![]() |
#1 |
![]() DİYANET VAKFI
8-el-ENFÂL Enfâl sûresi, 75 (yetmişbeş) âyettir. 30 ilâ 36. âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir. Enfâl, ziyade manasına gelen "nefl" kelimesinin çoğuludur. İslâm dinini savunmak için yapılan savaşlarda elde edilen sevaba ek olarak alınan ganimet malına da "nefl" denilmiştir. Sûrenin birinci âyetinde savaştan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğu ifade edildiği için sûreye bu ad verilmiştir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla 1. Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin. Ganimetlerin Allah’a ait olması demek, savaşta alınan mal ve mülkün İslam devletine ait olması demektir. 2. Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. 3. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. 4. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. Bedir savaşına çıkarken müslümanların kısmı huzursuz idiler. Bazıları da ganimetlerin bölüştürülmesinde hoşnutsuzluk gösterdiler. Allah Teala onların bu durumunu öncekilerin hoşnutsuzluk durumlarına teşbih ederek şöyle buyurdu: 5. (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir. 6. Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı. Hicretin ikinci yılında Mekke müşrikleri, Ebu Süfyan’ın başkanlığında bir ticaret kervanınn Şam’a gönderdi. Resulullah (s.a.) kervanın dönüşünü haber alınca,daha önce kendilerini yurtlarından çıkarmış olan Kureyş’in bu kervanını vurmak istedi ve üç yüzden fazla arkadaşıyla yola çıktı. Fakat durumdan haberdar olan Ebu Süfyan, bir taraftan kervanı kurtarmak için Kureyş’e haber göndermiş, diğer taraftan da yolunu değiştirerek kervanı kurtarmıştı. Müşrikler bin kişilik bir ordu ile yola çıktılar. Müslümanlar artık kervanla değil Kureyş cengaverleri ile karşılaşacaklardı. Ashaptan bir kısmı, “Biz kervanı yakalamak için çıktık, böyle bir savaşa hazırlıklı değiliz” diyerek çekingenlik gösteriyorlardı. Neticede savaşma hususunda ittifat ettiler ve gerçekten de zafer müslümanların oldu. 7. Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu. 8. (Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi. 9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. Resulullah (s.a.) kendi arkadaşlarının azlığını, müşriklerin de çokluğunu görünce, kıbleye yönelerek iki elin uzattı ve şöyle dua etti: “Allah’ım! Bana verdiğin sözü yerine getir. Allah’ım! Bu cemaatı helak edersen artık yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacak!” Resulullah(s.a.) bu duayı devamlı olarak okudu. Allah Teala da onun duasını kabul ederek bin melek ile yardım etti. İşte yukarıdaki ayette buna işaret edilmektedir. 10. Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|