AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-28-2008, 23:28   #231
Kullanıcı Adı
hipermuhafazakar
Standart
Zahit Akman^da Hürriyete verilmek üzere elimde 11 tane tekzip var diyordu, canlı yayına çağırıyordu
hipermuhafazakar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-15-2008, 17:45   #232
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Uğur Dündar'ın Aktütün'de Öğretmen Yok Yalanı
Her defasında en küçük detayda dahi devlete silah doğrultmayı kendine yeğleyen kartelin asparagas araştırmacısı Uğur Dündar'ın PKK'nın ekmeğine yağ sürdüğünün farkında olmadan(!) 17 şehit veridğimiz Aktütün'de okulda öğretmen olmadığını haber yapıp küçük çocukları 'okulumuzda öğretmenimiz yok' dedirtmişti..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:12   #233
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




HER TARAFI YALAN !!!


Din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmeni Mehmet Yıldız, basında yer alan haberler suç duyurusu kabul edilerek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada beraat etti.



Yaklaşık 1,5 yıl süren dava sonucunda, Mehmet Yıldız'ın, kitabın dağıtıldığı ileri sürülen 23 Nisan 2007'de Türkiye'de olmadığı da ortaya çıktı.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), 15 Mayıs 2007'de Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyerek Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda, Namaz Gönüllüleri Platformu tarafından hazırlanan 'Dinin Direği Namaz' isimli kitabın dağıtıldığını ileri sürdü. '27 Nisan e-muhtırası' olarak kayıtlara geçen Genelkurmay bildirisinin ardından ortaya atılan bu iddia özellikle Doğan Grubu gazetelerinde genişçe yer aldı. Hürriyet, 'Okulda cihat propagandası iddiası', Milliyet, '23 Nisan'da öğrencilere namaz kitabı', Radikal ise 'Türkiye, Denizli olmasın' manşetiyle iddiayı kamuoyuna duyurdu. Haberlerin ardından Denizli Valiliği olayı soruşturmak üzere müfettiş görevlendirdi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı ise basında yer alan haberleri suç duyurusu kabul ederek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak müfettişler davanın sonucunu beklemeden Yıldız'a idari para ve kınama cezası verdi. Yıldız, evinin yakınında bulunan ve başmüdür yardımcısı olarak görev yaptığı Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'ndaki görevinden alınarak, uzak bir mahalledeki Dr. Bekir Sıddık Müftüler İlköğretim Okulu'na öğretmen olarak atandı.


Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 1,5 yıl süren yargılamanın ardından Yıldız'ın kendi branşıyla ilgili kitabı bazı öğrencilere dağıtmış olmasının görevi kötüye kullanma suçu oluşturmayacağına karar verdi. Mahkeme, yaptığı araştırmada, Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olan, çalışkanlığından dolayı maaş mükafatı, üç takdir ve üç teşekkür belgesi verilen Yıldız'ın dağıttığı iddia edilen kitap hakkında yasaklama ve toplatma kararı olmadığına işaret etti. Mahkeme kararında şöyle denildi: "Söz konusu kitap, dosyada mevcut yazı ve raporlardan anlaşılacağı üzere İslâm dini ve dinin emirlerinden olan namazla ilgilidir. Kitabın bazılarımızca beğenilmemesi veya uygun görülmemesi, böyle bir suçu oluşturmasını gerektirmeyeceği anlaşılmakla sanığın beraatine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır." Yıldız, mahkemeye sunduğu belgelerde kitabın dağıtıldığı iddia edilen 23 Nisan'da yurtdışında (Suriye'de) olduğunu, izin ve pasaport belgeleriyle ispatladı.

Memur Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Denizli Şube Başkanı Ahmet Sert, Yıldız'ın yalan bir bilgi sebebiyle linç edildiğini söyledi. Eğitim-İş'in olaylarda siyasi davrandığını ifade eden Sert, ilgili sendikanın "çamur at, izi kalsın" mantığıyla hareket ettiğini söyledi. Sert, Yıldız'ın bütün haklarının iade edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

RESUL CENGİZ- ZAMAN


23.Eylül.2008 05:38:25



Konu Hüdaverdi tarafından (11-06-2008 Saat 20:17 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:16   #234
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




Adalet Bakanlığı'ndan yalanlama


Cumhuriyet gazetesinde yer alan "Yargıç Övüç'ün odası arandı'' ''Gözdağı gibi baskın" haberi Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı.



Bugün gazetede yer alan haberin ardından Adalet Bakanlığı yazılı açıklamada bulunarak, "'Cumhuriyet Gazetesi'nin bugünkü baskısında birinci sayfadan, "Yargıç Övüç'ün odası arandı - Gözdağı gibi baskın" devamında da "Yargıca 6 müfettişle baskın" başlıklarıyla yayımlanan haberde gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde, 'Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tazminat ödemesine karar veren hâkimin odasının, bir başka davada gerekçeli kararı geç yazdığı için 22.09.2008 tarihinde, 6 müfettiş tarafından basılarak arandığı' iddia edilmektedir. Haberde geçtiği gibi adalet müfettişlerinin, 22.09.2008 tarihinde ya da öncesinde adı geçen hâkimin odasına baskın yaptığı iddiası kesinlikle doğru değildir." denildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ocak-Mayıs 2008 döneminde Kartal adalet daireleri ve hâkimliklerinde gerçekleştirilen olağan denetim sırasında 8 müfettiş tarafından bütün hâkim ve savcıların işlemleri denetlenmiştir. Bu denetimler sırasında haberde adı geçen hâkimin 207 davanın gerekçeli kararlarını 15 günlük yasal süresinde yazmayıp 1 ay ile 6 ay arasında değişen sürelerle geciktirdiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine hâkim hakkında süresinde yazılmayan gerekçeli kararların fazla olması ve gecikme sürelerinin uzun olması nedeniyle 1 başmüfettiş tarafından soruşturma yapılmıştır. Soruşturma sonucunda görevi ihmal suçundan kovuşturma yapılması ve disiplin yönünden gereğinin takdiri için dosyanın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gönderilmesi 30.06.2008 tarihli olurla uygun görülmüştür. Rutin denetim sonucunda yapılan bu soruşturmanın ve hazırlanan müfettiş raporunun, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yasalar çerçevesinde bütün hâkim ve savcılar hakkında yapılan olağan bir denetim işlemi, yanlış tarih ve bilgilerle 'baskın' şeklinde sunulmuş ve ilgisiz bir davayla irtibat kurularak haberleştirilmiştir.''

SAMANYOLUHABER
23.Eylül.2008
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:20   #235
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




MEB'den Radikal'in haberine yalanlama


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Radikal Gazetesi'nde bugün yayınlanan "Felsefe dersinin ruhuna el Fatiha" başlıklı haberi yalanladı.



Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, MEB tarafından yürütülen program geliştirme çalışmalarında "katılımcılık" ilkesi gereği ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüşleri alındıktan sonra olgunlaştırılan taslak programların Talim ve Terbiye Kurulu'nda görüşülerek karara bağlandığı hatırlatıldı. Açıklamada, 1993 yılından beri uygulanmakta olan mevcut felsefe öğretim programının da öğrenci merkezli eğitim yaklaşımına uyarlanması için Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından Kayseri'de bir grup akademisyen ve öğretmenden oluşan özel bir ihtisas komisyonu kurulduğu belirtildi.

Diğer derslerde yapıldığı gibi bu dersin de taslak programı, ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüş ve değerlendirmelerine sunulduğunun vurgulandığı açıklamada, "Bu taslağın henüz resmi bir geçerliği bulunmamaktadır. Bu yaklaşım gereği, kendilerinden görüş istenen birçok akademik ve sosyal paydaşın taslak metni tamamlayıcı, geliştirici nitelikteki önerileri Bakanlığımıza ulaşmış ve bu öneriler takdire şayan bulunmuştur. Ancak kendilerinden görüş istenen bazı paydaşların ise program taslağına katkıda bulunmak yerine henüz resmi geçerliği bulunmayan bu taslağı kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuş gibi basın üzerinden tartışmaya açmaları demokratik katılımcılık kültürüne uygunsuzluğu açısından dikkat çekicidir. Belirtilen gazete haberinde verilen ve taslak metinden alıntılanan bazı içeriklerin 1993 tarihli felsefe dersi programında da bulunduğu halde bunların şimdiye kadar haber konusu edilmeyerek, bu konulara ilk defa yer veriliyormuş gibi kamuoyunun dikkatine sunulması meslek ilkelerine uygun olmadığı düşünülmekte ve iyi niyetle bağdaşmamaktadır. Konu ile ilgili çalışmalar Bakanlığımızın ilgili birimlerinde gerekli bilimsel ciddiyet içinde sürdürülmekte olup çalışmalar tamamlanınca kamuoyuna duyurulacaktır. Bu aşamada taslak metinler üzerinde yapılan spekülasyonlara itibar edilmemesi önem arz etmektedir. Durum kamuoyunun bilgisine önemle arz edilir." ifadeleri kullanıldı.

CİHAN
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:23   #236
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




MEB'den Star TV'ye yalanlama


Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Star TV'de yayınlanan Aktütün ilköğretim okulunda öğretmen olmadığı haberlere yalanlama geldi.



Star TV'de yayınlanan 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' haberlere Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yalanlama geldi.

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları yönündeki iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğu'' bildirildi.

Açıklamada, 4 Ekimdeki hain saldırı sonucu 17 askerin şehit olduğu Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün köyünde, olayı takip eden günlerde bazı televizyonların yaptığı yayınların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, şöyle denildi:

''Dün ve bugün bazı televizyonların canlı yayınlarında, 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' yönündeki iddialar tümüyle gerçek dışıdır.


Aktütün köyünde 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk günü olan 8 Eylül 2008 Pazartesi günü eğitim-öğretim başlamıştır. Okulda eğitim alan 68 öğrencinin ders kitapları ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Öğretmenleri Cevdet Arıcı ve Kadir Sönmez ile eğitimleri kesintisiz devam etmiştir. Menfur saldırının ardından 6 Ekim 2008 tarihinde her iki öğretmenimiz yerel yöneticilerin bilgisi doğrultusunda ilçe merkezinde 'Okuma-Yazma Teknikleri'' konulu bir günlük seminere alınmışlardır. Televizyonların canlı yayınlarında ekrana getirdikleri 'kapalı okul' görüntüsünün çekildiği tarihte öğretmenlerimiz, 1 günlük seminer programına katılmışlardır.

Özetle, hain saldırının ardından Aktütün köyünde eğitim-öğretim sadece 1 günlük kesintiye uğramıştır. Hal böyleyken Aktütün köyünde eğitim-öğretim olmadığı iddiasıyla canlı yayınlar yapmak, asılsız haber yapmaktan öte öncelikle o köyde büyük fedakarlıkla çocuklarımızı eğitmek isteyen iki genç öğretmenimizin ve eğitim camiasının emeğine yapılmış bir haksızlıktır.''


08.Ekim.2008 17:02:19
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:26   #237
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




Müfettiş haberi de yalan çıktı


Bir okul müdürü kendisi hakkında, "Allah'a inanmıyor, Ermeni" gibi dedikodular yapıldığını söyleyerek konunun soruşturulmasını istedi.



Bazı gazeteler, şikâyet üzerine yapılan soruşturmayı Milli Eğitim tarafından başlatılmış gibi haber yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin, Antalya Aksu İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Karakaş hakkında 'Allah'a inanmadığı' gerekçesiyle soruşturma başlattığı yönündeki haberler yalan çıktı. Soruşturmanın Milli Eğitim'in değil Müdür Mehmet Karakaş'ın talebiyle yapıldığı ortaya çıktı. Ancak, gazeteler konuyla ilgili haberleri müdürün talebini görmezden gelerek soruşturmayı Milli Eğitim müfettişleri başlatmış gibi sundu. Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, haberlerdeki çarpıtmaya dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: "Müdür, bir öğretmen benim hakkımda böyle dedikodular yapıyor diye şikâyetçi olmuş. Müfettişler de müdürün şikâyeti üzerine 'Bunları dediniz mi?' diye sormuş."

Müzik öğretmeni Sevil Ünlü geçen yıl müdür Mehmet Karakaş hakkında 'taciz' suçlamasında bulundu. Daha sonra okul müdürü hakkında, "Allah'a inanmıyor, Ermeni, öğle yemeğinde ayranına rakı katarak içiyor." gibi dedikodular başladı. Bunun üzerine okul müdürü Mehmet Karakaş, Antalya Valiliği'ne bir dilekçe vererek bu dedikoduları kendisini tacizle suçlayan öğretmenin çıkardığını iddia etti. Müdür Karakaş bu iddiaların açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Dilekçeyi işleme koyan Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü, olayı araştırması için 2 müfettiş görevlendirdi. Müfettişler de iddiaların araştırılmasını isteyen Mehmet Karakaş'ın dilekçesinde ifade ettiği suçlamaları öğretmenlere sordu.


Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, olayın gazetelerde yer aldığı gibi gerçekleşmediğini açıkladı. Yetkililer, Mehmet Karakaş'ın dilekçesinde kendisi hakkında söylendiğini duyduğu bazı konuların araştırılmasını istediğini belirterek, "Öğretmen bana bunları diyor diye müdür kendisi şikâyetçi olmuş. Müfettişler de müdürün şikâyetine göre 'Bunları dediniz mi?' diye sormuş." açıklamasını yaptı.

Mehmet Karakaş'ın halen İsmail Hakkı Kaya İlköğretim Okulu'nda müdür olarak görev yaptığını anlatan Milli Eğitim yetkilileri, müdürü ve öğretmeni başka yerde görevlendirmenin bu soruşturma ile ilgisi bulunmadığını belirterek şunları kaydetti: "Öğretmenle okul müdürü bu iddialardan ötürü görevden alınmadı. İddialar sübuta ermemiş. Başka suçlar sebebiyle yerleri değiştirilmiş." Okul Müdürü Mehmet Karakaş, konu hakkında konuşmak istemediğini söyledi. Antalya'nın İbradi ilçesindeki bir başka okula tayin edilen müzik öğretmeni Sevil Ünlü ise kendisinin derslerde öğrencilere müdürün inancı ve etnik kökeni hakkında konuştuğu iddialarını yalanladı. Öte yandan mesai arkadaşları, Mehmet Karakaş ve Sevil Ünlü'nün daha önce son derece samimi arkadaş oldukları ve aralarında herhangi bir sorun olmadığını ifade etti.


11.Ekim.2008 08:14:24
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2008, 20:32   #238
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart




Bu haber de yalan çıktı - İZLE


Yalan haberi alışkanlık haline getiren bazı basın yayın organları yine bildiklerini okudu.



Henüz taslak halinde olan çalışmayı yasalaşmış gibi gösterdi ve ülke içki yasağına gidiyor haberleri yayınladı. Oysa gerçek öyle değil. Sadece alkollü içki tüketimini özendiren reklamların önüne geçiyor.

Tütün ve Alkol Piyasası yeniden düzenleniyor. Üzerinde 6 aydır çalışılan Taslak son halini aldı.

Buna göre alkol satışı ve kullanımını teşvik artık yasaklanıyor.



ALKOLÜ TEŞVİK YASAKLANIYOR

İlk etapta Türkiye genelinde sayısı 200 bini bulan içki ruhsatı yeniden gözden geçirilecek. Usulsüz içki satanlara ağır cezalar kesilecek.


200 BİN İÇKİ RUHSATLI SATICI VAR

Kamuoyunda çarpıtıldığının aksine alkollü içki satışına ise yasak getirilmiyor. Piyasayı düzenleyen Kurumun Başkanı '4.Murat uygulamaları yeniden geliyor' eleştirilerine katılmıyor.

Ama içki kullanımını teşvik eden reklam, promosyon ve kampanyaların önüne geçiliyor.


SİNEMA VE TİYATRODA İÇKİ REKLAMI OLMAYACAK

Amaç içkiyle tanışmamış gençleri bu zararlı alışkanlıktan korumak. Bu amaçla, çocukların ve gençlerin bulunduğu ortamlara, onların katıldığı etkinliklere artık alkollü içecek giremeyecek. Böylece üniversite şenlikleri, tiyatro ve sinemalarda sıkça gördüğümüz alkollü içecek reklamları artık son bulacak.


"18 YAŞINDAN KÜÇÜKLERE ALKOL REKLAMI YAPILAMAYACAK."

Eğer Taslak bu haliyle onaylanırsa alkol, gençlerin ilgi gösterdiği tüm alanlardan uzaklaştırılacak. Örneğin alkol, gazetelerin spor sayfalarına reklam olarak giremeyecek.


GAZETELERİN SPOR SAYFALARI DA KAPALI

Şirketler verdikleri alkol reklamında o içeceği özendirici mesajlar seçemeyecek. Örneğin "keyif verir, tedavi edicidir ve sorunları unutturur" gibi mesajlar kesinlikle kullanılmayacak.


TEŞVİK EDİCİ MESAJLAR KULLANILMAYACAK

Tüm bu kısıtlayıcı tedbirler alkol üreticilerinin sponsorluğunu veya spor kulüplerine desteğini önlemeyecek. Firmalar sporcuları veya kamuoyuna mal olmuş isimleri oynatmadan reklam vermeye devam edecek.



İZLE: http://www.samanyoluhaber.com/haber-122501.html

SAMANYOLU HABER
24.Ekim.2008 20:53:59

Konu Hüdaverdi tarafından (11-19-2008 Saat 14:28 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2008, 14:31   #239
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart


Radikal'e Bakan tokadı!

Bakan Şimşek ile Hazine Müsteşarı Çanakçı arasında anlaşmazlık olduğu iddialarına yalanlama


Devlet Bakanı Mehmet Şimşek adına Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Bakan Şimşek ile Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı arasında anlaşmazlık olduğu yönündeki iddialar yalanlandı.

Müsteşarlıktan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: ''Bugün Radikal Gazetesi yazarı İsmet Berkan'ın "Ekonomik kriz mi, yönetim krizi mi ?" konulu köşe yazısı bir gerçeği daha ortaya çıkarmıştır. Hazine Müsteşarı Sn. İbrahim Çanakçı ile Sn. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek arasında ileri sürülen iddialar bilinçli, maksatlı bir şekilde gündeme getirilmeye devam etmektedir. 15 Kasım tarihli Vatan Gazetesi'nin manşetinde yer alan Sn. Müsteşar Çanakçı ile Sn. Bakan Şimşek arasında geçtiği iddia edilen diyaloglar tarafımızdan yalanlanırken, Sn. Berkan bugünkü köşesinde bu iddiaların yalanlanmadığını belirtmiştir. Sn. Berkan, Hazine Müsteşarlığı internet sitesinde bu iddialar, 15 Kasım tarihinde yalanlanmıştır. Hala da bu yalanma metni bu sitede mevcuttur. Ayrıca, bu yalanlamalarımız aynı gün çok çeşitli internet sitelerinin birinci haberi olurken, ertesi gün de pek çok gazetede yer almıştır. Bu durum şu gerçeği göstermektedir ki sadece Sn. Bakanı yıpratmak maksatlı gündeme getirilen bu iddialar, köşe yazarımız tarafından da gerekli araştırma yapılmadan kaleme alınmıştır. Bu vesile ile tekrar Sn. Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ile Sn. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek arasında geçtiği iddia edilen ve görüş ayrılıklarını içeren diyaloglar mesnetsiz, sadece bir iddiadır.''


Habervaktim
2008-11-19 12:21:40
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-22-2008, 15:47   #240
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart
Yalancılık Hürriyettir!!!

Değerli ziyaretçiler, Basının Amiral gemisi su almaya devam ederken, Başbakanlık akredite kartlarının yenilenmeme sebebi acaba aşağıdaki kasıtlı yalan haberlerin toplamı olabilir mi?





***

13 Mart 2005 tarihli Hürriyet’i satın alanlar, Demre Belediye Başkanı Süleyman Topçu’nun AK Parti’de krize yol açtığını okudular. Habere göre; Başkan Topçu, Ruslar tarafından hediye edilen Noel Baba heykelini kaldırtarak yerine plastik heykel diktirmiş, bu duruma tepki gösteren AK Parti Genel Merkezi başkana çok kızmış, durumunu MKYK’da ele almayı kararlaştırmış!



Oysa Başkan Topçu, AK Partili değil DYP’liydi.

***

17 Aralık 2006 tarihli Hürriyet’e bakanlar, ‘Tesettür Faciası’ manşetini gözlerine inanamayarak okudular. Habere göre; Çoban A.G, testislerinde şiddetli ağrı ve şişlik şikayetiyle Konya Numune Hastanesi’ne gitti. Acilen Ültrasona gönderildi. Tesettürlü Radyoloji uzmanı geri çevirdi! Ertesi gün yine ultrason çektirmeye gönderildi. Görevli olan ikinci tesettürlü kadın doktor da geri çevirdi!



Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 30 Ocak 2007 tarihli köşesinde bu haberin ‘yalan’ olduğunu açıkça itiraf etmek zorunda kaldı.

***

2007 yılı Nisan ayında AK Parti’de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun istişare edildiği dönemde Hürriyet’te yayınlanan bir haberde; MKYK Üyesi Egemen Bağış’ın Başbakan Erdoğan’ı aday olmaması konusunda uyardığı belirtiliyordu.



Bağış, o toplantıda yoktu, ABD’deydi.

***

Bu haberden kısa süre sonra 6 Haziran 2007 tarihli Hürriyet’te 1 Mart Tezkeresi’ne karşı çıkan Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’in liste dışında bırakıldığı haber veriliyordu.



O tarihte liste açıklanmış ve Ergezen, Bitlis’te 1. sıradaydı

***

4 Ağustos 2008 tarihli Hürriyet’te bir ilginç haber daha vardı. Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Gönül, Yüksek Askeri Şura’da ihraç kararlarına ‘şerh’ koymuştu!



Aynı gün şura kararları açıklandı. YAŞ’tan çıkan tek bir ihraç kararı yoktu. Haliyle ‘şerh’ de söz konusu değildi

***

1 Ekim 2007 tarihli Akşam Gazetesi’nde 28 Şubat sürecinde Sultanbeyli Belediyesi Mezarlıklar Müdürü olan ve o dönemde açıklamalarıyla tartışmalara neden olan İmdat Kaya’nın, müridi (!) Emre Kahyaoğlu aracılığıyla Başbakan Erdoğan’dan yurda dönebilmek için izin istediği haberi vardı!



Halbuki İmdat Kaya, 3.5 yıldır Artvin’de yaşıyordu

***

Başbakan Erdoğan’ın Ürdün’e Kral Abdullah ile Kraliçe Reina’yı barıştırmak için gittiğine dair ‘yalan’ haberleri ise saymıyorum.



Herhalde basın özgürlüğü, ‘yalan rüzgarı’ değildir.

***

Bir de ‘üslup’ meselesi var

Geçen Ramazan’da tanık oldum, Radikal Gazetesi’nin bir genç muhabiri, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya soruyor: ‘Almanya’da Deniz Feneri davası sonuçlandı. Epeyi malı götürmüşler, nasıl değerlendiriyorsunuz?’




Allah aşkına, gazetecilikte böyle bir soru üslubu var mı?

24 yıllık gazetecilik hayatımda böyle bir tekniği hiç kimse bize öğretmedi. ‘Yeni dönem böyle’ diyorsanız, o zaman Genelkurmay brifinglerinde ‘Özür dileyerek’ başlanıp yöneltilen soruları, birilerinin bize izah etmesi gerekir.

Bu brifinglerde açıklama sahiplerini, ‘Efendim açıklamalarınız yanlış anlaşılabilir’ diyerek basın müşaviri gibi uyaran gazeteci arkadaşlarımızı da dikkatlerinize sunmak isterim.

Evet...

Akreditasyonlara tümüyle karşı çıkalım, isyan edelim, öfkemizi haykıralım. Ancak; Medya kuruluşları da kendine çeki düzen vermeli, meslek kuralları karargahlara göre esneklik taşımamalı, haksızlıklar, muhataplarının ideolojik kimliklerine veya çalıştıkları kurumlara göre ele alınmamalıdır.

Var mısınız?...

Alıntı: Star Gazetesi/Şamil TAYYAR

***

Amasya Kız Meslek Lisesi'nde okulun pansiyonunda kalan 4 öğrenci dini baskı gördüklerini için bu okuldan ayrıldılar.

Doğrusu: H.D., G.D., Ş.Ç. ve Ş.D. isimli öğrencilerin 3'ü hiç pansiyonda kalmamış. Diğeri ise 1 hafta pansiyonda kaldıktan sonra köyüne yakın diye başka bir liseye kaydını yaptırmış.


Dini baskı gördükleri iddia edilen. H.D., G.D., Ş.Ç bir yakınlarının yanında kalmışlar ve bu yakınlarının iş sebebiyle Turhal'a taşınması sebebiyle okuldan nakillerini almışlar. Ayrıca haberin aksine hiçbir öğrenci yakınının resmi bir makama şikâyeti olmamış.

***

Isparta'da bir öğretmene, öğrencilerine “Atatürk resimli tişört” giydirdi diye soruşturma açıldı.



Doğrusu: Soruşturma; öğretmenin, öğrencileri yönetmeliğe aykırı şekilde okul idaresinden izinsiz olarak başka bir şehirde yapılan Cumhuriyet mitingine götürdüğü için açılmış.

***

Abdullah Gül'ün kızının düğününün yapıldığı kongre salonu için “3 bin davetliyi Allah korudu” manşeti yapıldı. Haberde, “düğünün” yapıldığı Kongre ve Gösteri Merkezi'nin taşıyıcı sistemlerinin her an çökebileceği ve Gül'ün binlerce kişinin hayatını tehlikeye attığı da öne sürüldü…



Doğrusu: Yetkililer salonun sağlam olduğunu ve uzun yıllar herhangi bir tehlike söz konusu olmadığını belirttiler. Ayrıca 27 Mayıs 2005 tarihinde aynı salonda düzenlenen geceye Doğan Holding'in 4500 çalışanı ve yakınlarının katıldığı ve “Ney Flames of Passion”ı izledikleri ortaya çıktı.

***

AK Partili Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu 29 Ekim kutlamalarına, eşsiz davet edildiği halde, başörtülü eşiyle gelerek kriz çıkardı.

Doğrusu: Hürriyet'in kriz umudu, milletvekilinin eşli davetiyesini basına faks etmesiyle boşa çıktı.

***

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde verdiği, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini de davet ettiği resepsiyona, cumhuriyet mitinglerini düzenleyen derneklerin yöneticilerini davet etmedi.



Doğrusu: İddialar Kanal D'nin canlı yayınında yalanlandı ve Başdanışman Sever, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur'a 5 Eylül günü için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'a ise 7 Eylül günü için davetiye gönderildiğini söyledi. Kanal Türk Ankara Temsilcisi Hulki Cevizoğlu'na da davetiye gönderildiği ortaya çıktı.

***

İftar vaktinde Başbakanlık korumaları yerinde yok. Manşet: "İftar Vaktinde Allah'a Emanet"



Doğrusu: Olay, başbakanlık güvenlik kameraları görüntüleriyle saniye saniye yalanladı.

***

"Olmaz" denilen imamı müdür yaptılar, başlığıyla “Zonguldak'ta 10 yıldır imamlık yapan 34 yaşındaki Selahattin Çolak, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün olumsuz görüş bildirmesine rağmen, aynı bakanlık tarafından Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandı.”

Gazetenizin 02.09.2006 tarihli nüshasının 16. sayfasında "OLMAZ DENİLEN İMAMI MÜDÜR YAPTILAR" başlığı altında verilen haber GERÇEK DIŞIDIR. İlgili haberde kentte 10 yıldır cami imamı olduğu belirtilen Selahattin ÇOLAK, imam olarak değil, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yapmaktadır. Selahattin ÇOLAK Zonguldak İli Sağlık Müdürlüğünde (İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğünde) memur olarak görev yapmakta iken; başarılı çalışmaları ve derece yükselmeleri nedeni ile 07.04.2005 tarihinde Valilik oluru ile Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğüne İdari Sağlık Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilmiştir. Sonradan bu görevlendirme Bakanlık görevlendirilmesine çevrilmiştir. 26.05.2006 tarihinde ise ’13.03.2003 tarih ve 25047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’ gereği hukuka ve usulüne uygun olarak bulunduğu göreve Sağlık Bakanlığı tarafından ASALETEN ataması yapılmıştır. Sonuç olarak Selahattin Çolak hakkında 02.09.2006 tarihli gazetemizde yayımlanan; kentte 10 yıldır camide imamlık yapan Selahattin ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün olumsuz görüş bildirmesine rağmen aynı bakanlıkça Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandığına dair haber gerçek dışıdır.Bu haber nedeni ile Selahattin ÇOLAK’ın gerek özel gerekse de mesleki çevresindeki kişiliği hakkında olumsuz izlenimler meydana gelmesine sebep olduğundan gerçeklerin kamuoyuna tekziben duyurulması gerekli görülmüştür.

Selahattin ÇOLAK


Doğrusu: Selahattin Çolak'ın, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yaptığı ve imamlık yapmadığı. Haber tekzip edildi ve gerçek ortaya çıktı.

***

Manşet: “Ağustos Böceği ile Karınca”. Melih Gökçek, Ankara'yı susuz bıraktı. DSP'li Eskişehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ise çok çalıştı Eskişehir'e baraj yaptı.



Doğrusu: Büyükerşen, baraj değil gölet yapmış. Ayrıca gölet, kano yarışları için yapılmış ve Eskişehir'e su falan verdiği yok. Su verse bile Eskişehir'in yalnızca 29 günlük su ihtiyacını karşılıyor.(Belediyenin kendi beyanı)

***

"Töreden kaçtı" ve "Üvey oğlu tecavüz etti" "Sus öldürürüz! dediler" başlıklı bir manşet haber.



Hürriyet Gazetesi’nde 26 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan ´Töreden kaçtı´ ve ´Üvey oğlu tecavüz etti´ ´Sus öldürürüz dediler´ başlıklı haberde Fadime Sarıtaş tarafından yapılan açıklamalar tümüyle gerçekdışı ve müvekkilimin aile şerefini zedeleyici niteliktedir. Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş’a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır. Kamuoyunun ve gazete okurlarının bilgisine saygıyla arz olunur. 14.8.2006

Mehmet Çiçek Vekili
Av. Hüseyin AYGÜN

Doğrusu: Hürriyet'te yayınlanan tekzip: ”Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş'a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır.”

***

"Üfürükçü hocanın sözüne kandı, katliam yaptı" Haberde Akın K.'nın üfürükçü hoca ile görüşmek için Muğla'ya gittiği ve üfürükçü hocanın talimatı ile dayısını öldürdüğü iddia ediliyor.



Doğrusu: Cinayetin zanlısı olan ve intihar ettiği için yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Akın K.'nın haberlerin aksine Muğla'ya yalnızca hastaneye gittiği tanıklarca ifade edildi.

***

Fatih Çekirge sürmanşetten 'Arka kapıdan gelen ziyaretçi' başlıklı haberde başörtülü olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün GATA'ya 'arka kapıdan' ve 'özel izinle' eşini ziyaret edebildiği iddia edildi.



Doğrusu: Dışişleri Basın Sözcüsü Namık Tan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün hastaneye 'arka kapıdan' alındığı yönündeki haberin doğru olmadığını ve Gül'e yattıkları andan taburcu edilmelerine kadar geçen tedavi süresi boyunca Hayrunnisa Hanım'ın refakat ettiğini ve hastaneye 'arka kapıdan' alınmalarının söz konusu olmadığını açıkladı.


Derleme : Haber'in Doğru Adresi, Haber, Yerel Haber, Siyaset Haberleri, Sondakika Haberleri, Gazeteler, Haberler [ Hazırlayan : Günsel GÜNHAN ]

Not: Arkadaşlar bu haberlerin hemen hepsi bu bölümde bulunuyor ama biz yine toplu şekilde duyurmak istedik. Bu belgelendirmeyi Forum'a ulaştıran "ahmetermiş" e teşekkürler.

Konu Üç mevsim tarafından (12-22-2008 Saat 16:02 ) değiştirilmiştir..
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
cumhuriyet, güneş, haber, habertürk, hürriyet, kartel, kartel ve yalan haber, milliyet, oda tv, posta, radikal, sözcü, vatan, yalan, yalan haber


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi