10-03-2012, 19:45 | #1 |
Kılıçdaroğlu'ndan gençlere küfürname...
YASİN DOĞAN-YENİ ŞAFAK 03.10.2012 ÇARŞAMBA Meclis grup konuşmaları yine düşük düzeyli bile denemeyecek derecede küfür, hakaret ve sövgülerle başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması tam anlamıyla bir 'küfürname' gibiydi. 'Cehalet, çapsızlık, utanmazlık, insan olmamak, hainlik, Firavunluk, Nemrutluk, ilahlık, şirk, zalimlik, güce tapmak, kolpacılık, rezillik, korkaklık, yalancılık' gibi küfrün, hakaretin bini bir paraydı. Anlaşılan Kılıçdaroğlu AK Parti kongresi sonrası kıskançlık krizine girmiş, ne dediğini, ağzından ne çıktığını bilmiyor. Siyasi rakibine 'bölücü, hain, ilahlık taslayan, zalim, rezil' gibi hakaretler düzen bir insanın öncelikle terbiyesi tartışmalı hale gelir... Peki bir siyasetçi niçin bu kadar hastalıklı bir dil kullanır, bu kadar aklını yitirmiş gibi sağa sola saldırır? Herhalde AK Parti büyüdükçe CHP yönetimi daha fazla kendisini kaybediyor, daha saldırgan ve seviyesiz bir üsluba sarılıyor. Bu kızgınlık aslında sadece Başbakan Erdoğan'ın şahsına yönelmiyor, AK Parti'ye oy veren insanlara yönelik bir tahammülsüzlüğü içeriyor. Kılıçdaroğlu'nun, 'bu Firavun düzenine, bu zulme rıza gösterenler utançlarıyla başbaşa kalırlar' şeklindeki sözleri tam da AK Parti'ye destek veren yüzde 50'yi hedef alıyor. CHP geçmişte halkı 'göbeğini kaşıyan adam' gibi yakıştırmalarla aşağılardı, şimdi ise zulüm düzenine destek vermekle itham ediyor, ettiği küfürlerle AK Parti kitlesini aşağılıyor. Rakibine böyle hakaretler sıralayan bir insan, bir daha rakibini görmek, onunla yüzyüze, gözgöze gelmek istemez. Çünkü sözlerinden utanır. Ama Kılıçdaroğlu bu kadar laf ettiği Başbakan Erdoğan'a 'gelsinler görüşürüz' çağrısı yapıyor. Ya görüşmemek için bu hakaretleri sıralıyor ya da bu kadar ağır söze rağmen yüzyüze bakabilecek kadar pişkinlik sahibi. Ağır laflar söyleyen insan hiçbir şey yokmuş gibi davranırsa pişkinlikte duayen olmuş demektir. Sözün ağırlığının, ciddiyetinin kalmaması tam da böyle bir durumdur. Sağolsun Kılıçdaroğlu sözün de, muhalefetin de tüm ağırlığını, ciddiyetini, saygınlığını yerle bir etti. Koskoca CHP'nin bu kadar pişkin ve şaşkın bir anlayışa mahkum edilmesi çok büyük bir talihsizliktir. Kemal bey, bir de çıkmış, 'Cumhuriyetin kurucu partisine nasıl laf söylersiniz' diyor. Hem demokrasiden bahsediyor, hem de CHP'ye eleştirilemez, sorgulanamaz bir kutsiyet atfediyor. Başbakan Erdoğan'ı gergin olmakla, sert eleştiriler getirmekle itham eden zevatın, Kılıçdaroğlu'nun bu sorunlu halini, kabul edilemez üslubunu görmezden gelmeleri de açık bir çifte standart durumudur. Doğrusu, bir çok insan Kılıçdaroğlu'nu ciddiye almanın, onun sözlerine eleştiri getirmenin anlamsızlığının farkında... Ama bir ülkede ana muhalefet lideri yok sayılmaya, mazur görülmeye, idare edilmeye alışılırsa orada tekamül değil geriye gidiş yaşanır. Allah insanı şaşırtmasın... Eğer şaşırmayı alışkanlık ve adet haline getirirseniz, bunu da normal görünüyor sanıp devam ettirirseniz katiyen seviye kat edemezsiniz. Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan için söylediği '1940'ın anlayışıyla 2023'-ten bahsedemezsin' şeklindeki sözler, bu duruma güzel bir örnektir. Siz hem Erdoğan'ı İnönü dönemini eleştirmekle suçlayacaksınız, hem de o dönemi yere batıran böyle bir şaşkınlık içine gireceksiniz. Anlaşılan Başbakan'ın genç nesiller için zikrettiği 2071 perspektifi, Kemal beyin kimyasını fena halde bozmuş...
Konu LâHuTî tarafından (10-03-2012 Saat 19:48 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|