![]() |
#21 |
![]() Karanlığa çare yoktur, nasıl olsa yolunu bulur.
Ve yürekleri sağır eden bir sessizlik, tükenmişlikten arta kalan tek varlığın olur. Söylenememiş tüm sözcükleri ancak ağlarsın içinde. Ve bilemezsin geride kalan mı yalnızdır, yoksa giden midir aslında... Araz romanından... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
![]() Cepten hüzünler yiyorum uzun süredir.
Ağlamaklı bir iç borca bile girdim. Karşılığında; devrik cümlelerime el konuldu, içten konuşmalarım dinlemeye alındı ve kelimelerimin şifresi çözüldü. Önemsemiyorum.. Pervasızım sorumluluklara, sorunlara, sorulara... Kesin sonuç: Bataklığın çamur rahatlığındayım ve iyiyim! susacak var |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
![]() ...vazgeçmek için öyle uzun bir gece ki
tutunmuşken sesine düşmek kadar yaralı düş kadar yalan başa dönmenin tutar yanı yok ...devam etmenin geleceği.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
![]() Kahraman Tazeoğlu..Müthiş..Çok beğeniyorum..
Sağolun arkadaşlar.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
![]() "Bir sokak kedisinin gözlerinde, sessizim yalnızlaştırıyor yüzümü beton giymiş kalabalıklar. Ne açtığın boşlukları doldurabiliyorum,ne de yaşayabiliyorum içinde. Gecenin segahını mesken edindi yüreğim, umut mahsulü saatler bana varmadan ölüyor. Bir kapsüle sığmayacak kadar çoğaldı içimde yaralar, Yarım bardak uykuyla susturamıyorum kendimi. Dilime acımı bağlayıp haykırıyorum, acım dinmiyor. Haykırışlar yetse de kırılışları anlatmaya,anlattığını dinletmeye yetmiyor. Ruh esir, aşk diri, kalem küskün… İz bırakmış gölgelerle yaşanmıyor aşk kavradım. Kapatılmamış defterlerinin ağrısı volta atıyor şimdi, titreyen kıyılarımda. Tanımadığım suretlerin hoyratlığını yudumluyorum avuçlarından… Eskitemediğin acılarına sattın sevgimi! Halbuki ben, yüreğine baştan borçlu yazıldığımdan bihaber, dünyaya sığdıramadığın ismini tek heceye sığdırmıştım. Yorgun düşmüş yüreğini dokunmadan tutmuş, "sus"olup sancılarında, su olup akmıştım yeşertmeye çalıştığın ne varsa… Sen bütün sebepleri buruşturup savururken çöp kutularına, sonuçları birbirine geçirip yollar yaparken ayaklarına, ben sadece kendime söylemişim anlıyorum. Çok gördüm aslında, herhangi bir zamanın içinde kaybolanı, ama görmedim kaybolduğu yerde bulunanı. Sen kendini hep yanlış yerde aradın, bulamadıkça vazgeçtin en insancıl yanlarından da Anlık hazları diyarına hükümdar yaptın, koynundan çıkaramadın tek duyumluk dokunmaları. Anlamadın yâr hiç anlamadın ; Başını kuma gömüp yaşanmaz hayat… Sağlam, hatta sayısız köprü inşa etmek; köprülerde yaşamak hayatı, nehri akmaz kılmıyor. Örülen duvarların arkasından bakmak ya da hayata, fırtınaları uzağına düşürmüyor. Kaçmak ise sadece çözümsüzlük zincirine bir halka daha ekliyor. Ve dayanılır kılmıyor yalancı söylemler acıları… Emir verilmiyor durağan olmayana! Acılar yüzleşme istiyor; yüzleşme kendine dönüp bakmayı ve tam burada başlıyor, aynalara yeminli dillerin firarı. "Oysa firar katlanılır kılmaz efkârları ve üstünden atlayarak aşılmaz hiç bir acı…" Gün senin günündür artık… Sen, ben ve gölgeler denklemine yenik düştü bir yanım. Harcanacak tek bir "gel"im bile kalmadı hiçlik sokaklarında kaybolmayı emir biçtiğin ömrüne. Bir mucizeyi yok ettin… Hadi, alkışla kendini! Bir korsan dağınıklığı şimdi bana kalan… Bakire bir yıldız bile kalmadı gök/yüzümde. Her gün biraz daha artan bedeli ödüyorum, bilmem kaç kursun eskiterek yüreğimde. Dirhem dirhem sonlanan çağ, hatırlatıyor unuttuklarımı anımsıyorum mesela tüm acılar mutluluklardan doğardı. Varlığın kaybolan bir günün içinde kalsa da; kaybolan günün yamacından sessizliğe vuranlara atılan her ok, gecemin karanlığında saklı. Geceyi kaybolan gün mü karartmıştı yoksa yıldızlar parlamak için geceyi karanlığa mı mecbur kılmıştı? "Cevapsızlığın körü, sarfet sarfet söylenmeyenler var, söylesem de duyuramadıklarım…" Leş kokuyorsa dizelerim ; Harcadıklarından, Harcattıklarındandır, Bil ! Sevgi dediğin; arsız duygulara kurban edilecek kadar ucuz değil. Hâlâ, Seni yazıyorsa hâlâ kalemim Aldıkların, Verdiklerin, ve Senden değil… "Kalemin itibarındandır" Bil! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#26 |
![]() İyi misin.. Bu Soruyu Ne cok Sormustum Sana Ne cok susmustun Sen benim bu Soruma.. Unutmadim Hala.. Usudugunde Gulmem Gerektigini Hic Unutmadim.. Çunku Boyle bitecekti Gunler Biz oyle atlatacaktik Firtina gecitlerini Bugun Kalemimi Elime aldigimda Hicbirsey yazamicagimi hissetmistim Hic birsey Akmicakti icimden En anlamlisi boyle baslamakti yaziya Iyi misin.. Tipki ogunlerdeki gibi,hic gitmemissin gibi Yasadiklarimizdan Buyuktu Duslerimiz,Tasiyamadik.. Hep Tel orgulu hayat bakiyordu Bize Avuclarimizi Kanaticak kadar Sitigimiz yumruklarimiz Ogretiyordu,yitirdiklerimizi.. Yinede Gulumsuyorduk ya Elimize aldigimiz her hucre kokulu mektuba Hayati Paylasiyorduk Tek bir Sozcukle.. Iyi misin.. Haziranda bitiyor iste Ayin Son yapragina Bakiyor Nekadar cok benzemis Sana biliyormusun Yeri Gelmis Durulmusum, Yeri Gelmis Karadenizde bir dalga olmusum Ve yeri gelmis Senin dilinde Solemisim Ezgimi Didionana Demisim.. Biliyorum,Ne yazsam Seni Anlatmayacak Ne cizsem beyaz Kagida,Sen oLmayacaksin Seni anlatmaya yeltendigim herbir SOzcugumu yaktilar Tek bir SOzcuk Var zuLamda.. Iyi misin.. Insan Degisebiliyormus da Herkes gibi deil Senin Gibi Yani Sana benzemek gibi Senin Dalgalarina benzemek gibi ole hircin,ole asi,ole alingan ve ole suskun iyi misin.. Payima Dusen Koca Yalnizliktan Degil Sikayetim Degil kendi Yalnizligim Seni uzagima Dusurenlerle derdim.. Susuyorsam bundandir. Usudugunu Hissettigim an anLa Hala iyimisin Diyorsam Senden Bir ses alabilmek icindir.. Oyle Dalgin BAKma Bu sozcuk bende hep olucak Bikmicagim Sana solemekten Ikimizde anlicaz birbirimizi tek bir sozcukle Iyimisin.. Artik Butun rollerimi Yaktim Ve unuttum Gelecege Dair ne varsa Tek bir Sozcuge Takildim Iyi misin.. Kursun Rengini Severdin,Ben Hep Mavi cizerdim ellerine, Daha fazla Ozgurluk icin Simdi Kursun Kalemle Yaziyordum sAna Donuk..Issiz Gecelerin Agirligina astim Kalemimi Ucundan Tek bir Sozcuk akitabildim Iyi misin.. Yarali Kirlangiclardan Ben coktan Gectim Erguvani bahardanda Onlarsizim,Susuzum.. Susuzda Yasanabiliyor ya.. Ama ben Feslegen Kokusuyla Yasiyorum Bilirmisin O kokuyu ELbette Bilirsin.. Su vermeyi Unutmadim Elimde Bir feslegen Kokusu var ,Saclarimda ve Senin Baharinda.. Bir avuc Kokuyla usuyen Parmak uclarima DOkunuyorum da.. Iyi misin.. Baharda Gelir Demistin bu Kente Neden Hep Usuyorum Neden O sarkilara DOkunamiyorum Neden Hep Ayni Ezgide Icim Burkuluyor ANlamadim,Anlatamadim.. Yinede.. O Dedigin Bahari Bekliyorum.. Ayni Ezgide dolasiyor parmaklarim Notalar Sana Selam Durmus Saclarin Ucusuyor ucuk bir mavide Saclarinda birikiyor ezgisiz Notalar Iyi misin.. Ben Hep Hayattan soz ettim Sana Ama Hayati anlatmadim Anlatamadim BAgisla.. Yikik Bir omrun Kirilmis Yanlariydi Hayat.. Daha yeni yeni Kaleme Aldigim Yazdigim bir kac sozcukten biriydi Sen onu benden bilmedin Bildiginide bana hic solemedin Sustugumuzdu Hayat.. Soramadigimiz,anlatamadigimiz,Hatasiz ROl yaptigimizdi.. O roLde bitti. Seni UGURLadigim Ogun Sahnemi Yaktim,Degistim.. VE Hayattan cok Hayati Yaziyorum.. Sonra Sen Dusuyorsun Aklima Gozlerinin en derinlerine Bakiyorum İyi misin..? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#27 |
![]() yüzünü özledim ama sesini gördüm bütün simarikliginla..
sesini özledim kokun geldi doldu icime.. gülüsünü özledim geldi sarildi boynuma.. ( ama ben a$iktim ) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
![]() Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün Sevgili... Yine bahar gelip vurdu kapımızı. Ben ki yaktım bütün anılarımı, Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara. Film bitmedi, son yazmadı henüz. Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında. Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri. Durup durup kendime yaktım yıllar boyu, Onun için biraz is kokar libasım, Onun için dağınık biraz saçlarım. Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm. Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü, Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan. Sevgili... Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi, Düşüyorum içimin kuyularına durmadan. Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey, Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim. Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim, Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi. Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten. Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur? Ve neden aşkın çocukları yoktur? Oysa sevgili... Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana Birikmiş bütün baharlarımı adayarak, Koşarak doru taylar gibi yalınayak, Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın. Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde, Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda. Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka, Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı. Sevgili... Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni. Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak. Madem aşk cemresidir gönlün, Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak.... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
![]() ![]() Kolayıma Gelmedin, Zoruma Gittin “Yoldaşım! Zamanla unutulur bu kalleş kahır, diner acısı ayrılığın. Gidilecek uzun bir yolumuz var daha; senin için senden vazgeçebilirim. Bir boşlukta karşılaşmıştık ilk kez, bir başıma başka bir boşlukta da yol alabilirim. Haydi, beni bulduğun eski, yalnız sokağa bırak yine. Şimdi gitmek vakti… Biliyorum gitmek, bazen en çok kalmak. Ne olur; bu defa da giderken en çok kal ya da yanında en çok beni götür olur mu?” (A.Altunhan) Bir kâğıda sığar mı bir yürek? Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt? Daha sana yaralarımı göstermedim. Kaldı ki ben, Senden önce kendime tehlikeyim. Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi. Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı. Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını. Biriktirme unutacaklarını! Oyuncak tabancalar kadar yalan, Hüzündür yakama iğnelediğim yamam. Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin? Beni bir gülle bıçakladığın zaman… Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı. Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil! Ey gözlerimin arka bahçesi! Bu dağa tırmananlar düşer, Seyredenler değil. Yitik bir aşkta uyuyakalmış, Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim. Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım. Öyle durulup durulup. Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi, Yârin gözleriyle vurulup… Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor. Sesin kulağımdan düşüyor. Ben sadece, Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım. Daha fazlasını verme! Ey yar Böyle çok çorak bekledim. Kolayıma gelmedin, Zoruma gittin... Kahraman Tazeoğlu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
![]() Aklım Karakış ben seni yaralarından tanıdım ecelime son kurşundun deli davalım n'olur bulutsuzluğuma darılma dudağında bizi gül kıyametime adım kala beni senden alma aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk ben aysız gecelerde çocukluğuma mektup yazardım ah çocukluğum kağıt gemilerim düşlerim dudaklanıyor sesin kokuma gizli yıldızları sönük gecelerde dilime yağmursun gözlerini uyuyorum her gece bu kent içimin bahçesi gemilerim çözülüyor yüreğine ellerinle okşuyorsun bilmiyorsun kendi bakışlı kız ömrümün kırçıl masalısın uçurumlar vaadetme bana yaralısın... Kahraman Tazeoğlu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|