İnsanoğlu doğası gereği sosyal bir varlıktır.İletişim kurar,emek harcar,güler,eğlenir,düşünür,idrak eder,fikir yürütür,öğrenir,öğretndiklerini akıl ve mantık çerçevesinde uygulayarak hareket eder.İnsanoğlu bu yönüyle canlılardan farklı olarak,üstün niteliklerde yaratılmıştır.
Kısacası yüce mevlam eşrefi mahlukat(yaratılmışların en şereflisi) ünvanıyla biz insanoğlunu şereflendirmiş ve diğer yaratılmışlardan üstün tutmuştur. Allah bunca nimet ve üstün niteliklerle donattığı insanoğlundan yalnız ona tesbih etmemizi ona inanmamızı ve yalnızca ondan istememizi umar.
Yaratıcının bunca nimetine,rahmetine,hikmetine karşı onun bize isnat ettiği yaratılmışların en şereflisi ünvanını hak ediyormuyuz ,böylesine güzel ünvanın karşılığında ne yapmalıyız ,nasıl bir hayat sürmeliyiz,ne yapıyoruz,nasıl bir hayat sürüyoruz.
Dünyada farklı kavimlerde farklı dinlere mensup yaklaşık 4,5 milyar civarında insan var.
Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir dinin mensupları olarak aşağıda vereceğim türden örnekleri aklımıza getiriyormuyuz,ders alıyormuyuz şükrediyormuyuz siz kara verin.
İsrafın haram olduğu büyük günahlar arasında gösterildiği hem bizim dinimizde ve kitabımız kuranı kerimde hem bizim dinimizden önceki hak dinlerin kitaplarında belirtilmiştir,ve kesinlikle israftan kaçınmamız emredilmiştir.Zaten israf etmek insani açıdan da doğru bir davranış olamaz.
Yaşadığımız bu asırda günümüz Türkiyesin de Allaha şükürler olsun kapımıza kadar ekmeğimiz geliyor,musluğu açtığımızda suyumuz akıyor,çarşıya,pazara,markete girsek her çeşit meyve,sebze,eti,sütü,yoğurdu ve aklımıza gelen her türlü ihtiyaçlarımızı az nveya çok ama bol bol ama çeşit çeşit almak gibi bir şansımız var ve Allah bunu bizim ülkemize ihsanda buyurmuş nasip etmiş.
Çevremize dünyevi bir gözle baktığımız için Allahın bize ve memleketimize nasip ettiği bu nimetleri doğal,sıradan bir olguymuş gibi hisseder hale geldik,şükürden geri kaldık. Oysa dünyaya ve çevremize günde birkaç kez uhrevi gözlerle bakmayı başarabilsek Afrika nın geri kalmış yoksul açlık içersindeki insanların ne kadar sefalet içinde yaşadıklarını bir görebilsek ve ders alabilsek dünya daha güzel olacaktır.
Eminim birçoğunuz Pulitzer ödüllü fotoğrafı görmüşsünüzdür (görmeyen arkadaşlarımız bu fotoğrafı görmesini tavsiye ederim ) Kara kıta Afrika nın sıcağında çöl ortasında yarıçıplak, açlıktan ikibüklüm olmuş, ağzına,gözüne konan sinekleri dahi kovmaya mecali kalmamış açlıktan ölmek üzere olan siyahi bir çocuk ve onun ölmesini bekleyen iri bir akbaba,Evet arkadaşlarım hepimiz biraz daha dünyevi zevklerden,koşuşturmalardan uzaklaşsak dünyaya uhrevi gözle bakmak için biraz çaba sarfetsek o fotoğraftaki çocuğun içinde bulunduğu durumu göz önüne getirsek ve kendimizi bir anlık onu yerine koyabilsek daha israfsız bir hayat yaşayacağımıza ve şükürde daha ileri bir noktaya geleceğimize inanıyorum.
Dünyayı büyük bir ev insanlarıda bu evin aile bireyleri olarak olarak düşündüğümüzde evin bireyi olan biz tok insanlar,ailemizin bir parçası olan o aç insanların hakkını gaspetmiş ve dışlamış olmuyormuyuz .Dünyada, Allahın canlılar için yarattığı ne kadar nimet varsa bu dünya insanlarının ortak malı olası gerekmezmi?
Son zamanlarda medyada gördüğümüz gördüğümüzde insanlığımızdan utandığımızbir çok haber okumuşuzdur.Aile içi cinsel ilişkiler,babanın gelinine tecavüzü,oğlun anasına tacizi,70-80 yaşına gelmiş insan müsvettelerinin 10 yaşında,14 yaşında kız çocuklarına ve erkek çocuklarına tacizleri,erkek doğmuş daha sonra kadın olan,kadınken erkek olan,erkeğin erkeğe olan cinsel sapkınlığı, kadının kadına olan cinsel sapkınlığı (Aslında bazı medya buna cinsel tercih dese de bu tam anlamıyla cinsel sapkınlık ve sapıklıktır)
Geçmişte bir çok toplumun helak olmasına neden olan bu denli sapık davranışlar iğrençlikler maalesef birtakım medya organlarında bu olaylar karşısında kullanılan; yaşam şekli,cinsel tercih, özgürlük gibi kavramlar bu davranışların masumiyet kazanmasına sebep olmakta ve henüz yeni yeni ergenlik çağına girmiş gençlerimizin akıllarını karıştırmaya ve acaba bu davranış o kadarda kötü bir davranış olmayabilirmi, sahiden bu bir özgürlükmüdür gibi soru işaretlerinin akıllarında cevapsız kalmasına sebep olmaktadır.Medya nın bu gibi olaylar karşısında daha net kesin ve ağır bir dille bu olayları tasvip etmediğini ve karşı olduğunu göstermesini temenni etmekten başka da yapacak bir şey yok sanırım
Arkadaşlar bu olaylar dünyanın her tarafında yaşandığı gibi aşığı olduğumuz o Avrupa nın birçok ülkesinde aynı cinsiyetten insanların evlenmesine hatta bir takım yollarla çocuk sahibi olması dahi insan hakkı gerekçe gösterilerek izin verilmektedir.
Ama beni asıl üzen İslamın bayraktarlığını yapmış ecdadın emaneti bu cennet vatanın sınırları içinde de bu sapkın ve ters ilişkilerin oluyor olmasıdır. Bu durum Milli ve manevi değerlerin eksikliğinin nelere magal olduğunun iyi bir göstergesidir,insanı insan yapan Ar namus,şeref gibi olguların yerini Arsızlık,namussuzluk ve şerefsizliğin aldığını görmek istemiyorsak bu ülkenin geleceği olan ve dünyaya yön verecek çocuklarımızı milli ve manevi eğitimle donatmalı ve kul olarak Allahın emrini yerine getirmeliyiz.
Bildiğimiz gibi anne ve babaların evlatlarına karşı görevleri vardır barındırmak yedirmek içirmek,okula göndermek bunlardan yalnızca birkaç tenesidir. Ama asıl görevleri evlatlarını din üzere yetiştirmek Allahı, Kuranı,sahabiyi,peygamberimizi ,sevgiyi,sevmeyi milletine bağlılığı, millet sevgisini yaşadığı topluma,toplumun değerlerine sahip olmayı öğretmektir.Bu öğretileri vermek hem Allaha karşı görevlerimiz hemde çocuklarımıza karşı görevlerimizdir.
Yaşadığı toplumun sorunlarına karşı duyarlı olmak,müslümanca yaşamanın sorumluluklarının bilincinde bir yaşam sürmek sorunların başlamadan bitmesine ve insana yakışan bir yaşam sürmemize vesile olacaktır.
Aslında yukarıda yazdığım türden yanlışları,çarpık ilişkileri,ahlaksızlıkları ve israfı tamamiyle göz ardı eden duyarsız bir millet değiliz şuna çok eminim ki bu necip milletin hiçbir ferdi bu gidiş hattan memnun değil gün aşırı olmasa da ara sıra açlık çeken insanları aklımıza getiriyoruz,önümüze serilmiş yemek sofrasında yemek yemekten ar duyuyoruz utanıyor ve sıkılıyoruz.
Ahlaksız ilişkileri,sapıkça yaşayanları,tacizleri,tecavüzleri gördükçe insanlığımızdan utanıyor lanet ediyoruz.Ama maalesef dünya telaşı,hayat mücadelesi,ayakta kalabilmek için verdiğimiz dünyalık işler bizi duyarlı, ahlaklı,müslümanca yaşamanın sorumluluklarını bilen insanlar olmamıza engel olabiliyor.
Benim bu yazıyı kaleme almaya çalışma sebebim milletimizin ve dünya insanlığının içinde bulunduğu acı gerçekleri bir anlıkta olsa hatırlamamızı sağlamak ve düşündürmektir.
Ben, bana,benim değil de bizim,bizlerin,hepimizin varolduğunu dünyada yalnız olmadığımızı,bizden başka ötekilerinde varolduğu gerçeğini tekrar hatırlatmaktır.
Son olarak bir dipnot yazmak istiyorum Allahın insanlara lütfettiği bütün nimetlerine,ihsanına,sevgisine ve rahmetine karşı bizler insanoğlu olarak riyakarca,şükürsüzce,ahlaksızca yaşamaya devam ediyoruz.
Buna rağmen yaratıcı biz kullarını o kadar seviyor ve cennetine almak istiyorki, bunca günaha bunca şükürsüzlüğe ve bunca sapkınlığa rağmen onun rahmet kapısı ardına kadar açık Allahım tüm acziyetimizle kapına geldik senden rahmetini umuyoruz bizi rahmetinden geri koyma bizleri affet eşrefi mahlukat ünvanına yakışan kullarından eyle Allahım bizleri sana iyi birer kul resulün peygamber efendimize yaraşır birer ümmet olmamızı nasip et milletimizi daim eyle,vatansız bayraksız ve sensiz bırakma.

Kendinizi çok iyi yetiştirmişsiniz tebrikler ahirette beraber olmak dileğiyle...

bu guzel yazinizdan oturu Allah razi olsun

dogru tespitleriniz var

insAllah Allah bizi sukretmeyi bilen, mutlu ve dua eden kullarindan eylesin amin

Rabbim razı olsun inşallah... İslam'ın çizdiği hudutlarda yaşamak, bunun için öğrenmek ,anlamak ve yaşayarak anlatmak, "elhamdülillah müslümanım" sözünün anlamına erişememek, bunun için çabalamamak ,galiba bütün sorunların çıkış noktası bu olsa gerek... Kayıtsızlığımızın tek nedeni, modern hayatın tüm toplumu es geçerek ferte indirgediği bir zamanda, İslam'ın fert ve cemiyet nizamı için ortaya koyduğu çizgiyi adımlayamamaktır...

Rabbim bize ahir zaman ümmeti olmayı rıza buyurmuştur... İslam'ı yaşayabilmeyi, yaşayarak öğretebilmeyi nasip buyursun inşallah...

Beni en çok fitil eden gazetelerden medyadan ziyade SON ÇIKAN TÜRK FİLMLERİ ! Sapkınlıkta şeytanı hoşnut etmede yabancı filmleride sollarlar bunlar.

Evet maalesef halkımızın bir kısımcığı bilinçlice gözü açık hareket ediyor. Ama diğer kısmın gözü gönlü açılırmı Allah Kerim