızıkçı çocuk psikolojisiyle kavga yolları arıyor! Kürtçe dil kursu yok deniyordu; şimdi açılan kurslara öğrenci bulunamıyor.
Kürtçe şarkı söylenemiyor deniyordu; yasak kalktı, isteyen rahatlıkla dinliyor. Ekonomik sıkıntı çok büyük, insanlar mağdur deniyordu; sosyal projeler sayesinde halka hizmet götürülüyor... Problemlerin kökten çözülmediği aşikâr; ancak iyileştirme yolunda adımlar atıldı, atılıyor. Bu nedenle 22 Temmuz seçimlerinde Güneydoğu, PKK'nın işaret ettiği partiye boyun eğmedi, iradesini hizmetten yana kullandı. Demokratikleşme adına atılan adımlardan mutlu olması gerekenler, durum iyileştikçe hezeyana kapılıyor. Deniyordu ki; "Baraj sistemi sebebiyle Kürt halkı Meclis'te temsil edil(e)miyor". Şimdi DTP Meclis'te. Üstelik beklenen kâbus senaryosu da boşa çıktı ve MHP, DTP'li vekillerin uzattığı eli boşlukta bırakmadı. Oysa kâbus senaristlerine göre, DTP'nin varlığı bile MHP için kavga sebebi olacak ve Meclis'teki çatışmalar, sokaktaki insanları da etkileyecekti. Devlet Bahçeli ve kurmayları Meclis'in kavga yeri olmadığını ispat etti ve gerilimden yana bahis oynayanları zor durumda bıraktı. Ne var ki PKK'ya terör örgütü diyemeyen DTP'nin tahrik edici açıklamaları hâlâ sürüyor. Seçime birkaç gün kala Leyla Zana, eyalet sisteminden bahsetmiş ve bu kışkırtıcı beyan seçim sonucuna birkaç puan tesir etmişti. Şimdi de Hasip Kaplan üst perdeden atıp tutuyor. Silopi Parti Teşkilatı'nda yaptığı konuşmaya bakar mısınız lütfen: "Oruç Başbakan'ın kafasına vurmuş, ne dediğini bilmiyor. Buradan sesleniyorum; sınırı geçmeyin. Türkiye, Irak topraklarına girerse bu, sınır ötesi operasyon değil halkların savaşı olacak." Küstahça söylenmiş laflar. "Bizim arkamızda Cudi var" ne demek? Bu pervasız lafların amacı nedir? Niçin her kritik dönemde bazı DTP'liler anormal açıklamalar yapıyor? Daha önce de Kerkük-Diyarbakır benzetmesi yapılmış, aylarca süren tartışmalara zemin hazırlanmıştı. Belli ki bu zihniyet, tezkere görüşülürken de tahrik edici beyanda bulunacak. Ve maalesef çok insan "aman bu oyuna gelmeyin" uyarısını idrak edemeden planlı bir kavganın içinde yer alacak. Oysa bu, bir provokasyondur; açık bir provokasyon. PKK, terörün dozunu her geçen gün artırıyor. Bu kadar şehit verildiğinde bilmiyorlar mı ki sınır ötesi operasyon kaçınılmaz hale gelir? Zaten öyle olsun diye yapıyor kanlı eylemlerini. İstiyorlar ki Türkiye, terörizme karşı verdiği savaşta yeni cepheler açsın; bu arada Irak'ı, ABD'yi ve daha bilmem hangi meçhul ittifakı karşısına alsın. PKK dağda-bayırda saldırılar düzenleyip Türkiye'yi kışkırtmak isterken, onun siyasetteki uzantısı da toplum tepkisinin kar topu gibi büyümesini bekliyor. Şu anki manzaraya göre şöyle demek bile mümkün: DTP, kendini kapattırmak için düğmeye basmıştır. Yıllar sonra Meclis'e girdiler, apışıp kaldılar, yeni bir proje üretemiyorlar, halka sempatik gelecek en küçük bir davranış sergileyemiyorlar. Ekonomiden kültür-sanata, spordan dış politikaya kadar DTP'nin bir görüşü olduğunu kim söyleyebilir? Varsa yoksa etnik milliyetçilik. Yönettikleri şehirlerde sınıfta kaldı pek çok belediye. Bölge halkı bu durumdan muzdarip. O yüzden seçmen başka partilere kayıyor. Vatandaş artık iş istiyor, hizmet istiyor, örgüt propagandası değil. Kürt meselesi Türkiye'nin en hayatî konusudur ve mutlaka doğru yönetilmek zorundadır. Sınır ötesi operasyon yapılsa bile Türkiye, temel hak ve özgürlüklerden, sosyal projelerden, ekonomik teşviklerden vazgeçmemeli. Terörle mücadele edilirken yöre insanını küstürmemek şart! Hatta halkı kazanmak için tahriklere boyun eğmemek, daha çok hizmet götürmek, insanları örgüt baskısından kurtaracak özgürleşme sürecini desteklemek gerekiyor. Örgütün pususu belli; o yüzden "halkların savaşı"ndan bahsediyor birileri. Oysa halkların kardeşliği, bunca senedir süren ayrılıkçı propagandaya rağmen devam ediyor; edecek de. Yeter ki önümüzdeki günlerde daha da artacağa benzeyen provokasyonlara boyun eğilmesin! 16 Ekim 2007, Salı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() yine çok güzel yazmış ekrem dumanlı....ve bencede bu hiçbir fonksiyonu olmayan sadece kaosa yol açmaya çalışan ve haklarımız yeniyo ayağına yatıp nerdeyse imtiyaz isteyen parti kapatılmalı.....bunlar mecliste olduğu sürece kendimizi savunabilmenin önüne engel çıkmaktadır.....terör önlenmeye çalışılırken önce meclistekileri çıkarın deniyo....bunun en kısa zamanda halledilmes lazım inşş.....
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() cemil çiçek açıklamasında "bizim ırakın zenginliklerinde gözümüz yok işimiz bitince askerimizi geri alıcaz " dedi. yani amerika gibi orda kalıp kaosla petrol avı yapmayacağız.paylaşım içinsağol
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|