07-15-2010, 16:36 | #1 |
Kürtlerin Temsilcisi ASALA MI?
Kürtlerin Temsilcisi ASALA MI?
07 Temmuz 2010 Çarşamba PKK ve Kürtleri ayırabilmek için derin kimyasal analizlere veya turnusol kâğıdı deneyine gerek yok. Rasyonel bir düşünce tarzı ve eldeki donelere bakarak bunun çözümünü rahatlıkla yapabiliriz. Ama iş ulusalcı ve radikal milliyetçi Türk ve Kürt çevrelere kalırsa sular süratle bulanıyor. KÜRTLERİN ÇOĞUNLUĞU MÜTEDEYYİN İNSANLAR Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu mütedeyyindir. Kürtlerin oy verdiği ve teveccüh ettiği en büyük hatta rakipsiz siyasal partinin AKP olduğunu unutmamak gerekmektedir. SESSİZ KÜRTLER SES VERMELİ Sorun; BDP dışı siyasi eğilimleri olan Kürt kitlelerinin sessiz kalması, Açılım süreciyle ilgili yönlendirici katkılar yapmaması ve bu suretle meydanı sanki tüm Kürt kitlelerinin tek temsilcisiymiş gibi BDP-PKK"ya bırakmasıdır. Bu suretle Açılım"da muhatap sorunu ortaya çıkmakta ve hiçbir devletin kabul etmeyeceği bir şekilde PKK uzantıları tarafından İmralı ve örgüt muhatap gösterilmektedir. İmkânsızı istemek en büyük hamakat değil mi? BDP-PKK dışı ezici Kürt kitlelerinin ve aydınlarının suskun kalması ve sahayı BDP"lilerin akıl ve izan dışı çığlıklarına bırakması tarihi bir hatadır. Bu minvalde Doğuda muhtelif illerde 99 STK"nın sesini duyurması isabetli ve ümit verici olsa da yetersizdir. Ermeni ASALA terör örgütünün rüzgârlarında kavrulan bir PKK, Kürt hakları ve özgürlüklerinin temsilcisi olabilir mi? Hatırlayın… Yurt dışında görevli Türk diplomatlarına istikrarlı bir şekilde yoğun saldırılarda bulunan ASALA (Ermenistan"ın kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu) örgütü, uluslararası kamuoyunun tepkileri sebebiyle 1980"li yıllarda taktik değiştirmiş ve PKK terör örgütüyle işbirliğine gitmiştir. PKK VE ASALA 8 Nisan 1980"de Lübnan"da Sidon şehrinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve bir bildirge yayınlamışlardı. Toplantıdan sonra, 9 Kasım 1980"de Strazburg Türk Başkonsolosluğuna ve 19 Kasım 1980"de ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA tarafından ortaklaşa üstlenilmişti. Terörist başı Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından “Büyük Ermenistan düşüncesine katkıları sebebiyle” onur üyeliğine seçilmiştir. Dikkatinizi çekerim “Büyük Kürdistan” düşüncesine değil! Ele geçirilen belgelerde Beka ve Zeli kamplarında Ermeni terör örgütü ASALA ile PKK militanlarının birlikte eğitim gördükleri de ortaya çıkmıştı. PKK, 21–28 Nisan 1980 tarihini “Kızıl Hafta” olarak ilan etmiş ve 24 Nisan tarihini "Ermenilerin katledilme günü" olarak anmaya başlamıştır. PKK ve ASALA arasında 18 Nisan 1990"da yapılan toplantıda şu kararlar alınmıştı; —Ermeniler PKK terör örgütü için de eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar —PKK terör örgütüne her yıl için adam başına 5.000 ABD doları ödenecek —Ermeniler, küçük çaplı eylemlere katılacaklar —PKK ve ASALA terör örgütleri artık ortak yönetilecek —Türkiye"de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbarat, Ermeniler tarafından yapılacak —Muhtemel devrimden sonra elde edilen topraklar eşit olarak bölüşülecek —Kamp masraflarının %75"ini Ermeniler karşılayacak —Türkiye"deki metropol şehirlerde eylemler yapılacak Yani bugün Türkiye hem PKK ve hem de ASALA"nın saldırılarıyla boğuşmaktadır. Yukarıdaki anlaşma da hala geçerlidir. PKK ASALA"dır, ASALA da PKK… Kürt vatandaşlarımız bu gerçekleri unutmamalıdır. Yakalanıp uçağa bindirildiğinde “hizmetinize hazırım” diyen, “Büyük Ermenistan” mefkuresi hedefinde marjinal Ermenilerin onur payesi verdiği, Ergenekon"un her fantezisine hiçbir direnme lüksü olmayan bir bulanık adam, Kürt ulusalcıları için bile pozitif bir mana ifade etmemeli. Nihayetinde bugün BDP, hem ASALA"nın hem de PKK"nın siyasal temsilciliğine soyunmuştur ama onların sözcülüğünü yapabilecek bir nitelikli kadroya bile sahip değildir. Yine aklıma geldi. Cezaevinde hükümlü bir PKK üst düzey militanı o zamanki DEHAP, şimdiki BDP için şunları söylüyordu: “Siyasi kanatta onlar var. Ama hepsi beceriksiz. Mesajlarımızı siyasi olarak ifade edemiyorlar. Bizden habersiz nefes bile alamazlar… Bunlarla bir yere varılmaz…” Açılım sürecinin içi hızla doldurulmalı, gerekli anayasal değişiklikler yapılmalıdır. Anadilde eğitim ve Anayasal vatandaşlık gerçeği ve ihtiyacı hızla tatmin edilmeli ve PKK"nın istismar zemini yok edilmelidir. Muhalefet aklını başına toplamalı ve kronik ulus devlet paranoyasıyla ve ulusalcı reflekslerle kanserin hızla yayıldığını görmelidir. http://www.stratejikboyut.com/yazi/k...a-mi-1008.html
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-13-2020, 18:34 | #2 |
Allah razı olsun teşekkürler.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|