04-04-2009, 01:24 | #1 |
İZLE... DTP Güneydoğu'yu nasıl aldı
http://www.haber7.com/haber/20090404...nasil-aldi.php
Yerel seçim sonuçları İskele Sancak’ta. Siyaset uzmanları seçimin galibi ve mağlubu olan partileri irdelerken DTP'nin bölgedeki seçim çalışmalarına dikkat çekildi. Programa Prof. Dr. Ömer Çaha, Prof. Dr. Doğu Ergil, Eski Milletvekili Haşim Haşimi, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Gazeteci Can Ataklı konuk oluyor. İskele Sancak’ta yerel seçimlerin sonuçları derinlemesine analiz ediliyor. Aylardır Türkiye’nin gündeminde yer alan 29 Mart yerel seçimleri nihayet sona erdi. Çok hararetli geçen propaganda süreci seçim sonunda yerini sonuçlara itirazlara bıraktı. Bütün partiler kendini seçimin galibi ilan ederken seçimin tek mağlubu ise üç partinin oyunun toplamını almasına rağmen beklenilen oyu alamayan Ak Parti olarak görüldü. Gerçekte seçimin galibi kim, mağlubu kim? Halkın seçimleri siyasi mi hizmet odaklı mı? Yerel seçimin çok tartışılan sonuçları bu hafta Erhan Çelik'le İskele Sancak'ta masaya yatırılıyor. Sandıktan çıkan sonuç ne diyor? Sonuçlar AK Parti için uyarı, muhalefet için başarı mı? Güneydoğu'daki seçim tablosu nasıl oluştu? Erhan Çelik'le İskele Sancak’ta Prof. Dr. Ömer Çaha, Prof. Dr. Doğu Ergil, Eski Milletvekili Haşim Haşimi, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Gazeteci Can Ataklı seçim sonuçlarını masaya yatırıyor. 29 Mart seçim sonuçları bütün yönleriyle uzman konukların değerlendirmeleriyle tartışmaya açılıyor. Program konuklarından Can Ataklı 2002 Temmuz seçimlerine göre Ak Parti'nin bir milyon eksik oy aldığını vurgularken bu seçimlerde oy kullanma oranının yüzde 85'lere çıktığını söyledi. Ataklı, CHP ve MHP'nin aldığı oyların onlara yönelim ve onları yukarı çekmek isteyen bir kesimi oluşturmadığını söyledi. Ataklı bu kesimin AK Parti'nin iktidarda kalmaması için onunla rekabet edebilecek partiye gittiğini savundu. Prof. Ömer Çaha, seçmenin hizmete oy vermediğinin belirgin şekilde ortaya çıktığını belirtirken seçmenin reaksiyon oyu verdiğini söyledi. Çaha, belirli bölgelerde hükümetin devletin kritik noktalarını ele geçirdiği endişesi ile farklı yönelimlere gittiğinin görüldüğünü söyledi. Hükümet ben sana hizmet veriyorum sen de bana oy vereceksin gibi bir yaklaşıma girdi. Oysa insanların yaşantısı, düşünceleri ve onurları maddi değerden daha önemli olmuştur. CHP ve DTP'nin oy almasında en büyük etken de budur. Ak Parti'nin kaybettiğine ilişkin genel bir kanı sözkonusu ancak Türkiye'nin geçirdiği evreleri dikkate aldığımızda iki seçimi üst üste kazanan parti yoktur, ama Türkiye'de bunu Ak Parti değiştirmiştir. 7 parti il düzeyinde belediye başkanlığını aldı. 15 parti ilçe düzeyinde seçim kazandı. Buna rağmen İl Genel Meclisi'nde yüzde 39 belediyeler açısından da yüzde 40 üzerinde oy aldı. Ak Parti'nin DTP ve CHP'nin kalelerine göz koyması ve oraları alacağını ifade etmesi, bunun da bir mağruriyet duygusu verdiğini seçmenin de bu tavra karşı tepkisini koyduğunu söyledi. 1995 yılından bu yana kadar yaptığmız anketlerde en çok beğenilen siyaset ve devlet adamı sorularında Tayyip Erdoğan hep zirvede yer aldı. Sadece bir dönem Ahmet Necdet Sezer bir iki kez bu listede zirveye çıktı. Prof. Doğu Ergil, Ak Parti yenildi mi yenilmedi mi, bana göre yenilmedi. Ak Parti geriledi ama iki muhalefet partisinin oy toplamı kadar oy alan bir parti yenildi sayılmaz. Ben yüzde 40'ı eşik olarak gördüm. Eğer sonuçlardan yeterince ders çıkarmazlarsa bu düşüş daha da büyük boyuta ulaşır. Ama başbakanın dediği gibi eğer söylediği gibi ders alır ve ona göre çalışmasını yönlendirirse yeni bir rekor da gelebilir. AKParti'den tatmin olmayanlar, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DTP'dir, Tedirgin olanlar ise CHP ve MHP'dir. AKP'nin koalisyon olduğunu biliyoruz. İçinde farklı bakış açıları olan bir bünyesi var. Bana göre ülkenin iki kanadında kırılma var, bu kırılmada ne hizmetlerde ne maddi koşullarda kırılma var bu sadece kültürel kırılmadır. Sağ kesimdeki kırılma etnik kesim diğer kesim de yaşam koşulları açısından kırılma yaşamıştır. Gener Araştırma Şirketi sahibi ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ise, toplumun her kesiminin Tayyip Erdoğan'ı sevdiğini belirterek, vatandaşın Tayyip Erdoğan'ın şahsında kendisinin de iktidara gelebileceği hayalini yaşadığını söyledi. Bu seçimin galibi ve mağlubu şudur diye kimsenin söyleyemez. Ak Parti'nin Antalya'yı kaybetmesinin nedeni ise hizmetin oy karşılığın olmadığını ortaya koydu. Hizmet yaparken seçmen sadakati oluşturulamıyorsa bu sonuç normaldir. Ak Parti'ye oyumu versem de vermesem de parti hizmetini veriyor, o zaman ben kendi ideolojim doğrultusunda oyunu vermeyi tercih etti. Ak Parti hizmet vermekte ayrım yapmadı. Ak Parti'nin siyasal dili topluma yeterince anlatılamamış. Antalya için yaptığımız anketlerde verilen hizmetlerden memnunmusunuz sorusuna yüzde 75'lerde memnuniyet vardı. Eski Milletvekili Haşim Haşimi, Türkiye ilginç bir seçim yaşadı. Bu seçimin yerel seçim olduğu unutuldu. Seçimler genel seçim havasına sokuldu ama bu yerel seçimdi. Hizmetler kabul görür görmez ama seçimlerin yerel olduğu unutuldu. Hizmet-kimlik çatışması hep ön planda tutuldu. bunu hem Ak Parti hem DTP'liler gündemde tuttu. 22 Temmuz seçimlerinde DTP nasıl bir politika izledi bu seçimde nasıl bir politika izlediğine bakmak lazım. Geçmiş seçimde DTP halktan çok devlete ve bazı kurumlara yönelik söylemlerde bulunurken bu seçimlerde tamamiyle bambaşka bir tablo karşımıza çıktı. Seçimlere uzun bir süre kala bir takım iddialaşma sebebiyle seçim havasına girildi. DTP ilk defa sadece kimlik söylemini kullanmadı daha çok proje ve hizmetlerden bahsetti önümüzdeki dönemlerde neler yapacağından bahsetti. DTP'nin daha önceki dönemde bu tür söylemleri yetersizdi. Bölgenin yerel dinamiklerine organize bir şekilde ulaştı. İller genelinde bütün evlere girildi. DTP'ye oy vermeyen aşiretlere bile ikna komisyonları gönderildi. DTP yeni adaylarla seçime girdi. Sadece bir iki kişi hariç tüm adayları değiştirdi. Ak Parti bunu yapmadı. AK Parti bunu yapsaydı ne olurdu bilmiyorum. Ama en azından Ak Parti'nin bölgenin sosyolojik profiline yönelik adaylar çıkarmalıydı. Ak Parti'nin bölge için yaptığı birçok açılım doğru dürüst gündeme gelmedi. 90'lı yılların dengesi yok Türkiye'de bunu ortaya koymamız lazım. Köy boşalttıran, kuyular açtıran faili meçhuller yok bu dönemde ama bu açılımlar ifade edilemedi. Bu ifade edildiği zaman da mahcup savunmalar oluyordu. Bu açılımlar siyasi çizgiye dönüştürülemedi. Bu yapılsaydı sonuç belki daha farklı olabilirdi. Sadece Ak Parti'nin yeni açılımı değil, Cumhurbaşkanı Gül'ün ortaya koyduğu tavır, Kürtçe tv ve radyo gibi konular ve Kuzey Irak'la yeni ilişki bunlar çok iyi bir şekilde ortaya konabilirdi.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|