AK Gençliğin Buluşma Noktası
Hikayeler Hoşumuza giden hikayeleri burada paylaşıyoruz.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 10-25-2008, 00:59   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Kardeşime Veda..
Dört ay aradan sonra yeniden Bayrampaşa otogarındayım. Bu sefer geliş sebebim ne tatil için bir yolculuk ne de memleketten gelen bir yakını istikbal için. Kardeşimi askerlik vazifesini ifa etmesi için İzmir’e götürmek maksadıyla buradayım. Ağustos ayı sevkıyat ayı. Terminal hınca hınç dolu. Askere gidecek gençlerimiz ve yakınları, anaları, bacıları, nişanlıları, hepsinin gözleri yaşlı babaların yüzleri karanlık. Hepsinin yüzlerinden acının türlü çeşidi okunuyor. Kendi elleriyle gönderiyorlar yavrularını onbeş aylık bir bilinmeze. Ortam bir kına gecesini andırıyor. Her yazıhanenin önünde ayrı bir cümbüş var.

İzmir ve Manisa otobüslerinin önü daha bir yoğun. Havai fişek atanlar, meşaleler yakanlar, uğurlamaya gelenler hep bir ağızdan aynı bildik nakaratları atıyorlar. Saat 22. Manisa arabası hareket etmek üzere, askere giden gençlerin arkadaşları buna hemen müsaade etmiyorlar. Bir gurup gencimiz elleriyle bozkurt işaretleri yaparak uğurluyorlar arkadaşlarını bir bilinmeze. Bunları gördükçe anamın gözleri yaşarıyor. Anam, babam, dayım, eşim, kızım kardeşimi uğurlamak için herkes burada. 22.45 İzmir arabası, bagajımı teslim edip etraftaki karmaşaya dalıyorum. İçimde sebebini bilmediğim bir burukluk var. Kardeşim tam bir bilinmezlik deryasında.(*) Eğitim birliği İzmir Narlıdere, ya sonrası tam bir bilinmezlik.

Gençler arkadaşlarını neşe içerisinde uğurluyorlar. Ülkenin yirmi küsur senedir anaları evlatsız, bacıları yarsız bırakan bir kirli savaşın kucağına. Asker olacak gençler kurbanlık koyun gibiler. Hiçbir farkları yok. Hani bir hevesle, kınayla süslerler koyunları. Oysa en fazla iki gün sonra keseceklerdir onları. Asker olacak gençlerde al bayraklara sarılmış, davulla zurnayla bindiriliyorlar otobüslerine. Şimdi sevinç gözyaşlarıyla gidiyorlar inşALLAH yine sevinç gözyaşlarıyla istikbal edilirler, onbeş ay sonra.

Asker uğurlayanlar arasında Kürt vatandaşlarımız da var. Onlar da al bayraklara sarmışlar kuzularını. Boncuklu yemenili genç bacılarımızın yüzleri gülmüyor. Yüzünü yaşmağıyla sarmış, alnında üç nokta dövmesi olan teyzenin gözlerinde yaşlar var. Kürt gençler de bozkurtlar gibi aynı heyecanla uğurluyorlar yiğitlerini. Hani bizler ayrı ideolojilerin insanlarıydık. Burada net görüyorum, seviniyorum. Yok bizim birbirimizden ne ayrımız ne de farkımız. Bizler aynı şeylere gülüp aynı dertlere kederleniyoruz. Kürt kardeşlerimiz de ellerinde Türkiye bayrakları coşkuyla sallıyorlar. Bir yerlerde bir gurup genç tekbirler getiriyorlar, bir başkaları lanet sloganları atıyor bir yerlere duyururcasına. Yine başka yazıhanelerin önlerinden malum örgüte lanet sedaları duyuluyor. Her yerden kulağa bildik sloganlar geliyor. “Asker gidecek yine gelecek” inşALLAH anaların babaların ciğerlerini dağlamadan geri gelir.

İnsanın bir makine kadar değeri olmayan memlekette, sistemin nazarında millet bitmek bilmez bir kaynak sunuyor. İnsanlar ölüyor bu memleketin dağlarında ve analar ağlıyor Türkçe ve Kürtçe ağıtlarla. İnsanlar ölüyor memleketin tersanelerinde ve yine analar ağlıyor. Sorumlu olması gerekenler edebiyat parçalıyorlar, bakan çıkıp kendinden hesap soran işçiyi fırçalıyor, fakirin fukaranın, garibin gurabanın hakkını yemeyecek ve yedirmeyeceğine söz veren hükümetin bakanı. Askercikler kaçırılıyor memleketin bir yerlerinde ve hesap vermesi gerekenler yine edebiyat yapıyor. Hesap vermesi gerekenler Mehmetçikten hesap soruyorlar. Olsun be canım, milletin anaları nasıl olsa ha bire doğuruyor.

Asker gidecek gene gelecek, inşALLAH yine dönsünler ama anaların yüreğini dağlamadan dönsünler. Bugüne değin güle oynaya gönderilip de feryat u figan ile istikbal edilen askerler ne olacak, bu gençlerimizin döktükleri kanların vebalini kim ödeyecek? Ekranlarda babalar vatan sağ olsun diyorlar. Diyorlar da, olmadı işte, evlatlar toprağa düştükçe vatan sağ olmadı. Bir takım insan görünümlülerin dünyalıkları sağ oldu. Otogarda bas bas bağırıyorlardı, kahrolsun …, kahrolsun …, o da kahrolmadı işte. Çöktü, çözüldü, bitiyor diyorlar ama bir yerlerde mayınlar patlıyor yine gidiyor kınalı kuzular. Demekle olmuyor anlaşılan.

Saat 22.45, otobüsümüz ağırca hareket ediyor, gençler coşkuyla sallıyorlar aracı. Tekbirler sloganlar birbirine karışıyor. İstikamet İzmir. Aracın içerisi gencecik insanlarla dolu. Binmişler bir alamete gidiyorlar bilinmezlere.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi