![]() |
#1 |
![]() ![]() Kafir dururken birbirini tekfir eden müslümanlar Kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve çoğalması, aramızda bilgi iletişimini ve fikir alış verişini de hızlandırdı Ancak bu iletişim sağlıklı mı, bu tartışılır Adeta bilgi bombardımanına tabi tutulan insanlar, o konuda yeterli ve doğru bilgiye sahip değillerse, bundan olumsuz etkilenip bilgi kirlenmesine neden olabiliyorlar Bu etkilenmenin en ciddi alanlarından biri de din’dir Dini alanda konuşulan teferruat o kadar geniş ve yaygın ki, bunları süzgeçten geçirmek için dinin aslını ve özünü bilmek şarttır Aksi halde, insanlar doğru diye pek çok yanlışın zebunu olabilirler Olabiliyorlar da Başka bir ifadeyle hakikat yerine hurafelerin kölesi durumuna düşebiliyorlar Bu son derece önemli ve kaygı verici bir durum *** Bu durumun en önemli nedeni, dinin ana ve öz kaynaklarından uzak duruştur Biraz daha açık söyleyelim: Ana neden: aslı bırakıp furûata tabi oluştur Yani, Kur’an ve sahih Sünnet’in açık lafızları dururken, siyasi ve batıni yorumlarla orataya çıkan “dini kültür”dür Bu kültür, zamanla günümüzde hayli etkili olan “geleneksel din anlayışı”nı oluşturmuştur İşte bu anlayış sebebiyledir ki, ortaya atılan herhangi güncel dini bir meselede, her kafadan bir ses çıkmasına, birbirine zıt pek çok görüşün ortaya atılmasına neden olmaktadır “Bir şeyhe bağlanmak” gerekliliğinden tutun da, “türbe ziyareti”nin lüzûmuna varıncaya kadar pek çok meselede herkes, bu “geleneksel din anlayışı”nın etkisiyle ya şiddetle karşı çıkıyor ya da pervasızca savunmaya geçiyor Bu konuda taraflar arasında çok acımasızca hücümlar ve hatta tekfir derecesine varacak ağır hakaretler görülebiliyor Bu, cidden çok vahim ve acı bir durum *** Geçenki yazımda bir araştırmadan yola çıkarak işaret ettiğim gibi, bizler çok az okuyan bir toplumuz Olaylara Kur’an ve sahih Sünnet süzgeçli bilgiler yerine, geleneksel anlayışın ürünleri olan bilgilerle yaklaşıyoruz Ve bu gelenekleri “din” zannediyoruz Bir kitap da, ancak anlamak (anlaşılmak) için okunur Bazılarımız belki sadece camilerde mukabele dinlemekle iktifa ediyoruz Acaba, içimizde kaçımız bu ayda Kur’an’ı meal ve tefsiriyle hatim yapmayı ve böylece yüce Kitabı anlamayı kendimize vazife edindik? Üstelik İslam’ı iyi anlamak için de, Kurân’ı bir bütün olarak anlamak gerekli Erbabınca malumdur, bir yerden cımbızla çekilen bir ayetle Kur’an anlaşılmaz ve sadece bununla hemen dini bir hüküm inşa edilmez Bununla ilgili diğer ayetlerin tamamına bakılır Çünkü Kur’an’ı en iyi tefsir eden, açıklayan, yine Kur’an ayetleridir Bununla da yetinilmez Konuyla ilgili olan sahih hadisler de taranır, bunlar ayetleri doğru anlamak için çok önemli ve bizlere yol göstericidir Bu böyle iken, Kur’an’ın tefsiri mahiyetindeki HzPeygamber efendimizin hayatını (sahih sünnetini) öğrenme ve yaşama odaklı bir programı kaçımız uygulayabiliyoruz? Bunları tümüyle öğrenmek için Ramazan ayını hangimiz değerlendirebiliyoruz? *** Butün bu gerçekler ortada iken, mesela dini bir konuya temas eden herhangi bir köşe yazısına yapılan yorumlar, neye istinaden yapılıyor? Hangi bilgiyle cevaplar verilebiliyor ve ne cesaretle? Aynı sütunda yayınlanan bu yorumların aynı inanç sahiplerince birbirinden çok farklı görüşlerle değerlendirilmesi, aralarında derin ve büyük uçurumların olması, hatta cedelleşmenin iman-küfür noktasına kadar götürülmesi, insanımız kafasının hayli karışık olduğunu ve çok koyu bir bilgi kirlenmesine maruz kaldığını gösteriyor M Emin Parlaktürk
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() eyvallah işte benim en çok dert yandığım mevzu...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Acımın bam teline dokundu yazar.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|