07-06-2008, 12:57 | #1 |
Kutuplaşmaya dikkat
Türkiye’nin en güzel özelliklerinden biri bir iç savaşa, bir iç kargaşaya sürüklenmeden barış içinde bir arada yaşayabilmiş olmasıdır. Yeni bir devlet kurarken, büyük devrimler yaparken bile bunu başarmıştır. Türkiye’de hiç toplumsal çatışma, kutuplaşma olmadı mı? Elbette oldu. Son olarak 12 Eylül öncesinde sağ-sol ayrışması, bu ayrışmayı kullanan ve yönetenlerin oyununa geldi. Bunun acı sonuçlarını yaşadı. Yine de birçok ülke ve ulusla kıyaslandığında Türkiye, bu kritik süreçleri iç savaşsız atlatabildi. Bugün yaşadığımız süreç elbette bir iç savaş değil, ama yine acı sonuçlar doğuracak bir kutuplaşmaya doğru hızla yol aldığımızı düşündürüyor. İki eksen Kutuplaşma iki eksen etrafında şekilleniyor: 1- Laiklik 2- Ulusal bütünlük Maalesef siyaset kurumu bu iki alanda ülkeyi ve toplumu zorluyor. Kutuplaşmayı körüklüyor. Tarafları karşılıklı olarak biliyor. Kritik ve tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. AKP’nin kapatılması davası ve Ergenekon soruşturması, son gözaltılar, toplumdaki saflaşmayı ve gerginliği artırıyor. Türkiye bir kaosa sürüklenmeden bu süreçten çıkmanın bir yolunu bulmalı. Laiklik demokrasinin, demokrasi laikliğin düşmanı değildir. Ancak bugünkü süreçte böyle sunulmaya çalışılıyor. Oysa, Türkiye’yi demokrasiye geçiren, laik niteliğidir. Laiklik, demokrasiye geçişi sağlamış ve onu korumuştur. Bugün laikliğe yöneltilen tehditler karşısında onu koruyacak olan demokrasi olmalıdır. Çağdaş demokrasilerde güçler ayrılığı ilkesine dayanan bağımsız yargı bunun için vardır. Yargı bu niteliğini kaybeder, siyasetin güdümüne girerse, demokrasinin de, laikliğin de en önemli güvencesi ortadan kalkmış olur. Suçlamalar eski mi, yeni mi? Ergenekon soruşturmasının nasıl bir iddianameyle sonuçlanacağı merak konusu. 2.500 sayfayı bulduğu söylenen ve son gözaltılar nedeniyle daha da genişleyeceği tahmin edilen iddianamenin, hangi suçlamaları içereceği şimdilik bilinmiyor. Emekli komutanlar Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, meslektaşımız Mustafa Balbay, ATO Başkanı Sinan Aygün’e yöneltilecek suçlamalar neler olacak? Eruygur’a ve Tolon’a yöneltilecek suçlamalar, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu belirtilen günlüklerde yer alan “darbe planı”yla mı ilgili, yoksa emekli olduktan sonraki faaliyetlerine mi yönelik? Meslektaşımız Mustafa Balbay ile ATO Başkanı Sinan Aygün de aynı günlük nedeniyle “darbe planı”na mı dahil edilecek, yoksa yeni bir suçlamayla mı karşılaşacaklar? Eskiye ait, geriye doğru bir yargılama mı söz konusu, yoksa bugüne yönelik iddialar mı söz konusu?Bu soruların yanıtları yargılamanın mahiyeti bakımından önemli. Eğer iddialar 2004 yılına ait olduğu ve bazı hükümet üyelerince de bilindiği belirtilen “darbe planı”yla ilgili ve sınırlı olursa, o zaman, gündeme bir başka soru daha gelecek. Darbe planı, hazırlığı hükümet üyelerinin bilgisi dahilindeyse, yargı yolu o zaman niye açılmadı, dört yıl niye beklendi? AKP davası ile Ergenekon iddianamesi, birçok soruya neden olacak, yargılama süreci birçok iddiayı aydınlığa kavuşturacak ve Türkiye’nin gündemini çok uzun süre meşgul edecek iki önemli konu. Önemli olan bu sürecin sağduyu içinde, toplumsal çatışmaya yol açmadan geçilebilmesi... Tarafların, hızlanan kutuplaşma riskine dikkat etmeleri gerekiyor. Geçmiş olsun Balbay Mahkeme, meslektaşımız, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ı serbest bıraktı. Balbay, adliyeden ayrılırken yaralı olduğunu söyledi. Terör örgütüne üye olmaktan suçlandığını, bu nedenle “terör yaralısı” olduğunu vurguladı. Belli ki Balbay, adının terörle yan yana getirilmesinden yaralanmıştı. Balbay ayrıca kendisine yöneltilen bütün soruların gazetecilikle ilgili olduğunu da belirtti. Emniyete ve adliyeye gazeteci kimliğiyle girdiğini ve yine gazeteci kimliğiyle çıktığını da altını çizerek söyledi. Balbay’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. FİKRET BİLA
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|