02-07-2012, 23:26 | #1 |
Lanet olası büyük resim ve kana ortak direniş ekseni
Samet Doğan-Milat
Bu yazıyı karmaşık bir öfke haliyle yazıyorum. Ne diyeceğimi bilemez haldeyim. Koca bir halk gözümüzün önünde katlediliyor ve tüm dünya susuyor. Susanlar susuyor da bazı utanmazlar hala bu zalimleri destekliyor. Rusya, Çin ve İran gibi ülkeler, babasının alçaklık mirasına konan zalim diktatörün katliamına alkış tutuyor. Bazı uzman yazarlarımız da büyük resmin peşine düşmüş. Bir türlü ortaya çıkmak bilmeyen milyonlarca resmin arasında kaybolup gidiyor bu insanlar. Ama hepsinin de reel gerekçeleri varmış. Gerekçeleriniz batsın. Çıldırmamak elde değil. Pek çok ülkeyi dünyanın en idraksiz insanlarının yönettiğini biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız, artık bilin. Ve şimdi şunu düşünün ki, ülkesini tamamen katletmeye and içmiş eli kanlı bir katil yönetici artık son kozlarını oynuyor. Ve bazı idrakten yoksun ülkelerin yöneticileri de devrilmesi anbean olacak bu adamı hala destekliyor. Dünyanın öfkesini üzerlerine çekmenin dışında yapabildikleri tek şey daha fazla çocuğun, kadının ve yaşlının kanın dökülmesine olanak sağlamak. Bunu yaparken de, küçük yalanlar uyduruyorlar, biz katliamın durmasını istiyoruz, diyor ama alttan silah sevkiyatına devam ediyorlar. Hadi canım. Yalanlarınızdan bıktık artık. Sizi çok iyi tanıyoruz. Arkasındaki bu mezkur ülkeler olmasa, Esed’in bir hafta bile dayanamayacağını herkes biliyor. İran – Hizbullah, Rusya ve Çin’in kutsal ittifakları ile ortak çıkarlarına kurban ediliyor bu insanlar. Direniş ekseni kırılacakmış. Neye direndiniz şimdiye kadar, kimin tavuğuna kışt dediniz? Kafiri sürüp önünüze kovaladınız da biz mi görmedik. Hangi Müslüman’ın elinden tuttunuz, hangi kafirin karşısına göğsünüzü siper edip çıktınız. Madem direniş eksini vardı, peki şimdi kırılmadı mı bu eksen? Suriyeliler, İran’a, Hizbullah’a lanet yağdırıyorlar. Böyle mi olmalıydı? Sizin direniş ekseniniz, o bölge halkını zalimlere karşı savunmak, Siyonistlere karşı koymak değil miydi? Suriye halkı bu eksene giren insanlardan oluşmuyor mu, maksadınız o bölgenin halklarını zalimlerden kurtarmak değilse kimin için ne ekseni kuruyorsunuz o zaman? İnsanlar iğrenç işkencelerle kandil gecelerinde ölmeye devam ederken, okuduğum köşe yazılarında aylardır büyük resmi arayıp durdu pek ünlü, pek meşhur yazarlarımız. Onlarca büyük resim çıktı ortaya. Fotoğraflardan gözümüzün önüne bakamaz olduk. Al sana işte boy boy fotoğraf, işkence yapılmış çocukların, suratları delinmiş Suriyeli çocukların fotoğrafı. Daha ne büyük resimden bahsediyorsun bre gafil. Yerin dibine batsın akademik akıllı nazik üslubunuz, yerin dibine batsın duyarlı akıl yürütmeleriniz. Böyle giderseniz siz de yerin dibine batacaksınız, biliniz. “Ne oluyor, Suriye’de olanların arkasında şunlar şunlar mı var? İnsanlar gerçekten ölüyor mu? Yok, dört yüz değil de elli kişi ölmüş, gelen haberler yalan yanlışmış” Lanet olsun. Uzman gazetecilik örneği sergilemeye çalışıyor arkadaşlar. Nerede sizin vicdanınız? Bir çocuğun ölümü, bir kadının namusu için dünyayı yakacak erdem nerede? Büyük resmin de Allah belasını versin, bakış açısının da. Şu memlekette, büyük travmalar nedeniyle zaten kafası karışık olan şu insanları, yeniden şüpheye düşüren büyük resimlerinizin içine tüküreyim. Ümmet adına, İslam adına, direniş adına değil bu yaptıklarınız. Devletçi politikalarınız devletinizi ayakta tutmaya yetmez. Burada ölen masum insanların ahı devletlerinizi çökertecek bir gün. Türkiye medyasında aylardır NATO saldırısı, Suriye semalarında Fransız uçakları çığırtkanlığı yapanlar, şimdi neden susuyorlar. Nerede Fransız uçakları, hani neden gelemediler? Batılılar sizden daha iyi biliyorlar, Suriye halkının kendilerinden eman dilemeyeceğini. Aylardır, Suriye halkının antiemperyalist bir halk olduğunu, ölseler de NATO’yu, Amerika’yı istemediklerini haykırıyoruz. Bize gülüp aşağılayanlar, üst perdeden konuşanlar, Amerika’ya hizmet ediyorsunuz diyenler, bu katliamın sorumluları sizsiniz! Pirincin taşını ayıklayamayınca susmayı tercih ediyorsunuz. Az da olsa vicdanınız varsa, kalbinizde Allah korkusu varsa, çıkıp insanların karşısına yanıldığınızı, zalimlerle beraber olmayacağınızı haykırın! Daha neyi bekliyorsunuz? Bu insanların tek tek işkenceyle öldürülmesini mi, top mermileriyle evlerinin yıkılmasını mı, daha fazla çocuğun kemiklerinin matkaplarla delinmesini mi? Bazen kızmadan duramıyorum böyle. Allah bizleri kızanlardan, vicdanının sesini dinleyip öfkelenenlerden eylesin. Tamam, size söz, ben hepinizin adına büyük resmi çerçevelettirip duvarıma asacağım. Üzerinde oyunlar oynayacağım, yeni direniş eksenleri çizeceğim. Sizi de çağırıp, fikrinizi alacağım. Ama inanın şimdi hiç zamanı değil. Zaman öfke zamanıdır. Lütfen dişlerimizi sıkıp, ne oluyor yahu, diye bir soralım. Yoksa emin olun halimiz harap.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|