07-19-2008, 15:39 | #31 | |
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
|
||
07-19-2008, 15:40 | #32 | ||
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
|
|||
07-19-2008, 15:40 | #33 | |||||
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
Derken olanlar oldu, aşık olmuşdum. Bir kıza, başkalarının pekde güzel bulmadığı ama benim gözümde kâinatın en güzeline...Çünki gözüm değil, ruhum aşık olmuşdu. İşin kötüsü, çevremdekilerin bundan hoşnut olmamasının sebebi kızın hristiyan olması idi. Çok uğraştılar, belkide hala içlerinde bir ümit taşıyorlar vazgeçeyim diye.! Ama biliyorsunuz aşk ve sevgi engel tanımaz. Dört yıllık, çoğunlukla mektup ve telefonlaşma ile süren arkadaşlığımızın sonunda bütün baskılara rağmen kutsal evlilik antlaşmasıyla hayatlarımız birleşti. Belkide nikâhtaki "evet" de hâlâ o kaçışın ve arayışın derindeki izleri vardı. Nitekim bundan az bir süre sonra, şu anda yaşadığım ülkeye taşındık. İlk bir iki sene Tanrı'dan, dinden konuşmamaya gayret ettik, çünkü evlilikten önce olacak çocuklarımızın dini yüzünden tartışmış ve ayrılmış, altı ay birbirimizi unutmaya çalışmışdık. Ama yinede mucizevi bir şekilde tekrar bir araya gelmişdik. Bulunduğum çevrede ismen hristiyanlar kadar, ateistler ve diri İsa Mesih imanlılarıda vardı. Derken yavaş yavaş Tanrıdan ve dinden konuşur olduk. Eşimin ailesi oldukça "yasa" fikirli hristiyan bir aile idi. Evdeki tartışmalarda sırasında, kıt olan bilgimle can siperane zaten pekde bilmediğim islamı savunur olmuşdum. Erkeklik gururumla tartışmanın sonunda çok gergin, yinede sık sık bir şeyler başarmış hissediyordum kendimi.!Ama sessizlikte, yanlızlıkta yeniden konuşulanları düşündüğümde durum oldukça farklı idi. Bilgisizliğimden utanıyor, kaş yapayım derken göz çıkardığımın farkına varıyordum. Sonra birden kararımı verdim; annemin verdiği bir tarafında arapçası bir yanında Türkçe meâli olan Kur'anı okumaya başladım. Amacım Kur'an bilgimi arttırarak, tartışmalarda diğer tarafa islamın doğruluğunu göstermekdi. Okuyor, okuyor sonrada gidip bunun etkilerini tartışmalarda ölçmeye çalışıyordum.! Fakat değişen bir şey olmuyordu, tartışma sonunda keyifli ve gurur duyuyordum, pekii yanlızlıkta..? Birisi ruhuma birşeyler söylemek istiyordu.. Gitgide Tanrı'ya hasret çekmeye başlamış ve gerçektende O Tanrı'nın kim olduğuna bütün varlığımla inanmak istiyordum. Bir an sonra, tartışmalarda İncil'ide kullanmaya karar verdim, belkide diğer tarafa kendi kitaplarının sözleri ile cevap vermek daha etkili olacaktı. Yani Kur'anı ve İncil'i aynı anda okumaya ve düşünmeye başladım. Hislerim ve düşüncelerim hızla değişiyordu. Kur'anın verdiği Allah korkusu, çocukluğum, aldığım eğitim, kültür ve sosyal yaşamdaki tecrübeler beni bir tarafa, İncil'in sözünün güzelliği, şevkati ve sadeliği diğer tarafa çekmeye başladı. İçinde bulunduğum durum oldukça zor idi, hatta bazen akli dengemin bozulmasından bile korkmaya başladım..! Yolun tam ortasında idim, bu ikilem içinde kendi gücümün buna yetmeyeceğine karar verdim, hatta diğer bir insanın yardımı bile çözüm getiremezdi. Çünkü bu konuda insanlara güvenmiyordum, ne de insan vasıtası ile gelen bilgiye ve öğüte!.. Bu çaresizlik içinde, tek yolun bütün evrenin kurucusunda, hakiminde Allah'da olduğuna karar verdim. Eğer herşey O'nun egemenliği altında ise ve eğer O, o kadar güçlü ise, bu ikilem için bana yardım edebilir ve çözümü bana Kendisi gösterebilirdi. Bu sessiz duamı ve yakarışımı eşim bile bilmiyordu. Dua sadece benim ve Yaradanım arasında idi. Sık sık olan bu dua ile arayışım daha dört- beş ay devam etti ve bu süre içinde hayatımda çeşitli zorluklar hemen hemen dayanılmaz hale geldi. Ama vazgeçmedim, ne pahasına olursa olsun, kimin doğru söylediğini bilmek istiyordum, bu nerede ise bir ölüm kalım meselesi idi!.. Ve sonunda 1996 senesinin Ekim ayının sonlarında, bir cuma akşamı belki soranlara özel olarak anlatacağım bir mucizesi ile Yüce Tanrı bana gücünü ve hakimiyetini müthiş şekilde gösterdi. O andan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladım, iki saat aralıksız ağladım, eşim bana sarılmış beraber ağlıyorduk...İki küçük çocuk gibi...O andaki hislerimi anlatmaya dil yetersiz kalır, akıl ve bilgi yetersiz kalır. Akan gözyaşları, o ana kadar işlenmiş suçların ve günahların, isyanların Diri Tanrı önünde tüm çıplaklığıyla hissedilmesinin ve utancın gözyaşlarıydı..Aynı anda bu gözyaşları, bu kadar kötülük yapmış, bu kadar günahkâr, bu kadar değersiz gibi görünen birine verilen, o büyük hediyenin ve "Sevgi" nin birazcıkta olsun hissedilmesinden doğan sonsuz minnettarlığın gözyaşlarıydı.. Gerçeği bulma yolculuğunda YOL'u bulmanızı temenni ederim. Tanrı'nın yönlendirişi üzerinizde olsun.. NOT=BU YAZIYI DAHA ÖNCEDEN YAZMIŞTIM. ARŞİVDEN ÇIKARDIM. LÜTFEN EMPATİ KURARAK OKUYUNUZ. |
||||||
07-19-2008, 15:41 | #34 |
İzmir'den Selamlar
Ben geldiğimde bile bukadar kişi yoktu :'( Ne misafir perveriz ya
|
|
07-19-2008, 15:41 | #35 | ||
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
|
|||
07-19-2008, 15:42 | #36 |
İzmir'den Selamlar
Roman mı bu :o :o ayrı konu açın lütfen..
|
|
07-19-2008, 15:42 | #37 |
İzmir'den Selamlar
valla bana 3 kişi hoşgeldin dedi burda 3 sayfa olmuş :D
|
|
07-19-2008, 15:43 | #38 | |||
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
|
||||
07-19-2008, 15:44 | #39 | ||||
İzmir'den Selamlar
Alıntı:
|
|||||
07-19-2008, 15:44 | #40 |
İzmir'den Selamlar
biyografi bölümümüz vardıı ;)
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|