![]() |
#1 |
![]() Bu kadar kurban kesmeye gerek yok
![]() Yazar İhsan Eliaçık’tan ilahiyat dünyasında tartışma yaratacak açıklama Geçtiğimiz hafta sonu gündemi meşgul eden Türkiye’deki mezbahalarda yaşanan hayvan hakları ihlalleri tartışması, “Acısız kesim mümkün mü? Elektroşok yöntemiyle hayvan kesimi dinen uygun mu?” sorularını da beraberinde getirmişti. İslam ve modernleşme konuları üzerine kafa yoran, kalıplaşmış kavramlara karşı yenilikçi duruşuyla bilinen İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık’la konuyu görüşmek üzere bir araya geldik. Eliaçık, acısız kesim konusuna sıcak bakan isimlerden. Hatta “Elektroşok yöntemiyle ilgili endişeler giderildiği takdirde dinen uygundur ama ondan önce halletmemiz gereken başka bir konu var: Gereğinden fazla kurban kesmeyi bırakmalıyız” diyor. Bu ‘açılım’la söyleşi, daha da merak uyandırıcı bir hal alıyor. İşte o söyleşiden bazı satır başları… “Türkiye’deki mezbahalarda bir vahşet yaşanıyor, hayvanlar birbirlerinin gözleri önünde kesiliyor, Avrupa Birliği’ndeki gibi acısız kesim yöntemine geçmeliyiz” tartışmasına nasıl bakıyorsunuz? Dinen uygun olup olmadığı endişesi taşıyanlara hak veriyor musunuz? Acısız kesimde önerilen yöntem, elektroşok yöntemi. Bu yöntemde hayvanın baygın mı yoksa ölü mü olduğunun kesin olarak bilinmesi lazım. Baygın hayvanı kesmekte dinen sakınca yoktur, kanı akıtılıyorsa. Ama elektroşok vereceğiz derken hayvanı bayıldı sanarak öldürürseniz bu olmaz. Bunun iyi bilinmesi lazım. Kesimin çeşitli yöntemleri var, illa geçmişteki gibi atadan kalma, dededen kalma yöntemlerle hayvan keseceğiz diye bir şart yok. Önemli olan hayvanı kesmek ve kanını akıtmaktır. Kaldı ki mezbahaları bırakın, kurbanın bu kadar yaygın olmasına da gerek yoktur, bu da ayrı bir tartışma konusu. Gereğinden fazla kurban kesiliyor diyorsunuz öyle mi? Benim görüşüme göre bu kadar kurban kesmeye dinen gerek yok. Her caddede, her sokakta bir hayvan kesiliyor. Kuran-ı Kerim’e baktığımızda kurban ile ilgili konulara hac ayetlerinin geçtiği yerlerde değiniliyor. Hacılar Peygamberimiz’den öncesinden beri, Kâbe’ye gelince oraya hediye edilmek üzere kurban keserlerdi. Kuran-ı Kerim bu kültürden bahsediyor. Kuran’da kurban hac ile ilgilidir, hacca gitmeyenlerin kurban kesmesine gerek yok, zaten kurban bayramı da hac bayramıdır. Hacılar toplanıp Kâbe’nin etrafını tavaf edip, kurbanlar keserken biz de buradan, bulunduğumuz yerden onların bu büyük hac bayramına katılmış oluyoruz. Bu daha sonra bazı mezheplerce geliştirilmiş, “Hacca gitmeyenlerin de kurban kesmesi gerekir” denilmiş ve hacca gitmeyenler de kurban kesmeye başlamış. Ama İslam Dünyasına baktığımızda en çok Türkiye’de hacca gitmeyenlerin kurban kestiğini görüyoruz. Arap Dünyası’nda, İran Dünyası’nda kurban bu kadar yaygın değil. "Türkiye’deki dini ritüeller İslam değil Şaman kültürüne aittir" “Kurban, genel anlamda İslam kültürüne ait bir olgu değil” mi demek istiyorsunuz? Ben kurbanın bu kadar yaygın olmasının İslam kültüründen ve Kuran’dan değil, Şaman kültüründen kaynaklandığını düşünüyorum. Şaman inanışta kurban kesmek dinin direğidir. Şaman anlayışında mescit yok, camii yok, hac yok bunun yerine kurban kesme geleneği var. Kurbanın doğada, açık alanlarda kesilmesi gerekir. Bizim vatandaşımız da tüm dayatmalara rağmen kurbanı dışarıda kesmekte ısrar ediyor, belediyeler buna engel olamıyor. Her bayram etrafta kaçışan danalar, koyunlar görürüz ve ben bu manzaranın çok eski bir kültüre dayandığını düşünüyorum. Şaman Kültürü etkilerini taşıyan bir geleneğimiz de domuz eti yememedir. Kuran-ı Kerim’de domuz etiyle ilgili beş ayrı sure var bildiğim kadarıyla… Var ama eski Şaman Kültürü’nde olan bazı şeyler Kuran’da sınırlandırılmış derecede de olsa kendine bir uç bulmuş ve böylelikle eski ve yeni kültür bütünleşip birden bire yaygınlaşmış. Türkiye’deki en yaygın dini ritüellerin kurban kesmek, domuz eti yememek, türbe ziyaret etmenin Gök Tanrı İnancı, Atalar Kültürü, Şeyhlik Kurumu vb.nin kökeninin eski Şaman Kültürü’ne dayandığını düşünüyorum. İslam Kültürü’nde domuz eti yememe daha çok Doğu Kültürü ve Asya Kültürü’ne aittir. Kurbanda da böyle. İslamiyet kurban geleneğini Hac ile sınırlandırıyor. Şöyle garip örnekler de var: Adam namaz kılmıyor, hacca gitmiyor, İslam’ın diğer gereklerini yerine getirmiyor, yetim hakkı yiyor, işçisine asgari ücret veriyor ama asla domuz eti yemiyor! Dini, etik değerlerimiz esnemeye müsait ama konu domuz eti yemeye gelince asla, öyle mi? Evet. Bir örnek vermek gerekirse: Almanya’da çalışan Türk işçilerine yapılan bir ankette sorulmuş: ‘Vazgeçmeyeceğiniz en son şey nedir?’ diye. Anketten çıkan sonuç; ‘Türk vatandaşlığından ayrılıp Alman olabiliriz, Müslümanlıktan çıkıp Hıristiyan olabiliriz, içki içebiliriz, bar ve pavyona gidebiliriz ama asla domuz eti yemeyiz’ olmuş. İnancı algılayışımızdaki bu kopukluğun nedeni ne? Ben Türkiye’deki inancı algılayışta Şaman-İslam sentezi olduğu görüşündeyim. Eski Şaman Kültürü ve temel ritüelleri genellikle ilkokul, ortaokul mezunu seviyesinde olan kadınlarca devam ettiriliyor, o kadınlar tüm bunları taşıyıp, nesilden nesile aktarıyorlar, çocuklarını ona göre yetiştiriyorlar. Örneğin: ‘Ocağı kirletme, eşikte oturma’ derler Anadolu’da. Biri size bu sözü söylerse ve siz “Bu söz nereden çıktı?” derseniz alacağınız yanıt ”Sus, tövbe tövbe, dinden çıktın” diyerek sana kızar. Bu deyiş aslında Şaman Kültürü’nde var olan Ocak Tanrısı ve Eşik Tanrısı’nı kızdırmamak için kullanılır ve kökü Şaman Kültürüne dayanır. Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra Şaman inancı ile İslam inancı birbirine karışmıştır ve dışarıdan İslam kökenli gibi görünen ama içine girdiğinizde dinin temel imgeleri ve esasları, dinin akıp geldiği anafor Şaman Kültürüdür ve iki bin yıldır değişmemiştir. Yineliyorum, kurbanın Kuran’da bugün uygulandığı kadar yaygın bir yeri yok, herkesin kesmesi gerekmiyor. Kuran’da kurban, hacca gidenlerin, hacdan dönenlerin yapması gereken bir ibadet olarak yer bulur. Bunu netleştirmek lazım. Kaynak: habertürk
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() SüphanALLAH...
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Bu adam bu laflardan sonra ibretlik olmasın !!
İlahiyatçıları hepsi böyle saçmalıyor mu?? Benim lisede ki din kültürü öğretmenim de çok saçmalardı Allah kendilerini bildiği gibi yapsın !! Tövbe tövbe ![]() ![]() Her sokakta diyor ya mal her evde kesilmesi gerek işte, gücü yeten herkesin kesmesi gerek bunu da ben mi öğreteceğim ![]() ![]() İnancı algılayışımız da kopukluk olabilir belki ama örneğin benim saçım açık ancak namaz kılıyorum buna kopukluk denmez eksiklik denir ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() hergele ahmetin tabuları yıkan kişi olarak övdüğü ihsana bak sen...
|
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Bu zeka küpü batı kültüründen geliyormuş
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Millet deliye biz akıllıya
Hacı amca biz zaten doğuluyuz kafana takma bu kadar ![]() |
|
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Göktürk zamanında Türkler Gök Tanrı inancına sahipti. Bu inanca göre domuz eti yasaktı. Herşeyi yaratan bir gök Tanrı vardı.
Şimdiki islam dini ile Gök Tanrı inancı arasında yakın bağlar vardır. Bu yakın bağların var olması, muhtemelen Türklere gönderilen fakat ismini bilmediğimiz bir peygamberin varlığını işaret etmektedir. Türkler, öğrendiklerini fazla bozmadan Gök Tanrı inancına aktarmış olabilirler. Bozulma az olduğu içindir ki Gök Tanrı inancıyla islamiyet arasında büyük benzerlikler vardır. Bu gibi örneklerden hareket ederek İslam dinini değiştirmeye çalışmak, dini ritüelleri doğu kültürü, şaman kültürü demek kesinlikle doğru değildir. Unutulmamalıdır ki; yaratan her kavime bir peygamber göndermiştir. Bizler sadece kendisine Kitap gönderilen peygamberleri ve Kur'an'da ismi zikredilen peygamberleri biliyoruz. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() millet zırvalasın dursun..
benim inandığım Kitap bellidir... orda ne yazıyorsa odur... |
|
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Reformistler kafilesine bir yenisi daha eklendi..
![]() Artık bağışıklık kazandım.Şaşırmıyor veya ilginç bulmuyorum. İlk değil sonda olmayacak gibi gözüküyor. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Benim anladığım bu adam geçiş sürecinde.
Yani görüşü tam olarak oturmamış,kafası karışmış,bazı şeylerden etkilenmiş. Sürekli 'düşünüyorum,düşünüyorum' diyor.Yeni düşünmeye başlamış,söylerken bile düşünüyor,kesin bir sonuca varamamış 'kendince.' Kesime taktım ben,sürekli köyde keseriz biz. Kendimiz keser,kendimz yüzer,kendimiz keser,kendimiz temizler,kendimiz dağıtırız. Büyük şehirde olup belediyeye kestirsem,belediye kesse,belediye temizlese,belediye dağıtsa ben hiç bir tat almam,içim rahat etmez,parayı sokağa atmış gibi hisederim kendimi. Şimdi ben şaman mıyım ? Sahi şamnizim nedir ? Bilmediğim şeyin geleneğini nasıl gerçekleştirebilirim ? Hani huy değil ki babadan oğula geçsin ![]() Gerizekalı mal. |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|