Peki biz bu haldeyken nasıl kalkıpta Doğu halkının Eğitim, terör, Ekonomik, sosyal sorunu var demek yerine Kürt sorunu var diyebiliriz, Etnik bir ayrımcılık olduğunu nasıl iddia edebiliriz? Etnik bir sorun olsaydı Türkiye bir kısmında değilde her yerinde aynı sorun olması gerekmiyormu? Aynı sıkıntıları Türk kökenli vatandaşlarda yaşıyorken sadece Kürt halkını mağdur göstermek şüphe uyandırmıyor mu?
Feyza hanım yine döktürmüşşünüz bakıyorumda ,ısrar ile kürt sorunu olmadığını ifade ediyorsunuz.Ak partinin bu sorunu kabul edip kendine has bir çok demokratik paket hazırlamasını bile sezinlemeden öylemi , eğer o bölgede yurttaşlarımız mutlu değilse ve bazı odak haline gelen dtp ve kanlı örgütlerin pencesine girmiş halkı batı insanı ile aynı katogoride değerlendirmenin kolaycılığınıda anlamakta zorlanıyorum acıkcası .Bu sorunun ekonomik ve etnik boyutu, sosyal haklar boyutu, uluslararası boyutu, güvenlik boyutu var iken nasıl olurda böyle bir vaka yok dersiniz, kürt sorununu düşünürken bölgenin tarihi birikimi ve modellerini, yaşanan sarsıntıları göz ardı edemeyiz unutmayalım Sevri yırtan ellerden biri Kürtlerin elidir türkiyede devletin bakışı ırkçı değil, belki ama asimilasyoncudur,kürt olduğunuzu kabul etmez belki, ama bizdensin der. ancak kürt olduğunu ifade etmene de izin vermez öyle değilmi , böyle bir devlet yapısı nerden doğdu acaba, koca bir bölgenin insanı nasıl olduda örgütlerin ve bazı demokrat olmayan partilerin temsilcisi ve mücadelesine argüman oldu , osmanlı döneminde olan homejen yapının içinde coğu kere refah içinde olan halk nasıl olduda cumhriyetin kuruluşundan hatta sevgili ,Atatürk sonrası farklı bir boyutta sorun haline geldi dersiniz, bizler biliyoruz ki osmanlıya büyük sadakat gösteren, milli mücadeleye canla başla destek veren, sevri protesto edip Lozanda Türklerden ayrılmak istemeyiz diyen kürtler arasından nasıl oldu da bir kürt sorunu doğdu cumhuriyet döneminde, özellikle de tek parti döneminde büyümüş olan milliyetcilik anlayışı Atatürkün milliyetçilik anlayışından farklı algılanarak devlet ve dönüşüm aracı olarak lanse edildi Türküm diyen herkesi eşit vatandaş kabul etme esasına dayalı bir sistem var iken kendisinin vefatından sonra tek parti dönemlerinde farklı uygulamalara gark olan bir sistemin hiç mi sucu yok, tek parti döneminde kimi bürokratlar, etnik temelli bir Türk milliyetçiliği geliştirip bunu devlet modeli haline getirmesinin hatasını hatta bir çok fitne tohumunun ta bu günlere uzanan catışmalara vesile olan en büyük argümanıdır bu model , tabii yakın tarihimizde mevcut olan darbelerin de varlığı ile yöre insanı devlet ve onun sistemine sistemli olarak düşman kesilmiştir her tür ohal kararları ile suclunun kendisi yerine umuma mal olan refleksler ile hatta diyarbakır ceza evlerinde yapılan bir çok yalnış müdahale ile koca bir etnik zümre yeminli olarak dağa cıkmıştır. Bunları ifade eder iken onları haklı bulma yerine onları kazanmamız gerektiğini ima etmek istiyorum saf ve cahil olan halkın bir şekilde özel itminan ile devlet tarafından onlara sosyal statü ve sorumluluk bilincinin aşılanmasına öncelik verilmesi o bölgenin aczinden faydalanan bir çok dış kaynaklı fitne odaklarının bu zaaflar ile kendilerine insan kaynağı bulmasının önüne geçilebilecek adımların atılmasına imkan vermenin önemini biliyorum zaten sevgili Ak partimizde böyle ironik hale gelen meselelerin içinde sıyrılmanın mutlak gayesi olarak öz eleştiri yapılıp geçmişte yapılan bir çok yalnış müdahalenin aksine o yöreye ait geniş demokratik acılımların peşine düşmesindeki inceliği tesbit etmek gerek .
İtiraf etmek gerekir ki, kürt sorunu etrafında geçmişte çok acı olaylar yaşanmıştır. Bu acı olaylar, yenilerinin yaşanmaması için bir tecrübe olarak hatırlanmalı, bir kan davasına dönüştürülmemelidir,kimsenin elinde kitlelerin vekaleti yoktur. Bu nedenle bir toplum adına konuşmayı, bir temsil niteliği öne sürmeyi çözümü zorlaştıran bir üslup olarak belirlemyi bırakıp ,bizlerin çok daha farklı bir dönüşümler içine girmemizi barış içinde birlikte yaşama özlemimizin gerçekleşmesi için kürtlerin yoğun oldukları doğu ve güneydoğu bölgelerimizde ekonomik kalkınma büyük önem verip yöre insanlarının şeref ve haysiyetlerinin hak ettikleri gibi yüceltilmesi onlara devlet ve birey sevgisinin aşılanması gerektiğini anadile saygı, insana saygıdır. Anadili konuşma, eğitim ve öğrenimde kullanma hakkının vazgeçilmez bir insan hakkı olduğunu ve bu hakka karşı çıkmanın hiçbir gerekçesi olamayacağını ve buna benze bir çok değişimin öncülüğünü yapan ak partimizin bu meseleleri çok yerinde irdelediğini biliyorum , hatta emekli yüksek rutbeli askeri kanattan bile samimi bir itiraf gelmiş iken geçmişte çok büyük dönüşüm ve yalnış müdahaleleri kabullenmiş iken bizler hala kürt sorunu yoktur ve sistemde kendilerini yeteri kadar ifade edebiliyorlar diyerek ortaya cıkmanın çok doğru bir bakış olduğunu düşünmüyorum geçmişi çok iyi analiz ederek yarınları yakalamak gerek, güzel yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim feyza hanım size daha fazla teşekkür tabiiki