07-27-2010, 15:57 | #1 |
Kılıçdaroğlu kime hesap soracak?!.
CHP Genel Başkanının ağzından “Hesap soracağız...” lafı hiç eksik olmuyor. Koltuğa oturduğu günden beri her iki lafından biri, “hesap soracağız...” diye başlıyor veya bitiyor. Dün Kılıçdaroğlu’nun Ordu’daki mitingde yaptığı konuşmasını tv’den izledim. Değişen bir şey yoktu. Yine “Bunları Yüce Divana göndereceğiz... Uluslararası anlaşmalara imza atıp, ihanet ediyorlar...” türünden salvolar yapıyordu.
Bir de şunu fark ettim. Kemal Kılıçdaroğlu, miting konuşmalarını iyiden iyiye sulandırmış! Sanki gelecek seçimleri kazanarak, ülkeyi yönetme iddiasında bulunan bir ana muhalefet lideri değil de, kahvehanede arkadaşlarıyla yarenlik eden ve her telden çalan bir sade vatandaşı dinliyor hissine kapıldım. “Recep Bey” tuluatıyla, kitleleri ikna edip kendi hesabına oy sandıklarına doğru hareketlendireceğine inanmış gibi görünüyor. Kılıçdaroğlu; “Recep Bey, falan tarihte filan yerde şunu demedin mi, bunu da söylemedin mi?” gibisinden ucuz sorularla, siyasi atmosferi yönlendirmeye çalışıyor. Sürpriz bir şekilde liderlik koltuğuna oturan Sayın Kılıçdaroğlu, hazırlıksız yakalanmanın sıkıntısını atlatabilecek gibi görünmüyor. Elinde bir plan-program olmadığı kesin. Ülke meseleleriyle ilgili ayağı yere basan bir çözüm hak getire! Çözüm olarak “Bize oy verin, iktidara gelince ne yapacağımızı görürsünüz...” türünden ileriye dönük umut pompalıyor!.. Öğrencilik yıllarında bolca haykırdığı sloganları, otuz-kırk yıl sonra, bu defa lider kimliğiyle tekrarlamak onu iktidara filan götürmeyecek. Bu açıkça belli oluyor. Belki de o yüzdendir ki, Kurultayın ertesi gününden beri, Kılıçdaroğlu ne zaman arz-ı endam etse, ya Önder Sav’ı kulağına bir şeyler fısıldarken görüyoruz, yahut da Hakkı Süha Okay bir gölge gibi kendisinden hiç ayrılmıyor. Yani anlayacağınız Kılıçdaroğlu’nun liderlik konumu ve görünümü, hayli flu!.. Liderlik için gereken birikim ve karizmadan yoksun olması, doğal olarak onun genel başkanlık koltuğundaki geçiciliğine ve buradaki ömrünün kısalığına da işaret ediyor... Öyle ki gelecek yıl yapılacak seçimlere kadar dahi, liderlik pozisyonunun devam edip etmeyeceği çok kuşkulu. Şimdiden kaynayan olağanüstü kurultay kazanının fokurtuları siyaset kulislerini fena halde dalgalandırıyor. Kılıçdaroğlu Malatya’da soruyor: “Peki anayasa değişikliği kayısı üreticisinin sorunlarına çözüm getiriyor mu? O halde HAYIR!..” Benzer şeyleri Karadeniz’deki mitinglerde de yaptı. Ne işsizliğe ve emekliye çözümü anayasa değişikliğinde aramak, ne de şirinlik olsun diye çiftçi ile birlikte fındık toplamak, ülke meselelerine vukufiyeti ve çözüm bulma yeteneğini göstermez. Kemal Kılıçdaroğlu’nun stratejisi bütünüyle yolsuzluk iddiaları üzerine kurulu. Fakat bu onu “Başbakan Kemal” yapmaya yetmez. “Hesap soracağız... Yüce Divana göndereceğiz...” sloganlarıyla şayet iktidar olunsaydı, şimdiye dek pek çok parti ve lider, maksadına ulaşırdı. Lakin kazın ayağı öyle değil işte. Kılıçdaroğlu o koltukta kalıcı olmak istiyorsa, öncelikle konuşma tarzı ve söylemlerinde çok ciddi bir değişikliğe gitmek zorunda... Yoksa partisi ona hesap sormaya başlayacak! Noktalar İsmail Kapan Türkiye Gazetesi
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|