Laiklik için 15 Altın Kural - Sayfa 8 - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**ilhanselcuk** · 03-22-2008, 03:30

Alıntı:

AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı

Lütfen bizden bu gözaltı olayında düğmeye Erdoğan'ın bastığına, sen suçsuz dedin diye Selçuk'un suçsuz olduğuna inanmamızı bekleme. Yarın öbür gün çıkar her şey ortaya. Ben suçludur demiyorum, Selçuk'a olan nefretimin bu gözaltı ile de bir ilgisi yok, öteden beri bu böyledir benim için. Dolayısıyla olay netleştiğinde Selçuk suçlu bulunursa senin kızarmaman, suçsuz bulunduğunda da benim kızarmamam için şimdiden böyle Nostradamus ayaklarına yatmak mantıksız.

Ben kızarmayacağıma eminim..Bugün eğer ki samimi iseniz Özgürlük ve Demokrasi söylemlerinizde buna karşı çıkmanız gerekir..Bakın altını çizerek söylüyorum,tutuklanmalarına karşı çıkmayabilirsiniz fakat tutuklanış biçimlerini göz önünde bulundurduğunuzda yapılan yanlışı farkedeceksiniz..

83 yaşında kalp hastası bir adamı gecenin 4 ünde uygusundan uyandırıp sorguya götürmek insanlıkla bağdaşır mı?

İlhan Selçukun devletin tahsis ettiği koruması vardır,yeri yurdu bellidir,her gün neler yaptığını herkes biliyor..Daha uygun bir zamanda ve daha uygun bir şekilde tutuklanabilirdi..

Hoş tutuklanmasının altında yatan gerçeği çok iyi biliyoruz ama,tutukladıysan bile insanlıktan taviz vermeyeceksin..

03-22-2008, 03:32

Alıntı:

benide_kapatın Nickli Üyeden Alıntı

Belki bilgisine başvuruluyordur fikir adamımızın! :D :D

olabilir :D ama olmayan bir şeye başvurulmaz ki :D

**Mu-Alim** · 03-22-2008, 03:34

Bu emniyetin inisiyatifindedir. Kimse kimseye git şunu şu saatte tut demez. Hadi sizin dedikleriniz oldu diyelim, buna şu saatte tutun emri dahil olamaz. Buna inanmak bence asıl gülünç olan.

03-22-2008, 03:36

Alıntı:

ilhanselcuk Nickli Üyeden Alıntı

Alıntı:

AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı

Lütfen bizden bu gözaltı olayında düğmeye Erdoğan'ın bastığına, sen suçsuz dedin diye Selçuk'un suçsuz olduğuna inanmamızı bekleme. Yarın öbür gün çıkar her şey ortaya. Ben suçludur demiyorum, Selçuk'a olan nefretimin bu gözaltı ile de bir ilgisi yok, öteden beri bu böyledir benim için. Dolayısıyla olay netleştiğinde Selçuk suçlu bulunursa senin kızarmaman, suçsuz bulunduğunda da benim kızarmamam için şimdiden böyle Nostradamus ayaklarına yatmak mantıksız.

Ben kızarmayacağıma eminim..Bugün eğer ki samimi iseniz Özgürlük ve Demokrasi söylemlerinizde buna karşı çıkmanız gerekir..Bakın altını çizerek söylüyorum,tutuklanmalarına karşı çıkmayabilirsiniz fakat tutuklanış biçimlerini göz önünde bulundurduğunuzda yapılan yanlışı farkedeceksiniz..

83 yaşında kalp hastası bir adamı gecenin 4 ünde uygusundan uyandırıp sorguya götürmek insanlıkla bağdaşır mı?

İlhan Selçukun devletin tahsis ettiği koruması vardır,yeri yurdu bellidir,her gün neler yaptığını herkes biliyor..Daha uygun bir zamanda ve daha uygun bir şekilde tutuklanabilirdi..

Hoş tutuklanmasının altında yatan gerçeği çok iyi biliyoruz ama,tutukladıysan bile insanlıktan taviz vermeyeceksin..

İnsanlıktan dem vuranlara bakın hele siz...
İnsanlık kavramının ne demek olduğunu bilirmisiniz siz
Yıllardır yaşlı, genç, çoluk, çocuk, anne, baba, kalp hastası, şeker hastasa vs. vs. diye ayırmadan, sırf dinlerini yaşamak istedikleri için, adete fişleyerek hayatlarını karartanlar sizler diğilmisiniz be bre ahmaklar...
Bak HAsan Karakaya bugün ki yazsında olayın içyüzünü anlatmış. Bir oku istersen. Belki birşeyler kaparsın...
http://www.akpartiforum.com/index.ph...=35674.new#new

**ilhanselcuk** · 03-22-2008, 03:42

Öncelikle bundan sonra AktunaHan adlı şahıstan başka kimseyle polemiğe girmeyeceğimi belirtmek istiyorum..Çünkü aranızda tartışma üslubunu bilen tek insan..

"Bu emniyetin inisiyatifindedir. Kimse kimseye git şunu şu saatte tut demez. Hadi sizin dedikleriniz oldu diyelim, buna şu saatte tutun emri dahil olamaz. Buna inanmak bence asıl gülünç olan"

Demişsiniz..

Fakat çok iyi bilirsiniz ki rütbesiz bir polis tek başına karar alıp istediği saatte insanları tutuklamaya gidemez..Birileri tarafından yönlendirilmek zorundadır..

Bakın , eğer ki AKP ye karşı açılan kapatma davasının Tayyip Erdoğanın üzerinde bıraktığı üzüntüyü ve kin duygusunu düşünürseniz;İlhan Selçukun tutuklanma biçimiyle ilgili bir bağlantı bulabilirsiniz..

**Mu-Alim** · 03-22-2008, 03:46

O noktada anlaşmıştık zaten. Tabi ki olumsuz etkilenecektir, tabi ki böyle bir tutuklama biçimini kimse tasvip edemez; bir polis memurunun kendi iradesiyle gidip 04.30'da birini tutuklamayacağına da katılıyorum.

Anlaşamadığımız nokta, sizin bu 04.30'da tutuklama emrini Ak Parti'nin verdiğini iddia etmeniz, benim ise böylesi emniyeti, yargıyı ilgilendiren bir konuda Ak Parti'nin direk müdahil olmasının imkansız olacağını düşünmem.

03-22-2008, 03:50

Yargı talimat almaz suçluyla mücadele eder.Bu kadar basit, biz çoktan erkler ayrımına geçtik.

İşin garip tarafı dün hukuka saygı diyenler bugün ki bazı tavırlarını icra ederken "utanma" denilen duyguyu neden hiç hatırlamıyor.

**Benide_Kapatın** · 03-22-2008, 03:50

Gizli Amerika tüfeği İlhan Selçuk ,(16 Kasım'06)

Bush'un Türkiye siyaseti değişmeli: Bush Ortadoğu'da yeni bir istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur" diyordu.

"Bush Amcası"na "Bizi AKP'den kurtar" davetiyesi gönderiyordu!

Ne oldu birden çark etti!

Eski darbelerde Amerika yardım ederken iyiydi şimdi kötümü oldu :D :D

03-22-2008, 03:52

Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın iki ayrı iddianamesi sebebiyle, demediklerini bırakmadılar. Sadece eleştirmekle, hakaretle yetinmediler, Ferhat Sarıkaya’yı, savcılıktan ihraç ettirecek prosedürü de başlatıp, sonuçta emellerine ulaştılar..
Neydi Ferhat Sarıkaya’nın suçu?
Van Yüzüncü Yıl üniversitesi rektörünün keyfi olarak akademik kadroları doldurması, tıbbi cihaz alımında ihaleye fesat karıştırması vesaire ile ilgili iddianame hazırlaması ..
Bu iddialarla ilgili olarak, YücelAşkın bey, sonraki süreçte kendisini aklayan bir karar alabildi mi?
Hayır.
CHP’sinden tutun Barolar Birliği Başkanı’na, onlarca rektörden YöK Başkanı’na kadar büyük bir kumpasın sonucunda, savcı ihraç edildi, hakimler oraya buraya dağıtıldı, soruşturmanın bir kısmı YöK’e yollandı... Derken... Şimdi dosyanın akibetini, sanık YücelAşkın’a sorsanız, o bile bilmez, son durumu..
Karambolden örtbas edildi olay..
Ferhat Sarıkaya’yı linç etmeye kalkışan kartel medyasından laikçi egemenlere kadar malum kesimin ikinci gerekçesi de, Şemdinli olayları sebebi ile, iki astsubay hakkında hazırladığı iddianame..
“Olur mu efendim, devletin astsubayını suç işleme ile nasıl itham edersiniz?” diye başladılar söze, iddianamede bir şey bulamayınca, yetkisizlik kararı verilerek Genelkurmay’a gönderilen fezlekeyi bahane edip, savcının meslekten ihracını sağladılar..
Oysa, Van Savcısı, Şemdinli olayı ile ilgili olarak delilleri toplamış, yetkisi altında olan ilgili kişiler hakkında iddianame düzenlemiş, yetkisi altında olmayan kişilerle ilgili iddiaları da, Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığına göndermişti.
Yetkisi altında olmayan bir kişi hakkında dava açmamış, hayali suçlamalarla iddianame düzenlememişti. Her şey somut belgelere dayalı idi..
Ama egemenler bastırdılar, savcıyı ihraç ettirdiler..
Avukatlık bile yapamayacak şekilde, kesin ihraç ile meslekten attılar.
HSYK’nın kararına, bir başka mercide itiraz hakkı yok..
Yargı yoluna gidebilme hakkı yok!
Arkasından YargıtayBaşsavcısı’nın AKParti hakkında açtığı kapatma davası gündeme geldi.. Bu sefer tarafların pozisyonu değişmişti.
Ferhat Sarıkaya’yı linç etmeye çalışanlar, Yargıtay Başsavcısı’na bu sefer alkış tutuyorlardı..
“Yargı bağımsızdır” demeye başladılar..
Ferhat Sarıkaya olayında hiç akıllarına bile getirmedikleri “yargı bağımsızlığı” ilkesi birdenbire akıllarına geliverdi muhteremlerin..
“Ne var, ne olmuş? İddianame düzenlemek, savcının görevi değil midir?” demeye başladılar..
Oysa Ferhat Sarıkaya da, Van Yüzüncü Yıl üniversitesi rektörü hakkında, sadece bir iddianame hazırlayıvermişti.. Ne Yücel Aşkın’a hakaret etmişti, ne de eyleminden başka bir isnatta bulunmuştu..
Şemdinli astsubayları ile ilgili olarak da, Ferhat Sarıkaya’nın iddianamesinde, eylemlerden başka soyut suçlamalar yoktu!
“Hayır” dediler.. “Olamaz” dediler.. “Suçlanan, astsubaylar değil, TSK’dır” dediler.. YaşarBüyükanıt hakkında, ortada iddianame bile olmadığı halde, yazışmayı bile suç saydılar.. Sonuçta savcı hakkında soruşturma açtırıp, meslekten attırdılar.
Şimdi bir başka savcı hakkındaki soruşturma talebini, hem de haklı gerekçelerle ileri sürenlere karşı, “yargı bağımsızlığı” ilkesini hatırlatıyorlar! Yargıtay Başsavcısı’na soruşturma açılamayacağını, çünkü görevini yaptığını söylüyorlar!
Ne kadar çifte standartlı bir yaklaşım..
Dün bir başka gelişme daha yaşandı..
Ergenekon soruşturması kapsamında İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek’in de aralarında olduğu bazı kişiler sabah erken saatte evlerinde gözaltına alınınca, daha bir gün önce Başsavcı’ya sahip çıktıklarını unutup, tekrar Van Savcısı aleyhine yayın yaptıkları günlere döndüler!
Yine başladılar, “sabahın erken saatinde gözaltı mı olur”muş, “savcı görevini suistimal ediyor”muş, eleştirilerine..!
İyi de beyler, siz bir haftadır, “Yargı bağımsızdır, iddianame düzenlemek, savcıların görevidir” demiyor muydunuz?
Şimdi işin ucu, kendinize dayanınca, niye hemen çarkettiniz?
Niye “Böyle gözaltı olur mu?” diyerek, savcının talebi ve mahkemenin kararı ile yapılan bir aramayı, bir gözaltını eleştirmeye soyundunuz?
Gelin dürüst olalım.. Yanlışı kim yaparsa yapsın karşı çıkalım.. Savcı da yapsa, hakim de yapsa.. Gazeteci birisi de yapsa, yıllardır yüzde 1’i dahi geçemeyen siyasi partilerden birisinin genel başkanı da yapsa..
Evet, ilkelerimizi rüzgara/menfaatimize göre değiştirmeyelim beyler..

Ali KARAHASANOĞLU

**ilhanselcuk** · 03-22-2008, 03:54

Alıntı:

AKtunaHAN Nickli Üyeden Alıntı

O noktada anlaşmıştık zaten. Tabi ki olumsuz etkilenecektir, tabi ki böyle bir tutuklama biçimini kimse tasvip edemez; bir polis memurunun kendi iradesiyle gidip 04.30'da birini tutuklamayacağına da katılıyorum.

Anlaşamadığımız nokta, sizin bu 04.30'da tutuklama emrini Ak Parti'nin verdiğini iddia etmeniz, benim ise böylesi emniyeti, yargıyı ilgilendiren bir konuda Ak Parti'nin direk müdahil olmasının imkansız olacağını düşünmem.

Bakın,bu ülkenin emniyeti her zaman Sağcı iktidarların yanında olmuştur..Bu gözardı edilemez bir gerçektir..Emniyet teşkilatının içindeki Fetullahçı örgütlenmenin nasıl büyük ve tehlikeli bir boyutta olduğunu anlatmama gerek yok sanırım..

Bu tutuklanmaların,AKP ye açılan kapatma davasıyla ilişkisinin olduğu su götürmez bir gerçektir..

Bu bir misillemedir..Kısasa kısas yöntemi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmayacak bir davranıştır..

Bu tutuklamalarla AKP nin ilişkisinin olduğunu kimse inkar edemez..Tutuklanan şahısların siyasi duruşlarına bakarsanız eğer bu gerçeği görürsünüz..

İlhan Selçuk-AKP ye muhalif bir gazetenin Başyazarıdır
Doğu Perinçek-AKP ye muhalif bir partinin Genel Başkanıdır
Kemal Alemdaroğlu-AKP ye karşı muhalif bir Profesördür..

Ayrıca Cumhuriyet Gazetesini bombalamak suçuylada yargılanan bir çete içinde Cumhuriyet gazetesinin Başyazarınında olması ne kadar mantıksız..

Kendi gazetesini bombalayacak hali yok ya..

Şayet böyle bir çete varsa ki ben olduğunu düşünüyorum;böylesine faşist-ırkçı bir çetenin içinde faşizme karşı yıllarca savaş vermiş İlhan Selçukun ne işi var.

Yada neden bu çetenin hiç ülkücü üyesi yok..Böyle bir örgütlenmenin içinde asıl onların olması gerekmiyor mu?

03-22-2008, 03:34	#3
Kullanıcı Adı Mu-Alim	Laiklik için 15 Altın Kural Bu emniyetin inisiyatifindedir. Kimse kimseye git şunu şu saatte tut demez. Hadi sizin dedikleriniz oldu diyelim, buna şu saatte tutun emri dahil olamaz. Buna inanmak bence asıl gülünç olan.

03-22-2008, 03:42	#5
Kullanıcı Adı ilhanselcuk	Laiklik için 15 Altın Kural Öncelikle bundan sonra AktunaHan adlı şahıstan başka kimseyle polemiğe girmeyeceğimi belirtmek istiyorum..Çünkü aranızda tartışma üslubunu bilen tek insan.. "Bu emniyetin inisiyatifindedir. Kimse kimseye git şunu şu saatte tut demez. Hadi sizin dedikleriniz oldu diyelim, buna şu saatte tutun emri dahil olamaz. Buna inanmak bence asıl gülünç olan" Demişsiniz.. Fakat çok iyi bilirsiniz ki rütbesiz bir polis tek başına karar alıp istediği saatte insanları tutuklamaya gidemez..Birileri tarafından yönlendirilmek zorundadır.. Bakın , eğer ki AKP ye karşı açılan kapatma davasının Tayyip Erdoğanın üzerinde bıraktığı üzüntüyü ve kin duygusunu düşünürseniz;İlhan Selçukun tutuklanma biçimiyle ilgili bir bağlantı bulabilirsiniz..

03-22-2008, 03:46	#6
Kullanıcı Adı Mu-Alim	Laiklik için 15 Altın Kural O noktada anlaşmıştık zaten. Tabi ki olumsuz etkilenecektir, tabi ki böyle bir tutuklama biçimini kimse tasvip edemez; bir polis memurunun kendi iradesiyle gidip 04.30'da birini tutuklamayacağına da katılıyorum. Anlaşamadığımız nokta, sizin bu 04.30'da tutuklama emrini Ak Parti'nin verdiğini iddia etmeniz, benim ise böylesi emniyeti, yargıyı ilgilendiren bir konuda Ak Parti'nin direk müdahil olmasının imkansız olacağını düşünmem.

03-22-2008, 03:50	#7
Kullanıcı Adı LüGaT	Laiklik için 15 Altın Kural Yargı talimat almaz suçluyla mücadele eder.Bu kadar basit, biz çoktan erkler ayrımına geçtik. İşin garip tarafı dün hukuka saygı diyenler bugün ki bazı tavırlarını icra ederken "utanma" denilen duyguyu neden hiç hatırlamıyor.

03-22-2008, 03:50	#8
Kullanıcı Adı Benide_Kapatın	Laiklik için 15 Altın Kural Gizli Amerika tüfeği İlhan Selçuk ,(16 Kasım'06) Bush'un Türkiye siyaseti değişmeli: Bush Ortadoğu'da yeni bir istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur" diyordu. "Bush Amcası"na "Bizi AKP'den kurtar" davetiyesi gönderiyordu! Ne oldu birden çark etti! Eski darbelerde Amerika yardım ederken iyiydi şimdi kötümü oldu :D :D

03-22-2008, 03:52	#9
Kullanıcı Adı CeVHeR	Laiklik için 15 Altın Kural Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın iki ayrı iddianamesi sebebiyle, demediklerini bırakmadılar. Sadece eleştirmekle, hakaretle yetinmediler, Ferhat Sarıkaya’yı, savcılıktan ihraç ettirecek prosedürü de başlatıp, sonuçta emellerine ulaştılar.. Neydi Ferhat Sarıkaya’nın suçu? Van Yüzüncü Yıl üniversitesi rektörünün keyfi olarak akademik kadroları doldurması, tıbbi cihaz alımında ihaleye fesat karıştırması vesaire ile ilgili iddianame hazırlaması .. Bu iddialarla ilgili olarak, YücelAşkın bey, sonraki süreçte kendisini aklayan bir karar alabildi mi? Hayır. CHP’sinden tutun Barolar Birliği Başkanı’na, onlarca rektörden YöK Başkanı’na kadar büyük bir kumpasın sonucunda, savcı ihraç edildi, hakimler oraya buraya dağıtıldı, soruşturmanın bir kısmı YöK’e yollandı... Derken... Şimdi dosyanın akibetini, sanık YücelAşkın’a sorsanız, o bile bilmez, son durumu.. Karambolden örtbas edildi olay.. Ferhat Sarıkaya’yı linç etmeye kalkışan kartel medyasından laikçi egemenlere kadar malum kesimin ikinci gerekçesi de, Şemdinli olayları sebebi ile, iki astsubay hakkında hazırladığı iddianame.. “Olur mu efendim, devletin astsubayını suç işleme ile nasıl itham edersiniz?” diye başladılar söze, iddianamede bir şey bulamayınca, yetkisizlik kararı verilerek Genelkurmay’a gönderilen fezlekeyi bahane edip, savcının meslekten ihracını sağladılar.. Oysa, Van Savcısı, Şemdinli olayı ile ilgili olarak delilleri toplamış, yetkisi altında olan ilgili kişiler hakkında iddianame düzenlemiş, yetkisi altında olmayan kişilerle ilgili iddiaları da, Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığına göndermişti. Yetkisi altında olmayan bir kişi hakkında dava açmamış, hayali suçlamalarla iddianame düzenlememişti. Her şey somut belgelere dayalı idi.. Ama egemenler bastırdılar, savcıyı ihraç ettirdiler.. Avukatlık bile yapamayacak şekilde, kesin ihraç ile meslekten attılar. HSYK’nın kararına, bir başka mercide itiraz hakkı yok.. Yargı yoluna gidebilme hakkı yok! Arkasından YargıtayBaşsavcısı’nın AKParti hakkında açtığı kapatma davası gündeme geldi.. Bu sefer tarafların pozisyonu değişmişti. Ferhat Sarıkaya’yı linç etmeye çalışanlar, Yargıtay Başsavcısı’na bu sefer alkış tutuyorlardı.. “Yargı bağımsızdır” demeye başladılar.. Ferhat Sarıkaya olayında hiç akıllarına bile getirmedikleri “yargı bağımsızlığı” ilkesi birdenbire akıllarına geliverdi muhteremlerin.. “Ne var, ne olmuş? İddianame düzenlemek, savcının görevi değil midir?” demeye başladılar.. Oysa Ferhat Sarıkaya da, Van Yüzüncü Yıl üniversitesi rektörü hakkında, sadece bir iddianame hazırlayıvermişti.. Ne Yücel Aşkın’a hakaret etmişti, ne de eyleminden başka bir isnatta bulunmuştu.. Şemdinli astsubayları ile ilgili olarak da, Ferhat Sarıkaya’nın iddianamesinde, eylemlerden başka soyut suçlamalar yoktu! “Hayır” dediler.. “Olamaz” dediler.. “Suçlanan, astsubaylar değil, TSK’dır” dediler.. YaşarBüyükanıt hakkında, ortada iddianame bile olmadığı halde, yazışmayı bile suç saydılar.. Sonuçta savcı hakkında soruşturma açtırıp, meslekten attırdılar. Şimdi bir başka savcı hakkındaki soruşturma talebini, hem de haklı gerekçelerle ileri sürenlere karşı, “yargı bağımsızlığı” ilkesini hatırlatıyorlar! Yargıtay Başsavcısı’na soruşturma açılamayacağını, çünkü görevini yaptığını söylüyorlar! Ne kadar çifte standartlı bir yaklaşım.. Dün bir başka gelişme daha yaşandı.. Ergenekon soruşturması kapsamında İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek’in de aralarında olduğu bazı kişiler sabah erken saatte evlerinde gözaltına alınınca, daha bir gün önce Başsavcı’ya sahip çıktıklarını unutup, tekrar Van Savcısı aleyhine yayın yaptıkları günlere döndüler! Yine başladılar, “sabahın erken saatinde gözaltı mı olur”muş, “savcı görevini suistimal ediyor”muş, eleştirilerine..! İyi de beyler, siz bir haftadır, “Yargı bağımsızdır, iddianame düzenlemek, savcıların görevidir” demiyor muydunuz? Şimdi işin ucu, kendinize dayanınca, niye hemen çarkettiniz? Niye “Böyle gözaltı olur mu?” diyerek, savcının talebi ve mahkemenin kararı ile yapılan bir aramayı, bir gözaltını eleştirmeye soyundunuz? Gelin dürüst olalım.. Yanlışı kim yaparsa yapsın karşı çıkalım.. Savcı da yapsa, hakim de yapsa.. Gazeteci birisi de yapsa, yıllardır yüzde 1’i dahi geçemeyen siyasi partilerden birisinin genel başkanı da yapsa.. Evet, ilkelerimizi rüzgara/menfaatimize göre değiştirmeyelim beyler.. Ali KARAHASANOĞLU

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)