![]() |
#1 |
![]() KUTLU DOĞUM HAFTASI A-TARİHÇE VE AMAÇ Asırlardır Müslümanlar,Yüce Yaratıcının son mesajını insanlara duyurmak, öğretmek ve mesajın içerdiği konularda insanlara örneklik etmekle görevlendirilen Hz. Peygamber’in hayatını araştırmaya ve öğrenmeye büyük önem vermişler, bu amaçla O’nun doğumunu, miracını ve irtihalini anlatan şiirler, naatlar, mersiyeler kaleme almışlar ve ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır. 1989 yılına kadar ülkemizde Hz. Peygamber’in doğumu, Kameri Takvime göre Rebi’ül Evvel ayının 12. gecesinde camilerde mevlit, Cuma günü de hutbe okunarak ve vaazlarda konu halkımıza anlatılarak Mevlid Kandili adı altında kutlanmıştır. Yüce dinimiz İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak prensipleri konusunda halkımızı doğru/sahih bilgilendirmeyi, manevi ve ahlaki değerlere bağlılığı arttırmayı amaçlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, Kutlu Doğum haftası kutlamalarında; bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak, milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi gaye edinerek; Hz. Peygamber’i bütün yönleriyle daha iyi tanımayı, tanıtmayı, anlayıp anlatmayı, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirilerek hayatımıza yansıtmayı, güzel ahlakını davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapmayı, toplumda peygamber sevgisini yaymayı, birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi, saygı ve yardımlaşma duygusunu güçlendirmeyi, bu vesile ile toplumu din konusunda aydınlatmayı, İslam'ın mesajını, Peygamber’imizimerkeze alarak, yediden yetmişe toplumun her kesimine bilimsel ve anlaşılabilir bir üslup ile ulaştırmayı hedef olarak belirlemiştir Hazret-i Peygamber’i ve O’nun insanlığa takdim ettiği değerleri, İslam’ın aydınlık bilgisini/mesajını doğru ve sahih bilgiler ışığında, seçkin, güvenilir ve alanında ehil şahsiyetlerin katkılarıyla vatandaşlarımıza daha etkili ve yaygın bir şekilde anlatmak/tanıtmak amacıyla, ilk defa Başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında Kameri Takvim, 1994 yılından itibaren de, Peygamberimizin Miladi doğum günü olan 20 Nisan tarihi esas alınarak Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede bütün il ve ilçelerde değişik konularda panel ve konferanslar düzenlenmiş, 1994 yılından itibaren de hafta içerisinde sempozyum düzenlenmeye başlamıştır. Bu haftanın önceki yıllarda 20-26, 16-22 Nisan gibi tarihlerde yapılmasının, Milli Bayramımız olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na alternatif kutlama olarak gösterilmesi gibi hiç de doğru olmayan bazı değerlendirmelere yol açması veya böyle algılanmayı besleyen bazı tedahüllerin bulunduğunun görülmesi üzerine, Başkanlığımızca etkinliklerin il ve ilçelerde mülki amirlerin onayı dahilinde, müftülerin başkanlık ettiği komitelerin yönetiminde ve Başkanlığın ilgili genelgelerine uygun olarak 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılması ve bu tarihlerin dışına taşınmaması karar altına alınmıştır. B- 2008 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI KUTLAMA İLKELERİ Kutlu Doğum Haftasının amacına uygun olarak icra edilmesi için bütün illere ve yurt dışı teşkilatımıza, uyulacak ilkeleri ihtiva eden üç genelge gönderilmiştir. Bu genelgelerde; 1- Kutlu Doğum Haftasının 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanması, bu tarihlerin dışında kutlama programı yapılmaması, 2- İllerde kutlama komitesi kurulması, faaliyetlerin bu komitece belirlenmesi ve takip edilmesi, 3- Etkinliklerin mülki amirin başkanlığında, müftülüklerin koordinasyonunda toplumun her kesimini kucaklayıcı nitelikte olması, 4- Etkinliklerin yurtiçinde mülki amirin, yurtdışında misyon şefinin onayı ile yürürlüğe konulması, 5- Kutlamalarda inisiyatifin ve kontrolün kutlama komitesi ile müftülüklerde olması, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllü olarak vatandaşların mali desteklerine imkan verilmesi, ancak bu kurum, kuruluş ve şahısların isimlerinin öne çıkmasına ve tanıtımlarının yapılmasına fırsat verilmemesi, 6- Etkinliklerin amacına uygun olarak düzenlemesi ve amacı dışına taşmaması, siyasi malzeme konusu yapılmamasına azami hassasiyet gösterilmesi, toplumu rahatsız edecek söylem ve davranışlardan kaçınılması, istismar edilme ihtimali bulunan faaliyetlerin yapılmaması, 7- Hafta boyunca sadece Başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasından seçilen eserlerin halkımıza dağıtılması, 8- İlahiyat ve diğer fakültelerin alan uzmanlarıyla işbirliği yapılarak İslam Medeniyetinde Bir Arada Yaşama Tecrübesi merkeze alınarak milli ve manevi değerlerimiz, birlik ve beraberlik, sevgi ve kardeşlik, barış ve hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma, insanın değeri, affedici olma, farklı din ve kültürlerle bir arada yaşama konularında konferanslar düzenlenmesi, Hususlarına yer verilmiştir. C- 2008 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI’NDA BAŞKANLIĞIMIZ VE TÜRKİYE DİYANET VAKFINCA GERÇEKLEŞTİRİLMESİ PLANLANAN ETKİNLİKLER 1. 2008 yılı Kutlu Doğum Haftası resmi açılış programı 14 Nisan 2008 Pazartesi günü saat: 10.00’da, “Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Kuşatıcı Çağrısı” konulu panel de aynı gün saat: 14.00’da Trabzon Zorlu Grand Otel’inde gerçekleştirilecektir. Açılış programı sonunda mahallince davetlilere Kutlu Doğum Aşı ve gül dağıtılacaktır 2. Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle 15-16 Nisan 2008 tarihlerindeTrabzon’da “İslam Medeniyetinde Bir Arada Yaşama Tecrübesi” konulu sempozyum düzenlenecektir. 3. Kutlu Doğum hakkında içeriği halkın seviyesine uygun olarak hazırlanacak sinevizyon, açılış merasimlerinde gösterilmek üzere taşra ve yurt dışı teşkilatına gönderilecek, Başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakfı web sitelerine yüklenecektir. 4. Bu yıl Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin 20. yılının idrak edilecek olması sebebiyle hafta ile ilgili gerekli afiş, pankart, kokart ve stikırlarda “20. Yıl” vurgusuna özellikle yer verilecektir. 5. Hafta boyunca belirli merkezlerde başta Kur’an-ı Kerim Meali olmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları ücretsiz olarak dağıtılacaktır. 6. 18 Nisan 2008 Cuma günü Kocatepe Camii avlusunda 3.000 kişilik Kutlu Doğum Aşı dağıtılacaktır. 7. 2008 yılı Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle soydaş ve dindaşlarımızın yaşadığı Avrupa ülkeleri ile Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırım, K.K.T.C., Makedonya, Romanya gibi ülkelere konferans vermek üzere görevliler gönderilecektir. 8. Ankara ilinde 3 köyde, 29 Mayıs Tıp Merkezi tarafından sağlık taraması yaptırılacaktır. 9. Başkanlığımız Türk Tasavvuf Musikisi Korosu Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Çorum ve Amasya illerinde hafta içinde konser verecektir. 10. Trabzon’da düzenlenecek sempozyumun metinleri Türkiye Diyanet Vakfı’nca kitap olarak bastırılacaktır. 11. İhtiyaç duyulan illerde Başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle öğrenci yurdu yapılması için yardım kampanyası düzenlenecektir. 12. Hastane, cezaevi, kimsesizler ve yetiştirme yurtlarının ziyaret edilecek ve ihtiyacı olanlara yardım yapılacaktır. 13. 2008 yılı Kutlu Doğum Haftasında yurtiçinde ve yurtdışındaki öğrencilere yönelik olarak aşağıda belirtilen tür ve konularda yarışma gerçekleştirilebilecektir. A. Kompozisyon: Din, Kardeşlik ve Dostluk, Birlik ve Beraberlik, B. Şiir: Sevgi ve Barış, İyilik ve Yardımlaşma, C. Makale: Komşuluk İlişkileri İyilik ve Yardımlaşma, Din, Kardeşlik ve Dostluk, Sevgi ve Barış, 14. 2008 Kutlu doğum haftasında il ve ilçe müftülükleri ile yurtdışı teşkilatımız tarafından düzenlenecek etkinlikler hakkında ayrıntılı bilgiler Başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakıf web sitelerinde duyurulacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kutlu Doğum Haftası’nda neler yapabiliriz? İnsanlığı içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtarmak, onlara kılavuzluk yaparak yollarını aydınlatmak üzere ışıklar saçan bir kandil olarak seçilmiş ve vazifelendirilmiş olan sevgili Peygamberimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) dünyaya teşriflerinin kutlanıldığı Kutlu Doğum Haftası’na ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünleri nasıl değerlendirelim, neler yapalım diyorsanız size şu tavsiyelerde bulunabiliriz: O’nun getirdiği mesaj bir huzur kaynağıdır. Bu huzur kaynağından istifade edebilmek için O’nu ve O’nun getirdiği nûru tanımak gerekir. Bu amaçla Allah Rasulü’nü (sas) tanıtan kitaplar okuyabiliriz. Okuduklarımızın kalıcı olması için de öğrendiğimiz bilgileri başta aile fertlerimiz olmak üzere çevremize anlatabiliriz. Akşamları çocuklarımıza Efendimiz’in (sas) yaşadığı örnek hayattan kesitler anlatabiliriz. O’nun ashabıyla arasında geçen diyalogları hikaye tarzından anlatarak çocuklarımızın dikkatlerini Peygamberimizi anlama üzerinde yoğunlaştırabiliriz. Nebiler Serveri’ni hayatını anlatan video kasetlerini veya film CD’lerini ev halkıyla beraber izleyebiliriz. Yine bunun gibi Efendimiz’in (sas) hayatından kesitler sunan veya O’nunla alakalı yazılan şiirlerin bulunduğu ses kasetlerini dinleyebiliriz. Yaşadığımız yerde Allah Rasulü’nü (sas) hatırlatan ne varsa oraları ziyaret edip hayalen asr–ı saadete gidip tefekküre dalabiliriz. Ziyaretlerimizde yanımıza çocuklarımızı da alabiliriz. Bir gül satın alarak yanında da Efendimiz’i (sas) anlatan bir kitapla beraber akraba veya dost ziyaretlerinde bulunabilir, onlarla beraber Efendimiz (sas) yörüngeli sohbetler yapabiliriz. İki Cihan Serveri, “Beni Hûd, Vakıa, Mürselat sûreleri ihtiyarlattı.” (Tirmizi, Tefsir, 57) buyuruyor. Bu sûrelerde içerisinde kıyamet sahnelerinin resm edildiği ayetler, Allah Rasulü’nü (sas) derin bir tefekküre salmıştı. Bizler de bu günlerde bu sûrelerin muhatabının kendimiz olduğunu düşünerek Hûd, Vakıa ve Mürselat sûrelerini okuyabiliriz. Allah, “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.” (Ahzab, 33/56) buyurarak bizlerden Efendimiz’in (sas) ismini andığımız zaman salavat getirmemizi istiyor. Bu İlahi emir doğrultusunda bizler de özellikle bu günlerde Efendimiz’e (sas) bol bol salavat getirebiliriz. “Allah Rasulü’ne nasıl salavat getirelim?” diyorsanız işte size birkaç örnek: Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin adede ma fî ilmillâhi salaten daimeten bidevâmi mülkillâhi. Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihî biadedi ilmike ve biadedi ma’lûmâtike. SALÂT-I TEFRÎCİYE Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihî’l–ukadu ve tenfericu bihi’l–kürabu ve tugdâ bihi’l– havâicu ve tünâlü bihi’r–reğâibu ve hüsnü’l–havâtimi ve yüsteska’l–ğamâmu bivechihi’l–kerîmi ve alâ âlihi ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin biadedi külli ma’lûmin leke. Ali Demirel |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Nebevi mirası hayatımızın özüne yerleştirmemiz için diyanetin son yıllarda yoğunlaşarak uyguladığı hoş bir uygulama.
Birileri rahatsız oluyormuş, varsın olsun... Paylaşım için teşekkürler. |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() "Dünya neye mâlikse O'nun vergisidir hep, Medyûn O'na cemiyeti, medyûn O'na ferdi; Medyûndur O masuma bütün bir beşeriyet, Yâ Rab, mahşerde bizi bu ikrar ile haşret!" M. Akif |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() paylaşım için teşekkürler....
|
|
![]() |
![]() |