![]() |
#91 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com IV. Murad
*Sultan Murat Güçlü bir iradeye ve hafızaya sahipti. şüpheciydi.suçlulara merhametsizdi ve çok eşkiya kanı döktü amacı zulmü önlemekti asayişi gözetdi. İç huzura önem verdi halk, rahat ve emniyet içinde yaşadı Bu “… Dünyada onun isteğine karşı çıkabilecek kimse kalmadı. birinin ektiğinden başka bir kimse bir dane bile alamadı.”Kanunî sonrası en büyük Osmanlı padişahıydı Murad Han, dedesi Sultan Selime benzemeye çalışdı. Gerçekten de birçok vasıfları onunla uyuşurdu. Yavuz’un sahip olduğu kıymetli devlet adamlarına malik değildi. Tahta geçtiğinde hazine bomboştu. Vefatında ise on beş milyon altın olup gümüş paranın hesabı yoktu.*Sultan murat zamanında Avrupada istihbarat ağı örülmüştü. Avrupalıların en gizli sırları, Osmanlı sarayına ulaşıyor, yaban diyarda kuş uçurtulmuyordu. Tahta çıktığında neye yaradığı belli olmayan yüz bin yeniçeri varken, vefatında itaat altına alınmış otuz beş bin yeniçeri bulunuyordu.Murad Han, bozulmuş devlet nizamını Düzeltti Tımar sistemini düzene koydu. İsrafın önüne geçti Sipahilerden zorbalıkla ele geçirdikleri evkaf idaresini ve diğer hizmetleri aldı. Sipahileri intizam ve itaat altına alarak, bozguncuların toplandığı yerleri kahvehaneleri kapatarak asayişi temin etti. yeniçeriliği ıslah etti.Asayişin bozulduğu, kudretin zorbaların elinde bulunduğu zamanda başa geçen IV. Murad Han, vefatında, huzurlu ve itibarlı bir devlet bıraktı *Avrupa’ya hiç sefer yapmadığı halde, masumları katleden Avrupa Muhteşem Sultan’a itaat etmek için birbirleriyle yarıştılar. En küçük suçları bile memleketin selameti için cezalandırmaktan çekinmeyen sultan IV. Murad Han’ın merhameti çoktu. Savaşda otağının yanına kurdurduğu seyyar hastanelerdeki yaralı ve hastaları ziyaret ederdi. fakir ve yetimlerin aç ve açıkta kalmaması için gayret gösterir, emrine uymayanları şiddetle cezalandırırdı.Askeri kendisinden ne çekinir sever ve takdir ederdi. Bütün seferlere askerle beraber katılmış onların yediğini yemiş, yattığı gibi yatmıştır. büyük kumandanlar gibi, onların kalbini teshir etmiştir. Kudreti ve kuvvetini ordusu takdir etmiştir. *vefat ettiği zaman, saray ve devlet ahali ve asker ardından çok gözyaşı dökmüştür.Din ve devlet menfaatine iş yapanı mükâfatlandıran Sultan Murad Topkapı Sarayında Revan ve Bağdad Köşkü gibi nadide eserler, köprüler, kervansaraylar, hanlar hayır eserleri inşa ettirdi. Boğazda saray yaptırıp, oğlu Muhammed’in doğumunda yedi gece kandiller asılıp şenlikler yapıldığından, buraya Kandilli denildi. Bağdad’ı fethedince, İmam-ı A’zam ve Abdülkadir-i Geylânî Hazretleri’nin türbelerinin tamir ettirdi. Kâbe-i Muazzama’yı su basması üzerine, tamir etdirdi.Din ve devletin menfaatine ters düşeni affetmedi zulüm ve hıyaneti, emre itaatsizliği şiddetle cezalandıran Sultan Murad hassas bir kalbe sahipti. Çok güzel şiirler yazdı ve şâirleri himaye etti.IV. Murad Han devrinde âlim, şâir, tarihçi ve sanatkârlar yetişti kıymetli eserler meydana geldi katip çelebi bunların başındadır Nef’î bir beytinde IV. Murad Han’dan şu şekilde bahsetmektedir:Geçmiş padişahların tarzları sana nasıl benzer. Anka’nın uçuşu ile Çekirge’nin uçuşu bir midir? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#92 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com İbrahim Han
İbrahim Han Osmanlı padişahlarının on sekizincisi olup seksen üçüncü İslam halifesidir. Sultan Ahmed Han‘ın oğlu olup 5 Kasım 1615 Perşembe günü Kösem Sultandan doğdu. Sarayda iyi bir tahsil gördü. babasının vefatından sonra ağabeyi*IV. Murad Han‘ın saltanatında korkulu bir hayat sürdü. kardeşleri Bayezid, Süleyman ve Kasım, Murad Han tarafından öldürülmüşlerdi. Kendisinin de bir gün öldürüleceği korkusu Aklî dengesini bozmuştu 9 Şubat 1640 ta IV. Murad Han’ın ölümüyle tahta çıktı. yirmi beş yaşındaydı. Ağabeyi Sultan Murad’ın ölümünde, hayatta kalan tek Osmanlı şehzadesiydi. Naima, Sultan İbrahim’i vücut ve simaca IV. Murad Han’a benzetmektedir. “Heybetli, güzel yüzlü bir devletlû idi. Aceleci ve, hızlı konuşurdu. işin derhal yapılmasını isterdi Fevkalade cömertti para dağıtmakta ileri gitti, bütün yakınları fukaralıktan kurtulmuşlardır Solakzade’ye göre “Münevver yüzlü, iri siyah gözlü, orta boylu, yassı burunlu,” idi. Sultan İbrahim’i heybetli, şevketli, boylu posluydu cömertti Saltanatında hazineyi açıp, bol bol ihsanda bulundu Devlet işlerinde etki altında kaldı Cinci Hoca, Şekerpare Kadın ona yaklaşarak rüşvetler yiyip devlet görevlilerini kendi hizmetlerinde kullandılar Sultan İbrahim, çok cömert ve lütufkârdı maliye düzeltilip milletin kıtlık çekmemesi için fermanlar çıkarıldı. Padişah divan ile ilgilendi Eyaletlerden haber alamamaktan üzüntü duyardı. sadrazamın kendiliğinden iş yapmasına müsaade etmezdi. beylerin zalim olmamasına, halka zulüm yapılmamasına, dikkat ederdi. Tayin edilen paşaların derhal göreve başlamasını isterdi. Halka zulüm yapanı ortadan kaldırırdı Eşkıyayı takip eder, müsamaha göstermezdi.tebdil-i kıyafetle dolaşır ve eksikliklere tedbirler düşünürdü.*Bir gün yine tebdil-i kıyafetle İstanbul’da dolaşıyordu. ekmek kuyruğunu görünce, sadrazama, “Sen ki lalamsın, İstanbul’da ekmek almak için bekleyenler gördüm, Tebaa-i şahanemden hiçbirisinin ekmek almak için bir dakika dahi beklemesine rıza-yı şahanem yoktur. mukayyed olasın… Ve illa başın keserim,” diye yazdı.*Ertesi gün İstanbul’da ekmek kuyruğu kalmadı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#93 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
*Dokuzuncu Osmanlı padişahı Sultan Selim’in babası*sultan II. Bayezid Han, annesi*Dulkadıroğlu Alaüddevle’nin kızı Aişe Hatun‘dur. 10 Ekim 1470’de Amasya’da doğdu.dedesi Sultan Mehmed Han’ın terbiyesinde yetişti. Kuran-ı Kerim, tefsir, hadis ve fıkıh fen Arabî ve Farisî’ye öğrendi Çok çevik ve zeki idi. Bir defa dinlediğini unutmazdı. Spora meraklıydı. Ata binmek, güreş tutmak, ok atmak ve kılıç kullanmak hususunda büyük maharet sahibiydi Babası Bayezid Han padişah olunca askeri sevk ve idare öğrenmesi için Trabzon’a vali tayin edildi. Trabzon’da devlet işleri ve ilimle uğraştı edebiyat ve tarih ile ilgilendi. *Trabzon Eyaletini çok güzel idare eden şehzade Selim’in komşu devletler ile münasebetleri oldu. Gürcüler üzerine üç sefer yaptı. en meşhuru 1508 Kütayis seferidir. Kars, Erzurum, Artvin illerini fethederek Osmanlı topraklarına kattı. Gürcüler onun âdil idaresine hayran kalarak Müslüman oldu. Akkoyunlu Devleti’ni yıkarak Şii-Safevi devletini kuran Anadoluda yıkıcı emeller besleyen Şah İsmaile mâni olmaya çalıştı. Erzincanda Safevi ordusunu bozguna uğratarak, komutanları İbrahim Mirza’yı esir aldı. Bu cevvaliyeti ile Anadolu’da halk arasında ve yeniçerilerce bir destan kahramanı gibi sevilip sayıldı. Tahta geçmesinde bu faaliyetlerinin büyük rolü oldu.Sekiz yıl saltanat süren Selim Han; uzun boylu, iri kemikli ve omuzları genişti Yüzü yuvarlaktı. Yüce bir himmet, sağlam azime sahipti *keskin zekaya ve ileri görüşlülüğe sahipti silahı mükemmel kullanırdı, harp mahareti ve süratli manevra ve kuvveti ile bir kahramandı üstün meziyetlere sahipti.İslamiyete bağlıydı bid’atleri yok etti En büyük ideali Müslümanları ve İslamı bir bayrakda toplamaktı. gece gündüz çalıştı babasından devraldığı devleti iki kat büyüttü. Akıllara sığmayan muazzam fütuhat dört yıl gibi kısa bir sürede tamamladı Doğu-Anadolu’da Safevilerden Erzincan, Kemah, Ayıntab, Mardin, Urfa, Diyarbekir ve çevresi, Ramazanoğulları’na ait Adana, Tarsus ve havalisi, Memlüklerden el-Cezire, Suriye, Filistin, Mısır ve Hicaz’ı alarak ülkesine kattı. İslam âleminin manevi hükümdarlığı mânâsına gelen halifeliğe sahip olarak Osmanlı hükümdarlarının mevkilerini yükseltti *Mekke ve Medine Osmanlı Devleti idaresine girdi Selim Han’ın m Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerifeyn’ İki şerefli beldenin hizmetçisi ünvanını alarak İslam âleminde osmanlı devletine olan hürmet ve itibarı artırmıştır.hedefi Safevileri ortadan kaldırıp Orta Asya’yadaki sünnileri nüfuzu altına almaktı Anadolu’daki parçalanmanın devleti düşürdüğü bunalımları görmüştü en devleti için gördüğü en büyük tehdit, Müslümanların birlik ve beraberliğinin bozulmasıdır. devlet işinde vezirlerinin fikirlerinden istifade ederdi. Uzun süre düşündükten sonra son kararını verir ve asla dönmezdi. vazgeçmek isteyenleri şiddetle cezalandırırdı.İrade ve azim kudreti, ve yüksek dehasıyla babasının devrinde durgunlaşan idareyi hareketli ve cevval bir hale getirdi. Buna mâni olmak isteyenleri tepelemiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#94 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
* Sultan Selimin Muazzam bir casus teşkilatı vardı. dış memleketlerden mâlumat alırdı. takibat yapardı. uygunsuz haberler aldığında “Siz işlere bakmıyorsunuz!” diyerek vezirleri hapsettirirdi. celal sahibiydi Şahidi olduğu olayları cezalandırırdı iyice araştırmadan vermezdi. Fikrini açık söyleyene kızıp söylenerek dinler ve hak sözü kabul ederdi. Sultan Selim’e Amasya’da Şeyh Mehmed’in “Sultan Korkud sağdır” diyerek propaganda yaptığını bildirdiler. Bunun üzerine padişah, şeyhi hapsettirdi.Şeyh Mehmed Efendi muhterem bir zâttı. veziriazam Pîrî Paşa padişaha gelerek Şeyh Mehmed hakkındaki sözlerin asılsız olduğunu arzetti. Sultan Selim Han da ehl-i vukuftan birisini gönder’ diyerek tembihledi.*Celalzâde Mustafa Çelebi’yi gören Pîrî Paşa: padişahın yanına gitmesini bildirdi. Padişahın huzuruna çıkacağını duyan Celalzâde büyük bir heyecanlanarak arz odasına girdi.Sultan Selim Celalzâde’ye Gümüşlüoğlu’nu nasıl bilirsin? Cevher veya meder midir? Diyince Mustafa Çelebi de:Evliyalık menbaının, kaynağı cevheri ve nefisle mücadele meydanının hâlis eri, bir ulu kişi bilirim” diye cevap verince padişah Ulu mu! Ulu mu! Ulu mu!”*diyerek üç kere tekrar hiddetle sormuştu.hiddeti geçince yumuşak bir şekilde Celalzâdenin yevmiyesini arttırmıştır sonra da:Şeyhe selam söyle, hatırını hoş tutsun”*diyerek Gümüşlüoğlu’na göndermiştir. Ve şeyhi serbest bırakmıştır *Padişahın adamları isabetliydi. Çaldıran Muharebesinde en küçük rütbeli şahıs olan Pîrî Mehmed Çelebi’yi keskin görüşlerinden takdir etmiş ve onu ‘veziriazamlıka yükseltmiştir. Değerli adamlara itimadını her zaman muhafaza ederdi söylentilere asla kulak asmazdı.Memleketin genişlemesi üzerine veziriazam Pîrî Paşa yardımcı vezir, olarak Rumeli beylerbeyisi Çoban Mustafa Paşayı istemiş Selim Han Ben deli olmadım, öyle bir adamı tayin edeyim”*diyerek kabul etmemişti. İki ay geçtikten sonra Pîrî Paşa ricasını tekrar etmişti. Bunun üzerine padişah:Madem ki istiyorsun, öyleyse senin vezirin olsun”*diyerek Mustafa Paşa’nın vezirliğini istemeyerek de kabul etmişti.*Beş ay sonra Mustafa Paşa, Pîrî Paşa’nın arzlarının yanlış olduğunu ileri sürerek Padişaha veziriazamın şikayet etmişti Sultan Selim, büyük bir kızgınlıkla elindeki okla Mustafa Paşa’nın başına vurarak Bre mel’un! Bunca zamandan beri hizmetimi gören Türkün doğru veya yalanını bilmez miyim? sen benim vezirim değilsin. Onun vekilisin ve bu rütbeye onun arzıyla nail oldun”*diyerek öldürmek istemişse Pîrî Paşa’nın ricasıyla kurtulmuştur.Selim Han’ın devlet işlerinde titizdi hata edeni affetmezdi siniri vezirlerini korkutur, işlerini ciddiyetle takib ederlerdi vezirler Selim Han’a vezir olan rakip çabuk gider bize de ikbal yolları açılır, derlerdi. *Selim Han’a vezirlik etmek sultanın şiddet ve gazabından korkan ve her an ölüm tehlikesi geçiren Pîrî Paşa Padişahım, eninde sonunda bir bahane ile beni öldüreceksiniz. Hemen halâs etsen münasiptir” deyince Selim Han gülmüş ve Benim dahi muradım odur. Lakin yerini tutar adam bulunmaz. Yoksa seni muradına eriştirmek kolaydır”*demişti. Padişah, “yerine geçer adam bulunmaz” diyerek Pîrî Paşa’ya kadirşinaslığını göstermişti Bu büyük devlet adamının sekiz yıllık kısa saltanatı baş döndürücüdür İki buçuk milyon kilometrekarelik devletini dört yılda altı buçuk milyon kilometrekareye çıkarmıştır. tarihin en büyük cihangirlerindendir*Yıkıcı Şiileri Anadolu’dan atmış ve vurduğu müthiş darbe ile İran’ı Türkiye için tehdit olmaktan çıkarmıştır. İkiyüz elli yedi yıldır devam eden, Timur Han’ın fethe müyesser olamadığı Memlüklü Devleti’ni iki meydan savaşı ile tarihe gömmüştür. İslam halifeliğini alarak Osmanoğullarına büyük bir prestij ve manevi güç kazandırmıştır. Cezayir’i himayesine alarak İspanya ile karşılaşmıştır Büyük ideallerin adamı Selim Han’ı uleması ve ne askerleri anlayamadı. büyük ülkücü hükümdar gayesine ulaşamadan öldü’*genç yaşta ecel kendisini teslim almasaydı ‘Muhammed aleyhisselamın şânı bütün âlemi kaplayacakdı’ cihangir padişahın son seferinin neresi olduğu belli olmamış, Avrupa seferi diye yansımıştır. Bu devlet yıkılır mı? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#95 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
*Selim Han muazzam imparatorluğunu düşünür tedbirler** geliştirirdi. Bir gün fethettiği vilayetler ile devletinin kudret ve azametini düşünerek Pîrî Paşa’yı* çağırır ve lalam! Allahü tealanın izn-i inayetiyle Mısır’ı feth eyledik. Haremeyn-i şerifeyn hükmümüz altına girdi. Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerifeyn unvanıyla muazzez ve mükerrem olduk.Allahü tealanın lütf u ihsanıyla feth u nusretler müyesser oldu. emrimize muhalif hareket edecek* güç yoktur. devlete zeval ihtimali var mıdır?”diyince Akıllı* zât* Pîrî Paşa: Devletlü padişahım! Şimdiki hâlde zeval yoktur mümkün değildir Lâkin devletlü Padişahım! üç haslet evlad-ı kiramlarınız zamanında peyda olursa devletin ihtilali mukarrerdir, kaçınılmazdır.” *Selim Han üzüntü ve elemle piri paşaya* kızgınlıkla Bre kara Türk hazine mi ek******? Kullarım mı ek******? Cebehanemde at ve katır mı ek******** her nesnem kemal kuvvetinde iken eksik nedir Devlet-i Aliyye’ye zeval sebebi ola!” deyince, Pîrî Paşa:Devletlü Padişahım! Hakk teala ömür ve devletinizi şevketle günden güne ziyade eylesin. Hazinen ve kulların silahların ve mühimmatın ve mükemmeldir. eksik yoktur.Hakk teala hazretleri göstermeye, saltanatınızda ol üç şey ortaya çıkmaz; lâkin evlatlarınız ahmak veziriazama düşerse rüşvet kapısı açılıp mansıplar ehline verilmez ise hükümet edenler avretlerinin muratları ve arzuları üzere hareket ederse, ol zaman devletin inkırazı mukadder olur.” *Selim Han askerin nizam ve intizamına* değer verirdi. Askerliğe aykırı davrananlara tahammül göstermezdi. Askerin az, öz temiz ve disiplinli olmasını isterdi. Teknolojiye çok mühimdi Mısır seferinde defterdar, bir bezirgandan altmış bin altın para borç bulmuş sıkıntı giderilmişti. defterdar borcu ödemek üzere bezirganı davet etti. bezirgan Ey efendi Verdiğim altın tamamen devletimin olsun.demiştir bezirgan sultan selimin defterdarına* oğluma cebecilik ihsan olunsun” diyerek arz u niyazda padişah Yüksek ceddimin ruhu içün hepinizi katlederdim. Fakat Haremeyn-i Şerifeyn hakimi Sultan Selim bir bezirganın malına tamah edip, onu katletmiş,* vezir ve defterdarının günahsız kanına girmiş diye yayılır. Bundan sakınırım. Yoksa hepinizi gazap kılıcıma lokma ederdim. Tiz bezirganın parasını verin ve yanlış işleri bana getirmeyin. her kim benim temiz askerlerim arasına yabancı sokmaya kalkarsa felah bulmasın” diyerek hiddetini dile getirdi. *Sultan selim İlme ve âlimlere hürmetkardı Geceleri dört saatten fazla uyumaz, vaktini ilimle* geçirirdi. Okumaya meraklı* savaşta seyyar kütüphanesi* bulunurdu. okur ve dinlerdi. Kemal Paşazâde, Osmanlı Tarihi eserini onun emri ile yazmıştır. Mısır’dak Hind ve Çin haritaları yaptırılmıştır.Âlimlere hürmetkardı. Mısır dönüşünde Kemal Paşazâdenin atının ayağı ve çamurlar sultanın kaftanını kirletmişti.Kemal Paşazâde üzülmüş, ve mahcup olmuş Onu gören Selim Han:Üzülmeyiniz hocam. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, üzüntü değil; bir iftihar vesilesidir.” Sonra adamlarına “Alınız bu çamurlu kaftanımı, öldüğüm zaman üzerime örtünüz” diyerek ilgililere teslim eder. Yüzyıllardır beri bu kaftan, bir camekan içerisinde Selim Han’ın sandukası üzerinde durmaktadır. *Selim Han celalli olmasına rağmen hak sözleri kabul eder ve kararlarından vazgeçerdi. Meşhur müftü Zenbilli Ali* Efendi ile olan diyalogları meşhurdur. Selim Han, Topkapı Sarayı hazinesindeki* yüz elli kişiye sorumsuzluklarından* dolayı gadaplanarak öldürülmeleri konusunda emir vermişti.Müfti Zenbilli Efendi Saadetlü padişahın yüce tahtına iletilecek sözüm vardır” diyerek Devletlü Padişah! hazretlerini vebal ve günahtan saklaya İşittiğime göre küçük bir günah sebebiyle nice kullarınızın katline ferman buyurmuşsunuz. Bundan vaz geçmezseniz Allahü tealanın indinde mesul olursunuz.”Selim Han Şeyhülislam’ın* ikaz edici tavrına ve* alınmış ve kızmıştı.“Bu iş saltanatın işidir. Âlimler karışırsa devlet kargaşaya uğrar. Sorumsuzluklara göz yummak, ve bu işlere karışmak göreviniz* değildir” dedi. *Müfti zebilli ali efendi sultan selimin topkapı saray defterdarlarını öldüreceğini işitince sultana Ben saltanata karışmam. ahiretiniz* vazifemdir. sükût etsem günahkâr olurum. Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker bana lazımdır. İslamiyetin emir ve yasaklarına uymakta Hakk tealanın kulları birdir. Hakk teala her günahın had cezasını takdir etmiştir. Bu miktar suç için Hakk teala katl emretmedi. ahiretde padişahımdan sual olunur.”diyince Padişah sözlerin hak olduğunu Allah rızası için söylendiğini bilip kızgınlığı geçti. Ve suçluları Affetti |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#96 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
*Sultan Selim zenbili ali efendinin nasihatleriyle istanbuldaki defterdarların katlinden vazgeçmişti Müfti zenbilli Efendi* Padişahım ahiretiniz ile ilgili hizmeti yerine getirdim. Mürüvvetle ilgili bir sözüm daha var” dedi. Affettiğiniz kulların, vazifelerinden ayrılıp muhtaç kalmaları el açmaları padişahlığın şanına layık mıdır? Diyince Padişah onun şefaatini kabul edip, istanbul defterdarlarını göreve iade etti *Selim Han Edirne’ye gelişinde Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi onu uğurlamaya geldi dört yüz kişinin elleri bağlıydı. niçin ellerinin bağlı olduğunu* sordu. ‘Padişah ülkede ipeği yasaklamıştı. Bunlar yasağa uymadıkları için cezalandırılacaklar’ dediler.Zenbilli Ali Efendi, Selim Han’a emrine katılmadığını ve İnsanların üçte birini yola getirmek için üçte ikisini yok etmek mübah değil midir?” diye sordu. Padişah hükümdarın buyruğuna karşı gelmek kargaşadır padişah ki emri memleketinde geçmeye,* ülkesinin çökmesi pek yakındır.” dedi. *Sultan Selim ipeği yasaklamıştı ipek satan 400 kişi cezalandırılacaktı şeyhülislam zenbilli Ali* Efendi padişahı uyarınca Padişah hiddetlendi“Senin saltanatta söz söylemen vazifen değildir. İşine bak!” dedi. Zenbilli Ali Efendi üzülmüş ve Bu husus ahiret işlerindendir ve vazifemdir. katle büyük vebal vardır” diyerek selam vermeden hiddetle padişahın yanından ayrıldı. padişahın gazap* köpürdü kızgınlığını bastırıp* tutukluları af ederek İslamiyet’e bağlılığını herkese göstermiş oldu.*Sultan Selim Zenbilli Ali Efendi’ye Rumeli ve Anadolu kazaskerliğini verdi. Sultan Selim şöyle diyordu Dini meselelerdeki titizliğin dürüstlüğün ile insaf ve anlayıştaki olgunluğun bilinmekle kazaskerliği sana verdim her doğru söze kulağımı kabarttım Zenbilli Ali Efendi ise padişaha şu cevabı yazdı.Eşi olmayan padişahımın emrine uymanın* görev olduğu bilinmekte ve âlimlerin zihinlerine nakşedilmiştir lâkin hükmetmemek için Rabbime söz vermiştim. ahdimizi korumak yüzünden,* kusurumuzu af buyurmak, duacı kulunuzun en büyük ricasıdır. Ümit ederim ki, padişahımın affı olmuş ola.”diyerek görevi reddetti *Selim han Dini* korumak için mal ve mevkiden kaçan büyük alime zenbilli Ali efendiye son derece hürmetkardı ve ona duacıydı Selim Han celalli bir padişahtı hukuk ve dine bağlıydı Selim Han âlimlerle latifeler yapmaktan da geri durmazdı. Mısır fethettiğinde Hasan Can’a rüyada* Bedahşi hazretleri beyaz kepenek giymiş üstüne kuşak bağlamıştı.yolculuğa çıkacağını söyleyip vedalaştı. Hasan Can rüyayı şöyle tabir etti Bu durum şeyhin göç ettiğine delildir. pîr-i fanilerin yolculuğu ahiret seferi için vedalaşmalarına* ol işarettir” dedi. Selim huzursuzlanmıştı. gazaplanarak Rüya yoruma bağlıdır Şeyh’e bir hal olursa, tabirinin etkisine bağlarız. Cezalandırılmayı hak edersin” dedi. *Hasan Can* padişahı incittiğinden üzülmüştü. padişah, hocası Halimi Efendiyede rüyasını nakletti ve: hocama bir hâl olursa Hasan Can ne eyler, Cezalandırılması gerekmez mi?” dedi. Hasan Can Utancından başını eğdi Padişahım düş geceniz* kaydolunsun.* şeyhe bir hal olmuş ise düş Önce ise cezama ferman buyrula” dedi.Selim Han rüyasının gecesini yazdılar.Birkaç gün sonra şeyh rahmet diyarına göçtü Selim Han’ın gördüğü rüya Muhammed Bedahşi’nin vefat* gecesine rastladı rüyayı doğru yorumlayan* Hasan Can kıymetli bir hilat ve iki yüz dinar altın hediye ile sevindirdiler. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#97 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
*Muhammed Bedahşi hazretleri Şam’ın ileri gelenlerini huzuruna çağırmış sultan selim için şöyle diyordu Ey Şam-ı şerifin* halkı! uğurlu ve kutlu padişahı* kerem sahibi yüce yaradan göndermiştir. Hakk’tan bir rahmettir. Zalim idarecilerin elinden sizi kurtardı. merhametli bakışlarını bu belde üzerine çevirdi size hâkim eyledi. Sakın ola ki onun itaat halkasından çıkarmayasız.* dua ve selamımı, yüce padişaha iletesiniz.Selim Han Muhammed Bedahşi hazretlerinin övgü ve muhabbet dolu sözleri ve dualarına mazhar olması karşısında gözyaşlarına engel olamamıştı.*Yavuz Sultan ihtişam ve debdebeye ehemmiyet vermezdi. sâdeliği sever ve sâde giyinirdi. oğlu Şehzade Süleymanın süslü elbisesine Oğlum Süleyman, anan ne giysin!” diyerek sitem etmişti.*Mısır seferinde iken askerinin zırh, Memlüklerin ise zînet ile süslü olduğunu görünce Kemal Paşazâde’ye ‘bunun hikmeti nedir’ diye sormuştu. Kemal Paşazâde Askerleriniz Mısırlıların güzel eşyalarını ganimet almak için her türlü fedarkarlığı yapacaklardır. onların bu durumu sizin zafer nedenlerinizdir demişti.Kendisi için* köşk ve lüks istemezdi. Devletin bir kuruşunun dahi boşa harcanmasına rıza göstermezdi. *Sultan selim Mısır seferinden dönüşünde** Edirne’ye giderken Sirkeci ile Sarayburnu arasındaki sahile ybasit bir köşk yapılmasını, hazine defterdarına emretmişti* O da Yalıköşkü denilen fevkalade güzel köşkü yaptırmış ve döşetmişti.Selim Han köşkün halini gördükçe huzuru kaçmıştı.Ben sana* para sarfına müsaade etmemiştim. altında dinlenilecek, güneşten korunacak küçük bir gölgelik istemiştim” deyince defterdar müşkülü kurtarmak için köşkü kendi malından hediye* yaptığını söylemiş, kabulünü istirham etmiştir.Bir daha olmaması şartıyla defterdarının ricasını kabul eden Selim Han, onun hediyesine karşılık hil’at giydirmiş ve ihsanlarda bulunmuştur.*Yavuz Sultan Selim’in hazineyi görülmemiş bir zenginlik katmıştır. hazine kethüdasına Benim altınla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührü* illa benim mührümle mühürlensin demiştir. mühür Selim Han’ın Mısır seferinde* kullandığı kırmızı akik* bir mühürdür Ortasında*“Sultan Selim Şah”*ibaresi etrafında tevekkülî alâ hâlikî”*dua cümlesi hakkedilmişti. Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar padişahlar, Selim Han’ın vasiyetine uymuşlar hazineyi onun mührüyle mühürlemişlerdir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#98 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com yavuz han
*Selim Han’ın saltanat sürmekten ziyade ilim ve tasavvuf erbabı ile sohbet ve muhabbet etmek gönül sultanı olmak istemektedir şu beyti söyler Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş Bir veliye bende olmak cümleden evla imiş Selim Han’ın Şiirleri âşıkane ve merdanedir. Şayet padişahlık etmeyip şiire yönelseydi, her tarafta meşhur olur onunkiler yanında, okunma hakkına sahip olacak kabiliyette şiir olmazdı” demiştir. Selim Han’ın* Türkçe şiiri yoktur. Gözlerimden aktı deryâlar gibi yaşım benim Dostlar çok nesne gördü onmadık başım benim Bir direkli iki gözlü köprüdür kaşım benim Sultan Selimin yanında Mal, mülk ve cevherin değeri yoktu. Bütün âdeme hükümdar olmaktansa zavallı bir gönlü gamdan kurtarmayı tercih ederdi. *hakkı severdi. Nâmert, dönek ve korkaklara iltifat; soysuz, mayası bozuk ve cimri şahıslara hizmet etmek en kötü işlerdendi. cahillerle konuşmaktan uzak, şanı yüce, bilgili ve bahtiyar bir padişahtı.Hükümdarlar tac ve tahtta oturup hükümet idare etmekle itibar sahibi olurlardı. O ise olgunluk ve marifet ülkesinin şahı, fazilet ve güzellikler memleketinin şehinşahıydı. Halifelik kaftanı uzun boylarına* layıkıyla varis olmuşken o fakirlere yaraşır elbiseler seçip giyinirdi. Atlas ve altına gösterişli giyeceklere önem vermezdi. gayreti himmeti gece gündüz çalışmaları iyi ve güzel işler* içindi.Harp meydanında* pars ve aslan gibi atılgandı. Onun nazarında cenk* bahar bayramı, yiğit ve kahramanca can verme vakti zafer bayramları idi. *yüce padişahın öyküsü yazılsa kitap olur. felekler sayfa, yaprak ve defter, yeryüzünün ekseni kalem, kutbu da uç olsa yüceliğini tanımlamada saltanatının haşmetini tasvirde aciz kalır. Yiğitliği, bahadırlığı ve cihangirlikteki titizliği eşsizdi. Güzel yüzü aydın, anlayışı olgun ve yüksek idi. Yüce saltanatının alem sahiplerinin başvurduğu, eyvanı ve gökleri tutan divanı ise kılıç ve kalem ehlinin toplandığı bir yerdi. Hazinede bulunan kitapları okumuştu. Sabahlara kadar devam eden meclisi* manevi ruhlar durağı idi. En sevinçli günü ve en büyük eğlencesi cihad meydanlarında vuruşmasıydı. Savaşın en kızgın anlarında korku bilmez, neşe içinde dolaşırdı Gözü pek, arif bir padişahtı. Dünyanın problemlerini yakinen bilirdi metin, kahraman ve yiğit biri idi ki *göğsünü demir bir siper edinip ok gibi düşman üzerine tek başına atılırdı saflar yarar kaleler döverdi düşman merkezine saldırırdı Şu beyit sanki onun için söylenmişti:Düşman askeri Kaf’tan Kaf’a da olsa Allah hakkı için o savaştan yüz döndürmem. Osmanlı sultanları arasında hünerli, anlayışlı yüksek ve zekiydi adaletli bir sultandı |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#99 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com Sultan Süleyman
*Kanunî, Osmanlı padişahlarının onuncusu* İslam halifelerinin yetmiş beşincisidir. Sultan Selim in* oğludur. 27 Nisan 1495’de Trabzon’da Aişe Sultan’dan doğdu. Süleyman ismi, Kur’ân-ı Kerim açılarak verildi. İsmi Neml Sûr-isi otuzuncu âyeti kerimesinde geçen Hazreti Süleyman’ın isminden alındı.Annesi Aişe Hafsa Hatun ninesi Gülbahar Hatun’un terbiyesinde büyüdü Şehzâde Süleyman, yedi yaşında ilim öğrendi sanat sahibi olması için. Devrin tanınmış kuyumcularından hoca tayin edildi kuyumculuk sanatını Askerlik, idare ve komutanlık bilgilerini öğrendi. On beş yaşına kadar babasının yanında kalan şehzâde Karahisar ve Bolu Sancağı’na verildi. sancaklara amcası Ahmed’in itirazı üzerine Kefe sancakbeyliğine gönderildi *Şehzâde Süleyman, annesi ile* gittiği Kefe’de lalası nezâretinde devlet idaresinde tecrübe sahibi oldu. ilimden uzak kalmadı. Âlimlerin derslerine* katıldı. nasihat dinleyerek fıkıhda yükseldi. Sultan Selim’in* taht mücadelesinde babasına vekâlet etti. sonra, genç Şehzâde, merkezi Manisa Saruhan sancakbeyiliğine gönderildi.* Sultan Selim’in İran ve* Mısır seferleri sırasında Şehzâde Süleyman Rumeli’nin muhafazası ile vazifelendirilerek Edirne’de oturdu. Selim Hanın vefâtı ile yirmi altı yaşında bir delikanlı iken 30 Eylül 1520’de Osmanlı tahtına geçti. Sultan Süleyman yuvarlak çehreli, elâ gözlü, açık kaşlı, doğan burunlu, uzun boylu,* ve yakışıklı idi. Söz ve hareketleri ölçülü ve nâzikti. Âlim, lerle bulunmaktan hoşlanır,* maddî ve manevî bütün iyi hasletleri şahsında toplamış bir padişahtı *Sanatkârdı. kuyumculukta mahirdi.İyi kılıç kullanır ve avlanmaktan hoşlanırdı. Arapça, Farsça, Sırpça ile Tatar lehçesini bilirdi İslam ve batı kültürünü iyi tanımaktaydı.Kadirşinas ve iradesi kuvvetli olup istidat sahiplerini himaye ederdi.Az konuşur söylediğinden dönmezdi.Babası Selim Han kadar asabi değil ise de ciddi ve vakur idi.Devrinde İstanbul’da iki yüz* şair ün kazanmış günümüze ulaşmışlardır.* Bâkî,* ve Fuzûlî gibi Sultan Süleyman siyasette ve sanatda başarılıydı ilim ve sanatı himaye ederdi meşhur beyitleri vardı Yârin muhteşem endâmını görünce bazıları ardıç ağacına, bazıları da elif harfine benzetti. Aynı şeyi söylemek istiyorlar tabii amma, üslûp âlimde başka câhilde başka olmaktadır. herkes meşrebince ifâde ediyor. “*İnsanları eksikleri ile beraber sev. kusursuz dost arayan dostsuz ve arkadaşsız kalmaktadır.Mülk ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur Ey Muhibbî, “Şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz”Sultan Süleyman ömrünü saray eğlencesinden uzak, ilim, gazâ ve memleketlerini imar faaliyetleri geçirdi. Kırk altı yıllık saltanatında sarayı dünyanın en güzel, en alımlı ve câzibeli kadınları ile dolu iken, o Hurrem Sultanı istiyordu Sultan Süleyman’ın, Mahıdevran, Gülfem ve Hurrem* isminde üç hanımı Abdullah, Murad, Mahmud, Mustafa, Mehmed, Cihangir, Bayezid, Selim isimlerinde sekiz oğlu ve Mihrimah Sultan isimli bir kızı olmuştur.*Şehzâde Abdullah, Murad ve Mahmud küçük yaşlarda Şehzâde Mehmed yirmi iki yaşında* Cihangir çok sevdiği ağabeyi veliahd Şehzâde Mustafa’nın öldürülmesi üzerine, yirmi iki yaşında* öldü. Şehzâde Mustafa, idam edildi. Şehzâde Bayezid* isyan ederek kardeşi Selim ile yaptığı mücadelede mağlup oldu İran’a kaçtı ve yolda öldürüldü. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#100 |
![]() Kaynak ahmetşimşirgil.com II. Murad Hân
*Osmanlı padişahlarının altıncısı olan Sultan II. Murad Han, 1404 de Amasya’da doğdu. Babası*Sultan Çelebi Mehmed, annesi ise*Dulkadırlı Süli Bey‘in kızı*Emine Hatun‘dur. alimlerden dersler aldı. Çocukluğu Amasya, Bursa ve Edirne’de geçti. 1415 de idarî ve askeri tecrübe kazanması için Amasya sancakbeyliğine gönderildi.Osmanlı doğu sınırı idarî bakımdan hassas bir böl*geydi. Türkmen ve Moğollar yaşamakta olup bağım*sız hareket etme arzuları yüksekti. Onları disiplin altına almak güçtü. Öncr bu işlerle uğraşan şehzade, 1417’de lalası* Hamza Beyle beraber Cenevizlilerden Kafir Samsun’u aldı. *Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarının patlak ver*mesiyle Ege bölgesine gönderildi. Vezir-i azam Bayezid Paşa isyanları bastırdı 1421 de tahta çıkmış otuz yıl saltanat sürmüştür. Türbesi Bursa’da* Muradiye* mahallesindedir Kırk yedi yaşında* vefat etti Sultan II. Murad* orta boylu, yassı burunlu, açık alınlı, kırmızıya mail ak benizli, koyu ela gözlü, kumral saçlı, hafif seyrek dişli, iyilik sever hoş tabiatlı bir padişah idi. Altı oğlu ve dört kızı vardı. Oğulları;*Ahmed Alaaddin,*l Mehmed Han,*Sultan Orhan,*Sultan Hasan*ve*Sultan Küçük Ahmed‘dir. Büyük oğulları Sultan Ahmed ve Sultan Alaaddin* Amasya sancak beyliklerinde vefat ederek Bursa’da defnedildiler. Sultan Orhan ile Sultan Hasan ise Edirne’de vefat eylemiş*ler ve Tunca nehri kenarında* Darülhadis*yanında toprağa verilmişler*dir. *Kızlarından*Fatma Hatun*Çandarlı İbrahim Paşanın oğlu Mahmud Çelebi ile,e evlenmişti. Babasının türbesine bitişik bir türbede yatan Hatice Hatun hakkında malumat yoktur.Sultan Murad büyük bir sarsıntıdan çıkmış olan bir devle*tin hükümdarıydı* çok gençti. Anadolu’da Timur Han’ın ihya ettiği Türk beyliklerinin;* zaafından istifade için fırsat gözleyen Balkan ve Avrupa devletlerinin ihtiraslarıyla karşı karşıya idi. Bizans, sinsice çalışıyordu. Murad Han, Anadolu’da Türk birliğinin kökleşmesi, Rume*li’de hudutlar içinde sakince yaşamayı tercih etmesine rağmen, mem*leket menfaati için asla vazifeden kaçmayan, hayatını* fedadan çekinmeyen cesur, me*tin iradeli ve azimkar idi.Hayatı boyunca o devirdeki en büyük Türk hakanı olan Timur Hanın oğlu Şahruh’a karşı çıkmayıp, çatışmamak için* ince bir si*yaset güttü.* iki Sünni devletin karşı karşıya gelmedi. hükümdarlık hayatı sonunda medeniyet bakımından yeni çağı açacak olan oğlu sultan Mehmed’e mamur ve* ilmî* bir ülke bıraktı. *Halkının kendisine duyduğu sevgiden dolayı Ko*ca Murad Bey, Koca Murad Gazi isimleriyle anıldı Murad Han, in*ce ruhlu, hassas, lütufkar, adil, merhametli olup sözüne sadıktı* kumanda kabiliyeti yüksekti On iki yaşında şehzade iken başlayan muharebe hayatı, ve*fatına kadar devam etti. İlmî sohbetleri sever, alimleri himaye ederdi ilmi ve ibadeti takvası* fazlaydı. Tek* düşüncesi; son nefesini iman ile vermek, mahşer günü Allahü tealanın huzuruna alnı açık, gü*nahtan pak* çıkabilmekti.bütün ömrünü gazada geçirdi imar işlerine ehemmiyet verdiği için Ebu’l Hayrat*diye anılırdı. Saltanatında Bursa, ve Edirnede imaretler ve medreseler yaptırdı.Edirne’de efendimizin hadislerini öğretmek ve dini bilgilerde öğrenci yetiştirmek üzere cami, medrese ve şadırvanlar inşa ettirdi.*Peygamberimizin, rüyasında II. Murad’a darülhadis yaptırmasını işaret ettiği rivayet edilir. Bu yüzden murat han edirnede darülhadis* külli*yesi inşa etmiştir* Günümüzde Darülhadis külliyesinden cami ve şadırvanı ile bahçesindeki bir iki türbe kalmıştır.II. Murad Han’ın Edirne’de yaptırdığı eserlerin en önemlisi*Üç Şerefeli Camii’dir. minarenin yük*sekliği 67 metredir.* Her şerefesine ayrı yollardan çıkılır. Üç Şerefeli cami Osmanlı erken ile klasik dönem üs*lubu arasındadır* enine gelişen camilere örnektir mimarlar Üç Şerefeli Camii için “Osmanlı mimarisinin dönüm noktası olan abide budur. Bu abide Osmanlı mimarisinin kendini bulmasına bir örnektir ve başarılan bu hamlenin üç şerefeli fatihasıdır. Osmanlı mimarisi Süleymaniyelere, Selimiyelere, Sultanahmedlere ulaşacaktır” demektedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|