AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 07-18-2011, 03:54   #1
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart Kimsenin cevabını bulamadığı soru
Türkiye, 30 yılı aşkındır terörle mücadele etmesine rağmen terörü neden tamamen bitiremiyor; çözümsüzlüğün temel sebebi nedir?



İsmail Çolak'ın yazısı

Terör bir defa daha pusu kurdu ve Diyarbakır’da 13 Mehmetçik’in canına kıydı. Yine şehit kanı aktı, yine şehit anaları ağladı ve yine yürekler kanadı.
Tabii olarak şu günlerde herkesin gündeminde terör var. Başta siyasiler, medya ve kamuoyu olmak üzere herkes terörün nasılı ve nedeni üzerinde ortak bir akıl oluşturulmaya çalışıyor. İşin uzmanları yine terörün muhasebesini yapıyor, kanlı bilançosunu çıkarıyor. Çözüm yolları ve alınacak alternatif tedbirler üzerinde kafa yoruluyor.
Ancak kimsenin bir türlü cevabını bulamadığı en hayati soru şu: Türkiye, 30 yılı aşkındır terörle mücadele etmesine rağmen terörü neden tamamen bitiremiyor; çözümsüzlüğün temel sebebi nedir?
Daha önce bu köşede kaleme aldığım müteaddit yazıda ve Nesil Yayınlarından çıkan KÜRT MESELESİNİN AÇILIMI kitabımda, tarihi boyutundan başlayarak günümüzdeki yansımalarına değin meseleyle ilgili naçizane görüş ve değerlendirmelerimi serdetmeye çalışmıştım.
Bazı gerçekleri tekrar hatırlamakta ve müzakere etmekte fayda var:
Birinci gerçek: Kürt Meselesi’ni çözmek ve iç barışı tesis etmek için Cumhuriyet tarihinde ilk defa ‘açılım sürecinde’ elverişli bir zemin oluştu. Türklerin ve Kürtlerin hâkim ekseriyeti, ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunmasından ve asırlardır olduğu gibi birlikte yaşamaktan yana olduğunu deklare etti.
İkinci gerçek: Türkler ve Kürtler arasında çatışmalardan bıkan, artık barış ve istikrarın egemen olmasını isteyen milyonlarca insan var. Kürt siyasetçiler ve aydınlar arasında, teröre ve şiddete tavır alanların safları giderek genişliyor. Artık terörle bir yere varılamayacağını, terörün miadının sona erdiğini kahir çoğunluk anladı.
Üçüncü gerçek: Terör artık etnik mahiyetten ve çizgiden tamamen uzaklaşmıştır. Ülkede gerekli zaman ve durumlarda kaos meydana getirmeyi amaçlayan iç ve dış odakların maşası ve oyuncağı haline gelmiştir. İhale ile herkese iş yapan bir taşerona dönüşmüştür.
Dördüncü gerçek: Terör örgütü açılım sürecine, sözüm ona terör yoluyla verdiği haklı mücadele neticesinde eriştiği zafer(!) sayesinde gelindiğini propaganda ederek kamuoyu oluşturmaya ve Kürt halkının gönlünü yeniden kazanıp kendisini affettirerek siyasi desteğini artırmaya ve tabanını genişletmeye çabalıyor.
PKK da anladı; artık terörle bir yere varılamayacağını, kullanım hakkının sona erdiğini... İç ve dış şartların kendisini tasfiyeye zorladığını örgüt de çok iyi farkında. O yüzden dağdan inmek; bundan sonra düz ovada konumlanmak zorunda. KCK, siyasi parti ve dernekler aracılığıyla tamamen siyasileşecek, sözde meşrulaşacak ve Kürtleri temsil hakkını elde etmeye çalışacak. Bunu gerçekleştiremezse de açılım, demokratikleşme ve sivil anayasa sürecini devamlı surette sabote edecek.
Beşinci gerçek: KCK-Ergenekon yapılanmasının karşılıklı iş ve eylem birliğiyle ülkeyi kaosa sürüklediği; hükümeti devirmeye, açılım, demokratikleşme ve sivil anayasa sürecini sabote etmeye çalıştığı; Doğu-Güneydoğu’da terör ve sıkıyönetimi yeniden canlandırmaya niyetlendiği; demokrasi, sivil anayasa, hukuk ve insan hakları alanındaki iyileştirmeleri rafa kaldırmaya ve hükümetin Kürt meselesi ve terörü tamamen halletmesini engellemeye uğraştığı ve hâsılı, bölgenin gelişmesi, kalkınması, özlediği barış, huzur ve istikrara kavuşmasına mani olmaya çalıştığı artık iyice aşikâr hale geldi.
Altıncı gerçek: Bizim gibi birçok aydın, uzman ve gazetecinin de sık sık ifade ettiği can alıcı bir tespiti tekrar paylaşıyorum: Ergenekon ve derin devlet tasfiye edilmeden, terörün kesin tasfiyesi imkânsızdır. Bir dönem Öcalan'ın sağ kolu olarak bilinen Avukat Hüseyin Yıldırım’ın şu sözleri bu tespitin en sağlam delillerinden:
“Kürtlerle Türklerin ayrılması mümkün değil! Bin yıldır iç içe yaşamış bir halk, tek vücut... Kürt meselesinin hallolması için evvela Ergenekon'un etkisiz hale gelmesi gerekir. Öcalan'ın derin devletle bağlantılarının olabileceğini düşünüyorum. Öcalan'ın Kürt sorunuyla bir ilgisi, amacı, bir duygusu yok.” (Zaman, 24.06.2010)
Yedinci gerçek: Kimi Kürt siyasetçiler, PKK'yı ve eylemlerini, varlıklarının meşru bir parçası olarak gördüklerini, Kürt kimliğinin bir referansı olarak kabullendiklerini ve toplumsal tabanın vazgeçilemez bir parçası olarak algıladıklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Malum Kürt siyasetçilerin, Türk ve Kürt halkları arasındaki zedelenen güveni yeniden tesis etmek yerine PKK yanlısı bir tutum sergilemeleri, onları Türkiye'nin siyasi sisteminin sorunlu bir parçası; çözümün değil, çözümsüzlüğün bir parçası haline getiriyor. Hâlbuki 21. yüzyıl ulusal kimliklerin, şiddetle güçlendirildiği bir zaman dilimi olmaktan çıkıyor; terör bir müzakere aracı olarak gücünü kaybediyor. Terör hiç olmadığı kadar özdeşleştirildiği kimliği ve toplumu ötekileştiriyor, yabancılaştırıyor.
Türkiye'de yaşayan Kürtler, kendileri adına hareket ettiğini ileri süren PKK ile aralarındaki “organik” bağı korudukları sürece, gerek Türkiye toplumunun diğer unsurları gerekse dünya kamuoyu nazarında ötekileş(tiril)me tehlikesine maruz kalacaklardır. Oysa Kürtler tüm toplumsal unsurlar gibi Türkiye'de barış ve kardeşliği oluşturmanın ve korumanın ancak özveri ve diyalogla mümkün olacağını görmelidir. Uzatılan zeytin dalını sorgulamak yerine, bizzat bir zeytin dalı uzatmanın barış ve kardeşlik için daha etkili olacağına kuşku yoktur. Artık vicdan, akıl, sağduyu sahibi Kürtlerin meseleye müdahil olması, sivil ve demokratik tepki vererek örgütün karanlık işlerini sorgulaması gerekiyor.
Sekizinci gerçek: Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi bu dinamik ve heyecanlı altın neslin himmetlerinin pervaz etmesiyle ülkemiz aydınlık yarınları yakalayacaktır. Ona göre bilgisizliğin ve inançsızlığın zehirli bir meyvesi olan maneviyatsızlık, terör ve anarşi gibi meseleleri tamamen bertaraf edecek, maddi-manevi, sosyal-kültürel kalkınmayı sağlayacak en müessir çare, “marifet ve maarif” alanında alınacak tedbir ve ıslahatlardır.
Dokuzuncu gerçek: Terör, çatışma, şiddet ve çözümsüzlüğün devam ettiği bir ortam, terörden nemalanıp rant devşiren iç ve dış terör tüccarlarının ve karanlık odakların amaçlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramayacağı artık yaşanan acı ve kanlı tecrübelerden sonra iyice anlaşılmalı.
30 yıldır süre giden terörün, Türkiye’ye ve bölgeye, bitmek tükenmek bilmeyen ekonomik krizler, işsizlik, geri kalmışlık, cehalet, fakirlik, ihtilaf ve makûs talihi körükleyen kanlı bir ejderha olduğu; Türkiye’nin ideal büyüme ve kalkınma çıtasını bir türlü yakalayamamasının, elindeki kaynak ve potansiyel gücü yerinde değerlendirip milletlerarası muvazenede hak ettiği yere ve bölgesel süper güç haline gelememesinin sebeplerinin başında geldiği de artık idrak edilmeli.
Ve son gerçek:
Terörü bir şekilde bitirmekten başka çaremiz yoktur. Barış, demokrasi, hak ve özgürlükler, refah, mutluluk ve hâsılı hakiki anlamda ve her alanda “açılım ve demokratikleşme” terör bitmeden gerçekleşemez.
Türkiye'nin, vatandaşlık, dil, yerel yönetim gibi alanlarda yapacağı anayasal reformların oluşturacağı çok kültürlü demokratik hukuk devleti süreci hem terörün hem de Kürt meselesinin çözümünde büyük rol oynayacağı muhakkak.
Barış ve güvenliğin inşası için de Türkler ile Kürtler arasındaki özgüvenin tamir edilmesi ve “toplumsal sözleşme”nin yenilenmesi şart.
Genel anlamda Kürt meselesi ve Kürt açılımı hakkında etraflı malumat için Nesil Yayınlarından çıkan “KÜRT MESELESİ’NİN AÇILIMI” kitabımızı mutlaka temin etmenizi ve okumanızı şiddetle tavsiye ederiz.
moralhaber

 

onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-18-2011, 03:58   #2
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Terörün farklı dalları mevcut... Apoyla yahutta Kürt Sorunuyla açıklamak duygusal taraflarıdır... Küresel olgusundan Uyuşturucu kontrolü, ''Süper devletlerin'' olası yüzyıllık stratejilerindeki kartı ! olgusundan hareketle okunmadığı sürece soru dar alanda sorulur cevabıda dar alanda verilemez...! Büyük İsrail stratejisinden okumassanız acizane anlayamazsınız !
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-18-2011, 04:04   #3
Kullanıcı Adı
AdaletinKılıcı
Standart
Müsaadeniz ile bu soruyu basit görünen karmaşık bir soru ile destekleyebilir miyim?

Kurtlar Vadisi Terör isimli dizi; vahşi sahneler yayınlamadığı, ırk ayrımı yapmadığı ve Kürt ile teröristi çok net olarak ayırdığı halde neden birçok odağın hedefi haline geldi, devam edemedi ve Pusu versiyonu ile mesajını iletme yoluna girmek mecburiyetinde bırakıldı?

O zaman o diziye saldıranlar, şimdi teröre tepki gösteriyor olabilirler. Göstersinler de. Ama acaba pişman oluyorlar mı?
AdaletinKılıcı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-18-2011, 04:06   #4
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
hangi baba evladına kıyabilir
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-18-2011, 04:08   #5
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
hangi baba evladına kıyabilir
Yalnız bu hikayenin Nuh a.s. ile oğlu arasındaki gibi bir durum söz konusu !
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-18-2011, 06:22   #6
Kullanıcı Adı
AdaletinKılıcı
Standart
Soru ve dizinin engellenilmesi için neler düşünüyorsunuz?
AdaletinKılıcı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi