|
![]() |
#1 |
![]() Yapılan "Araştırmalar” doğrultusunda devletin Hizbullah`ı terör örgütü olarak görmesine karşın, halkın "Hizbullah`ı Cemaat" olarak algıladığı ortaya çıktı. Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz da bölge halkının cemaat algısını Doğruhaber`e değerlendirdi.
![]() Hüseyin Yılmaz Mustazafder Genel başkanı M. Salih Keskin/ Diyarbakır Halk, Devletten farklı düşünüyor Andy-Ar Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı “Türk Toplumunda Cemaat Algısı” adlı araştırmada çarpıcı sonuçlar çıkmış ve Devletin, terör örgütü olarak gördüğü Hizbullah’ın halk tarafından cemaat olarak görüldüğü anlaşılmıştı. Halkın bu algısını "Hizbullah Ana Davası Savunmalar" kitabını hazırlayan ve bölgede yaptıkları çalışmalarla tanınan Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ile konuştuk. Bölgede son yaşanan sıcak gelişmeler ile Hizbullah’ın bugünkü durumu ve tutumunu değerlendiren Yılmaz, Hizbullah’ın bir bölge gerçeği olduğunu belirterek devletin terör örgütü algısının da yanlış olduğunu söyledi. Bölgedeki kepenk kapatma ve sivil itaatsizlik konularını da değerlendiren Yılmaz, bu durumu hiçbir zaman tasvip etmediklerini, çünkü iki arada halkın zarar gördüğünü belirtti. HİZBULLAH CEMAAT OLARAK ORTAYA ÇIKTI Geçtiğimiz günlerde “Türk Toplumunda Cemaat Algısı” adlı bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada sorulan sorulardan biri “Sizce hangi cemaat daha etkin” sorusuydu. Verilen cevapların yüzde 5’inden fazlası Hizbullah diyordu. Sizin de Hizbullah’ın bir örgüt değil de cemaat olduğuna yönelik bir söyleminiz var. Ayrıca “Hizbullah Ana Dava Savunmalar” kitabını derlemiştiniz. Gerçekten halk, Hizbullah’ı cemaat olarak mı görüyor? Evet, Hizbullah bir "cemaat" olarak ortaya çıktı. Herkesin bildiği gibi, bölgenin tek gücü olarak kendini gören PKK, Hizbullah’a savaş açınca, Hizbullah da kendi vargılığını korumak adına sınırlı sayıdaki eylemlerin şartlar gereği düzenledi. Böylece yapısını ve dindar halkı saldırılara karşı korudu. Hizbullah, sosyolojik manada örgüt konumunda olmadı. Şu anda Hizbullah’a baktığımızda, cemaatsel olarak faaliyet yürüttüğünü görürüz. Topluma da cemaat olarak gidiyor. Faaliyetlerini, destek verdiği etkinliklerini, propagandasını, kısacası her adımını cemaatsel bazda yapıyor. BÖLGEDE FARKLI SONUÇLAR ALINIRDI Sizce halkın Hizbullah’ı cemaat olarak görmesinin sebebi nedir? Hizbullah ilk ortaya çıktığı günden beri çalışmalarını cemaat temelleri üzerinde bina ettiği ve bu yönde yoğun faaliyet yürüttüğü için halkın da Hizbullah’ı bir örgüt olarak değil, cemaat olarak gördüğünü söyledik. Devletin ve özelikle basın yayın kuruluşlarının Hizbullah bir Terör örgütüdür, şeklindeki tüm çabalarına rağmen, Cemaati tanıyan halk, bunu kabul etmedi. Şu an bölgede muhalif gruplar ile devletin dışında Hizbullah’ı örgüt olarak gören yok. Yapılan bu araştırma bölgemizde yapılmış olsaydı, bu yüzde 5’lik oran çok farklı çıkardı. Çünkü Hizbullah’ın çıkış yeri ve en etkili faaliyet alanı bölgedir. DEVLET, CEMAATİ ÖRGÜT DİYE TANITIYOR Sizce devletin Hizbullah’ı bir terör örgütü olarak görme algısı artık değişmeli mi? Daha önce düzenlediğimiz panellerde ve basına verdiğim demeçlerde Hizbullah’ın bir cemaat olduğunu ifade ettim. Toplumun genel kanaatine baktığımızda biz bunu görüyoruz. Devlet birimlerinin bunu artık böyle kabul etmesi gerekir. Bunu yapmayan devlet, legal çalışanları illegal çalışıyormuş gibi lanse ediyor. Cemaatleri, örgütlermiş gibi kamuoyuna sunuyor. Bu da öküzün altında buzağı aramak gibi bir şey oluyor. GEÇİM KAYNAĞINA KİLİT VURULMASINDAN YANA DEĞİLİZ Bugün Bölgede halkın iki ateş arasında kaldığını görüyoruz. PKK kepenk kapat diyor, Devlet neden kapatıyorsun, diyor. Bölge halkının içinde bulunduğu bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Halkın istekleri size nasıl yansıyor? Bizler bu konuda dengeli olmaya çalışıyoruz. Taraf olmaktan kaçınıyoruz. Gerçeğe bakıldığında ise bunun zulüm olduğunu görüyoruz. Bölge esnaflarımız öyle ahım şahım paralar kazanan esnaflar değildir. Bölgedeki esnafımız küçük esnaftır; birçoğu günlük kazancıyla evine ekmek götürüyor. Kepenklerin kapatıldığı gün, o esnaf evine ekmek götüremiyor demektir. Bir insanın çoluk çocuğunun nafakasına engel olmak, o gün onu aç bırakmak büyük zulümdür. Bu zülmü tasvip etmiyoruz. Ayrıca, kepenk kapatın diyenlerin baskısı, kapatmayın diyenlerin baskısından daha fazla ağır basıyor. En basitinden kapatmayanların işyerleri kundaklanıyor. Kepenk kapatın diyenlerin baskısı, yaptırımı olan bir baskıdır. Bunu gören halk, canına ve malına zarar gelmemesi için kapatmak zorunda kalıyor. Bizler bu konuya müdahil olmak istemiyoruz. Ama bu durum nereye kadar sürer bilemiyoruz. Asla esnafın geçim kaynağına kilit vurulmasından yana değiliz. Bu yaptırım, örgütsel bir yaptırımdır ve yanlıştır. Asla bunu tasvip etmiyoruz. ÇADIRLARINDA GÜNDE 5 VAKİT SAF TUTSUNLAR! BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Devletin imamları” şeklindeki açıklamaları ve sivil itaatsizlik eylemleriyle başlayan cami boykotunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürdlüğün ve Kürt dilinin asimile edildiği yer okullardır, camiiler değil. Kaldı ki camiler halkındır, devletin değil. Camilerimizin hemen hepsi hayırsever Müslümanlar tarafından yaptırılmıştır. Burada bir çelişki var. Bu nedenle ben bu çağrıyı iyi niyetli görmüyorum. Amaç Kürtçe hutbe ise camilerde bu konuda sivil itatsizlik yapılıp Kürtçe hutbe okunabilirdi. Geçen yıl, Kürtçe dahil farklı dillerde hutbe okunması için yetkililere rapor vermiştik. Camiiler bizimdir hiçbir şekilde terk etmeyiz. Eğer İmamları “şucu” veya “bucu” diye ayırırsak, bize göre MHP’li ile BDP’li imamın arasında bir fark yoktur. Birisi Türk milliyetçiliğini yapar, diğeri de Kürt milliyetçiliğini… Eğer Türk milliyetçiliğine çağıran imamın arkasında namaz kılınmıyorsa, hakeza Kürt milliyetçiliğine çağıran imamın da arkasında namaz kılınmaması lazım. Bizler, şunu söyleyebiliriz, imamın kim olduğuna bakmaksızın, eğer ağzından küfre götürecek, İslam’dan çıkaracak bir laf veya sözü kendi kulaklarımızla işitmesek onun arkasında gönül rahatlığıyla namaz kılabiliriz. Bizim için önemli olan budur, çünkü bizler onun kalbini açıp bakamayız, onun kalbini ve içindekini Allah bilir. Bu imam AKP’li olmuş BDP’li olmuş fark etmez. Camileri boykot etme düşüncesinin içinde iyi niyet görmediğim gibi sinsi bazı planların olduğunu tahmin ediyorum. Yöneticiler sol ideolojiye sahip olsa da tabanında da Müslüman halk vardır. Cumadan Cumaya da olsa caminin kapısına giden, diğer camialara mensup Müslümanlarla camide bir araya gelen bu insanları, bu şekilde camiden uzaklaştırmak için tezgâhlanan sinsi bir plandır. Camilerden uzaklaştırılan bu insanlar, kapalı toplum haline getirilip ideolojik kuşatma altına alınmak istenmektedir. Camiyi boykot edenler iyi niyetli iseler bunu göstersinler. Örneğin kurdukları çadırlarda sadece Cuma günü değil, günde 5 vakit namazı cemaatle kılsınlar, kıldırsınlar. Ve sadece halktan birileri kılıp diğerleri bakmasın… Demirtaş başta olmak üzere parti yöneticilerinin hepsi saf tutsun! Yöneticilerin yeri halkın yanıdır. Haydi namaza, halkla beraber aynı safta yaratıcının karşısında boyun eğmeye, kulların kulluğundan, ideolojilerin dayatmalarından kurtulup Allah’a kul olmaya, haydi namazla dirilmeye.. Cami, Müslümanların cem’ yeridir ve bir semboldür. Camiiler Kabe’nin şubeleridir. Müslüman halkı nezdinde kutsalığı vardır. Camiileri siyasi malzeme konusu yapmak bu hürmete saygısızlık etmektir. Cami asimilasyonun yeri değildir. Kuran ve Sünnet’in Müslüman halka anlatıldığı yerdir. Bazıları için haftada bir de olsa Müslümanlığını hatırladığı Allah’a boyun eğdiği yerdir. Camilerimiz devletin değil, Müslümanlarındır. Hangi cami devletin parasıyla yapılmıştır? Hiçbiri… Çadırlar camiinin alternatifi değildir. Olamaz da. Camiler kalıcıdır . Çadırlar geçici. Halkımız sadece Cumaları değil, beş vakit namazlarını camiide ve cemaatle kılmalarını tavsiye ediyorum.
![]() Konu Ammar tarafından (04-16-2011 Saat 03:03 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Tşkler paylaşımın için sivil olmayan itaatsizlere karşı mustazaflara çok iş düşüyor RABBİm yardımcıları olsun .
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
![]() evet çok iş düşüyor. şu cümle çok önemli bence "Geçen yıl, Kürtçe dahil farklı dillerde hutbe okunması için yetkililere rapor vermiştik. Camiiler bizimdir hiçbir şekilde terk etmeyiz." |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|