AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 07-03-2010, 12:33   #1
Kullanıcı Adı
rizzelli
Standart Kadınlar, Kürtler ve meseleler...Elif Şafak...HABERTURK
    • Kadınlar, Kürtler ve meseleler
    • BENİM işim yazarlık. Sevdam kelimelerle. Ancak bazen öyle kelimelere rastlıyorum ki irkilmeden edemiyorum. Harf öbeklerinden ziyade, bunların cümle içinde kullanılış biçimi dikkatimi çekiyor. Her şey de dilde başlar. Husumet de muhabbet de. Kavramların çağrışımları var ve bunlar tarafsız şeyler değil. Eğer yapıcı, barışçıl ve çözüme yönelik bir dille konuşmak ve yazmak istiyorsak, nüanslara dikkat etmek gerek. Mesela şu “Kürt meselesi” lafı... Kullanmamalı bu sözü. Zira sanki Kürtler problemliymiş, başlı başına bir meseleymiş gibi bir algı ortaya çıkıyor. İnsanoğlu diliyle yaralıyor. Bilerek ya da bilmeden. Masum değil kelimeler. Başkalarını kırmayan, kimseyi incitmeyen ve rencide etmeyen bir şekilde konuşabilmek lazım.
    • Ve incitmekten söz etmişken... Türkiye’de yaşayan tüm kadınları inciten bir haber düştü bugün gazetelere. Önümde açık sayfa, hayret içinde ikinci kez okuyorum. Bir yerde bir hata yapıldığına, basit bir dil sürçmesi yahut yanlış anlaşılma olduğuna inanmak istiyorum. Ama haber son derece sarih. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Kürt sorununun çözümü için ilginç bir öneride bulunmuş. Bu köşeyi yakından takip edenler bilir. Genellikle sevdiğim yahut önemsediğim konularda yazıyor, meseleleri kişisel düzeye çekmemeye kendimce özen gösteriyorum. Ele aldığım konuları daha ziyade düşünsel boyutta tutmayı, isimler üzerine odaklanmamayı tercih ediyorum ki, kimseyi incitmeyeyim. Ancak Halil Bey’in sözleri o kadar kırıcı ki, bir kadın olarak, bir anne olarak, bir eş olarak, bir yazar olarak sessiz kalmam mümkün değil.
    • Önce olumludan başlayalım... Halil Bey’in dikkat çektiği önemli bir nokta var. Türklerin ve Kürtlerin arasında aşk, muhabbet ve evlilik yeşerdiği takdirde iki halkın daha çok yakınlaşacağına, barışın sağlanacağına inanıyor. “Hısımlık, hasımlığı ortadan kaldırır” diyor. Güzel söz. Bu zaten yüzyıllardır olan bir şey ve ben de yürekten inanıyorum ki farklı etnik kökenlerden gelen insanların ortak bir yuva kurması, birbirlerini ve birbirlerinin kültürlerini sevmeyi öğrenmesi, çocuklarını beraberce yetiştirmesi uzun vadede barışa katkıda bulunabilir. Lakin...
    • Halil Bey’in bahsettiği bir başka konu var ki yenir yutulur gibi değil: İkinci eş almak! Evli erkeklerin metres tutmak yerine, ikinci karılarını Doğu’dan aldıkları takdirde Türkiye’de huzur sağlanabileceğini söylüyor. Ve işte burada ip kopuyor.
    • Bir mutsuzluğu bir başka mutsuzlukla çözebilir misiniz? Yaralı bir parmağı bir başka parmağınızı daha yaralayarak mı tedavi edersiniz? Kadınlarını mutsuz eden, ikinci sınıf vatandaş gibi gören bir toplum hangi konuda ilerleyebilir? İkinci eş formülü kadınların ve kız çocuklarının mutluğunu, iyiliğini, arzularını ve hayallerini zerre kadar önemsememek, her şeyin erkekler etrafında döndüğünü zannetmek demektir.
    • Türkiye’de kaç kadın eziliyor? Kaç kadın şiddete ve haksızlığa uğruyor; kimselere anlatamadığı bir ruhsal ve toplumsal sıkışmışlık içinde yaşıyor? Sahi kaç çocuk kalabalık ailelerde babaları tarafından yeterince ilgi görmeden ezik ve boynu bükük büyüyor? Töre cinayetlerine kurban giden kaç kadın gömülü şu anda toprağa? Rahmetli Halide Edip Adıvar‘ın anılarına bir bakın, nasıl da buruk anlatır iki eşli bir evde büyüyen bir çocuk olmanın ezikliğini.
    • Halil Bey Türkiye’de çok eşliliğin bir toplumsal olgu olduğunu, kabul edilmesi gerektiğini söylemiş. Biz kadınlar böyle bir olguyu kabul etmiyoruz! Bu yüzyılda, dünyanın geldiği bu noktada çözümü demokraside, insanca bir düzende aramak varken, nüfusun yarısı olan kadınları ezerek ve adeta eşya gibi görerek bir yerlere ulaşılabileceğine inanmıyoruz. Türkiye’de yaşayan bizler, yani Türk ve Kürt kadınları, çokeşliliği tasvip etmiyoruz.
    • İnanıyorum ki günün birinde Kürtler ve Türkler barış ve huzur içinde yaşayacaklar. Bu toplumun mayasında bu ahenk var. Ama o gün geldiğinde bile bizim bir başka temel problemimiz olacak, henüz çözemediğimiz bir yara: Cinsiyetçilik.

 

rizzelli isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-03-2010, 15:30   #2
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart
Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin!

Çünkü Allah gözyaşlarını görür ve sayar.

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı.

Ayaklarından yaratılmadı,ezilir diye.

Başındanda yaratılmadı,üstün olmasın diye.

*Ama göğüsünden yaratıldı.Eşit olsun diye.
*Kolun biraz altında yaratıldı,Korunsun diye.
*Kalp hizasında yaratıldı,Sevilsin diye


(Ekleyen::Ankara merkez imam hatip lisesi)


Belediye başkanı yanlış söylemiş olabilir,ama bu onu asla suçlu yapmaz.

Hatta söylediği için çok sevindim,söylemekle en doğrusunu yaptı.Kişilerin,basının,sözde aydınların,tv ekranındaki ucubelerin vs vs. kişilerin,bu sözü söyleyen kişinin ak partili olduğundan dolayı nasıl linç kampanyası başladığını,bazı gerçekleri de nasıl sakladıklarını daha net biçimde kendi elleriyle ortaya koydular.

Burada yargılanması veya eleştirilmesi gereken,veya yanlışı varsa düzeltilmeyi hakeden kişiler bu tür evlilik yapanlardır.Bunu öneren değildir.Öneren önerdiğiyle kalır,eleştirildiğinde geri adım atar.Zaten özür diledi kendisi.

Ama çıkıp bu lafı söyleyeni linç edip,diğer taraftan evlilik öncesi ilişkileri normal gören zihniyeti,aşk yaşayan kişileri eleştirmemek,hatta bunu normal karşılamak,hatta bunu yapanları eleştiren kişilere karşı linç kampanyası oluşturup kendi içlerinde birlik olmaları,hatta toplumda evlilik öncesi ilişkiyi normal karşılayanların sayısının artmasını gördükleri halde ses çıkarmayanların bu konu hakkında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermiyor mu ?

Genel bir araştırma yapsınlar,kaç kişi evlilik öncesi ilişkiye -aynı evde oturma veya bir gecelik ilişki- sıcak bakmakta ? Uygulamakta ? Uygulamış ?

Asıl kadına hakaret işte burada başlıyor,veya erkeğe.
Hiç kimse belediye başkanı üzerinden kadın haklarından söz etmesin.Samimi olan baykalın eşine sahip çıkar,nesrin baytoka gereken sıfatı takar,baykalın suratına kameraları çevirmezdi.


Konu Hüdaverdi tarafından (07-03-2010 Saat 15:41 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi