AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölümü,resimler bilgiler ve paylaşımlar.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 10-27-2009, 06:51   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Kimse gerçeklerden rahatsız olmasın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'kirli eylem planı'nın ıslak imzalı orijinalinin ortaya çıkmasıyla ilgili olarak, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu ağır bedeli kaldıramaz.

TSK'nın da bu kadar zan altında kalmasını hazmetmek kabul edilebilir gibi değil." dedi. Belgeyle ilgili erken tespitlerin tartışılır hale geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, kimsenin gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsızlık duymaması gerektiğini, ülkeye döndüğünde bu önemli konuyu mutlaka Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la görüşeceğini açıkladı. Başbakan, Pakistan'dan Tahran'a giderken uçakta gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı. Terör örgütü üyelerinin Avrupa'dan dönüşünü durdurma kararını Genelkurmay Başkanı'yla değil, koordinatör bakanla görüşerek aldığını kaydeden Erdoğan, Kudüs'teki gelişmeleri de sürekli takip ettiklerini vurguladı. Pakistan'dan İran'a terörle mücadelede ortak hareket edilmesi yönünde bir mesaj getirdiğini söyleyen Başbakan, Pakistan Meclisi'nde gördüğü tabloyu oldukça demokratik bulduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın gündemle ilgili yaptığı diğer açıklamalar şöyle: İrtica Eylem Planı'yla ilgili parti olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Biliyorsunuz, erken tespitler yapılmıştı. Bu erken tespitlerin de tartışılır hale geldiğini görüyoruz. Bazı köşe yazarları 'yanılmışız' diyor. Yargı sürecinde olması nedeniyle detaylı değerlendirmeye girmeyi doğru bulmuyorum. Temennim söylenenler, yazılanlar yanlış çıksın, doğru olmasın. Böyle bir ağır bedeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıramaz. Özellikle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin böyle bir zan altında kalması kabul edilebilir gibi değil.

Genelkurmay Başkanı'yla medya üzerinden konuşmam

Genelkurmay Başkanı'ndan önce yazılı ve görsel medya, anamuhalefetin, muhalefetin açıklamaları var. Herkes adeta savunur haldeydi. Biz ise partimizle alakalı olduğu için suç duyurusunda bulunduk, yargı üzerine gitsin istedik. Buna sessiz kalmak, iftirayı kabul etmek anlamına gelirdi. İktidar partisinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Genelkurmay Başkanı'mla medya üzerinden konuşmak istemem. Dönünce zaten rutin görüşmelerim oluyor haftalık. O zaman muhakkak görüşeceğiz. Önemli bir konu, süreci değerlendireceğiz.

İsteyen domuz gribi aşısı yaptırır

Halkımın orada özellikle isteğe bağlı, istisnanın olması önemli. Anne ve babaların kendi kararlarını titizlikle alması lazım. Sağlık Bakanlığı bilimsel çalışmaların neticesini açıkladı. Kimse aşı olmak zorunda değil. Arzu eden, aşıyı yaptırır.

Kudüs'le ilgilenmek görevimiz

Yakından takip ediyoruz. Kudüs büyükelçimiz bizi sürekli bilgilendirdi. Şu anda sükunet söz konusu. Haremüşşerif Vakfı'nın yöneticileri ile ilgili sıkıntı var.

TSK'nın da bu kadar zan altında kalmasını hazmetmek kabul edilebilir gibi değil." dedi. Belgeyle ilgili erken tespitlerin tartışılır hale geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, kimsenin gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsızlık duymaması gerektiğini, ülkeye döndüğünde bu önemli konuyu mutlaka Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la görüşeceğini açıkladı. Başbakan, Pakistan'dan Tahran'a giderken uçakta gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı. Terör örgütü üyelerinin Avrupa'dan dönüşünü durdurma kararını Genelkurmay Başkanı'yla değil, koordinatör bakanla görüşerek aldığını kaydeden Erdoğan, Kudüs'teki gelişmeleri de sürekli takip ettiklerini vurguladı. Pakistan'dan İran'a terörle mücadelede ortak hareket edilmesi yönünde bir mesaj getirdiğini söyleyen Başbakan, Pakistan Meclisi'nde gördüğü tabloyu oldukça demokratik bulduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın gündemle ilgili yaptığı diğer açıklamalar şöyle: İrtica Eylem Planı'yla ilgili parti olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Biliyorsunuz, erken tespitler yapılmıştı. Bu erken tespitlerin de tartışılır hale geldiğini görüyoruz. Bazı köşe yazarları 'yanılmışız' diyor. Yargı sürecinde olması nedeniyle detaylı değerlendirmeye girmeyi doğru bulmuyorum. Temennim söylenenler, yazılanlar yanlış çıksın, doğru olmasın. Böyle bir ağır bedeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıramaz. Özellikle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin böyle bir zan altında kalması kabul edilebilir gibi değil.

Genelkurmay Başkanı'yla medya üzerinden konuşmam

Genelkurmay Başkanı'ndan önce yazılı ve görsel medya, anamuhalefetin, muhalefetin açıklamaları var. Herkes adeta savunur haldeydi. Biz ise partimizle alakalı olduğu için suç duyurusunda bulunduk, yargı üzerine gitsin istedik. Buna sessiz kalmak, iftirayı kabul etmek anlamına gelirdi. İktidar partisinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Genelkurmay Başkanı'mla medya üzerinden konuşmak istemem. Dönünce zaten rutin görüşmelerim oluyor haftalık. O zaman muhakkak görüşeceğiz. Önemli bir konu, süreci değerlendireceğiz.

İsteyen domuz gribi aşısı yaptırır

Halkımın orada özellikle isteğe bağlı, istisnanın olması önemli. Anne ve babaların kendi kararlarını titizlikle alması lazım. Sağlık Bakanlığı bilimsel çalışmaların neticesini açıkladı. Kimse aşı olmak zorunda değil. Arzu eden, aşıyı yaptırır.

Kudüs'le ilgilenmek görevimiz

Yakından takip ediyoruz. Kudüs büyükelçimiz bizi sürekli bilgilendirdi. Şu anda sükunet söz konusu. Haremüşşerif Vakfı'nın yöneticileri ile ilgili sıkıntı var. Onların serbest bırakılmasıyla ilgili çabalarımız var. Sadece başbakan olarak değil, bir Müslüman olarak ben de en az onlar kadar sorumluyum.

Gerçekler kimseyi sıkıntıya sokmasın

Adını vermeyen ihbar sahibi, tanık olarak ifade verebileceğinden bahsediyor. Gerçekten ortaya çıkacak mı, ifade verecek mi? Böyle bir şey olursa birçok gerçek ortaya çıkar. Hiç kimsenin üzülmemesi, 'niye böyle oluyor' diye sıkıntıya girmemesi gerekir. Hepimizin, gerçeklerin ortaya çıkmasının ülkeye hayırlı olacağı noktasında birleşmemiz lazım. İşin başından bu yana olduğu gibi izlemeye devam ediyorum.

Genelkurmay, belge orijinal çıkınca soruşturma başlattı

"AK Parti ve Gülen'i bitirme eylem planı" belgesinin orijinal çıkması üzerine Genelkurmay soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, konunun tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesinin ihbar kabul edildiği belirtildi. Açıklamada, Org. Başbuğ'un, "Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi veya emare çıkarsa, elbette bu soruşturma tekrar açılabilir." şeklindeki sözleri hatırlatıldı.

Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' ile ilgili ilk duruşmada kavuşturmaya yer olmadığına karar veren askerî savcılık, belgenin orijinalinin çıkması üzerine ikinci kez soruşturma başlattı. Genelkurmay Başkanlığı, konuyla ilgili dün akşam saatlerinde internet sitesinde yaptığı duyuruda askerî savcılığın basında çıkan haberleri ihbar kabul edip, Albay Dursun Çiçek hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. İnternet sitesinde yer alan bilgi notunda, gelinen süreçte, konunun basında tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesi, ihbarın sebebi olarak gösterildi. Konunun 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu kapsamında askeri yargı görev alanına girdiği belirtilen açıklamanın devamında, Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca 26 Ekim 2009 günü saat 13.30'da soruşturmaya başlanılmasının sağlandığı açıklandı.

Soruşturmanın gizliliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin her zaman dikkate alınması gerekliliğine dikkat çekilen açıklamada, soruşturmanın gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemlerinin önlenmesi istendi. Bunu ihlal edenlerin de cezalandırılması gerektiği vurgulandı. TSK'nın her ortamda hukuk devletinin ilkelerine bağlı olduğunun altı çizilen açıklama şöyle bitiyor: "Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir." İSTANBUL ZAMAN

'Kaos Planı hazırlansın' emrini Hasan Iğsız vermiş

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran belgenin ıslak imzalı aslını ortaya çıkaran ihbar mektubunda planın hazırlanış ve imha ediliş süreci de anlatılıyor.

TSK'nın da bu kadar zan altında kalmasını hazmetmek kabul edilebilir gibi değil." dedi. Belgeyle ilgili erken tespitlerin tartışılır hale geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, kimsenin gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsızlık duymaması gerektiğini, ülkeye döndüğünde bu önemli konuyu mutlaka Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la görüşeceğini açıkladı. Başbakan, Pakistan'dan Tahran'a giderken uçakta gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı. Terör örgütü üyelerinin Avrupa'dan dönüşünü durdurma kararını Genelkurmay Başkanı'yla değil, koordinatör bakanla görüşerek aldığını kaydeden Erdoğan, Kudüs'teki gelişmeleri de sürekli takip ettiklerini vurguladı. Pakistan'dan İran'a terörle mücadelede ortak hareket edilmesi yönünde bir mesaj getirdiğini söyleyen Başbakan, Pakistan Meclisi'nde gördüğü tabloyu oldukça demokratik bulduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın gündemle ilgili yaptığı diğer açıklamalar şöyle: İrtica Eylem Planı'yla ilgili parti olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Biliyorsunuz, erken tespitler yapılmıştı. Bu erken tespitlerin de tartışılır hale geldiğini görüyoruz. Bazı köşe yazarları 'yanılmışız' diyor. Yargı sürecinde olması nedeniyle detaylı değerlendirmeye girmeyi doğru bulmuyorum. Temennim söylenenler, yazılanlar yanlış çıksın, doğru olmasın. Böyle bir ağır bedeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıramaz. Özellikle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin böyle bir zan altında kalması kabul edilebilir gibi değil.

Genelkurmay Başkanı'yla medya üzerinden konuşmam

Genelkurmay Başkanı'ndan önce yazılı ve görsel medya, anamuhalefetin, muhalefetin açıklamaları var. Herkes adeta savunur haldeydi. Biz ise partimizle alakalı olduğu için suç duyurusunda bulunduk, yargı üzerine gitsin istedik. Buna sessiz kalmak, iftirayı kabul etmek anlamına gelirdi. İktidar partisinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Genelkurmay Başkanı'mla medya üzerinden konuşmak istemem. Dönünce zaten rutin görüşmelerim oluyor haftalık. O zaman muhakkak görüşeceğiz. Önemli bir konu, süreci değerlendireceğiz.

İsteyen domuz gribi aşısı yaptırır

Halkımın orada özellikle isteğe bağlı, istisnanın olması önemli. Anne ve babaların kendi kararlarını titizlikle alması lazım. Sağlık Bakanlığı bilimsel çalışmaların neticesini açıkladı. Kimse aşı olmak zorunda değil. Arzu eden, aşıyı yaptırır.

Kudüs'le ilgilenmek görevimiz

Yakından takip ediyoruz. Kudüs büyükelçimiz bizi sürekli bilgilendirdi. Şu anda sükunet söz konusu. Haremüşşerif Vakfı'nın yöneticileri ile ilgili sıkıntı var. Onların serbest bırakılmasıyla ilgili çabalarımız var. Sadece başbakan olarak değil, bir Müslüman olarak ben de en az onlar kadar sorumluyum.

Gerçekler kimseyi sıkıntıya sokmasın

Adını vermeyen ihbar sahibi, tanık olarak ifade verebileceğinden bahsediyor. Gerçekten ortaya çıkacak mı, ifade verecek mi? Böyle bir şey olursa birçok gerçek ortaya çıkar. Hiç kimsenin üzülmemesi, 'niye böyle oluyor' diye sıkıntıya girmemesi gerekir. Hepimizin, gerçeklerin ortaya çıkmasının ülkeye hayırlı olacağı noktasında birleşmemiz lazım. İşin başından bu yana olduğu gibi izlemeye devam ediyorum.

Genelkurmay, belge orijinal çıkınca soruşturma başlattı

"AK Parti ve Gülen'i bitirme eylem planı" belgesinin orijinal çıkması üzerine Genelkurmay soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, konunun tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesinin ihbar kabul edildiği belirtildi. Açıklamada, Org. Başbuğ'un, "Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi veya emare çıkarsa, elbette bu soruşturma tekrar açılabilir." şeklindeki sözleri hatırlatıldı.

Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' ile ilgili ilk duruşmada kavuşturmaya yer olmadığına karar veren askerî savcılık, belgenin orijinalinin çıkması üzerine ikinci kez soruşturma başlattı. Genelkurmay Başkanlığı, konuyla ilgili dün akşam saatlerinde internet sitesinde yaptığı duyuruda askerî savcılığın basında çıkan haberleri ihbar kabul edip, Albay Dursun Çiçek hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. İnternet sitesinde yer alan bilgi notunda, gelinen süreçte, konunun basında tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesi, ihbarın sebebi olarak gösterildi. Konunun 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu kapsamında askeri yargı görev alanına girdiği belirtilen açıklamanın devamında, Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca 26 Ekim 2009 günü saat 13.30'da soruşturmaya başlanılmasının sağlandığı açıklandı.

Soruşturmanın gizliliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin her zaman dikkate alınması gerekliliğine dikkat çekilen açıklamada, soruşturmanın gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemlerinin önlenmesi istendi. Bunu ihlal edenlerin de cezalandırılması gerektiği vurgulandı. TSK'nın her ortamda hukuk devletinin ilkelerine bağlı olduğunun altı çizilen açıklama şöyle bitiyor: "Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir." İSTANBUL ZAMAN

'Kaos Planı hazırlansın' emrini Hasan Iğsız vermiş

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran belgenin ıslak imzalı aslını ortaya çıkaran ihbar mektubunda planın hazırlanış ve imha ediliş süreci de anlatılıyor. Mektuba göre, Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan belgenin hazırlanması emrini Orgeneral Hasan Iğsız verdi. Albay Çiçek'e Korgeneral Mehmet Eröz ile Tümgeneral Mustafa Bakıcı da destek sağladı.

'Kaos Planı'nın orijinalini Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara postayla ulaştıran subayın ihbar mektubunda, belgenin hazırlanış ve imha ediliş süreci anlatılıyor. Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Albay Dursun Çiçek'in imzası bulunan belgenin hazırlanması emrini 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız verdi. İhbar mektubunun tam metninin yayımlandığı haberde, Çiçek, Kaos Planı'nı içeren belgeyi Iğsız'ın emri, Korgeneral Mehmet Eröz ve Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın desteği ile hazırlamış. Planın aslını dosyadan aldığını ifade eden subay, karargahta neredeyse herkesin bu tip andıç belgelerinden haberdar olduğunu söylüyor.

Savcılara gönderdiği mektubun eklerinde, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' isimli dokümanın imhasında görev alan er ve erbaşların listesine de yer veren subay, konuyla ilgili bilgi sahibi olanların sindirildiğini de belirtiyor. Subay, önemli bir iddia da ortaya atıyor: "Nitekim Orgeneral İlker Başbuğ, belge hakkındaki basın açıklamasını aslının imha edildiğine kanaat getirdikten sonra yaptı."

ORGENERAL IĞSIZ, EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ'NDE

Subayın gönderdiği mektupta dikkat çeken önemli bir ayrıntı, hazırlanan belgenin imhasına yönelik faaliyetlerin tek tek anlatılmasıydı. Belge, subayın iddiasına göre operasyonel bir şekilde imha edilmiş. Ergenekon soruşturması kapsamında Dursun Çiçek'in 17 Haziran'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelmesi bekleniyordu. Ancak Çiçek'in askerî mahkeme soruşturmasının tamamlanması beklendi. Daha sonra 29 ve 30 Haziran tarihlerinde savcılığa çağrılan Çiçek tutuklanmış ve 24 saat geçmeden serbest bırakılmıştı.

Bu arada, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, dün akşam saatlerinde İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı ziyaret etti. Iğsız, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesine gelişinde Hüseyin Çapkın tarafından törenle karşılandı. Tören mangasını selamlayan Orgeneral Iğsız, daha sonra Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın makamına geçti. ABDULLAH YAVUZ ALTUN İSTANBUL

Savcı, 5 askeri ifade vermeye çağırdı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, ihbar mektubuyla ilgili 6 askeri 21 Ekim'de ifade vermeye çağırdığı öğrenildi. Bu davet üzerine yeni terhis olmuş bir askerin Beşiktaş'taki adliyeye gelerek ifade verdiği kaydedildi. Gelmeyen beş asker için ise dün yeniden davetiye gönderildiği, gelmezlerse polis zoruyla getirilecekleri belirtildi.

Dursun Çiçek'in ikinci kez savcı karşısına çıkarılması gündemdeyken ihbar mektubunda adı geçen askerî ve sivil personelin de ifade vermeye çağrılacağı öğrenildi.

Edinilen bilgilere göre savcılık, mektupla ilgili 6 askeri 21 Ekim'de ifade vermeye çağırdı. Bu davet üzerine yeni terhis olmuş bir askerin Beşiktaş'taki adliyeye gelerek ifade verdi. Gelmeyen beş asker için ise dün yeniden davetiye gönderildiği aktarıldı. Ancak bu kez davetiyeye eğer belirtilen zamanda gelmezlerse polis zoruyla getirilecekleri yönünde not eklendiği öğrenildi. İhbar mektubunda Dursun Çiçek ile birlikte belgeyi hazırladığı ileri sürülen albaylar S.Ö., İ.Z.G. ve F.S.'nin de ifadelerine başvurularak iddiaların tek tek sorulacağı öne sürüldü. Bu arada ihbar mektubunda skandal belgenin bir gazetede ortaya çıkması üzerine Genelkurmay karargâhında yürütülen imha çalışmalarına nezaret ettiği öne sürülen Org. E.S.'nin özel sekreteri Kurm. Alb. U.B. ile bizzat hard diskleri imha ettiği ileri sürülen Albay Ş.K., Üsteğmen E.S., Üsteğmen K.B., Başçavuş M.U. ve sivil memur R.S.'nin delil karartma suçlamasıyla ifadesinin alınabileceği yine iddialar arasında. Öte yandan savcılığın, ihbar mektubunda seri numaraları verilen 35 bilgisayarın gönderilmesi için de tekrar yazı yazıldığı bildirildi.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, her ne kadar belgeyi 'kâğıt parçası' olarak nitelendirse de 26 Haziran'da kuvvet ve ordu komutanlarını da arkasına alarak yaptığı toplantıda, "TSK'da, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin değil. Biz hukuk devleti ilkelerine sadığız. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açılabilir." demişti. Genelkurmay Başkanlığı da önceki gün yaptığı açıklamada "Hukuk devletinde her şeyin yasalara uygun olarak yürütülmesine hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun itirazı olamaz." ifadesini kullanmıştı. SEDAT GÜNEÇ ANKARA

Medyada ilk özür Necati Doğru'dan geldi

Taraf'ın 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' manşetiyle duyurduğu belgenin aslının ortaya çıkması, konuyla ilgili yorum yapan köşe yazarlarını da etkiledi. Haber ilk çıktığında Taraf'ı, sahte belgeye dayalı haber yapmakla suçlayan gazeteciler, şimdi özür diliyor. İlk yazı Vatan yazarı Necati Doğru'dan geldi. Belgenin sahte olmadığının Adli Tıp raporuyla ortaya çıktığını aktaran Doğru, "Darbeciliği savunamam. Seçimle gelenler! Seçimle gitmeli! Asker askerliğini yapmalı. Politikacı demokrat olmalı." diye yazdı.

Türkiye, millete yönelik komplo teorileri ve dehşet senaryoları içeren 'Kaos planı'nı Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu'nun haberiyle duydu.

'AKP ve Gülen'i bitirme planı' manşetiyle verilen haberde, planın insanın kanını donduran ayrıntıları deşifre edildi. Bazı kesimler haberin sahibi Mehmet Baransu'ya yüklendi. TSK'yı yıpratmakla, sahte belgeye dayalı haber yapmakla suçladı. Ancak zaman, Baransu'yu haklı çıkardı. Gelinen noktada, belgenin gerçek olduğu ortaya çıktı. Baransu, geçtiğimiz günlerde Zaman'a yaptığı açıklamada, kendisini yerden yere vuran meslektaşlarından 'özür' beklediğini söylemişti. Baransu'nun çağrısına ilk cevap Vatan Gazetesi yazarlarından Necati Doğru'dan geldi. Gazetedeki dünkü köşesinde "Özür diliyorum" başlıklı bir yazı kaleme alan Doğru, belgenin sahte olmadığının Adli Tıp raporuyla ortaya çıktığını aktardı.
Eğip bükmeyeceğim; özür dilerim

Necati Doğru, yazısında şu ifadeleri kullandı: "Saklayıp gizlemeyi kalemime yakıştıramam; hiç eğip bükmeyeceğim. Belge gerçek çıktı. Belgenin sahte olduğunu; 'Orduyu darbeci gösterme ve iktidar partisi AKP'yi mağdur-mazlum sayma niyeti bulunduğunu, bazı gazetecilerle aydınların bu kötü niyetin aleti yapıldıklarını' yazdım. Ben bu kez yanıldım. Aralarında profesörlerin de bulunduğu Adli Tıp uzmanlarının açıklamasına göre, belgeyi Taraf Gazetesi'inde ilk kez yayınlayan genç muhabir Mehmet Baransu'nun haberi doğru çıktı. Belge sahte değil. Özür diliyorum. Adli Tıp 'belge gerçek' diyor. Doğruysa, orduda darbe niyetleri olanlar var. Bunun hesabı sorulmalıdır. Hesabı verilmelidir. Benim kalemim de yine 'Unutma! Unutturma!' köşesi açıp 'Belge gerçek çıktı, hesap soruldu mu, kaç gün oldu?' diye yazmayı sürdürmeli. Sürdüreceğim. Darbeciliği savunamam. Seçimle gelenler! Seçimle gitmeli! Asker askerliğini yapmalı. Politikacı demokrat olmalı."

Yazar, belge yayınlandıktan sonra kaleme aldığı bir köşe yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: "Bu muhabir (Baransu) daha önce Aksiyon Dergisi'nde çalışıyormuş. Aksiyon Dergisi, Fethullah Gülen cemaatinin haftalık yayın organı olarak biliniyor."


















ZAMAN

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi