Karakolda skandal - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Necip Fazıl** · 10-24-2012, 16:04

AK Partili belediye başkanının iki yakını, kendilerini kaçırmak isteyen teröristlerden kurtulduktan sonra jandarma karakoluna giderek olup biteni anlattı. İhsan ve Nuri Timur, PKK’lıların yanında köy korucularının da bulunduğunu belirtti ve isimlerini tek tek saydı. Ancak bu ifadeler sümenaltı edildi. Savcılık, kriminal inceleme sonucu tespit edilen skandalla ilgili soruşturma başlattı.

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde terör örgütü tarafından kaçırılırken son anda kurtulan iki kişinin PKK’lılarla ilgili ifadelerinin Beytüşşebap Mezra Jandarma Karakolu’nda değiştirildiği ortaya çıktı. Skandal olay şöyle gelişti: 2011’in Eylül ayında AK Partili Mezra Belediye Başkanı Hüsnü Timur’un amcasının oğlu Nuri Timur ve damadı İhsan Timur’un da içinde bulunduğu minibüs düğün dönüşü teröristler tarafından durduruldu. İhsan Timur, köprüden atlayarak kendini kurtardı. Tüfek dipçiğiyle darp edilen Nuri Timur ise olay yerinde bırakıldı. Daha sonra Mezra Jandarma Karakolu’na giderek ifade veren ikili, her şeyi baştan sona anlattı. Yolu kesen teröristlerin yanında köy korucularının da bulunduğunu belirttiler ve bu kişilerin isimlerini tek tek saydılar. Ancak bu ifadeler, onların anlattıkları gibi tutanaklara geçmedi. İddialara göre karakolda görevli askerler, örgütle işbirliği içinde olan korucular ile ilgili ifadeleri sümenaltı ederek sahte tutanak düzenledi. Savcılığa da bu sahte tutanak gönderildi.

Skandal, İhsan ve Selçuk Timur’un şikâyeti üzerine su yüzüne çıktı. İmzaların sahte olduğu Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nde tespit edildi. Örgüte çalışan şahısları akladıkları ileri sürülen askerlerin, “Komutanlarımızın emriyle bunu yapmak zorunda kaldık.” dedikleri iddia edildi. Şırnak Valiliği’ne de intikal ettirilen olayla ilgili yeniden soruşturma başlatıldı. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, karakolda görevli askerler ve teröristlerle birlikte hareket ettikleri öne sürülen kişilerin ifadelerine başvuracak.

Jandarma karakolunda yaşanan skandalın hikâyesi şöyle: 7 Eylül 2011 tarihinde Mezra beldesinde ikamet eden ve geçici köy korucusu olan Nuri Timur ile İhsan Timur, Çığlıca köyünde bir vatandaşın düğününe katıldı. Akşam 21.30’da Mezra beldesine dönmek için köy minibüsüne bindiler. İçinde 10 kişinin bulunduğu minibüs, Çığlıca köyünün çıkışındaki köprünün üzerinde bir grup PKK’lı tarafından durduruldu. Teröristler silah doğrultarak, “AK Partili Mezra Belediye Başkanı Hüsnü Timur’un amcasının oğlu ve damadı kim, aşağı insin.” diye bağırdı. Belediye başkanının damadı olan İhsan Timur minibüsten iner inmez oldukça yüksek olan köprüden atladı. Yaralanan Timur çalılıkların arasına saklanarak kurtuldu. Başkanın amcasının oğlu Nuri Timur ise PKK’lıların eline geçti. Teröristler, Naci Timur’u araçtan indirip göğsüne silah dipçiğiyle vurdu. Nuri Timur aldığı darbeler üzerine yere yığılarak bayıldı. Timur’u yerde bırakan teröristler, durdukları minibüse binerek Laleş Yaylası’na doğru hareket etti. Köprüden atlayarak yaralanan İhsan Timur, Çığlıca köyündeki bir eve sığınırken Nuri Timur teröristler ayrıldıktan sonra Jandarma’dan yardım istedi. Ancak uzun süre yardımına gelen olmaz. Duruma tepki gösteren Mezra beldesindeki köy korucuları, durumu Şırnak Valiliği ve Şırnak Tümen Komutanlığı’na bildirdi. Mezra beldesine gelen mülki amirler, korucuların ifadelerinin alınmadığını öğrenince talimat vererek ifadelerin alınmasını istedi. Bunun üzerine 10 Eylül 2011 günü saat 15.00’te Mezra Jandarma Karakol Komutanlığı’na ifade veren Nuri ve İhsan Timur, yaşadıklarını baştan sona anlattı. Nuri ve İhsan Timur, terör örgütünün gençlik yapılanması sorumlusu N.K.’nin yolu kestiğini, bunların yanında bazı köy korucularının olduğunu, köydeki düğünde ise yine N.K.’nin yanında eli silahlı 17 kişi daha gördüklerini anlatıp bu doğrultuda ifade verdi.

İddiaya göre, terör örgütüyle köy korucularının bağlantısının deşifre edildiği bu ifadeler, Mezra Jandarma Karakol Komutanlığı’nda değiştirildi. Jandarma Başçavuş S.M. ile Jandarma Uzman Çavuş B.K., İhsan ve Nuri Timur adına 8.9.2011 tarihinde ifade vermiş gibi tutanak düzenleyerek Beytüşşebap Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. İhsan ve Nuri Timur, ifade vermelerinin üzerinden aylar geçmesine rağmen bir işlem yapılmadığını görünce savcıya başvurup ‘Terör – korucu bağlantısını’ anlattıklarını ancak neden bir şey yapılmadığını sordu. Savcılıkta ifadeleri gören İhsan Timur ile Nuri Timur, bunların kendilerine ait olmadığını ve imzaların sahte olduğunu belirtti. İhsan ve Nuri Timur, ifadelerindeki ‘PKK-korucu-sivil’ bağlantısının yer aldığı, örgütle birlikte hareket edenlerin isimlerinin yer aldığı bölümlerin çıkarıldığını kaydetti. Bunun üzerine soruşturma başlatan Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, karakola yazı yazarak kendisine gönderilen ifadelerin doğru olup olmadığını sordu. Karakol komutanlığı “İmzalar İhsan ve Nuri Timur’a aittir. İfadeleri bu şekildedir.” cevabını verdi. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.9.2011 tarihinde verilen gerçek ifade ile 8.9.2011 tarihinde düzenlenen ifade tutanaklarını mart ayında Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne göndererek imzaların karşılaştırılmasını istedi. İhsan ve Nuri Timur’dan alınan imza örnekleri ile iki ifade tutanağında atılan imzalar karşılaştırıldı. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen ekspertiz raporunda, “İmzaların genel şekli, başlama ve bitim noktaları, imzalar içindeki el hareketlerinin yapılışı ve kaligrafik özellikler yönünde fark görülmüş ve imzaların İhsan ve Nuri Timur’un elinden çıkmadığı kanaatine varılmıştır.” denildi. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili yeniden soruşturma başlattığı ve karakoldaki görevli askerler ile teröristlerle birlikte hareket ettiği iddia edilen kişilerin ifadelerine başvuracağı öğrenildi.

GERÇEK İFADE

SAHTE İMZALI TUTANAK

Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı eylülde düzenlenen ifadedeki imzaların sahte olduğunu belirledi.

Zaman

10-24-2012, 16:04	#1
Kullanıcı Adı Necip Fazıl	Karakolda skandal AK Partili belediye başkanının iki yakını, kendilerini kaçırmak isteyen teröristlerden kurtulduktan sonra jandarma karakoluna giderek olup biteni anlattı. İhsan ve Nuri Timur, PKK’lıların yanında köy korucularının da bulunduğunu belirtti ve isimlerini tek tek saydı. Ancak bu ifadeler sümenaltı edildi. Savcılık, kriminal inceleme sonucu tespit edilen skandalla ilgili soruşturma başlattı. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde terör örgütü tarafından kaçırılırken son anda kurtulan iki kişinin PKK’lılarla ilgili ifadelerinin Beytüşşebap Mezra Jandarma Karakolu’nda değiştirildiği ortaya çıktı. Skandal olay şöyle gelişti: 2011’in Eylül ayında AK Partili Mezra Belediye Başkanı Hüsnü Timur’un amcasının oğlu Nuri Timur ve damadı İhsan Timur’un da içinde bulunduğu minibüs düğün dönüşü teröristler tarafından durduruldu. İhsan Timur, köprüden atlayarak kendini kurtardı. Tüfek dipçiğiyle darp edilen Nuri Timur ise olay yerinde bırakıldı. Daha sonra Mezra Jandarma Karakolu’na giderek ifade veren ikili, her şeyi baştan sona anlattı. Yolu kesen teröristlerin yanında köy korucularının da bulunduğunu belirttiler ve bu kişilerin isimlerini tek tek saydılar. Ancak bu ifadeler, onların anlattıkları gibi tutanaklara geçmedi. İddialara göre karakolda görevli askerler, örgütle işbirliği içinde olan korucular ile ilgili ifadeleri sümenaltı ederek sahte tutanak düzenledi. Savcılığa da bu sahte tutanak gönderildi. Skandal, İhsan ve Selçuk Timur’un şikâyeti üzerine su yüzüne çıktı. İmzaların sahte olduğu Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nde tespit edildi. Örgüte çalışan şahısları akladıkları ileri sürülen askerlerin, “Komutanlarımızın emriyle bunu yapmak zorunda kaldık.” dedikleri iddia edildi. Şırnak Valiliği’ne de intikal ettirilen olayla ilgili yeniden soruşturma başlatıldı. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, karakolda görevli askerler ve teröristlerle birlikte hareket ettikleri öne sürülen kişilerin ifadelerine başvuracak. Jandarma karakolunda yaşanan skandalın hikâyesi şöyle: 7 Eylül 2011 tarihinde Mezra beldesinde ikamet eden ve geçici köy korucusu olan Nuri Timur ile İhsan Timur, Çığlıca köyünde bir vatandaşın düğününe katıldı. Akşam 21.30’da Mezra beldesine dönmek için köy minibüsüne bindiler. İçinde 10 kişinin bulunduğu minibüs, Çığlıca köyünün çıkışındaki köprünün üzerinde bir grup PKK’lı tarafından durduruldu. Teröristler silah doğrultarak, “AK Partili Mezra Belediye Başkanı Hüsnü Timur’un amcasının oğlu ve damadı kim, aşağı insin.” diye bağırdı. Belediye başkanının damadı olan İhsan Timur minibüsten iner inmez oldukça yüksek olan köprüden atladı. Yaralanan Timur çalılıkların arasına saklanarak kurtuldu. Başkanın amcasının oğlu Nuri Timur ise PKK’lıların eline geçti. Teröristler, Naci Timur’u araçtan indirip göğsüne silah dipçiğiyle vurdu. Nuri Timur aldığı darbeler üzerine yere yığılarak bayıldı. Timur’u yerde bırakan teröristler, durdukları minibüse binerek Laleş Yaylası’na doğru hareket etti. Köprüden atlayarak yaralanan İhsan Timur, Çığlıca köyündeki bir eve sığınırken Nuri Timur teröristler ayrıldıktan sonra Jandarma’dan yardım istedi. Ancak uzun süre yardımına gelen olmaz. Duruma tepki gösteren Mezra beldesindeki köy korucuları, durumu Şırnak Valiliği ve Şırnak Tümen Komutanlığı’na bildirdi. Mezra beldesine gelen mülki amirler, korucuların ifadelerinin alınmadığını öğrenince talimat vererek ifadelerin alınmasını istedi. Bunun üzerine 10 Eylül 2011 günü saat 15.00’te Mezra Jandarma Karakol Komutanlığı’na ifade veren Nuri ve İhsan Timur, yaşadıklarını baştan sona anlattı. Nuri ve İhsan Timur, terör örgütünün gençlik yapılanması sorumlusu N.K.’nin yolu kestiğini, bunların yanında bazı köy korucularının olduğunu, köydeki düğünde ise yine N.K.’nin yanında eli silahlı 17 kişi daha gördüklerini anlatıp bu doğrultuda ifade verdi. İddiaya göre, terör örgütüyle köy korucularının bağlantısının deşifre edildiği bu ifadeler, Mezra Jandarma Karakol Komutanlığı’nda değiştirildi. Jandarma Başçavuş S.M. ile Jandarma Uzman Çavuş B.K., İhsan ve Nuri Timur adına 8.9.2011 tarihinde ifade vermiş gibi tutanak düzenleyerek Beytüşşebap Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. İhsan ve Nuri Timur, ifade vermelerinin üzerinden aylar geçmesine rağmen bir işlem yapılmadığını görünce savcıya başvurup ‘Terör – korucu bağlantısını’ anlattıklarını ancak neden bir şey yapılmadığını sordu. Savcılıkta ifadeleri gören İhsan Timur ile Nuri Timur, bunların kendilerine ait olmadığını ve imzaların sahte olduğunu belirtti. İhsan ve Nuri Timur, ifadelerindeki ‘PKK-korucu-sivil’ bağlantısının yer aldığı, örgütle birlikte hareket edenlerin isimlerinin yer aldığı bölümlerin çıkarıldığını kaydetti. Bunun üzerine soruşturma başlatan Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, karakola yazı yazarak kendisine gönderilen ifadelerin doğru olup olmadığını sordu. Karakol komutanlığı “İmzalar İhsan ve Nuri Timur’a aittir. İfadeleri bu şekildedir.” cevabını verdi. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.9.2011 tarihinde verilen gerçek ifade ile 8.9.2011 tarihinde düzenlenen ifade tutanaklarını mart ayında Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne göndererek imzaların karşılaştırılmasını istedi. İhsan ve Nuri Timur’dan alınan imza örnekleri ile iki ifade tutanağında atılan imzalar karşılaştırıldı. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen ekspertiz raporunda, “İmzaların genel şekli, başlama ve bitim noktaları, imzalar içindeki el hareketlerinin yapılışı ve kaligrafik özellikler yönünde fark görülmüş ve imzaların İhsan ve Nuri Timur’un elinden çıkmadığı kanaatine varılmıştır.” denildi. Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili yeniden soruşturma başlattığı ve karakoldaki görevli askerler ile teröristlerle birlikte hareket ettiği iddia edilen kişilerin ifadelerine başvuracağı öğrenildi. GERÇEK İFADE SAHTE İMZALI TUTANAK Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı eylülde düzenlenen ifadedeki imzaların sahte olduğunu belirledi. Zaman

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)