Kocaeli böylesini görmedi01.03.2009 Kocaelilere hitap eden Numan Kurtulmuş, "Öyle görünüyor ki Kocaeli kararını vermiş ve Saadeti seçmiş" dedi.


Kocaeli’nde muazzam bir kalabalığı meydana toplayan Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “İnşallah 29 Mart akşamı ‘Kocaeli tamam’ diyeceğiz. Öyle görünüyor ki Kocaeli kararını vermiş ve Saadeti seçmiş. Önümüzdeki dönem Milli Görüş’ün üçüncü büyük şahlanışı olacak. Bugün burada bu şahlanışın geldiğini gösteriyorsunuz. Milli Görüş’ün kalesi olan Kocaeli’nde Milli Görüş’ün iktidara yürüyüşünü simgeliyorsunuz. Bu seçimler Türkiye için bir dönüm noktasıdır” dedi.




“Türkiye’nin dört bir tarafının yokluğun ve yoksulluğun pençesinde olduğunu görüyoruz” diyen Kurtulmuş, “Özellikle son yıllarda uygulanan dışa bağımlı yanlış ekonomi politikaları, milletimizi yoksulluk ve işsizlikle karşı karşıya bırakmıştır. 2001 krizinden sonra Derviş yasaları çerçevesinde bir ekonomi programa kabul edildi. İktidar da bu programı aynen alıp uyguladı. Derviş programı, Erdoğan hükümeti zamanında da harfiyen uygulandı. Şimdi iki tane sonuç var elimizde. Herkesin tezgâhı dağıldı. Önce tarımdan başlanarak tezgâh dağıtıldı. Çiftçi aç durumda. Şekerpancarı kotası var ve şekerpancarı üretilemiyor. Niye? Amerikalı çiftçiler ürünlerini satabilsinler diye. Tarım kesimi ürettiğini satamıyor, satsa bile maliyetini karşılayamıyor. Ne tarım ürünü ne de tarım alanları para ediyor. Türkiye 8 yıl evvel tarım ürünleri ihraç ederken bugün şeker de dâhil her şeyi ithal ediyor. Sanayicinin de tezgahı dağıldı. Sadece son dört aylık süre için de 1 milyon 154 bin kişi işsiz kaldı ve ocaklara ateş düştü. Esnafın üzerinde ise tam 21 kalem vergi yükü vardır. İnsanlar siftah etmeden dükkânlarını kapatmak zorunda kalıyorlar. Türkiye’de özelleştirme adı altında ülkenin 80 yıllık birikimi satıldı. Diğer taraftan bakıyorsunuz bankaların yüzde 50’si yabancılaştırıldı. Türkiye üretim gücünü kaybetti. Şimdi bu satış furyasına yerel seçimlerden sonra mahalli idarelerin kurumları da eklenecek. Bizim amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Biz diyoruz ki, IMF ile anlaşma imzalamazsanız sonuna kadar arkanızdayız. Diyoruz ki, IMF anlaşmasını ola ki seçimden sonrasına bırakır ve bu milletin malını mülkünü kurda kuşa yem etmeye kalkışırsanız iki elimiz de yakanızdadır, nefesimiz ensenizdedir. Türkiye’de halkın üçte biri yoksul hale getirilmiştir. Türkiye hiçbir zaman böylesine büyük bir işsizlik, yoksulluk kıskacına girmedi. Ancak milyarderlerin sayısı arttı. Allah arttırsın da halkımız niçin yoksullaştırılıyor? 2000 yılının başından itibaren Türkiye’de 17. IMF protokolü imzalandı ve Türkiye’ye deli gömleği giydirildi. Memurun, sanayicinin, esnafın ve halkın alım gücü azaldı ve tezgâhı dağıldı. Herkes ve her şey borçlu hale getirildi. Devlet, belediye, özel sektör ve şahıslar borçlu. 150 büyük fabrika üretimi durdurma kararı almış durumda. İnanın ki biz Türkiye’nin bu durumunu 8 senedir her gün anlatmaya çalıştık. Buradan çıkış yolu yoktur, deniz bitmiştir” dedi.


Yerel seçimler Türkiye’nin istikametini belirleyecek
Kurtulmuş, “Vatandaş bu kadar yoksullaştırıldıktan sonra, halka kömür ve gıda yardımı yapılıyor. Ancak sadakayı devlet vermez, zenginler verir. İkincisi, sağ elin verdiğini sol el görmez. Devlet sosyal düzenlemelerle vatandaşının durumunu iyileştirmeye çalışır. Televizyon kameralarının önünde insanları rencide ederek iki torba gıda vermez. Sosyal devlet elinde poşetle dolaşıp halka gıda veren devlet demek değildir. Sosyal devlet demek vatandaşını yasalarla garanti altına alan ve milli geliri adaletle dağıtan devlet demektir. Bir millet iktisadi bakımdan zor bir duruma düşerse o memlekette gerçek sorunların da ateşi fitillenir. Sosyal krizlerin eşiğine gelir. Umuyoruz ki bu ekonomik çöküşle beraber toplumsal yapımızı derinden etkileyen hususlar ortaya çıkmaz. Şunu açıkça söylüyoruz. Hangi ekonomik modeli uyguladığınız önemlidir. Türkiye Dubai ya da Singapur modeliyle kalkınmaz, yeniden büyük Türkiye modeliyle kalkınır. Önümüzde Belediye seçimleri var. Ama aslında bundan sonra Türkiye’nin hangi istikamete doğru gideceğinin de kararını vereceğiz. Türkiye bir uydu devlet mi olacak yoksa üreten bir lider mi olacak? 29 Mart bunun kararını vermek anlamına geliyor. Bu seçimler aynen 1994 seçimleri gibi Milli Görüş’ün yeniden yükselişe geçtiği dönem olacaktır. Anadolu’yu karış karış dolaşıyoruz ve görüyoruz ki vatandaşlar belediye başkanlarından illallah diyor. Eskiden bir kuruşu israf edilmeyen belediyeler israfa batmış durumda. Borçsuz aldıkları belediyeleri gırtlaklarına kadar borca batırmışlar. Artık Milli Görüşçü belediyeler aranıyor. Herkes yeniden Milli Görüş belediyeciliğine hasret kalmış. Öyleyse yeniden Saadet vakti. Hizmet ruhunu kaybettikten sonra artık millete hizmet önceliğinin yerini başka öncelikler alıyor. İzmit bugün hala trafikle boğuşuyor, çevre kirliliği ile boğuşuyor. Sorunları çözecek herhangi bir program belediyelerce ileri sürülmüyor. Öyleyse şimdi zaman, Milli Görüş belediyeciliğine yeniden dönüş zamanımızdır” ifadelerini kullandı.


Değiştik demekten değişim yapmaya terfi edemiyorlar
Kurtulmuş, Milli Görüş belediyeciliğinin dayandığı temellere de değinerek şöyle konuştu: “Biz etik, estetik ve mühendislik anlayışıyla belediyecilik yaparız. Şimdi maçın ikinci devresine çıktık, yerel yönetimlerde ikinci büyük devrime hazırız. Bakıyoruz ki belediye şirketleri halkın sırtından kar etmeye çalışıyorlar. Oysa belediye şirketleri yüksek karlar yapsın diye değil, kar amacı gütmeden halka hizmet etmek için vardır. Bunlar kar değil, hizmet kuruluşlarıdır. Saadetli belediyeler, belediye hizmetlerinden kar almadan vatandaşlarımıza belediye hizmeti sunacaktır. Herkesin ihtiyacı kadar ve herkesten imkanı kadar belediye hizmetlerinin karşılığını alacağız. Yani yoksul ve muhtaçlar maliyetin altında fiyatlarla belediyecilikten yararlandırılacaktır. Ayrıca, hesap verebilir, şeffaf bir belediyecilik yapacağız. Şimdilerde iktidarla muhalefet arasında büyük kavgalar yaşanıyor. Bu kavganın konusu halka hizmetin nasıl olacağının kavgası değil, rant kavgasıdır. Milletin önünde projelerini açıklasınlar. Türkiye bu kavgadan ve çatışmadan kazanmıyor, kaybediyor. Tüm adaylar projelerini ortaya koyup yapacakları hizmetleri açıkça ifade etsinler. Hükümet temenni de bulunmak yeri değil, iş yapma yeridir. Millet anayasayı değiştirin diye oy veriyor, yapmıyorlar. Yerli ve küresel statükonun emrine giriyorlar. Oy almaya gelince maksimum oy alıyorlar, hizmete gelince minimum hizmet veriyorlar. Bunlar milletin istediği değişiklikler yapılsın diye iktidara geliyorlar. Ancak bunlar ben değiştim demekten bir türlü statükoyu değiştirmeye terfi edemiyorlar. Siz yüzde 47 ile bedel ödemeyeceksiniz de bu milletin yoksul evlatları mı bedel ödeyecek? Değiştim diye iktidara geliyorlar ama diz çöküyorlar. Milletin iradesiyle geliyorlar ama dışa bağımlı hale geliyorlar. Çözüm için geliyorlar, kavga üretiyorlar. CHP ve AKP kayıkçı dövüşünde. CHP irtica diyor, AKP ise oyları bölmeyin yoksa CHP gelir diyor. Bu soğuk savaş dilinden artık vazgeçilmelidir. Siz eğer, 1960 model çatışmacı siyaset üslubunu kullanacak idiyseniz niye bu milletin önüne çıktınız da biz bunu değiştireceğiz dediniz. Siz değişimi de ayağa düşürdünüz. Emeği, ekmeği, adaleti, onuru, başörtüsünü, vicdanı ve en son sadakayı da ayağa düşürdünüz. Değişim dediniz, statükoya teslim oldunuz. CHP ve AKP arasında en son yaşanan Kur’an Kursları polemikleri de Kocaeli’nde oy kazanma polemikleriydi. Her iki partiyi de samimiyet sınavına davet ediyorum. Türkiye’de kendisini merkez parti zannedenler çatışma siyasetinden besleniyorlar. Birinin söylediğine öteki karşı çıkıyor. Kavgalarla milleti iki kutba bölmek istiyorlar. Şimdi ise aman oyları bölmeyin diyorlar. Oysa gerçek değişimi sadece Saadet Partisi yapabilir.”



Fark var, Saadet var!
Kurtulmuş, ikinci hizmet devriminin yaklaştığına dikkat çekerek, “Şimdi yeni ve farklı bir sese ve siyasete ihtiyaç var. Şimdi yeni ve farklı bir çıkışa ihtiyaç var. Şimdi yeniden milli görüşe ihtiyaç var. Seçime bir aylık bir süre kaldı, muktedir bir siyasetin adresi olarak bu memlekette iktidara yürümek için canla başla çalışacağız ve fark var, Saadet var diyeceğiz. Çünkü iddia ve irade sahibi olan biziz. Yeniden büyük Türkiye’yi kuracağız diyen başka kimse yok. O zaman çalışmak size düşüyor. İddia sahibine toplama, ihtiras sahibine ise dağıtmak düşer. Biz bu milletin dağılan parçalarını toparlamak üzere geliyoruz. Vermeyene vermek, sevmeyeni sevmek, gelmeyene gitmek büyüklük alametidir. Kime oy vermiş olursa olsun, herkesi Saadet Partisi’nin bayrağı altına çağırıyoruz. Saadet Partisi yerli ve millidir, antiemperyalisttir, özgürlükten ve adaletten yanadır, maneviyatçıdır. Bu koordinatlarda herkesi buraya bekliyoruz. Biz milletin emanetini kutsal saydık. Caymadık, yılmadık, yolumuzdan dönmedik. İhanet etmedik ve sözümüzden geri durmadık. Yolunu şaşırıp milletten uzaklaşıp milleti yarı yolda bırakmadık. Haksızlığa boyun eğmedik ve milletin safında durduk. Şimdi, bir defa daha haykırıyoruz. Yanlış yapanla doğruyu söyleyen arasında bir fark var. Saadet kadar fark var. Bu farkı millete anlatma zamanıdır. Fark var, Saadet var. İktidarda bulunmakla muktedir olmak arasında fark var. Milletin dilini bilmekle milletin dilini anlamak arasında, omurgalı siyasetle ilkeli siyaset arasında, çatışmacı siyasetle yol gösteren siyaset arasında, maddecilikle manacılık arasında, tahakkümle özgürlük arasında, sömürüden yana olmakla adaletten yana olmak arasında, küresel güçlerin borazanı olmakla yeni bir dünya kurmak arasında, zalimin yanında yer almakla, mazlumdan yana olmak arasında, teslimiyetçilikle yeniden büyük Türkiye ideali arasında fark var, Saadet var! Rant belediyeciliği ile hizmet belediyeciliği arasında, mazeret üretmekle sorun çözmek arasında, yolsuzluğa bulaşmakla yolsuzluğa göz açtırmamak arasında, sana rağmen verilen kararla senin verdiğin karar arasında, sorunsuz yönetimle sorumluluk sahibi arasında fark var, Saadet var!” dedi.


Bayrağı devralacak kadrolar yetişti
Saadet Partisi GİK üyesi Şevket Kazan ise, “Siz gençlere yaptığım konuşmalarda her zaman tarihten örnekler verirdim. Derdim ki, gençler bizler bir dava uğrunda mücadele ediyoruz. An geldi bayrağı burca diktik ama an geldi yere de indik. Siz bizden sonra bu bayraklara öyle bir sarılın, burçlara öyle bir dikin ki bir daha asla inmesin. Biz bedenlerimizle aranızda olmasak da inanın ki ruhlarımızla aranızda olacağız. Fark var, Saadet var! İşte bu meydan bugün bu farkı fark etmiş insanların toplandığı bir meydandır. Allaha şükürler olsun ki bize bu tabloyu yeniden görmeyi nasip etti. Bu seçimde, inanınız ki bu gün farkı daha iyi fark etmiş insanlar sayesinde Saadet Partisi belediyelerin yarısından fazlasını kazanacaktır. Buna eminim. Allah’a şükürler olsun ki hocamızın 1969’da başlattığı davanın bayrağını taşıyacak kadrolar yetişti. Bizden sonra gelenlere bu bayrağı nasıl devredebiliriz diye düşünüyorduk. Ancak görüyoruz ki bu bayrağı devralan kadrolar yetişti. Yeni Genel Başkanımız Pof. Dr. Numan Kurtulmuş, bu bayrağı hakkıyla devraldığını bizlere gösteriyor. Hocamız da bu heyecanı bizlerle paylaşıyor. Bayrağı gönül rahatlığıyla genç Milli Görüşçülere devrediyoruz” şeklinde konuştu.



Kocaeli tamam!
Saadet Partisi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Batuk ise, “Belediye kapılarını halkına kapatanlarla gönlünün kapılarını halka açanlar arasında fark var. Çevresindekileri sebeplendirmek için çalışanlarla halka hizmet için çalışanlar arasında fark var. Bu miting Kocaeli’nde seçimlerin tamam olduğunu gösteriyor. Milli Görüşün yerel ve genel yönetimde yaptığı hizmetleri iyi biliyorsunuz. 30 Martta inşallah yeniden başlayacağız. Belediyenin kapılarını halkımıza sonuna kadar açmak için; ulaşılamayan başkanlarla yönetilen değil, Gönlünü halka açan başkanlar olmak için geliyoruz. Milli Görüş bunları yaptı. Belediyenin gelirleri kanunlarla belirlenir. Kimse kanunsuzluk yapacağım diye ortaya çıkamaz. İktidara mensup adayları seçin propagandasına pabuç bırakmayın. Bir zamanlar ANAP da aynı propagandayı yapıp afişlerini sokaklara asmıştı. O seçimde milletimizin sağduyusu etkili olmuş, Malatya dışında bütün yerlerde iktidar partisi seçimi kaybetmişti.
Bugün iktidar partisi aynı yolu seçti. Onları uyarıyorum, bu yola tevessül etmesinler. Kimse ben kanunlar dışına çıkarak size başkalarının hakkını getireceğim demesin. Bir kuruşumuzu da kimseye yedirmeyiz. Kayırmacılık peşinde koşanlarla la hak ve adalet mücadelesi yapanlar arasında fark var. Zevksiz, estetikten yoksun, insanların içini karartan şehirler yapıyorlar. Onun için fark var, Saadet var. Onun için buradayız. Daha önce yaptık, yeniden yapacağız. Size rağmen belediye yönetenlerle sizinle birlikte belediye yönetenler arasında fark var. Milletin bedduasını alanlarla milletin duasını alanlar arasında fark var Onun için 29 Mart’a kadar sefer halindeyiz” ifadelerini kullandı.

Kocaeli’nin yıldızları:
Kocaeli, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Batuk
Körfez, Maşallah Söğüt
Kartepe, Sinan Ejderoğlu
Karamürsel, Ahmet Özen
Kandıra, Kenan Ersöz
Gölcük, Necati Zorlu
Gebze, Hüseyin Öztürk
Dilovası, Vehap Ayar
Derince, Halil Altuntaş
Darıca, Yusuf Demir
Çayırova, Yaşar Alkan
İzmit, Ahmet Kul
Başiskele, Şaban Aktürkoğlu

Kocaeli’nin yıldızları:
Kocaeli, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Batuk
Körfez, Maşallah Söğüt
Kartepe, Sinan Ejderoğlu
Karamürsel, Ahmet Özen
Kandıra, Kenan Ersöz
Gölcük, Necati Zorlu
Gebze, Hüseyin Öztürk
Dilovası, Vehap Ayar
Derince, Halil Altuntaş
Darıca, Yusuf Demir
Çayırova, Yaşar Alkan
İzmit, Ahmet Kul
Başiskele, Şaban Aktürkoğlu




KocaeLi'm kendine yakışır şekiLdee mitingini yaptı ve gösterdi sıra bizde dedi Söz verdik

inşallah hem kocaeli nin hemde diğer il ve ilçelerimizin yıldızlarını herkes görecek, herkes şahit olacak.

...

Yetkili Notu: Mesaj düzeltilmiştir Şov yapmaya kalkışmayın !

:cool: KOCAELİ sizindir sizin kalacak...

Şey..
Şimdi maydanozluk gbi olmasın konunuza ama..
Kocaelinin 'öylesini' görmediğine emin misiniz?.. (:

















Yani diyeceğim o ki:
Kocaeli neleri gördü neleri...

Suç FARUK'ta beni niye gaza veriyorsun resim koyarak... :D

Bende niye olcak yaa..
Kocaeli'nde suç..

Kocaeli tamam!
Saadet Partisi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Batuk ise, “Belediye kapılarını halkına kapatanlarla gönlünün kapılarını halka açanlar arasında fark var. Çevresindekileri sebeplendirmek için çalışanlarla halka hizmet için çalışanlar arasında fark var. Bu miting Kocaeli’nde seçimlerin tamam olduğunu gösteriyor. Milli Görüşün yerel ve genel yönetimde yaptığı hizmetleri iyi biliyorsunuz. 30 Martta inşallah yeniden başlayacağız. Belediyenin kapılarını halkımıza sonuna kadar açmak için; ulaşılamayan başkanlarla yönetilen değil, Gönlünü halka açan başkanlar olmak için geliyoruz. Milli Görüş bunları yaptı. Belediyenin gelirleri kanunlarla belirlenir. Kimse kanunsuzluk yapacağım diye ortaya çıkamaz. İktidara mensup adayları seçin propagandasına pabuç bırakmayın. Bir zamanlar ANAP da aynı propagandayı yapıp afişlerini sokaklara asmıştı. O seçimde milletimizin sağduyusu etkili olmuş, Malatya dışında bütün yerlerde iktidar partisi seçimi kaybetmişti.
Bugün iktidar partisi aynı yolu seçti. Onları uyarıyorum, bu yola tevessül etmesinler. Kimse ben kanunlar dışına çıkarak size başkalarının hakkını getireceğim demesin. Bir kuruşumuzu da kimseye yedirmeyiz. Kayırmacılık peşinde koşanlarla la hak ve adalet mücadelesi yapanlar arasında fark var. Zevksiz, estetikten yoksun, insanların içini karartan şehirler yapıyorlar. Onun için fark var, Saadet var. Onun için buradayız. Daha önce yaptık, yeniden yapacağız. Size rağmen belediye yönetenlerle sizinle birlikte belediye yönetenler arasında fark var. Milletin bedduasını alanlarla milletin duasını alanlar arasında fark var Onun için 29 Mart’a kadar sefer halindeyiz” ifadelerini kullandı.



Bak Faruk Kocaeli tamam diyorlar sen ne diyorsun bu işe...


ne diiiimm tamam mı diim devam mı diiimmmm... :D