10-15-2010, 11:40 | #1 |
Kılıçdaroğlu: Hepsini çözeriz, yeterki iktidar olalım
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, medya yöneticilerine verdiği akşam yemeğinde başörtüsü, YÖK, Diyanet ve Kuran Kursu gibi sorunlara çözümleri olduğunu belirtirken şartını da açıkladı. Kılıçdaroğlu, başörtüsü ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken, öteden beni özgürlükleri savunan bir parti olduklarını ifade ederek, partisi ile ilgili olumsuz algılardan yakındı ve ''Bu algıları kırmalıyız. Mademki ezberleri bozacağız diyoruz, bu algıları yıkarak ezberleri bozmalıyız'' dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını eğitim özgürlüğüne inandığımız için savunuyoruz. Git-geller yaptığımız konusunda eleştiriliyoruz ama ben hiç git-gel yapmadım. Benim sözlerim farklı algılanıyorsa onu düzeltirim. Hiçbir CHP'li Diyanet'in açtığı Kuran kurslarına karşı çıkmadı. Karşı çıktığımız yasa dışı kurslardır. Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı çok güzel kitaplar var. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Bardakoğlu'na da söyledim. 'Niçin daha fazla sesiniz çıkmıyor?' dedim. Çarşafı aşağılayan gösteriler karşısında Grup Başkanvekili iken bunun yanlış olduğunu söyledik. Var olan algıları hep beraber kırmak zorundayız. Bizi iyi tanıyın. Gizli gündemimiz yok. Kafamızın arkasında farklı planlar yok. Bizim partimiz Adalet ve Kalkınma Partisi gibi değil. Bizde özgürlük var, demokrasi var. Görüş beyan eden arkadaşlarımıza 'bu konuda konuşamazsın' diyemeyiz ama partinin görüşünü Genel Başkan temsil eder. Genel Başkan'ın sözü partiyi bağlar. Partiyi bağlayan, Genel Başkan, kurultay ve parti programıdır. Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin türbanı çözeceğine inanmıyorum ama biz çözeriz. Biz olaya evrensel değerler çerçevesinde bakıyor ve öyle değerlendiriyoruz. Kılık kıyafet bir yasa konusu değildir. Meseleye özgürlük çerçevesinde bakıyoruz. Üniversitelere özerklik getirmek istiyoruz. YÖK'ü kaldırma hedefimiz var.'' Kılıçdaroğlu, üniversitelerin özgür düşünce üreten mekanlar olması gerektiğini belirterek, başörtüsü sorunun da o zaman kendiliğinden çözüleceğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, YÖK Başkanı'nın ''Başörtüsü takmayanların haklarını da kendisinin savunacağı'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: ''YÖK Başkanının açıklamasını talihsiz bir beyan olarak görüyorum. Hukuk devletinde güvence yasalardır. Bürokrat güvence olamaz. Bir akademisyenin, hele hele iktidarın baskısı altındaki bir bürokratın güvence vermesini doğru bulmuyorum.'' Kemal Kılıçdaroğlu, polislerin üniversitelere girmesini de doğru bulmadıklarını ifade etti. -CUMHURİYET RESEPSİYONU- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Bayramı'nda Çankaya Köşkü'nde verilecek resepsiyona katılınmayacağı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine, ''29 Ekim'e çok var. Bu neden ulusal sorun haline geldi anlamıyorum. Daha vaktimiz var'' dedi. Kılıçdaroğlu, kendisinin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dönemi de dahil bu tür resepsiyonlara çok az katılan birisi olduğunu da ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Resepsiyona katılmamak, türban açılımı ile çelişmez mi? Aktif muhalefet yapıyor musunuz?'' şeklindeki soru üzerine de, ''Aktif muhalefet yapmaya çalışıyoruz. Eksikliklerimiz olabilir ama biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz'' diye konuştu. -''EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ''- Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Genel başkan olduktan sonra bir rüzgar yakalamıştınız, partinizin oyları yüzde 35'ler düzeyindeydi. Referandum sonrasında rüzgar tersine esmeye başladı. Anketlere göre oy oranınız düştü'' şeklindeki sözleri üzerine de şu görüşleri ifade etti: ''Bütün anketlere saygılıyız. Biz, partide bir değişim yapıyoruz. Önce parti içi eğitime önem veriyoruz. Rüzgara bağlı bir olgu değil, kalıcı bir olgu yaratmak istiyoruz. İstanbul İl Başkanı'na talimat verdim; 'her sokakta bir temsilci olsun' dedim. İstanbul yaparsa, hiçbir il itiraz edemez. CHP'nin az oy aldığı yerlere gidiyoruz. Ciddi projelerimiz var. Kredi kartından her ay 1 TL alarak üyelerimizin aidat duygusunu artırmak ve partimize kaynak sağlamak istiyoruz. Bir rüzgarı alıp, seçim süresince gitmek gerçekçi değil. Kalıcı politikalar üretmemiz gerekiyor. Biz, tabanı kazanacağız.'' Kılıçdaroğlu, parti içi çekişmelerle ilgili bir soru üzerine de, ''CHP'de değişimi yapacağız ama kavga ile gürültü ile değil. Objektif kurallar ile yapacağız. 'Ali gitti, Veli geldi' şeklinde olmayacak. Kalıcı politikalar ile olacak'' diye konuştu. -AB- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken de referandum sonrasında Avrupa'ya yaptığı seyahat sırasındaki görüşmelere ilişkin izlenimlerini aktardı. Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye uyguladığı çifte standarttan rahatsız olduğunu ifade ederek, ''Biz AB'nin uyguladığı çifte standarda karşı çıkıyoruz ama Türkiye'nin de AB'nin koyduğu standartlara uymasını istiyoruz'' dedi. -REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ- Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın referandum sonuçlarını değerlendirirken ''Yüzde 42'yi anlamaya çalışıyoruz'' şeklindeki sözlerini hatırlatarak, ''Siz de yüzde 58 ile ilgili bir değerlendirme yapıyor musunuz?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: ''Yüzde 58'i de yüzde 42'yi de masaya yatırdık. İşsizliğin azaldığı, istihdamın arttığı yerlerde 'evet'lerin fazla çıktığını gördük. Örneğin, Gaziantep'te 'evet'lerin artışında Suriye ile vizelerin kaldırılmasının payı var. Farklı amaçlarla sandığa giden kitleler var. 12 Eylül'de acı çekenler koşulsuz şekilde 'evet' verdi. İnançları nedeniyle 'evet' tercihinde bulunanlar var. Entelektüel çevreler 'yetmez ama evet' dedi. Değişim ihtiyacı nedeniyle Anayasa'nın getirdiği yeni düzenlemeler nedeniyle 'evet' diyenler az. Farklı güdüler ile sandığa gidildi. Türkiye'de asıl sorun, bundan sonra başlayacak. Biz olası riskleri baştan söyledik. Bunları gördükçe tablo daha çok netleşecek.'' -''KÜRT SORUNU''- Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, Kürt sorunu ile ilgili görüşlerini ifade ederek, ''Bu sorun hakkında en cesur söylemlerde bulunan CHP'dir. Van'da kışlanın adının değiştirilmesini biz söyledik. 'Gerekirse affa da destek veririz' dedik. Ama biz söylüyoruz, eleştiriliyoruz. Bunları Başbakan söylüyor, alkışlanıyor. Bu sorun, ulusal proje halinde, toplumsal destek ile çözülür. O bölgede, bundan sonra daha fazla olacağız. CHP, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir partidir. Terör örgütünün silah bırakması halinde her şey özgürce tartışılır'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, anadilde eğitim konusundaki bir soru üzerine de, anadilin konuşulması için ilk kanun teklifini kendilerinin verdiğini hatırlattı ve ''Dilin toplum için önemini hepimiz biliyoruz. Kurslar açılıyor. Herkesin anadilini öğrenmesini biz de destekliyoruz. Ancak resmi dil Türkçe'dir'' dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, medyaya yönelik eleştirilerde de bulunarak, kendilerinin ifade ettiklerinin medyada yeterince yansımadığını savundu ve ''Nasıl AB'ye 'çifte standart yapıyorsunuz' diye soruyorsak, aynı soruyu medyaya da soruyoruz. Biz söylediğimiz zaman eleştiriliyoruz, ancak aynı sözleri Başbakan söylediği zaman destekliyorsunuz'' şeklinde görüş belirtti. Kılıçdaroğlu, ekonomik konularda parti politikası oluşturmak için akademisyenlerle uzun süreli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, hazırlanacak raporun Aralık ayında açıklanacağını ümit ettiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ''Cemaatlere siyasallaşmadıkları sürece saygılı olduğu'' şeklindeki sözlerini hatırlatan bir gazeteciye, ''İnsanlar şu veya bu şekilde bir araya gelebilir. Ekonomik olarak, inanç nedeni ile farklı şekillerde bir araya gelebilir. Yeter ki bu siyasete yansımasın. İnançların ve etnik kimliğin siyasete malzeme olmasını kabul etmiyoruz. İnançlara saygılıyız. İnsanlar, ister inanır, ister inanmaz. Farklı mezhepten olur, isterse ateist olur'' karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden irticanın tehdit olarak kaldırılmasına ilişkin bir soru üzerinde de ''Siyaset Belgesi konusunda bize ulaşan bir bilgi yok'' dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların arttığını ileri sürerek, kamu ihalelerine dikkati çekti ve gazeteci Bekir Coşkun'un da Çayırhan Termik Santrali ile ilgili bir ihale yüzünden işine son verildiğini iddia etti. HSYK üyelerinin istifalarını ''demokratik tepki'' diye niteleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, parti tüzüğü ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan kendilerine yapılan bir uyarının bulunmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, kendilerinden tüzük değişikliği ile ilgili bilgiler istendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ABD'nin yerleştirmek istediği füze kalkanları ile ilgili bir soru üzerine de hiçbir ülkede nükleer silah istemediklerini belirterek, ''Türkiye'nin de nükleer savaşın ortasında olmasını istemeyiz. İran'ın uluslararası alandaki kaygıları gidermesi lazım. Türkiye'nin İran üzerinde bir ikna gücü varsa, bunu kullanmalı'' görüşünü dile getirdi. -''İKTİDAR OLMAMIZ LAZIM''- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bazı sorunları çözmek için iktidar olmaları gerektiğini ifade ederek, ''Önce iktidar olmamız gerekiyor. İktidarın yapması gereken konuları bize söylüyorsunuz. Biz, irademizi söylüyoruz ama sorunları çözmemiz için iktidar olmamız gerekiyor. Nasıl çözeceğimizi iktidar olunca görürsünüz'' ifadesi kullandı. Kılıçdaroğlu, spor olarak yürüyüş yaptığını belirterek, Fenerbahçe takımını tuttuğunu ama katı bir taraftar olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Devlet Tiyatrolarının bütün oyunlarını izlemeye çalıştığını bildirerek, ''Devlet Tiyatroları çok iyi çok da başarılı'' şeklinde konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ile kendisini nasıl kıyasladığı şeklindeki bir soru üzerine de şunları söyledi: ''Bunu benim yapmam hem şık olmaz, hem bana yakışmaz. Sayın Baykal öteden beri saygı duyduğum, bilgi birikimine ve deneyimine imrendiğim Türkiye siyasetinin önemli liderlerinden biridir. Sağlıklı bir gözlemcidir, ölçer, tartar, gözlemlerini dile getirir.' AA http://www.haber7.com/haber/20101015/Kilicdaroglu-Hepsini-cozeriz-yeterki-iktidar-olalim.php
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-15-2010, 12:05 | #2 |
Bu kafayla sittin sene iktidar olamazlar...
|
|
10-15-2010, 12:33 | #3 |
Bekleyelim belki olurlar;))
|
|
10-15-2010, 13:14 | #4 |
Amaç gerçektende ezber bozmaksa,ilk yapmaları gereken şey partilerinin ismini değiştirmek.
Geçmişi çok lekeli çok karanlık bir parti. Ardından kendilerini değiştirmek. Tabi bu olamayacağına göre,yok ezber bozmakmış yok bilmem ne yapmakmış bunlar hikaye. Bunu sadece oy kazanmak istediği için söylediği kesin.Yoksa zihniyet aynı zihniyet. Başbakan 'partinin soyuna bak' diyordu,keMAL 'ben o zamanlarda yoktum' diyor,partinin kirli geçmişini kabul ediyordu üstü kapalı. O zamanlarda olmayan kişi,'cumhuriyeti kuran partimiz' pankartının altında ne işi var. Çarşaf yırtanların yaptığına 'doğru değil' demiş miş. Ula hıyar,saadet partisi iftarını basanlara karşın 'bunlar bizden değil' denildi. Ama çarşaf yırtanlara karşı sadece 'doğru değil' demekle yetiniyorlar,desenize 'bizden değil başkalarının oyunu bu' diye. Neden demiyorlar ? 1 oy için herşeyini satar bunlar. ''Biz olaya evrensel değerler çerçevesinde bakıyor ve öyle değerlendiriyoruz.'' Diyor.Yani diyor ki,''AİHM nin kararı var,onu uygulucaz'',işte çözümü buldu. ''Bizim partimiz Adalet ve Kalkınma Partisi gibi değil. Bizde özgürlük var, demokrasi var. Görüş beyan eden arkadaşlarımıza 'bu konuda konuşamazsın' diyemeyiz ama partinin görüşünü Genel Başkan temsil eder.'' Bu adamın adı hakikaten keMAL Ula madem öyle o zaman evet oyu vereceğin kişiyi neden disipline sevk ettin ? Kulağını çekmeye gittin ? Bahanesi cümlesinde hazır ''partiyi bağlayan genel başkan'' falanfilan. O zaman o adama gösterdiğin muameleyi ya göstermeyecektin,veya aynı muameleyi nur serter,şu koca kafalı karı kimdi ona da gösterecektin. Hep özgürlükçüyüz diyorsun,hem özgürce düşüncesini ifade edenin kulağını çekiyorsun,ama bazılarına dokunmuyorsun. İki yüzlü siyasetişte,nede olsa belediye başkanı disipline versen ne vermesen ne diyip geçerler Kuran kurslarına karşı değilmiş chpliler. Askere gitmeden önce chp forumu vardı,şimdi yok.Üye olmuştum. Konya'da sanırım,bir Kuran kursunda kazan patlamış ufacık bedenler ölmüştü,7-8 kişi sanırım tam hatırlamıyorum. Bu kişilere karşı söyledikleri ifadeler ''gericiler'',''ohh iyi oldu bir kaç gericiden daha kurtulduk'','ne işiniz var orada cahiller'' .vs vs. vs. Ufacık bedenler üzerine söylenecek bu sözleri anca kerhanede hayata gözlerini açan kişileri söyleyebilir. Mitinglerde,kemalistlerin dinimize nasıl sövdüğünü ne çabuk unuttu ? Kimi kandırıyor bu keMAL ? YÖK başkanı değişmeden önce,chp nin başında deniz baykal varken,baykal kaç kez YÖK'ü kaldıracağını söyledi veya keMAL böyle bir açıklama yaptı merak ediyorum. Valla bu adam iyice sıçtı.Bir yandan ''inancını yaşayamayan bana gelsin çözücem'' diyor,bir yandan 'tankın önüne ilk ben atlıcam' diyor tıpkı geceleri köprü altında fuhuş için arabaların önüne atlayanlar gibi. Diğer yandan YÖK başkanının açıklamasını talihsiz bulup hak hukuk devlet güvencesinden söz ediyor. Deli deli İyice kokuttu kokudan ölecek. Muhalifken sorumluluğu iktidardan daha fazla olmasına rağmen sürekli altına yapıp kokutan bir partiyi hiç bir toplum iktidar yapmaz. Madem iktidarlığı bekliyorsun,çözümü o zamana saklıyorsun,o zaman muhalif olmanın da anlamı yok.Muhalif dediğin iktidarın çözemediğini çözmeye çalışır bunu halka anlatır halkta onu iktidar yapar. Ama bunlar sihirli lamba saklıyormuşta,iktidar olunca 2 kere ovalayıp çözümü direk haledecekmiş gibi hareket ediyor. Halk bunu yemez.Yiyenlerde sodalı fitil kullanır oldu artık. |
|
10-15-2010, 13:32 | #5 |
Medya yöneticilerinin Kılıçdaroğlu testi
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun medya yöneticileri ile 3 saat süren yemekli toplantıda gündeme gelen konularla ilgili gazete ve tv genel yayın yönetmenleri ve gazetecilerden ilginç açıklamalar geldi. Kanal 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan, türban sorununun çözümüne ilişkin tatminkar bir cevap alamadıklarını belirterek, ''O soru hala havada. Hala iddiası devam ediyor Kılıçdaroğlu'nun, ama bunun şekli şemali belirsiz. Somut bir formül, yol haritası, süreç, takvim ortaya koymadı. Sadece bunun yasal düzenlemeyle olmayacağını söyledi'' dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Ortaköy'deki Radisson Hotel'de düzenlediği ve yaklaşık 3 saat süren yemekli toplantının ardından gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri, gazetecilerin toplantıya ilişkin sorularını yanıtladı. Akif Beki, 29 Ekim resepsiyonuna ilişkin soruya ''Genel başkan resepsiyona katılımı konusunda yoğun eleştiri aldı. Bunun üzerine konuyu muallakta bırakan bir cevap verdi. 'Henüz 29 Ekim'e çok var' dedi. Bunu söyledi, biz içerideydik ama katılmama yönünde kamuoyuna yansıyan kararı da geri alan ya da düzelten bir şey söylemedi. Sadece top taca çıkmış oldu'' yanıtını verdi. CHP'nin iç dinamikleri, son referandum kampanyası dönemindeki performansı, Kılıçdaroğlu öncesi ve sonrası, Baykal ile münasebetler ve yol haritasına kadar hemen her şeyin sorulduğunu belirten Beki, ''Bence CHP açısından yararlı bir akşam yemeği yenmiş oldu. Daha önce Başbakan böyle bir toplantı düzenlemişti, ona benzer bir adım oldu'' dedi. ''Böşörtüsü konusunda nasıl yorumlar yaptı ve basına karşı bir eleştirisi oldu mu?'' şeklindeki soruya da Beki, şu yanıtı verdi: ''Kılıçdaroğlu, bütün çabalarına rağmen aynı şeyi yapıp söylediklerinde bile kendilerinin eleştiri aldığını, ama Sayın Başbakan yapıp söylediğinde bunun övgüyle karşılandığını, bunun algısal bir durum olduğunu, yanlışlığın kendilerinde değil, kendileriyle ilgili oluşan algıda olduğunu söyledi ve bu konuda medyayı sorumlu tuttu. Birtakım şikayetleri oldu ve beklentilerini dile getirdi. Medya yöneticileri de bu konuda söylemesi gerekeni söyledi.'' Kılıçdaroğlu'nun referandumun sonucuyla ilgili görüşünü de paylaştığını ifade eden Beki, ''Ona referandum yenilgisi diyeyim ben. Yenilginin ortaklarından biri, ret cephesinin parçalarından bir tanesi de medya Kılıçdaroğlu'nun gözünde. Başarılı bir sonuç elde edilememiş olmamasında medyayı sorumlu tuttuğunu görmüş olduk biz de'' diye konuştu. Beki, Kılıçdaroğlu'nun toplantıda başörtüsü konusuna değindiğini, bunun üzerine gazetecilerin, CHP'nin türban sorununu nasıl çözeceğini sorduğunu dile getirerek, ''Bu soruya tatminkar bir cevap alamadık. O soru hala havada. Hala iddiası devam ediyor Kılıçdaroğlu'nun, ama bunun şekli şemali belirsiz. Somut bir formül, yol haritası, süreç, takvim ortaya koymadı. Sadece bunun yasal düzenlemeyle olmayacağını söyledi. Tek net kısmı o. Bununla birlikte CHP'nin bundan böyle daha çok hak ve özgürlükleri savunacağını söyledi. Bu da bence CHP açısından yeni bir söylem. Eğer bu tavrı devam ettirirse, daha farklı sonuçlarla karşılaşabileceğini ifade ettik'' dedi. -FATİH ALTAYLI- Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı da bir gazetecinin, ''CHP, 2011 seçimlerinden önce yeni bir politika, açılım yapıyoruz demişti. Buradan öyle bir izlenim edindiniz mi?'' sorusu üzerine, böyle bir izlenim edinmediğini söyledi. Altaylı, ''CHP'nin 2011 seçimlerine kısa bir süre kala yeni bir parti programı, yeni bir yaklaşımla ortaya çıkacağını, bunun hazırlıklarının yapıldığını hissettim. Bunların içeriğinin ne olacağını bilemiyorum'' dedi. Kılıçdaroğlu'na, anket sonuçlarının, CHP'nin rüzgarının kesildiği yönünde olduğunu da söylediklerini ifade eden Altaylı, ''Kemal bey, 'Anket sonuçlarına saygımız var. Ama biz rüzgar peşinde değil, kalıcı başarı peşindeyiz, partiyi yeniden organize ediyoruz. Sokak sokak, apartman apartman, ilçe ilçe, il il, yeni bir örgütlenme yapısına geçiyoruz. Rüzgarla değil, kalıcı bir eğitimle partinin başarılı olacağını düşünüyoruz' dedi'' şeklinde konuştu. Altaylı, toplantıya katılan gazetecilerin en çok merak ettiği konunun, 29 Ekim resepsiyonunun protesto edilmesi olduğunu belirterek, ''Ama anladığım kadarıyla protesto, katılmama kararı kesin değil'' dedi. -YİĞİT BULUT- Habertürk Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut da Muharrem İnce'nin açıklamış olduğu resepsiyona katılmamayla ilgili kararı Kılıçdaroğlu'nun doğrulamadığını, ''Resepsiyona çok var. Dolayısıyla bununla ilgili kararımız kesinleşmedi. Her şey değişebilir'' dediğini söyledi. Parti içinde alınmış kesin bir protesto kararı olmadığını anladığını ifade eden Bulut, ''Genel başkan seviyesinde bu ifade edildiğine göre burada çelişkili bir durum ortaya çıkıyor'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun ekonomiden siyasete pek çok konu hakkında konuştuğunu belirten Bulut, ''Kılıçdaroğlu, profesyonel danışmanlarla çalışacaklarını söyledi bundan sonra siyasetçiler haricinde. AB hakkında görüşlerini açıkladı. AB sürecinin devam etmesini istediklerini, ama Türkiye'nin işinin zor olduğunu söyledi. Bana göre gecenin en önemli flaş cümlesi, Muharrem İnce'nin söylediğini doğrulamaması, yani resepsiyonla ilgili alınmış bir türban protestosuna dayanan kesin bir karar yok. Genel başkanın son açıklaması bu'' diye konuştu. -MEHMET ALİ BİRAND- Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand ise, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 29 Ekim resepsiyonuna katılma konusunda daha karar almadıklarını söylediğini belirterek, ''(Muharrem Bey nasıl oldu da böyle bir şey söyledi) diye bir reaksiyon göstermedi, ama anladığımız kadarıyla bu konuda ya bir hata yapıldı, şimdi geri adım atılıyor ya da iktidarla pazarlık için böyle bir adım atılıyor. Ama resepsiyon konusunda CHP daha kararını vermedi. Bunu söyleyebiliriz'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun, türban konusuyla ilgili sorunu kendilerinin çözeceğini vurguladığını aktaran Birand, ''Genel söylediklerinin ötesine gitmedi, ama benim için en önemlisi 29 Ekim resepsiyonuna katılıp katılmamasıydı. Çünkü orada çelişki içinde kalındı. Herkes medyadan şikayet ediyor, ama Kılıçdaroğlu'nun genel olarak şikayeti (Tamam, bizi eleştirebilirsiniz, ama bir parça da haksızlık ediyorsunuz. Yaptığı anti demokratik girişimlerden dolayı iktidarı da eleştirin lütfen) yönündeydi. Tabii çok şey konuşuldu, ama benim için en önemli unsurlar bunlardı'' şeklinde konuştu. Toplantıya, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Show TV Haber Dairesi Başkanı Ali Kırca, Star TV Genel Yayın Yönetmeni Uğur Dündar ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da aralarında yer aldığı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri katıldı. AA http://www.haber7.com/haber/20101015/Medya-yoneticilerinin-Kilicdaroglu-testi.php |
|
10-15-2010, 15:03 | #6 |
Ama yazık bu adama ne yazarlarsa onu söylüyo garibim Hala iktidarlıktan bahsediyo gösterdiği proje yok, hazırlık yok, belge yok, muhalefet olduğu bugüne kadar şunuda biz yaptık diye ispatladığı bir çalışma yok ama onu yapcam bunu yapcam diye hayalleri var sadece
|
|
10-15-2010, 19:51 | #7 |
başka
|
|
10-15-2010, 19:53 | #8 |
sen bu ülkede iktidar olmayı bırak kendi partinde muktedir ol...ayağını kaydıracaklar hala iktidar hayaleri görüyor...
|
|
10-15-2010, 19:59 | #9 |
kırmızı tuttum kurallar benden gibi olmuş...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|