AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-11-2008, 11:32   #1
Kullanıcı Adı
demir akar
Standart KUR’AN’IN KAYNAĞI
KUR’AN’IN KAYNAĞI

Acaba Hz. Muhammed (sav) sözlerinin tesirini artırmak için Kur’anın ALLAH kelamı olduğunu ilan etmiş olabilir mi?
** Böyle bir ihtimali düşünmek , bizi Hz. Muhammed’in (sav) hayatı ve hayatı sırasında ki vakalarla tezada düşecektir. Çünkü bir kimse rehberliğini ilan edip davasını bir takım mucizelerle de teyit ( kuvvetlendirme) ettikten sonra , kendine ait bir mülkü , ( Kur’an gibi muhteşem bir eseri) , fazileti başkasına mal eder mi?
** Rasulullah Kur’an ayetlerini ALLAH ‘a nispet ederken , hadislerini özellikle ayetlerden ayırması ve ayrı tutulmasını sahabelerine emretmesi neyle izah edilebilir ? Şayet tesir etme düşüncesiyle böyle bir nispet etme akıllılığına gittiği söylense , o zaman bütün sözlerin ALLAH ın kelamı olduğunu neden söylememiştir.
** Rasulullah’ın başına öyle haller geliyordu ki , bu haller O’nun bir şeyler söylemesini gerektiriyordu. Ancak görüyoruz ki bazen günler , geceler hatta aylar geçmesine rağmen kendiliğinden bir şeyler söylememiştir. Buna en bariz misal ifk (kolye) hadisesidir. Zira ifk hadisesinde Hz.Aişe ‘ye iftira atılmış Rasulullah vahiy ile onun nezih olduğunu ispatlanana kadar konu hakkında bir beyanda bulunmamıştır. Dolayısıyla kendinden hiçbir kelime Kur’ana mal etmemiştir.

Hz. Muhammed (sav) dehâ derecesinde zekaya sahip birisi olup Kur’anı kendisi yazmış olabilir mi?

Daha önceden de izah edildiği gibi ümmi birinin herkesi hayranlığa sevk edecek edebi bir şaheser meydana getirilebilmesi , kendisinden yüzyıllar sonra anlaşılabilecek ilmi gerçeklere işaret edebilmesi , alimlerin bile yapabilmesi imkansız olan gaybdan haber verebilmesi imkansızdır.
Bununla beraber Kur’an da Rasulullahın bazı davranışlarından dolayı ona yapılan ihtarlar mevcuttur. Mesela: Efendimiz Kureyşin ileri gelenlerinden Utbe bin Rabia, Ebu Cehil bin Hişam , Umeyye bin Halef ve Abbas bin Abdulmuttalip ile özel olarak konuştuğu sırada , Abdullah ibni Mektum adlı zat geldi ve “ Ey ALLAH’IN Rasulü ! ALLAH’ın sana öğrettiğinden bana öğret .” dedi. Rasulullah (sav) ona aldırmadı ve yüzünü buruşturup döndü. Rasulullah konuşmasını bitirip kalkacağı sırada vahiy hali geldi, gözlerini kapatıp daldı. “ Abese tevella” indi. Evet bu olay sırasında inen Abese suresi ile ; âmâya yüz çevirdiği için “ Ne bilirsin , belki o temizlenecek” (abese 3) , Kur’andan yararlanmak istemeyenlerin temizlenmesinden İslama girmesinden kendisine bir sorumluluk gelmeyeceğini ; “ Onun temizlenmesinden sana ne ? “ (abese 7) : şeklinde kur’an ihtar etmiştir. Yine yakınları da olsa müşrikler için istiğfar dileyip onların hidayetini istemese de , Bedir esirleri hakkında ve benzerleri gibi hadiselerde Efendimiz ihtar almıştır.
Eğer iddia edildiği gibi Hz. Muhammed (sav) olağanüstü bir zekaya sahip olduğu için Kur’anı yazabildi ise , bu kadar zeki bir insanın kendi yazdığı kitapta kendi kendine ihtarda bulunması ne ile açıklanabilir ?

Acaba Hz. Muhammed (sav) yaşadığı çevreden , Kur’anı öğrenmiş olabilir mi?

** Bir kitabın yazılışına insanın içinde bulunduğu toplumun yapısı mutlaka etki eder. Kur’anın ALLAH’tan geldiğine inanmayanların iddiası ise ; madem Hz. Muhammed (sav) ümmi idi öyle ise yaşadığı toplumdan gördüklerini birisinin yardımıyla bir kitapta topladı. tarih kitaplarının ispatı ile tespit edilen bir gerçek vardır ki o da o devrede Arap yarımadasının hiçte iç açıcı olmadığıdır. Zira Akif’in ifadesiyle :

“ Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.”

Evet, insanlık bu devirde o kadar sükut etmişti ki; kız çocukları vahşice diri diri toprağa gömülebiliyor, faiz zayıfları ezdikçe eziyor, kadınlar bir mal gibi alınıp satılıyordu.
Görüldüğü gibi Hz. Muhammed (sav) devrindeki toplumun yapısı ile Kur’anın getirdiği eşitlik , kardeşlik, faizin yasaklanması ve daha nice kanunlar hiç de uyum içinde değil . öyle ise toplum ve yaşanıla çevre Kur’ana kaynak olamaz.
** Bir başka iddiada Hz. Muhammed’in (sav) gençliğinde ticaret maksadı ile yapmış olduğu seyahatler esnasında etkilendiği kişi ve topluluklardan esinlenerek Kur’anı yazdığıdır. Ancak tarihin tespit ettiği Resulullah’ın çocukluğunda ve gençliğinde Mekke’nin dışına iki kere çıktığıdır. Bunlardan birisi dokuz veya on iki yaşlarında iken amcası Ebu Talip ile yaptığı Suriye seyahatidir. Diğeri 25 yaşında iken , evlenmeden önce , Hz. Hatice (ra) validemizin ticaret kervanında görevli olarak yine Suriye’ye yaptığı yolculuktur. Bir çok tarihçinin şahadeti ile o devirde bu bölge de ki Hıristiyanlar son derece sapıklık ve hurafeler içinde yaşamakta idiler. Kur’anla bu derece zıt yaşantı , ibadet ve anlayışa sahip ortamın Kur’ana kaynak olduğnu iddia etmek , çürük ve maksatlı bir faraziyeden öte gidemez.

Hz. Muhammed (sav) Kur’anı herhangi bir hristiyan topluluğundan ve bir öğreticiden öğrenmiş olabilir mi?

** Müşrikler Kur’anın fevkaladeliği ve mükemmelliği karşısında , “ O şimdiye kadar kimseden ders almadığı için Kur’anı kendisi yazamaz . bir ümminin böyle bir kitap yazabileceğini akıl kabul etmez , öyle ise bunu bir başkası ona yazdırıyor.” Dediler. Bu konuyu inceleyelim.
** Kur’anı Yahudi ve Hıristiyanlardan öğrenmiş olamaz . çünkü Efendimiz Medine’ye varır varmaz , Yahudiler düşmanlık beslemeye başlamışlar, büyük bir ekseriyeti ilimlerini saklamışlardır. Resulullah’ın davası karşısında baştan beri tepki gösterip , düşmanlık besleyen azgınlardan bir muallimin olması hiç düşünülebilir mi?
** Şu da bir gerçek ki Hz. Peygamber nübüvvetten sonraki bütün karşılaşmalarında hep anlatan , nasihat eden , soru sorulan ve cevap veren olmuştur. Açıktır ki Hz. Peygamber , asıl kendisi onlar karşısında devamlı bir muallim , vaiz, uyarıcı ve müjdeleyici rolündedir.
** Hz. Muhammed’in (sav) bu bilgileri öğrendiği kişi olarak ileri süren şahıslardan biri rahip Bahira ‘dır. Acaba , Hz. Muhammed (sav ) ve Bahira’nın bir saatlik karşılaşması , kıyamete kadar dünyaya ışık tutacak bu bilgilerin öğrenilmesi için yeterli midir ?
** Öğreticiliği iddia edilen kişilerden biride Müslümanlığını ilan etmeden önce , yahudilere “ sizin en aliminiz , faziletli şahsiyetiniz kimdir ?” sorusuna Abdullah ibni Selam dedikleri şahıstır. Bir insan hem öğreticilik yapıp hemde öğreticiliğini yaptığı şahsın söylediği her şeyin ALLAH ‘tan geldiği manasına gelen Peygamberliğini kabul eder mi? Zira Abdullah ibni Selam Müslüman olmuştur.
** Bu şahıslardan başka Hıristiyan alimi olan Varaka bin Nevfel ( sonradan Müslüman oldu) başta olmak üzere , Addas, Yessar, , lebr adlı kölelerin Hz. Muhammed ‘in (sav) öğreticisi olduğu iddia edilmiştir. Acaba Kur’an cihana ferman okuyup dururken Araplar içinde öyle bir öğretici olsa idi , hemencecik ondan daha güzel bir eser yazmaz mıydı? Yahut ; “ Bunu Muhammed’e (sav) ben öğretiyorum “diye ilan etmez miydi?
** Kur’anın bir başkası tarafından öğretildiği iddiası 14 asır evvel ortaya atılmış , günümüz müşrikleri tarafından da halen hiçbir ilmi gerçeğe dayanmadığı halde desteklenmektedir. Bir edebiyat şaheseri Kur’anın başkasına isnadının imkansız olduğunu yine Kur’an kendisi ispatlamıştır ve Kur’andan daha güzel delil aramak beyhudedir.
<<“ And olsun ki ; ( Muhammed’e elbette bir insan öğretiyor.) “ dediklerini biliyoruz. Kastettikleri kimsenin dili yabancıdır. Kur’an ise fasih arapçadır. “>> ( Nahl 16/ 103) ( öğretici olduğu iddia edilen kişilerin dili ibranice dir. Oysa Kur’an arapçadır)
Kur’ana Tevrat ve İncil’in kaynak olması da imkansızdır. Zira ;
** Tevrat ve İncil belli bir kavme hitap etmekte, Kur1anın hitabı ise bütün insanlığadır. ( Tevrat genel olarak israiloğullarından , İncil ise Hz. İsa’nın hayatından bahsetmektedir. ) Kur’an ise daha ilk suresi olan Fatiha’da gayenin insanlığı dosdoğru bir dine , sırat-ı müstakime çağıran davet olarak karşımıza çıkmaktadır.
** Tevrat ve İncil’de ALLAH ‘a oğul isnadından (Hz. İsa) peygamberlere zina iftirasına kadar ( Hz. Nuh’un zina ettiğine dair bilgiler Tevrat’ta mevcuttur.) bir çok sapık iddia mevcuttur. Bu kitapların Kur’ana kaynak olması bir yana , kur’an bu iddiaların küfür ve şirk olduğunu iddia etmektedir. Dolaysısı ile Tevrat ve İncil Kur’ana kaynak olamaz . çünkü hak kitap olmalarına rağmen daha sonra insanlar tarafından uydurulan bilgilerle doldurulmuşlardır.
** Ayrıca Tevrat M. 718 de arapçaya tercüme edilmiş İncil de ancak M 9 veya 10. Asırda tercüme edilmiştir. Dolayısıyla hem ümmi olan hemde kendisinden 100 veya 200 yıl sonra arapçaya çevrilmiş olan kitapları Hz. Peygamberin okuması imkansızdır.
Evet yukarıda görüldüğü gibi Kur’an ne Hz. Muhammed’in (sav) kendi sözü nede başkası tarafından öğretilmiş bilgidir. Kur’an kendisinin “ Asrın sahibi katından değerli , güçlü , sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği talimat” ( Tekvir 81 / 19-29 ) olduğunu ifade eder.

 

demir akar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-11-2008, 22:09   #2
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart KUR’AN’IN KAYNAĞI
Alıntı:
demir akar Nickli Üyeden Alıntı

Acaba Hz. Muhammed (sav) sözlerinin tesirini artırmak için Kur’anın Allah kelamı olduğunu ilan etmiş olabilir mi?
** Böyle bir ihtimali düşünmek , bizi Hz. Muhammed’in (sav) hayatı ve hayatı sırasında ki vakalarla tezada düşecektir. Çünkü bir kimse rehberliğini ilan edip davasını bir takım mucizelerle de teyit ( kuvvetlendirme) ettikten sonra , kendine ait bir mülkü , ( Kur’an gibi muhteşem bir eseri) , fazileti başkasına mal eder mi?


Paylaşımınız için teşekkür ederim lakin alıntıladığımız kısımda bir anlatım hatası var zannedersem. Yazıda Kur'an-ı Kerim'in Peygamberimizin kendi sözü olmayıp Allah kelamı olduğu vurgulanıp delillendirilmeye çalışılmakla beraber alıntı yapılan kısımda anlatılanlarla tenakuza sebep bir mana çıkıyor, cümlede bir muğlaklık var. Eğer acziyetimizden kaynaklanan bir yanlış anlama ise özür dilerim. Ama böyle hassas bir konuda daha net ifadelerle meramın anlatılması gerektiği düşüncesindeyim.

selamlar
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-19-2008, 00:06   #3
Kullanıcı Adı
seyda33
Standart
slm emeginize ve yüreğinize sağlık...paylaşım için tesekürler
seyda33 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi