![]() |
#1 |
![]() 2000 senesinde Demirel’in görev süresi uzatılamayınca cumhurbaşkanlığına aday arayışı başlamış. DSP Genel Başkanı, yardımcısı (Hüsamettin Özkan) vasıtasıyla dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Sezer’e teklif götürmüş. Sezer teklife sıcak bakınca oturup bir durum muhakemesi yapmışlar.
Endişeleri şuymuş: Biz Sezer’i Cumhurbaşkanı seçersek, yerine Haşim Kılıç AYM Başkanı olur. Anlatan diyor ki, ben de o sırada odadaydım. Özkan, Sezer kendisinin başkanlıktan ayrılması halinde yerine Haşim Kılıç’ın seçilmeyeceğini ima etti, deyince odadakiler rahatladı. Bu satırların kahvehane diline tercümesi şöyle oluyor: Başkanlığa bizden olmayan birinin gelmesinden korkmuştuk. O dönemde gelemedi. Ama iki dönem sonra geldi. Korktuğumuz gibi de olmadı. ... Anayasa değişikliği gündeme geldiği zaman yüksek yargı mensupları yapılmak istenenleri tek tek ele alıp eksiğini yanlışını belirtmek yerine, “yargı kuşatılmak isteniyor” dediler. Sonra bu sloganın nereye varacağını hesap etmiş olacaklar ki artık kullanmaz oldular. Yargı kuşatılmak isteniyor, demek, şu anda bizim kuşatmamız altında, bizden (onlar kimse) devralınmak isteniyor anlamına gelmez mi? Yargıda biz-siz olur mu? Bizim mahkeme sizin mahkeme olur mu? Bizi-sizi ilk defa Şener Paşanın eşinin internete düşen konuşmalarından duyduk. Filan mahkeme bizdenmiş, o mahkeme nöbetçi olduğu zaman taburcu edin, Şener’i demişti. Sonra Balyoz sanıkları falan mahkeme nöbetçi olduğu zaman tahliye edilecek, dendi, edildi. Önce hepsi bırakıldı. Sonra bir bir toplandı. Takdir hakkı diyenlere, o mahkemenin takdir hakkını nasıl kullanacağı günler öncesinden nasıl biliniyordu, diye sordular. .... AYM Başkanı, kuruluş yıl dönümü konuşmasında, şu anda cezaevlerinde yaklaşık 110 bin tutuklu ve hükümlü var. Bunların yarıdan fazlası tutuklu. Çağdaş ülkelerle kıyas edilemeyecek kadar tutuklu barındıran ülkemizdeki bu tablo kimseyi rahatsız etmez iken, itibarlı, rütbeli, makam sahibi insanlar bu sayıya dahil olduklarında yargıçların tarafsız olmadığı, usul yasalarının yanlış ve yanlı uygulandığı iddiaları söylenir hale geldi. Doğru olanı ise hiçbir ayırım gözetilmeksizin, yüzde 52 olan tutuklu oranının sorgulanmasıdır. Zira insan onuru, sadece imtiyazlıların ve itibarlıların değil, insan olma ortak paydasına sahip, kayıtsız şartsız herkesin taşıdığı temel bir değerdir, dedi. .... “Yargıyı ideolojik vesayet altında tutmaya çalışanlar bağımsızlık ve tarafsızlıktan en çok rahatsız olanlardır” tespiti de Başkana ait. Vesayet altında tutmak için direnenlerin kimler olduğunu da 10. cumhurbaşkanı Sezer’e sormak lazım. Ahmet Sağırlı TÜRKİYE
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|