![]() |
#1 |
![]() Kabahat kimde?
Türkiye Komünist Partisi Siyasi Büro tarafından yapılan açıklamada yaşamını yitiren madencilerin unutulmaması ve unutturulmaması gerektiği vurgulandı. ![]() TKP tarafından yapılan açıklama şu şekilde: Şimdi hepimizin bir madenci fotoğrafı alıp, bunu duvarımızda en görünür yere asmamız lazım. Hepimiz bir madenci fotoğrafını yakamızda taşımalı ve unutmamalı, unutturmamalıyız. Hesap sormalıyız, hesap sormak zorundayız! Katliamcılar, insan canını alıp satan özelleştirmeciler, gözünü para bürümüş taşeronlar hesap vermedikleri, bizler hesap sormadığımız sürece katliamlar sürer. 28 madencinin ölü bedenlerine ulaşıldığında hep birlikte kahrolduk. Birkaç gündür gazetelerin kapaklarını kaplayan mucize gerçekleşmedi. Aslında bu mucizenin gerçekleşmeyeceğini herkes çok iyi biliyordu. Kimisi zaman kazanmak istedi, kimisi bu katliamı halkımıza yavaş yavaş, alıştıra alıştıra kabul ettirmeyi uygun gördü. Kimimiz ise çaresizlikten, başka yapacak hiç bir şey olmadığından gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz mucizeyi bekledik. İlk günden itibaren sorulan bir soru, şimdi daha yüksek sesle sorulacak: Kabahat kimde? Kim kusurlu? Daha ilk günden bu sorunun cevabını karartmak için harekete geçen ağızlar konuşmaya devam edecek. "Ölçümler normalmiş", "Tüm önlemler alınmış", "Her şey normal giderken birden patlama olmuş." Yetkililer bu ve benzeri sözlerle dikkatleri dağıtmaya, suçluları aklamaya çalışacaklar. Gerçekten kabahat kimde? Kabahat sizde sevgili kardeşlerimiz. Kabahatin çoğu sizde... Bu ilk değil ki! İnsan kanı üzerinden servet edinenleri Bursa Mustafakemalpaşa'da, Balıkesir Dursunbey'de görmemiş miydik? Peki hesabı soruldu mu? HESABINI SORDUNUZ MU? Bu bir yana, "zamanla unuturlar" diyenler yanıldılar mı? 3 ay önce Dursunbey'de ölen işçileri unutturmadılar mı? Yapılacak ilk iş, bu kabahatten arınmaktır. Karadon katliamının sorumluları cezalandırılıp ve daha önemlisi katliama neden olan koşullar Zonguldak madenlerinde bütünüyle ortadan kaldırılıncaya kadar yaşananları unutmamak, unutturmamak görevimiz var. Şimdi hepimizin bir madenci fotoğrafı alıp, bunu duvarımızda en görünür yere asmamız lazım. Hepimiz bir madenci fotoğrafını yakamızda taşımalı ve unutmamalı, unutturmamalıyız. Hesap sormalıyız, hesap sormak zorundayız! Katliamcılar, insan canını alıp satan özelleştirmeciler, gözünü para bürümüş taşeronlar hesap vermedikleri, bizler hesap sormadığımız sürece katliamlar sürer. Yorumlar - Bu habere 1 yorum yapıldı Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! nazim hikmet ran ![]() kaynak
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|