07-18-2008, 10:17 | #1 |
Kapatma kimin işine yarar?
Süreç ilerledikçe AKP’nin kapatılması davasının sonucuna ilişkin tahmin ve bahisler çoğalıyor. ‘Bir münasip zamanda, mesela saat onda’ türünden kestirimde bulunanlara bile rastlanıyor. Örneğin eski ABD Büyükelçisi Mark Parris kararı ‘Ağustos ayında bir cuma akşam üzeri’ beklediğini söylemiş!
Genel kanı şöyle: Kapatılma olasılığı hâlâ daha büyük olmakla birlikte, kapatılmama olasılığı artıyor. Çünkü, zaman ilerledikçe, kapatma kararının siyasi boyutları çok aşan gerçek faturası belirginleşmekte: Kimsenin kolay kolay altına girmeye yanaşmayacağı ağırlıkta bir fatura bu. AKP’nin kapatılmasına ilişkin hukuki savların tartışmasına girecek değilim. Ancak, mahkeme raportörü Osman Can’ın siyasi parti kapatmaya karşı çıkan görüşüne toplumsal bilimsel gerekçelerle katıldığımı belirteyim. Toplum yaşayan bir organizma olduğu için, siyasi sorunların siyaset süreci içinde çözümlenmesi uzun dönemde daha iyi sonuçlar veriyor. Hani bazen doktorlar, ‘Ateş düşürücü almayın, bırakın vücut savaşını versin ve kazansın’ derler ya, işte öyle. Savaşan vücut bağışıklık ve direnç kazanıyor. Biliyorum, birçoğunuz, ‘Ya bu arada hasta ölürse’ diye itiraz edecek. Ben, Türkiye’nin demokratik deneyimine ve Türk halkının sağduyusuna bakarak, ‘Hayır, vücut yeterince güçlü, merak etmeyin, ölmez’ diyebiliyorum. AKP’nin kimi yandaşlarının pazarladığı gibi bir demokrasi meleği olmadığının elbette farkındayım, ama onu eli tırpanlı bir Azrail olarak resmetmenin de gerçekçi olmadığı kanısındayım. O da bu toplumun somut bir ürünü, soyut bir kavram değil. Aslında, farklı davranılsa, o kadar sımsıkı bir kütle olmadığı da ortaya çıkacak. Ancak, ne zaman böyle bir olasılık belirse, ya CHP ya yüksek bürokrasi ya da başkaları onun yardımına koşuyor. AKP yaptığı hataların faturasını ödemeden, mazlumiyet primiyle durumu idare edip gidiyor, hatta rakiplerine fatura ediyor. Hani öyle insanlar vardır, hesap ödeme zamanı geldiğinde ortadan kaybolurlar. Aynen öyle. Araştırmacı ekonomist Mustafa Sönmez son ekonomik kriz bağlamında bu durumu şöyle anlatıyor: “Bakan Mehmet Şimşek, faturayı 100 milyar dolar olarak hesapladı ve kapatmaya bağladı, ama pek inandıramadıysa da, anlaşıldı ki, Ergenekon ile birlikte, AKP, ya da devamı partinin ilk seçimde vatandaşa dönük söylemini şöyle bir şey oluşturacak, ‘Biz ekonomide iyi şeyler yapıyorduk, kapatma davasıyla her şeyi berbat ettiler!.. Biz Ergenekon ile temiz eller operasyonu başlattık, demokratikleştiriyorduk, geldiler bozdular !..’” Normal demokrasilerde ekonomik ve sosyal bozuklukların baş sorumlusu iktidardaki partidir, bunun lamı cimi, tartışması yoktur. Bizim aslında bu konuda da normalleşmemiz gerekiyor. AKP’yi kapatmak onu sorumluluktan kurtarmak olur: Bırakınız hesabı halka versinler. Haluk ŞAHİN radikal
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|