KALBİ DÜŞMAN MİLLİ DOSTLARIMIZ


Bilenler hatırlayacaklardır. Bizim ne kadar güzel, ne kadar dosdoğru söylenmiş bir türkümüz var:

Ey milli dost milli dost
Yetmiş iki dilli dost
Yüze güler oynarsın
Kalbi düşman, dili dost!

Bugünkü gençlerimiz ve Prof. Mim Kemal Öke gibi, Sırrı Yüksel Cebeci gibi, bazı milliyetçi yazarlarımız bile, artık milli kelimesinin ne manaya geldiğini bilemedikleri için, bu hıçkıran türkümüz de pek anlaşılmıyor. Türkümüzü söyleyenler de, ağızlarını `Ey ulusal dost!, ulusal dost!` diye açamıyorlar. Velhasıl olan yine bizim dilimize, türkülerimize, atasözlerimize, edebiyatımıza ve milletimize oluyor. Arapçadır gerekçesiyle attığımız milli kelimesi yerine, Moğolca`dan ulus kelimesini alanlar, ona bir de Latince`nin sel ve sal, al ve el ekini yapıştıranlar gorlarında dik dursunlar! Bizim doğru iddialarımızdan biri de şu... `Türk`ün Türk`ten başka dostu yoktur` (Pakistanlılar müstesna) Dün olduğu gibi bugün de, okumuş ve yazmış takımımız, bu dosdoğru iddia (sav değil iddia) karşısında nedense hep müstehzi bir tavır takınıyorlar. Dolayısıyla, ne milli dostlarımızın yetmiş iki dilli olduğunu fark ediyorlar ( ayırdında değil farkında) ne de yüzümüze karşı gülüp oynayanların kalplerindeki sinsi düşmanlıkları görebiliyorlar. Hâlbuki bu güzelim türkü, hem Avrupa Birliği`ne mensup ülkelere, hem de Amerika Birleşik Devletleri`ne yüzde yüz uygun düşen bir türkü.
Çünkü ne AB ülkeleri bizim dostumuzdur, ne de ABD! Yüzümüze gülüp oynamasına rağmen ABD, kalbi düşmanlıklarla dolu bir siyasetle karşımıza çıkıyor. Şimdi, avurtlarını doldurarak ayağa kalkanlar, bize önce şu sorunun cevabını versinler: - Avrupa devletleri, Malazgirt zaferinden sonra uygulamaya koydukları ŞARK MESELESİ`nden vazgeçtiler mi, vazgeçmediler mi? Belgeler ortada BİLİNDİĞİ gibi, Şark Meselesi`nin özü, esası, bizi son ferdimize kadar, Anadolu topraklarından çıkarıp Asya bozkırlarına sürmektir. Bizi derken, Kürtler`i de kast ediyorum. Öyle mi diyerek kaşlarından birini kaldırıp Türkiye`yi Parçalamak İçin Yüz Plan isimli kitabı açıp okusunlar. Eserin sahibi Türk değildir. Romen devlet adamlarından Cuvera, Fransa`da, Sorbon Üniversitesi`nin tarih kürsüsünde, böyle bir tezle belgeleri teker teker ortaya koymuştur. Batılı devletlerin 1079-1911 yılları arasında Türkiye`yi bölüp parçalamak ve mukaddes Hıristiyan toprakları olan Anatolia`da gölgemizi bile bırakmamak için nasıl yüz ayrı plan hazırladıklarını gözler önüne sermiştir. Sorbon Üniversitesi, bu dikkatli çalışmasından ötürü Cuvera`ya tarih doktoru diploması vermiştir. Ve Devlet Hukuku profesörlerinden Mişel Röno isimli kişi de Cuvera`nın bu çalışmasını öve öve göklere çıkarmıştır. 1555 yılında Osmanlı Devleti`nin yüzölçümü 23 milyon 334 bin 600 km2 iken bugün 780 bin km2 üzerinde yaşıyoruz. Eğer biz, Mustafa Kemal Paşa başkanlığındaki Milli Mücadele`den (ulusal kurtuluş savaşından değil, Milli Mücadele`den) muzaffer çıkmasaydık, bugün 100 bin km2 üzerinde ya vardık, ya yoktuk. Batı ŞARK MESELESİ`nden vazgeçti mi, geçmedi mi? Geçenlerde 72 dilli milli dostlarımızdan Yunanistan`ın azgın Başpiskoposu basın mensupları önünde, `Türkler`i Ön Asya`dan çıkarıp atalım. Ayasofya`yı yeniden kilise haline getirelim` dedi mi, demedi mi? Hâkimiyet AB`nin mi? ATATÜRK, `Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir` diyordu. Avrupa Birliği`ne girdiğimiz takdirde, Hâkimiyet, kayıtsız şartsız Avrupa Birliği`nin olacaktır. Adamlar, bize daha müzakere tarihi bile vermeden milletimizi kendilerine benzetmek istiyorlar. Biz, Avrupa devletlerinin kültürleriyle yoğrulamayız. Onlara benzeyemeyiz. Onlara benzedik mi, Türk ve Müslüman olmaktan çıkarız. Atatürk, `Türkiye Cumhuriyeti`nin temeli kültürdür` dememiş miydi? Peki şimdi biz kendi kültür değerlerimiz üzerinde mi oturacağız, yoksa Batı kültürüne mi batacağız?
Batı, burnunu, milletimizin zina anlayışına bile sokuyor. Yarın bize, `Domuz eti de yiyeceksiniz. Erkeğin erkekle, kadının kadınla evlenmesine de karşı çıkmayacaksınız!` demeyeceğini kim temin edebilir? Batı dünyası 30 bin insanın katiline neden sahip çıkıyor? Batı`nın Leyla Zana`yla kucaklaşmasının altında Kürt`ün karakaşı, kara gözü mü var; yoksa Yahudi`nin ve Ermeni`nin müstakbel İsrail ve Ermenistan davası mı? ABD 72 dilli bir milli dost. Osman Öcalan: `Biz ABD ile anlaştık. ABD bize meş`ruiyet kazandıracak. Davamıza sahip çıkacak` diyor. Öcalan`ın bu beyanı, bugüne kadar hiçbir ABD yetkilisi tarafından tekzip edilmedi. ABD`nin Kuzey Irak`ta oynadığı iğrenç oyun, Kürtler`in de analarından emdiklerini burunlarından getirecektir, bizim de başımızı ağrıtacaktır, İran`ın da. ABD ve AB, Türkiye`yi yeni bir Sevr belasıyla burun buruna getirmeye çalışıyor. Ben acaba kime veya kimlere bağırıp dursam, `Uyan ey yaralı şir-i jeyan bu hab-ı gafletten!` diye...


YAVUZ BÜLENT BAKİLER
21.09.2004
[email protected]

Elinde Düldül Geliyor Müdür

Elinde Düldül (Aman)
Geliyor Müdür (Amman)
Kır Atın Terkisinde
Ötüyor Bülbül (Amman)

Hey Milli Dost Milli Dost
Yetmiş İki Dilli Dost
Yüze Güler Oynarsın
Kalbi Düşman Dili Dost

Yandım Kaşı Karadan
Ölmem Ben Bu Yaradan
Hiç Kimseden Pervam Yok
Benim Arkam Yaradan

Hey Milli Dost Milli Dost
Yetmiş İki Dilli Dost
Yüze Güler Oynarsın
Kalbi Düşman Dili Dost

Tokat/Zile
Sırrı Sarısözen-Muzaffer Sarısözen

Haklısın bazı kısımlar pekde makul değil ama doğru bir tespit çok ağır olsa bile

eğer buna ırkçılık diyorsanız evet ben ırkçıyım ve Türk kardeşlerimle başka kimseye güvenemem.

Türkler birer havuzdur.
kürtler,araplar,çerkezler,lazlar ve daha osmanlı topraklarında yaşayan milletler ise bir çeşmedir.

ne havuz çeşmesiz ne de çeşme havuzsuz yapamaz.

bizi bölmek için çalışan ab ve abd onların yandaşları buna fırsat verilmeyecektir.

Allah nurunu tamamlayacak kafirler istemese de.