Kadir Topbaş’a sorular
Aylardır söylüyoruz; İstanbul’un önündeki en büyük sorun susuzluktur diye… Hem de yaz dönemine özgü bir sorun değil... AKP iktidarının yanlış su politikaları nedeniyle “su” İstanbul en temel sorunlarından biri olmuştur artık.

Bunu ben söylemiyorum… Su konusunda Türkiye’nin en önemli akademisyenleri söylüyor. Haziran ayı sonunda düzenlediğimiz “İstanbul’un Su Politikası Sempozyumu”nda bu gerçek tüm yönleriyle ortaya kondu.

AKP iktidarının bu soruna çözüm olarak sunduğu Melen Suyu gerçeğini de geçtiğimiz hafta yerinde yaptığımız belgeli fotoğraflı tespitlerle ortaya koyduk. Hepimizi dehşete düşüren görüntülerle, Düzce ve civarındaki yerleşim bölgelerinin kanalizasyon sularının ve fabrikaların ağır metal yüklü sanayi atıklarının göz göre göre Melen’e akıtıldığını belgeledik.

Televizyonlarda izleyip, gazetelerde okumuşsunuzdur; İstanbullulara reva görülen Melen Suyu’nun aslında ne olduğunu... Bizim tespitlerimizle yetinmeyen bazı medya organları da bizzat kendileri bölgeye gidip dehşete tanık oldular.

Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan Melen Suyu’nun dehşet görüntülerine İBB Başkanı Kadir Topbaş her zaman olduğu gibi İstanbul’u yöneten bir kimliğe yakışmayacak üslup, umursamazlık ve pişkinlikle cevap verdi.

Durum böyle olunca da İBB Başkanı Kadir Topbaş’a birkaç soru daha sormak şart oldu. İstanbul’da yaşanan susuzluk, su havzalarındaki kaçak yapılaşma ve Melen Suyu Projesi konularında birileri İstanbullulara yalan söylüyor ama kim? Kadir Topbaş mı, yoksa bir türlü hâkim olamadığı İSKİ’nin yetkilileri mi?

Su havzalarındaki kaçak yapılaşmanın önüne geçilmediği sürece; lağım suyu ve sanayi atığı karışan Melen, İstanbul’un susuzluğuna çözüm olamaz. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin olarak; İBB Başkanı Kadir Topbaş’ı kamuoyu önünde aşağıdaki sorulara cevap vermeye çağırıyorum.

1- Çıktığınız TV programlarında; yaptığınız açılışlarda, İstanbul’daki su havzalarında kaçak yapılaşma olmadığını söylüyorsunuz. İSKİ eski Genel Müdürü Dursun Ali Çodur ise İstanbul’daki su havzalarında 24 bin kaçak yapı bulunduğunu açıkladı. Şimdiki İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural da bunu doğrulayarak, bu kaçak yapıların birçoğu için yıkım kararı aldıklarını ancak belediyelere uygulatamadıklarını söyledi. Acaba kim doğru konuşuyor? Kim yalan söylüyor.

2- Su havzalarındaki kaçak yapılar için alınan yıkım kararlarını uygulamayan belediyelerin hepsinin de AKP’li belediyeler olduğu doğru mudur?

3- Su havzalarındaki kaçak yapıların sahipleri arasında AKP’li milletvekilleri, meclis üyeleri ve belediye bürokratlarının bulunduğu doğru mudur?

4- Melen Suyu Projesi, uzmanların “İstanbul’a çare olmayacağı” görüşlerine rağmen neden ısrarla ve alelacele hayata geçirilmiştir?

5- Lağım ve sanayi artığı karışan kirli Melen Suyu’nun İstanbul’a taşınmasında “İçme Suyu Havzaları ve Su Kirliliği Yönetmelikleri"ne aykırı hareket edilmiş midir?

6- Yönetmelikteki “İçme suları yakınına çöp toplama merkezi kurulamayacağı” maddesine rağmen, Melen Nehri’nin kenarı Düzce Belediyesi çöp toplama merkezi kurmuş mudur?

7- 13 Şubat 2008 tarihli Su Kirliliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikte “Arıtılsa dahi atık su kullanılamaz. Fosseptikler içme suyuna akıtılamaz” deniyor. İstanbul’a getirilen Melen Suyu’na düpedüz lağım akıtıldığı fotoğraf ve kamera görüntüleriyle belgelenmişken, bunun açıklamasını da yine inkar ederek mi yapacaksınız?

8- İstanbulluların yüzde 93’ünün yaptığı gibi siz ve aileniz de musluktan akan suyu içmeyip kullanmayabilirsiniz. Ama unutmayın ki bu kentte bütün tehlikelere rağmen musluktan akan suyu içmek zorunda olan yoksul insanlar da var. İstanbul nüfusunun yüzde 7’sini oluşturan bu yaklaşık 1 milyon insanın ölümcül olabilecek çaresizliği vicdanınızı sızlatmıyor mu acaba?

Son söz olarak; Kadir Topbaş’a aylardır yaptığımı çağrımı bir kez daha yineliyorum… Bu soruları ve İstanbul’a ilişkin imar rantı, susuzluk, trafik, deprem, yeşil alan talanı dâhil her şeyi, istediğiniz tarih, yer ve zamanda, dilediğiniz platformda sizinle tartışmaya hazırım.

Hodri meydan.

GÜRSEL TEKİN