AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-09-2018, 08:42   #11
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
​ŞAFAKTA YÜRÜYEN ÇOCUKLAR

İlahi takdirle vazife ve şerefi almış Kur’ân
Ezan Namaz Bayrağın Milletin Ümmetin ve İffetin kalkanı İslamın ordusu, sür’atle aslına, yakışan şanına dönmekte.Bedir Harbi’nden düşen kıvılcımla Peygamber Ocağı, yanmaya başladı. Hafız Paşalar yetiştiren damar, güneşle kucaklaştı. Sadece asker değil, âlim ve evliya çıkaran kutlu ocak, inşallah kıyamete dek sönmeyecek...
Afrinde tarihle zamanla ve mekânla iç ve dış ihanetle hesaplaşıyoruz.Görülecek çok hesap var.

Dünya hayrette. Ümmetin kalbinde ümit gülleri tomurcuğa durmuş, tebessüm eden yüzler, gülen gözlerle hasret kucaklaşması yaşanıyor.Kader kavşağındayız.Ceza bitti.Hasta adam iftirasıyla, horlamasıyla incinen dedelerin torunları, Mehmetcikler, Ahmetcikler, JÖH’ler, PÖH’ler, sultani asil ve korkusuz yiğit duruşlarıyla ümmete sancaktar oldular. Bu devlet, yükselen parlak bir yıldızdır. Türkiye, Devlet-i Ebed Müddet’in tecellisi olarak Büyük Türkiye Cumhuriyetidir. Kader, azap dolu zor bir asırdan sonra Türklere gülmüştür.
Kimsenin şüphesi olmasın ki bu toprakların yarınları çok büyük olacaktır.

Dostlar, mazlumlar ve mağdurlar sevinsinler, hasret kalmışlardı. Düşmanlar kahrolsunlar Orta Doğudaki talana değişecek, su yatağına akacaktır.
Amenna; Şanlı Peygambere selamımızı arz ederek buyurduklarını bir ekmek gibi; nan-ı aziz gibi öpüp başımıza koyduktan sonra tekrarlarız-Vatan sevgisi imandandır.-İnsanların en hayrlısı, insanlara faideli olandır.Mekke meydanında başlayan imanla küfrün, haçla hilalin, tevhidle teslisin mücadelesi, dün vardı, bugün var, bitmeyecek. Viyana’nın, I. Dünya Harbi’nin, cetvelle harita çizme zorbalığının defterleri bir gün açılacaktır.İlayı kelimetullah davası uğrunda yılmayan, yorulmayan, durmayanlara, mukaddes davayı omuzlayarak Kızılelma şafağına akan şahadet sevdalısı koçyiğitlere selam olsun.
Dağ yürüyüşlü babalar.
Aslan doğuran bu analar.
Sabır timsali bu eşler var oldukça.
İslam ahlakı yaşadıkça hakikat varolacaktır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:42   #12
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
TARİFSİZ VAHŞET

*-Bir kadının ırzına geçmek vahşettir!
-Evli bir kadınının ırzına geçmek katmerli vahşettir!
-Evli bir kadının kocasının gözleri önünde ırzına geçmek tarifsiz vahşettir!..Bu vahşetlerin hepsi Doğu Guta’da işlenmektedir.kadınlardan biri sesini duyurabildi. Anlattıklarını televizyonlar verdi. Esad şeytanının askerleri, kocasının gözleri önünde kadına tecavüz ettiler. Bir kadının ve bir kocanın da başına bundan daha büyük hangi felaket gelebilir?
Doğu Guta, insanlığın öldüğü yerdir.Tecavüz mağduresi hamile kadını dünya dinledi. Peki dünyayı idare edenler, dünya kadınları ne yaptı? Türk kadınları ne yaptılar?

*zalim esedi caydırıcı kimse yok Kim bilir daha kaç kadın ağzı salyalı tasmasız köpeklerin aşağılık fiillerine maruz kaldılar, berbat Esad’la hayvani haydutlarının hesap vermesi, yargılanması gerekmez mi suçta Suriye Esad yalnız değildir. Terörist putinle ortaktır. “Suriye’de ateşkes olsun ama Doğu Guta hariç” diyen şia başı İran ortaktır. Filistin celladı İsrail’e destek olmakta sadık köpekleri maşa uşakları komünist PKK/PYD’yi devleştirmeye çalışmaktadır guta katliamına Amerika ortaktır. Çerden-çöpten bir ateşkes kararını tatbik ettirmekte acze düşen BMGK ortaktır...

*Tecavüze uğrayan kadıncağızın haberini dinlediğimden beri unutamıyorum. Üzüntümün haddi, hesabı yok. Bu coğrafya bu hâle mi düşecekti İnsanlık suçlusu Esad, Guta’da kadın, çocuk ve sivillerin katlediyor. üstlerine ateş yağdırıyor Kocasının gözleri önünde kadınlar tecavüze uğruyor bu bir vahşettir, sadizmdir, terördür.ey ümmetin evlatları yokmu gutadaki katliamı durduracak müslüman evladı Türkiye medyası suskun sessiz aciz Oscara verdiği haber değerini kanlı gözyaşları dökenlere göstermiyor
Türkiye büyük güce erişmedikçe; dünya, Türklerin zalimleri kanlarında boğduğuna şahit olmadıkça yeryüzüne adalet de huzur da gelmeyecektir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:43   #13
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi ANA SÖZÜ

*Tsk ile Suriye Kuvvacıları afrin’i kuşattı vaziyette.Şehre girmeye çok fzaman kalmadı. jandarma, komando, polis keskin nişancılar bölgeye sevk edilmekte. Afrin’e girildiğinde yapılacakcerrahi müdahalede. Hainler ayıklanacak
*Tam bu safhada Washington’dan müzakere teklifi geldi. Cumhurbaşkanı ABD Dışişleri Bakanı Tillorson’ı kabul etti. Bakanımız Çavuşoğlu görüştü nurettin Canikli, Brüksel’de ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile masaya oturdu Tillorson Biz, PYD’ye ağır silah vermedik ki neyi alalım!?"*dedi bu laf, gafletle edilmiş, ağızdan kaçmış veya gerçekleri gizlemekteydi. Amerika, tırlar dolusu silahı teröristlere verirken geri almak kaydıyla veriyoruz"*demişti. dışişleri bakanları yalan konuşmaktaydı. güvenlik danışmanı CB sözcümüze PYD’ye silah vermeyeceklerine dair beyanda bulunmuştu. silahları geri almak kaydıyla veriyoruz"*demek mesnetsiz bir vaaddir. "Kaybettik, çalındı, karşı tarafa geçti…"*gibi bahaneleri ne ile çürütebilirler?

*ABD Savunma Bakanı'nın, Millî*Savunma Bakanımıza yaptığı teklifte İsterseniz, YPG’yi PKK ile savaştırabiliriz!"*derken Acaba abd hükûmetinin görüşünü mü yansıtıyordu yoksa aklına eseni mi söylüyordu eğer PYD ve PKK’nın aynı teröristler olduğu*bilinmiyorsa bu bir faciadır.Amerikaya tuhaf laflar ettiren sebep, içine düştükleri çıkmazdır. İçeride Yahudi para ve medya sının baskısı altındadır. Dışarıda itimat kaybetmektedir. Kuzey Irak Kürt İdaresi müstakil bir devlet iken referandum, ve bağımsızlık’ vaadiyle yıkıldı. PKK/PYD-YPG Irak ve Suriye’de ABD’ye güveniyordu. Güvendikleri Trump Kudüs skandalına imza attı. Türkiye zafer kazandı. *Amerika Kuzey Suriye’de pkk desteğiyle Kürt ordusu kuracaklarını hayal etdiler. Ve Türkiye 20 Ocak 2018’de Afrin Harekâtıyla kafirlerin planını bozdu hayallerini yıktı afrin Harekâtı gâyet güzel gitmekte:Siyasi irade güçlü, Halk desteği muazzam,Cephedeki kuvvetler cengaver...Şehidler, gaziler kahraman; onların "ağlayıp kâfiri sevindirmeyeceğiz!!!"*diyen ana-babaları da kahraman.

*Geçen hafta Erdoğan ile Tillorson görüştü. PKK/PYD, Afrin Harekâtı ve FETÖ konuşulacak.
Türkiye’nin oyalanmamalı rüzgârın dinmemelidir Tillorson, FETÖ ihanetinin belgeleri verilsin bakarız, dedi. Ankara’nın Washington’a kamyon dolusu evrak verdiğinden haberi yok Türkiye, yakaladığı rüzgârla Kandil’e gitmelidir. Biz savaşmıyoruz, bölgemizden teröristleri atıyoruz. Bunu 40 yıldır yapmaktayız. Afrin Harekâtında döviz düşmekte, borsa coşmakta. Gençler, askerlik şubelerinde kuyruğa girmekte ve leş rekorumuz artmaktadır
Sahada kazandığımızı masada heba edemeyiz. Washington Müzakeresi şanlı harekâtı durdurmamalı ve hızını kesmemelidir*PKK/PYD Fırat’ın doğusundan ve batısından çekip gitmedikçe, PKK Kandil’i terk etmedikçe, DEAŞ tiyatrosu bitmedikçe, İsrail bölgeden elini çekmedikçe, FETÖ mensupları iade edilmedikçe, Türkiye şantaj dâvâları düşürülmedikçe, verilen sözler tutulmadıkça abd ile masaya oturulmamalıdır bir sahada ve masada.Hem silahla hemde kalemle.milli iradeyle ve milli kelamla kazanmak zorundayız. PYD, Afrin’e Suriye rejimini davet etti. Bu PYD-Esad iş birliğidir
Oyunlar, ne olursa olsun yolumuzdan dönemeyiz. kahraman şehid Piyade Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın kahraman vâlidesi Ülker Ana ne dedi?
-Bir Ömer ölür, bin Ömer gelir!

****
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:43   #14
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ZİNA SUÇTUR, İDAM HAKTIR!..

*Yavrularımızı korumak için yapılacak her türlü kanuni düzenlemenin tam destekçisiyiz. Ancak sadece ceza mevzuatında iyileştirme yetmez. Hastalıklardan birinin tedavisi, tüm hastalıklara şifa olmaz Ceza mevzuatımız düzenlemeye muhtaçtır. TCK ve Medeni Kanun yeniden düzenlenmiştir anayasamız yamalı bohçaya dönmüş hukukumuz yozlaşmıştır 1940’lar Tek partisi anayasayı öz Türkçeleştirme adına kurbağa diline çevirmişti. Lisan yaşayan bir varlıktır. eskiyen ve kullanımdan düşen kelimeler Ama onu devrim adı altında imha ve tasfiyeye kalkışmak* sosyal cinayettir. *1940 latda kamutay kelimesi milletvekilime saylav, vali ye çevrilmiştir Moğolca kelimeler, Türkçe diye resmîleştiriliyordu. Demokrat Parti, iktidarında kelimeler eski haline çevirildi 1965’lerden sonra* Ecevit’in Türkçeye zararı dokundu. Yapmacık ve uydurma dil Ecevit’in fikriydi. Siyasi nutuklarıyla Türkçeyi kısırlaştırdı. sun’i ve köksüz kelimeler Türkçeye girmesine yol açtı bu mesele, kanunların Türkçe cephesidir. kanun dilinde kelime hayati kıymettedir. Kanun dili ile oynamak millete darbe yapmaktır.

*AK Parti iktidar olduğunda 28 Şubat zalimleri ve sinsi AB baskıları altındaydı. IMF, iktisadî hayatımıza AB de hukuk hayatımıza baskı yapmaktaydı. idam ve zina ceza sisteminden çıkartıldı.yüce kitabımız Kur’ân-ı kerîm, kısasta sizin için hayat vardır"*buyurmaktadır. Hak eden kişi idam edilirse, bin kişi kurtulur. ceza mevzuatında korkutuculuk ve ibret olmazsa olmaz katili affetmek devlete değil sadece ve sadece mirasçıya aittir.Bugün tarafların rızasında zina suç değildir, Zorla tasallut, saldırma, ırza geçme suçtur. Müftülere nikâh kıyabilme yetkisi veren kanuna muhalefet edenler, niçin zinanın suç olmaktan çıkmasına tek kelime etmediler.*Zina suç olmalıdır 15 Temmuz katilleri idam edilmelidir idamdır idam mevzuatta yer almadığı için mahkeme, müebbet vermekte. devlet idamlıkları ve hainleri cezaevinde himaye etmektedir.Hâkimler zina mes’elesinde çaresizdir Polis, vazifesini yapıp cânileri mahkemeye getiriyor, fakat onlar ya savcılık ve hâkim sorgusunda serbest bırakılıyorlar. Sokaktaki vatandaş haklı olarak öfke püskürmektedir *Bunlar, kanayan sosyal yaralarımızdır. Derin ve dehşetli yaralardır *Yavrularımızı koruyacak en şiddetli tedbirler kanunlaşıp hemen tatbik edilmelidir. Ancak buda yetersizdir arzu edilen huzur için hukuk ve bütün mevzuat, ele alınmalı, zina ve *idam, kanunlaştırılmalı a’dan z’ye bütün kanunlar yerli ve millî olmalıdır Boşanmalar, uyuşturucu, ahlâksız yayınlar terör kadar tehlikelidir Her işte yerli ve millî olmak esastır evvela hukuk ve kanunlar yerli ve millî olmalıdır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:44   #15
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
İTTİFAK, İSTİKRARIN TEMİNATIDIR!

*Her şerde bir hayr vardır.15 Temmuz darbesi yaşanmasaydı Yenikapı Ruhu doğmayacak AK Parti ve MHP çapta dayanışmaya gidemeyecekti. vatan müdafaasında birbirlerini tanıdılar. Ve o kabus günlerden bugünlere gelindi...insan veya toplum, şerle karşılaştığında yıkılmadan, ümidini kaybetmeden şerdeki hayrı ve şerri bir yaratanın var olduğunu düşünerek ayakta kalabilme dirayetini göstermelidir. *Bugün millî ittifak yerine “Cumhur İttifakı” adını alan AKP-MHP ittifakı, komisyon başkanları tarafından Sn. Erdoğan ve Sn. Bahçeli’ye götürülmüştü. Liderlerin el sıkışmasıyla iki parti, dün Sn. Binali Yıldırım ve Sn. Devlet Bahçeli imzalarıyla seçimlerde iş birliği yapılacak Seçim Kanunununda değişiklikler yapılacaktır.
Cumhur ittifakıyla partilerde üslup değişikliğine sebep olacak. karalama yerine mülakat kapısı aralık kalacaktır. Sn. Kılıçdaroğlu’nun Afrin harekâtında -yalnızca orduyu tebrik etmesi, ABD ile aramızdaki ihtilafta hükûmetimizi haklı bulması Cumhur İttifakı’nın tesirleridir Bazı az rey almış partilerin ittifakta yer almak için müracaat etmişlerdir

*Cumhur ittifakının kanun tasarısında partiler birden fazla partiyle ittifak edebilecektir.
İttifak sebebiyle her seçimden yüzde 50’nin üstüne çıkılacağından siyasi istikrar sarsılmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı adaylığında noter değil YSK devreye girecektir İstikrarın demek yabancı sermaye iç ve dış yatırım ve güven demektir.
Türkiye, hükûmet kuramama ve meclis başkanını seçememe talihsizliklerine düşmeyecektir. 12 Eylül darbesinin meşruiyet saydığı iki hadise sokaktaki kaos, anarşi ve ölümler, diğeri TBMM’nin başkanını seçememesiydi.*15 yıldır menfilik yaşamadık. Ancak her zaman bir partinin tek iktidar mümkün değildir.4 Kasım 2019’da Türkiye, yeni bir sabaha uyanacaktır. TBMM kendi işine bakacak, Cumhurbaşkanı başkanlığında işleyecek Cumhurbaşkanlığı icra kuvvetini çalıştıracaktır. Kabine, 4 Kasımda ilan edilebilir.
Diğer partilerin de zamanla ittifaka gitmeleri muhtemeldir.Cumhur İttifakı istikrar, köprüler, hava meydanları, Kanal İstanbul, ekonomik sağlamlık Fırat Kalkanı’yla Afrin destanıdır başarıların siyasette kalıcılık kazanarak devlet hayatına mal olmasıdır.*Cumhur İttifakı, 2023 Büyük Türkiye takviminde iyi bir adım olmuştur. İstikrar olmayan devletlerde büyük ufuklar olmaz veya hayalde kalır.Her şerde bir hayr vardır Eğer; 15 Temmuz olmasaydı TSK temizlenmeyecek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı başarıları elde edilemeyecek FETÖ nün niyet ve mahiyeti öğrenilemeyecekti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:44   #16
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ÇOCUĞUN DÜNYASI ÇALINDI

*Çocukları, sapıklardan korumak için en ağır ve ibretlik cezalar getirilmelidir Çocukları istismar eden aşağılık kimseler bir zamanlar çocuktu. bir anne-babanın çocuklarıydı. Vaktiyle çocuk olan o kimseler, bugün baba olduğu hâlde, çocuğu şehvet ve şeytanlıkla kirletmekteler.Çocuk istismarına sadece tecavüz demek eksik bir değerlendirmedir. Yetişkinler arası anlaşmazlıklar ve çocuk katliamı da çocuk istismarıdır büyük bir suçtur. sadece hukuk alanında değil tüm hayatımızda çocuk istismarının çâresi aranmalıdır
*Kendilerine çağdaş, diyenler, şeriati Allah’ın emir ve yasaklarını itibarsızlaştırmak istiyor Osmanlıda kadının hakkı yoktur, erkek boşsun dedi mi boş olurdu!"*diye dînimize mâzimize ecdadımıza iftira atıyorlardı.adalet olmayan bir devlet altı buçuk asır yaşayabilir mi? Selçukluyu da sayarsak devletimiz 10 asırdır büyük bir şerefle hüküm sürmüştür. kadın adaletsizliğe marûz kalsaydı devlet, değil on asır, bir asır bile yaşayamazdı. Devleti ayakta tutan sebep ailedir. Mahkeme sicilleri ortadadır. Dünle bugünü kıyaslarsak O devirlerde on senede meydana gelen boşanma bugün altı ayda bir olmaktadır.

*çocuğa karşı gerek cinsî*sapıklık ve diğer suçların dün ve bugün işlenen suçların karşılaştırması yapılırsa çağdaş asırda çocuğa karşı suçların zirve yaptığı görülecektir.Boşanma da sosyal yaradır. Çocuk ruhi sarsıntılar yaşamaktadır. Boşanan ailenin mağduru en evvel çocuktur.tâciz, tecâvüzler boşanmalar çocuklarda ruhi ve derin izler bırakır çocuk istismarıdır sebepleri aranmalı, tedbirleri alınmalıdır noksanlıklarımız giderilmeli milletçe hata ve ihmallerimiz nedir Aile anne ve babadan ibaret değildir. *Büyüklerin olmadığı evlerde çocuk, yalnızdır.Çocuğun arkadaşı bilgisayar, internet, akıllı telefon ve televizyondur. İşten yorgun-argın gelen ebeveyn çocuklarla ilgilenememektedir aile ve çocuk arasında muazzam bir boşluk kalmıştır:Çocuklardan çalınan dede ve nineler torunlarına ninniler söyleyecek, masallar anlatacak,çocuk dünyalarını kahramanlarla nakış nakış işleyecekler. Allahü tealayı, Sevgili Peygamberimizi - İslâm emir ve ahlâkını öğreteceklerdir nene ve dedeler olmayınca çocuklar din, tarih, edebiyat ve millî varlığımızdan yeterince beslenemediler büyümekteler. bugün Afrin’de destanlar yazılabiliyorsa Anadolu sebebiyledir. 15 Temmuz'u Anadolu ahlakına borçluyuz.

*Fırat Kalkanı ve şehidlerin tamamı Anadolu çocuğudur Anadolu ailelerine mensuptur. Anadolu ve osmanlı kültürü olmasaydı zaferler kazanılamazdı Şehirleşme, ailenin tahribine yol açmış, basın yayın, sosyal medya, bencillik duygusunu işlemiş gazete, dergi, TV*ve internetin, müstehcenliği arttırmış ve aile yıkımına yol açmıştır dünyada ilk çocuk hastanelerinden biri, Hamidiye Etfal Hastanesini "anaokulu"*denen kurumu I. Dünya Harbi devam ederken öksüz ve yetimler için Çocuk Esirgeme Kurumu olan Dar’ül Eytamı açan biziz. *Çocuk terbiyesi nikâhla başlar, "52 Farz"ın bilinmesiyle başlar. Titiz bir mes’uliyyettir. çocuk, gözlerini büyük bir ailede açar. büyükanne- büyükbaba, en hâlis öğretmendir, torunlarına kültür köprüsüdür asırların birikimini çocuk kalbine ruhuna ve hayaline nakşeder Çocuk büyüyüp yaramazlık yaptığında büyükanne ve büyükbaba sığınılacak kucaktır; anne baba öfkesine dalgakıran, torunlarına sırdaştır.terbiyenin unsurları, ailedir, okuldur, akraba ve, mahalledir, okunan kitap, seyredilen yayındır.bu unsurlar anlatılmalıdır atasözünde Hırsız*içeridense kilit ne yapsın?"*denir. Vicdan bozuksa, ahlâk çökmüşse kanun ne yapsın? Biz bugün Büyük aileyi yitirdik çekirdek aileye hapsolduk şehirleşme, gökdelenler mahalle hayatını öldürdü, *basın-yayın, medya sayesinde akraba ziyareti, vacip olan "sılai rahim" terk edildi, misafir lokantada ağırlanıyor, evler bereketten ve duadan mahrum kaldı.Peki öyleyse bizden, bizim hayatımızdan geriye kalan ne?zalim sapıklar İHA’larla vurulsa bile dinî, ahlâkî, ailevî,
tedbirler alınmazsa ailede beklenen fayda elde edilemez. Çocuktan çalınanların çocuğa iadesi şarttır. Kültür köprülerimiz dinamitlenmiştir kendimiz olmaktan çıktık.Avrupalı olacağız, batılılaşacağız diye ahlak ve kültürümüzü unuttuk
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:45   #17
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
YEDİ İKLİMİ HAKK’A DAVET!

*yeryüzünde hakkında en çok şiir yazılan bayrak Türk Bayrağıdır Merhum Arif Nihat Asya’nın “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü/Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü” diye meth-ü senâ ettiği Bayrak,övgülere layıktır. Bayrağımız, istiklâlimizin alemidir. göze en güzel görünen bayrak Türk Bayrağıdır. bebek doğduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur. Bebek, beşiğinde etrafını büyüklerini namazda* görür. rafta Mushaf-ı şerif yanında al bayrak asılıdır.
*Bayrağımız, 15 Temmuz’da serdengeçtileri, Afrin’de Mehmedciği* arkasına alıp hainlerin ve düşmanın üstüne koşan korkusuz bir yiğittir Türk Bayrağı mübarektir harplerimizde zaferlerimizde* yaşar inşaat bitince Bayrak asılır, oğlan çocuk sünnet olunca Bayrak asılır, kız çocuk gelin edilince Bayrak asılır. Evlât askere uğurlanırken şehidlik şanına yükselen ev ve* mahalleye Bayrak asılır. Bayrağımızın vazifesi, Mehmetciğe rehberlik etmektir. Bayrağın, sancağın düşmemesi, düşman eline geçmemesi şarttır. Bu yüzden can verilir, Bayrak teslim edilmez. Bayrak, istiklaldir, hürriyettir, namustur.

*Sultan l. Murad'ın 1389 I. Kosova Meydanında Muharebe gecesinin ay ışığında gökyüzündeki ay ve hilal yerdeki şehidlerin kanında buluşarak bugünkü ay-yıldız olurlar. Hilal, Allahü teâlânın ismi şerifinin ilk harfi Elif’in, yıldız Peygamberimizin -ismi şerifinin ilk harfi Mim’in san’atkârca* şekillenmesiyle ay-yıldız hâline gelmiştir.
Bayrağımıza, tarihin derinliklerinden, üç hilallerden süzülerek Sultan ikinci Mahmud* zamanında bugünkü şekli verilmiştir. Osmanlı Devlet Arması 19. Asır eseridir. Son şeklini 17 Nisan 1882’de hamid Han zamanında almıştır. Camilerde minberin bir yanında sancak, diğer yanında bayrak asılıdır. Biri Şanlı Peygamber adınadır Diğeri ümmet adınadır harp kararı, cihad fermanı, meydanda Sancak altında okunur.*güney hudutlarımızda yedi düvele karşı beka mücadelesi verilir, düşman mağlup edilirken*ay-yıldızlı mukaddes *Bayrağımız, *yükseklerdeki bir kartal gibi Mehmedciğin cesaretine cesaret katmakta, yol göstermektedir.15 Temmuzda hainler perişan edildiyse, Fırat Kalkanı destanı yazıldıysa, Afrin fethedildiyse Türk Bayrağının, aşka getiren, birleştiren, coşturan bize bizi hatırlatan Allah ismiyle Peygamber isminden nakışlı, şehid kanlı Bayrağımızın büyük payı vardır.Bizde öpüp başa konan dört kıymet vardır:-Kur’ân.-Ekmek.
-Bayrak.-Ana-Baba eli.Kur’ân’ın yolunda gidildikçe, ekmeğe şükredildikçe, Bayrak uğruna ölündükçe, büyüklerin eli öpüldükçe şehitlerimiz ve ecdat kabrinde rahat* uyusun Türk Milleti, Allah’ın lütfu keremi ve Peygamberler Peygamberinin himmetiyle yeniden ilâhî vazifesine devam edecektir.

*Zağra Müftüsü Hüseyin Raci Efendi 1878 de Türk Rus Harbi’nde uğradığımız felaket üzerine Rumeli’yi, evladı-fatihan yurdunu kaybedince “Tarihçe-i Zağra” adlı hatıratında insanın kalbini titreten sözü söyler:-Aziz-i vakt idik; a’da zel’il* kıldı bizi! Arif Nihat Asya, bu inleyişten uzun bir mersiye yazar.Huda ki rûz-i ezelden asîl kıldı bizi,Resûl-i Ekreme vekil kıldı bizi:Taraf taraf, yedi iklimi Hakk’a davette Delil kıldı bizi.Üsküp evlâdı Yahya Beyatlı şunları söylemektedir İstanbul’dan Sofya’ya kadar mazi alevlendi kalbimde Türklük Avrupa’ya bir deniz dağlardan çekilmiş, lâkin tuzunu bırakmış. Bütün toprak Türklük kokuyor…”
*Müslüman Türk’ün kokusunun sindiği yalnızca Rumeli değildir. Bayrağımızın ve Ezanımızın on asır boyunca yükseldiği her toprak Türklük kokmaktadır.Afrin türklük kokmaktadır
Zağra’yı, Üsküb’ü, Haleb’i, Bayır-Bucak’ı, Kut’ül Amare’yi ve nice yüzlerce yeri milletin çocuklarına unutturanlar mahşerde nasıl hesap vereceklerdir? milleti Hüseyin Raci Efendi’yi, Yahya Kemal’i anlayamaz hâle düşürenler nasıl hesap vereceklerdir?
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:45   #18
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
POSTMODERN İHANET!

*Takvimler, 28 Şubat 1997 i gösteriyordu. Vatandaş tedirgin, hava kurşuni renkliydi. Yarınlar karanlıktı. MGK iki muhalif kanada ayrılmış olarak içtima etti”…9 saat süren toplantı bittiğinde laikliğin demokrasi ve hukukun teminatı olduğu söyleniyor, laiklik maddelerinin, tevhidi tedrisat kıyafet kanununun tatbik edilmesi, eğitimin 8 yıla çıkarılması, cemaat okullarının MEB’na devri, Kur’ân kurslarının teftişi, tarikatların kapatılması, kurban derilerinin derneklere verilmemesi, irtica sebebiyle ordudan atılan gerici subayları müdafaa eden ve orduyu din düşmanı gibi gösteren medyanın kontrol edilmesi *isteniyordu…
*Geçmişi, 1970’lere dayanan Millî Görüş tüm kapatma dâvâlarına rağmen bir başka parti ismi alarak* siyasi mücadeleye devam etmekteydi. MGK, 28 Şubat’ta toplandığında RP seçimleri kazanmış ve DYP ile ortak hükûmet kurmuştu.
Erbakan Başbakan Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanıydı.Demokrasi ve halk iradesi, böyle tecelli etmişti. asker, yargı, üniversite, iş adamı medya elitleri yerli ve millî olana karşılardı. Tek Parti zihniyetinin devamı 27 Mayıs cuntacı ve darbecileri Refah Yola düşmandı. Ellerinden gelse Allah demeyi yasaklayacaklardı. Kökleri dışarıdaydı. Mason, siyon ve kapitalizm uşağıydı

*Kapalı kapılar ardında kirli oyunlar tezgâhladılar cunta müdahalesine haklı gerekçeler uydurdular 28 Şubattan önce ortalığı aczmendi” denen uzun âsalı, karanlık *bakışlı ürkütücü tipler doldurmuştu. uydurma tarikatlar türemiş, *onların istismar ettiği kadınlar ekranlarda zırlıyorlardı.Sincan Belediyesi, Kudüs Gecesi tertipledi. Bir piyeste Kudüs’ün işgali, Mescid-i Aksa’ya saygısızlık ve Filistin zulümü kınanmaktaydı. Siyonistlerin ayağına basılmıştı. İçerideki uşaklarını harekete geçirdiler. Sincan’da tanklar göründü. Neler oluyor? diye sorulduğunda 28 Şubat’ın kralı Orgeneral Çevik Bir, balans ayarı yapılıyor” dedi. 28 Şubat günkü MGK Kurul başkanı Başbakan Erbakan idi ama darbe bildirisi O’na karşıydı. Başbakan, utanç metnini imzalamadı. *Başbakan erbakan 4 Mart günü yumuşatılmazsa 28 şubat darbesini imzalamayacağını açıkladı.ve imzayı reddetti. medya algı operasyonuyla imzalamış gösterdi. 28 Şubat’ın yargıdaki kralı başsavcı Vural Savaş, “ülkeyi iç savaşa sürüklediği” iddiasıyla RP aleyhine kapatma davası açtı. şükür ki* millet oyuna gelmeyecekti. genelkurmay başkanlığı ticari şirketleri kara listeye aldı. 10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanlığında bir salona dolduruldular.brifing verildi.çürük hukukçular, sıfatlarından hicap etmeyerek askerin yağdırdığı talimatları ayakta alkışlayıp cuntaya biat ettiler. Yargı, postalların altına paspas yapılmıştı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:46   #19
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
POSTMODERN İHANET!

*Başbakan Erbakan 18 Haziran’da istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e verdi. Çiller, başbakan yapılsın diye istifa etmişti. Oysa Demirel, vazifeyi Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a verdi.ANAP, DYP’den küçük olduğu hâlde bu yapılabilmişti. Demirel,12 Mart ve 12 Eylül’de darbeyle devrildiği hâlde Postmodern Darbe” denen 28 Şubat ihanetine destek oluyordu. Demirel,* başı örtülü kızlara Arabistan’a gitsinler!” diye vicdanları yaralayan utanmaz bir laf edecektir. Yılmaz, *Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la beraber* ANASOL-D Hükûmetini kurdu.*darbenin asker, yargı, medya, üniversite ve hükûmet çerçevesi tamamlandı sıra zulümlere gelmişti. Darbeciler kendilerinden emindi 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini ileri sürüyorlardı. Cunta, MGK kararlarına “28 Şubat Eylem Planı” adını vermişti. faşist dayatmaları*için Batı Çalışma Grubu adlı bir *şebeke kurulmuştu. Başlarında General Çevik Bir vardı. Vatandaşlar, fişleniyordu. İrtica iddiasıyla TSK, MEB, bürokrasi, adliye, üniversite tasfiye edildi. “Yeşil sermaye uydurmasıyla beyaz Türklerden olmayanlara* nefes aldırılmadı Basın hürriyeti bitirildi. *İmanının varlığı şüpheli* sözde ilahiyatçı akademisyenler, sahibinin sesi olarak* her akşam ekranlardan zehir kusmaktaydılar.

Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Çevik Bir, Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu cuntaya yaslanarak milletin değerlerine taarruz ediyordu. medya, sermaye,* üniversite, yargı 28 Şubat’ın uşağı olmuştu. Üniversite önleri dram ve gözyaşı doluydu. başı örtülü binlerce genç ve aileleri *mağdur ediliyordu.
15 Temmuz FETÖ’cü leri halkın seçtiği iktidara yüklenip “başaramadınız çekip gidin!” diye manşet atarak yardakçılık yapıyorlardı... *Postmodern Darbe ihanetinin asıl gücü FETÖ’cülerdi 28 şubatın darbecileri fetö teröristleri 15 Temmuz da işgal teşebbüsü ve darbe ihaneti ortaya çıktı.


FETÖ’cüler, 2012’den itibaren Ergenekon davaları altında davaları sulandırarak *delil ve failleri sakladılar.28 Şubat’ın mahkemeye götürülmesi gerekir.Postmodern İhanet, bin yıl değil 10 yıl bile sürmedi.zararı çok büyük oldu.beyin göçü gerçekleşti yetişmiş insanlar harcandı ihanete muvaffakiyet nasip olmaz. *Darbecinin hesabı varsa Allah’ın da hesabı vardı 28 Şubat olmasaydı bugünkü iktidar doğmayacaktı.* Küfürbaz cuntacılar, Başbakan Erbakan’ı istifaya zorlamış, istikbal vadeden İBB Başkanı Erdoğan’ı “Minareler süngü diye şiir okuduğu için hapse atmışlardı. bugün o şiir, TRT ekranlarından haykırılmakta. 28 Şubat neyi yasaklamışsa bugün hayat bulmuş vaziyettedir Kukla krallar saklanacak delik arıyorlar.
28 Şubat’ın mağdurları duayla, zalimleri kötülükleriyle anılmaktadır.Herkes layık olduğuna kavuşur.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-09-2018, 08:46   #20
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****

*Sultan Abdülhamid sakin ve mütevazıydı Kibar bir insandı. Büyük-küçük herkese “siz” diye hitap ederdi.Yaz-kış her gün sabah 05.00 te uyanırdı. ılık su ile yıkanırdı.Güne sabah namazı, ve Kur’ân-ı kerim ile başlardı. Sabah namazını, mevsim elverişli ise Yıldız Sarayı bahçesinde eda ederdi Sade giyinir; mesaiye hazırlanması kısa sürerdi.Sabah namazından sonra Mekke Şerifi’nin gönderdiği Moka kahvesi ve kahvaltısı ikram edilirdi. Gün içinde kahve içerdi.Kahvaltısı ve yemekleri sade olur; sofrada kahve ile birlikte ekmek, tereyağı, yumurta gibi yiyecekler olurdu.
*Devlet teamülü icabı kahvaltı ve öğünleri yalnız yerdi. Müşfika Kadınefendi yemeğe iştirak ederdi. Resmî davetlerde masası kalabalık olurdu.
tütünü Mutki’den gelirdi.Kahvaltıdan sonra Harem Dairesine geçer, aile efradıyla Harem mensuplarının ihtiyaçlarını talimat verirdi.
Harem’den sonra saat 10’da Selamlığa geçer devlet işlerine dair arzları kabul ederdi devlette her teferruata hâkimdi.tayin ve vazifelendirmeleri bizzat kendisi yapardı.Saray memurları, Sultana arz ederlerdi.-Sultan güne başlarken Avrupa gazetelerinin Devlet-i ali Osman ve şahsı için neler yazdıklarını dinler gerekli talimatı verirdi.

*Sultanın mesaisi idari işleri tedvir eder dilekçeleri dinler, istihbarat alır, raporları inceler nazır ve sefirleri huzura kabul eder günü yoğun geçerdi.
Abdülhamid Han-ı sani, yorulmak nedir bilmeyen bir azme sahipti. bıkıp-usanmadan çalışır o günkü işleri, ertesi güne bırakmazdı. Çalıma odasında sabahlardı Mesaisine ancak namazlarda ara verirdi.Öğle yemeğini saat 11-12 arası Haremde yerdi. Sofrası sade ve seçkin olur, sebze yemeklerini tercih eder Asla alkol kullanmazdı masada su, ve şerbet bulunurdu.*Öğle öğününde sofrada çok az miktarda et az miktarda sebze yemeği, börek ve meyve bulunur, yemekten sonra kahve içerdi. Kahvesi sade olur Yemeğini umumiyetle Boğaz yahut Marmara’yı gören odalarda yerdi.-Öğle yemeğinden sonra uzanır, sonra mesaisine dönerdi. yaverler ve erkanıyla sarayın bahçesinde gezinir, göletteki kayıkla gezinti yapardı Öğleden sonraki mesaide toplantılara riyaset eder, kabullerde bulunurdu. Öğle ile akşam arasında kısa bir teneffüsü olurdu.
ahşap işleri yaparak çalışır ve dinlenirdi. Mimar Sinan, mimarlıkta ne ise Abdülhamid Han da marangozlukta odur. dünya çapında üstün san’atkârlardır.

*Sultanın hayatında cuma günü kıymetli bir hazineydi Cuma namazına Yıldız Sarayının önündeki Hamidiye Camiine gider; namazını Hünkâr Mahfilinde eda ettikten sonra Saray’a me
dönerdi. Bu gidiş-gelişe “Cuma Selamlığı” denir; ahali ve ecnebiler kendisini görmek için sarayı doldururlardı.Cuma, namazdan sonra nazırların ve sefirlerin huzura kabul günüydü.-Sultan, akşam yemeğini akşam namazından sonra yavaş yavaş yerdi. israftan uzaktı. Sofrada pirinç pilavı, buzlu şerbet, tatlı ve dondurma gibi yiyecekler olurdu.
paşalarla devlet ricalini akşam yemeğinden sonra Selamlık’ta kabul ederek dinler emirleri verirdi.
*Sultan yorgun düşmüşse Haremde istirahat ederdi.Haremde ailesiyle meşgul olur, şehzade ve sultanların Kur’ân-ı kerim ve dinî bilgilerini takip ederdi.Akşamları kütüphanede vakit geçirirdi
Sultan, çok geç yatar erkenden kalkardı.hiç uyumadan iki gün boyunca çalıştığı olurdu.
Devlet işleri beklemeyeceğinden gecenin her saatinde kapısının çalınırdı hiçbir devlet evrakını abdesti olmadan imzalamamıştır. Akşamları yatak odasında , Kur’ân-ı kerim ve kitap okurdu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım