AK Gençliğin Buluşma Noktası
Alt 09-14-2012, 18:54   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Kılıçdaroğlu Cevap Ver: PKK Özgürlük Savaşçısı mı?
Mehmet Metiner



Kılıçdaroğlu cevap ver: PKK özgürlük savaşçısı mı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başkan Yardımcısı olduğu Sosyalist Enternasyonal'in sonuç bildirgesinde Filistin ve Kürt özgürlük mücadelesi aynı kefede değerlendiriliyor. Bu bildirinin altında CHP'nin de imzası var.

Şimdi soru şu: Kılıçdaroğlu bu denkleme veya özdeşlik ilişkisine inanıyor mu inanmıyor mu?

Diyeceksiniz ki altına imza attığına göre inanıyor ve aynen öyle düşünüyor demektir.

Ama Türkiye'deki demeçleri ve söylemleri hiç de öyle değil.

Dışarıda başka, içeride başka bir Kılıçdaroğlu fenomeni var karşımızda. Hatta çoğu kez içerde de başka başka olabilen bir Kılıçdaroğlu...

Şayet inanmadığı halde bu bildirinin altına öylesine imza attıysa bu ayrı bir sorun...

Yok inandığı için attıysa işte o zaman cidden sorgulanması gereken bir başka sorunsalla karşı karşıyayız demektir.

Kılıçdaroğlu çıkıp bu meseleye açıklık getirmelidir.

Kürt meselesi ile Filistin meselesini aynı kefeye koyup değerlendirmek veya bir özdeşlik ilişkisi temelinde çözülmesi gereken sorun diye algılamak, CHP'nin içeride kesif bir biçimde savunduğu ulusalcılığa terstir en başta.

Bu benzetmenin anlamı açıktır: Nasıl ki İsrail Filistinlilerin topraklarını işgal etmiş bir ülke ise Türkiye de Kürtlerin topraklarını işgal etmiş bir ülkedir. İşgal altındaki topraklarda sürdürülen mücadelenin adı da özgürlük mücadelesidir.

Bu durumda PKK Kürt halkının özgürlük mücadelesini veren bir örgüt konumuna yerleştiriliyor.

"Kürt meselesi", CHP zihniyetinin yarattığı bir meseledir. Başka bir deyişle, CHP ulusalcılığının yarattığı bir meseledir.

CHP'nin devlet aklına dönüştürdüğü ulusalcı anlayış, Kürt halkının varlığını inkar eden ve Kürt vatandaşları da Türkleştirmeyi amaçlayan bir inkar ve asimilasyon anlayışının tâ kendisidir.

Bu inkar ve asimilasyon anlayışını tarihe uğurlayan parti de AK Parti olmuştur.

Şimdi Kılıçdaroğlu "Kürt meselesi"ni Filistin meselesiyle özdeşleştiren böyle bir bildirinin altına kalkıp imza atıyor.

Diyelim ki biz bunun anlamını yanlış okuyoruz. Hadi daha açık bir şey söyleyeyim: Biz siyaseten CHP aleyhine çıkarımlarda bulunuyoruz. Peki bu durumda Kılıçdaroğlu'nun kalkıp bu meseleye açıklık getirmesi gerekmez mi? Sonuç bildirgesindeki bu ifadelerden ne anladığını ve bizim de ne anlamamız gerektiğini çıkıp sarahaten açıklaması gerekmez mi?

Ama Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Susuyor...

Olur olmaz her konuda konuşan Kılıçdaroğlu bu can alıcı meselede susuyor...

Niçin susuyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu?

Kamuoyu sizden bir açıklama bekliyor.

Hazır, "Kürt raporu" hazırlama görevine soyunmuşken bu meseleyi de açıklığa kavuştur ki CHP'nin durduğu yer neresiymiş bilelim artık!

"Oslo müzakereleri" üzerinden AK Parti'ye ateş püsküren ulusalcı CHP'nin Sosyalist Enternasyonal'de böyle bir bildirinin altına imza koyması çelişkinin ötesinde bir davranıştır.

Eğer sahiden o ifadelerin gerçekliğine inanıyorsanız "Oslo müzakereleri"ne karşı çıkmanız çelişkinin dikâlâsıdır.

Yok inanmıyorsanız altına koyduğunuz imzayla kendinizi düşürdüğünüz konumun tanımını Türkiye toplumuna bırakıyorum.

"KÜRT SİYASÎ HAREKETİ" NE DEMEK?

Bazı köşe yazarlarımız ve aydınlarımız BDP'den sözederken hep "Kürt siyasî hareketi" deme gereği duyuyorlar. Artık "Kürt siyasî hareketi" denildiğinde kimlerin kastedildiğini belleğimize yerleştirdiler.

Peki bunun demokrat bakış açısı bağlamında nasıl sorunlu bir tanım olduğu üzerinde acaba o köşe yazarları ve aydınlar hiç düşündüler mi?

BDP "Kürt siyasî hareketi"nin ta kendisi ise PKK da Kürt halkının hakları için mücadele eden özgürlük savaşçı bir örgüttür.

Demokrat bakış, böyle bir ayrımsallığın kendisini dışlar herşeyden önce.

Sırf elinde silah bulundurduğu için bir örgüte "temsilcilik payesi" vermek, demokratlıkla bağdaşmaz.

Bu silahlı örgütün kör ve bağnaz takipçisi konumundaki bir partinin kendisine olduğundan başka bir değer atfetmez. Hele bu parti, terör yöntemini meşrulaştıran ve silahlı örgütün cinayetlerine arka çıkan bir yerde duruyorsa, hiçbir demokrat, böyle bir partiye "Kürt siyasi hareketi" payesini verme yoluna gidemez.

Bu payeyi verenler BDP'nin arkasındaki bir kaç milyonluk oyu hep adres olarak gösteriyorlar. Oysa kendileri de biliyor ki o oyların büyük bir kısmı silah tehdidiyle ve zorla devşirilmiştir. PKK'nin silahlı tehdidi olmadan serbest seçimlere giren bir BDP'nin alacağı oy miktarını umarım bir gün görmek hepimize nasip olur da gerçek anlaşılır. Hadi diyelim ki o kadar oyu gönüllü almış olsunlar. Peki Kürtlerin oyu o kadar mı? PKK'nın ölümcül baskı politikalarına rağmen bölgenin birincisi partisi olan AK Parti'yi nereye oturtacağız peki?

PKK, Kürt halkının hakları için değil, kendi Baasçı iktidar alanını oluşturmak için silah kullanan bir örgüt. BDP ise bu eli kanlı örgütün sadece siyasi bir emir eri. Buna rağmen hâlâ o birileri çıkıp BDP'ye sanki bütün Kürtlerin temsilcisiymiş gibi "Kürt siyasî hareketi" payesini veriyor.

BDP'ye oy vermeyenleri Kürt saymayan PKK zihniyeti ile BDP'yi Kürtlerin siyasi temsilcisi konumuna oturtan zihniyet arasında söyler misiniz bu durumda ne fark var?

Kürtlerin hakları söz konusu olduğunda BDP'nin muhatap alınması gerektiğini söyleyen o "Kürt siyasî hareketi" tanımlayıcıları sayıca çok daha fazla olan AK Partili Kürtleri hangi halkın temsilcileri olarak görüyorlar acaba?

Kaynak

Yeni Şafak 13.09.2012

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-15-2012, 23:56   #2
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Yalçın KARACA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kürtlerin hakları söz konusu olduğunda BDP'nin muhatap alınması gerektiğini söyleyen o "Kürt siyasî hareketi" tanımlayıcıları sayıca çok daha fazla olan AK Partili Kürtleri hangi halkın temsilcileri olarak görüyorlar acaba?

Asimile olmuş davasını satmış olarak görüyorlardır herhalde. Sözde.
Faşistler öyle görüyor olsalar bile onların bu tür görüşleri boş ve anlamsızdır. Nasıl ki % 13 civarındaki MHP Türklerin temsilcisi değilse, % 6 civarındaki BDP de Kürtlerin temsilcisi değildir. Olsa olsa MHP Türk Milliyetçilerinin ve Türkçü faşistlerin, BDP de Kürt Milliyetçileriin ve Kürtçü faşistlerin temsilcileri olabilirler.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi