07-01-2010, 18:53 | #11 |
Tomurcuktum sana,
saklatmadın içinde... Oysa benim içimin yarısı senden yapılmaydı... |
|
07-01-2010, 18:55 | #12 |
neden sonra farkına varıyor insan ayağına takılan bütün taşları yoluna kendi döşediğinin... |
|
07-01-2010, 18:58 | #13 |
Vasat bir günün sonu. Hava kararmak üzere. Üşüyorum. Kendime daha kalın bir mont almalıyım. Şöyle yüreğime kadar beni ısıtacak... |
|
07-02-2010, 00:43 | #14 |
NEDEN YOKSUN... Bir yıldız sağanağı ve bir yanım veda.. Bir ateşin içinden gülümseyebiliyorum sana.. Çünkü senden öğrendiğim aşk bende bir sadakat.. Tanıdığım bir şey bu bulutlar,ulvi bir el tarafından ağlayabiliyorsa.. Beni de ağlat demeliyim.. Her an birden bire bir sadakatle gelecekmişsin gibi.. Yüzümdeki hazana bak sonbaharın son gününde doğmuşum gibi.. Neden yoksun..Neden parmaklarında kavizler çizmiyorsun artık.. Bilmiyor musun artık bütün eşyalar benimle alay eder oldu.. Bütün sevdiklerimi başucumda görme isteğim bile suç.. Yoksun..Ve perdeleri siyaha soyunan bir günle karşılaşıyorum yok oluşunu.. Şehrin ilk simidini ben yedim..Bütün karlar suskunluğumun ve sensizliğimin üzerine beyaz yalnızlıklar örtüyor.. İlk çayını ben içtim bu şehrin..Sen yoksun.. Yitik bir şehrin korkularını emziren bütün gecelerini buğulu bir camdan seyrediyorum.. Sonun nerede olduğunu bilmeden ve zahir bir hayata feryatlar bırakarak aşikar cümlelerle sinsi ızdırapların ardına ismini kazıyorum.. Bu yüzden anımsadığım Zühre ve bu yüzden adına zahir cümleler bırakmam.. Bir adın kaldı dayanabildiğim hüzünlerden.. Kimi zaman gidenler unutmaz geride kalanları beni avutan.. Kimi zaman evet son kez git ve bir daha dönme kalbimi yıkan.. Dokunduğun yürek aynı marur bakışlarınla izliyorsun bu şehri.. Yüreğinde yas diye tasvir ettiğin ayrılıkların bir gün nefesini senden alacağını hiç düşünmedin.. Adımlarını ne de çabuk sıklaştırdın gitmek için ve neden acele ettin haykırışlarını çığlıklarına adamak için.. Gözlerim kan dolu izliyorum seni.. Bir yerlerde hala varsın biliyorum.. Sen yoksan bu şehri ölümler kuşatır ve bazen bekleyenler değişir adını haykırmak için.. Sonra adın mor mürekkeplerle kazınır vaktin dar ağacına.. Ama her şeyden önce yalnızızdır bilirsin gitsen de yalnızız kalsan da yalnız.. Bu şehir özlediğim bir çift göz için ayakta sanki.. Sanki müptelası olduğum puslu bir gökyüzünde gözlerin.. Sanki bir uçurum düşüyor avuçlarından.. Kaç bahar oldu söylermisin.. Bir sığınma duygusuyla sana topladığım güller gideli kaç bahar oldu.. Ebediyen ölmeyecek ruhumun bir şehri var sende akgurbetçi konuya verdiğin destek için teşekkürler |
|
07-30-2010, 23:06 | #15 |
ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç
bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç dilsizler yalan söyleyemez anladım ...ya ben konuşamadım ya sen sağırdın her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki içimde kimseye yer bırakmadın |
|
07-30-2010, 23:15 | #16 |
mayınlı bir sevda tarlasındayız
ikimiz de yasaklıyız el ele ve korkarak yürüyoruz korkumuz basacağımız her adımda yeniden başlıyor ...oysa mayınlar ayağımızı kaldırınca patlıyor |
|
08-02-2010, 18:02 | #17 |
Faraza bu aşkta, değişmediğinle kaldın. Ben değişmezliğinle çözülüp değiştirmedim kendimi. Sabrım vardı da tükendi değil. Sabırsızdım. Sadece "kabul ettim" bana sunduğun seni. Olduğun gibi, olamadığın gibi! Olur dedim, kaldım!
'susacak var' romanindan Konu akgurbetci tarafından (08-02-2010 Saat 18:08 ) değiştirilmiştir.. |
|
08-02-2010, 18:05 | #18 |
Hocam paylaştığınız şiirlerin ismini yazarsanız daha hoş olur diye düşünüyorum.Merak ediyorum ve almak istiyorum fakat isim yokta..
|
|
08-27-2010, 00:24 | #19 |
"Unutma!
Seni, içimi çürütürcesine özlediğimi! Unutma! Seni, içimi tazelercesini sevdiğimi.." susacak var |
|
08-27-2010, 00:26 | #20 |
Şimdi beklentisine küsmüş çocuklar gibi,
kazınmıyor bakışlarım duvarlardan... Tek başıma saklambaç oynuyorum bulunmaz bir hiçlikte... Ebe de ben sobe de... benden kac olursa sen olmaz |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|