10-09-2010, 22:37 | #1 |
M.Ali Erbil Cumhuriyet İdeolojisinin Prototipi
İddia ediyorum ki, Mehmet Ali Erbil, cumhuriyet ideolojisinin bir prototipidir.
"Bu, bilinçsiz gibi görünse de, aslında cumhuriyet ideolojisinin de erken döneminde bilhassa yansıtmaktan çekinmediği bir düşüncenin ürünüdür. " Star yazarı elif Çakır`ın yazısı Niye şaşırıyorsunuz ki, ben hiç şaşırmıyorum doğrusu! Uzun bir aradan sonra Mehmet Ali Erbil’in halt yemesiyle toplumsal bilinçaltı ortaya döküldü. Halt diyorum çünkü, bu olayı hafifletmek için “gaf” kelimesiyle ifade edenleri de işin içine katıyorum. Toplumsal bilinçaltı diyorum çünkü, bu birkaç kendini bilmezin dile getirdiği bir husus değil. Çıkın dışarı, sorun önünüze çıkan Beyaz Türklere, “ne var ki bunda canım, şaka yapmış” diyerek aslında zihinlerinde aynı düşüncelerin gizlendiğini bu şekilde ortaya koyacaklar. İddia ediyorum ki, Mehmet Ali Erbil, cumhuriyet ideolojisinin bir prototipidir. Amma da abarttın, cumhuriyetle derdin varsa git başka yerde hallet demeyin. Cumhuriyetle hiçbir sorunumun olmadığı açıktır, sorunum sadece ideolojisiyle. Laiktir, Türk’tür, sözümona da Sünnidir, Erbil. (Aleviliktir, Sünniliktir; dergahtır tekkedir nedir bilmez ama, nasıl oluyorsa oluyor, Sünni oluyor işte!) Cumhuriyet nasıl bir Sünni Türk modeli oluşturmak istediyse, ona tıpatıp uymaktadır. Çıkar arada bir Ergenekon esprisi de yapar, Beyaz Türklerce alkışlanır bu adam!.. Hatırlarsanız, (İlhan Selçuk’un, Kemal Alemdaroğlu’nun falan gözaltına alındığı günlerdi), programa geciken Paris Hilton için, “Ergenekon soruşturmasına takıldı, o yüzden gecikti” diyerek müthiş sempati toplamıştı!.. Neyse, meselemiz Mehmet Ali Erbil’in kendisi değil, prototipi. Bu porototip zaman içinde oluştu. Bu, bilinçsiz gibi görünse de, aslında cumhuriyet ideolojisinin de erken döneminde bilhassa yansıtmaktan çekinmediği bir düşüncenin ürünüdür. Alevi kardeşlerimiz her ne kadar vargüçleriyle Osmanlı’ya hücum edip cumhuriyeti baş tacı etseler de, cumhuriyet hiç de onları baş tacı etmemiştir. Cumhuriyetin “kadro”lu ekibinden Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Nur Baba” romanına bir bakın. Şehvet düşkünü, sapık bir adamın Bektaşi şeyhi olunca dergahında ne tür pislikler çevirdiğini hikayet eder. Romanın bir bölümü de “Bektaşi Tekkesinde Mumlar Nasıl Söner” başlığını taşımaktadır.(Yayın tarihi 1923’tür.) Sadece Alevi Bektaşi tekkeleri değil, Sünni tekkeleri de tek parti devri romanında en aşağılık tasvirlerle yerini alır. Bu örnekleri çoğaltmak isterseniz, cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını bir inceleyin, karşınıza çıkan örneklere şaşıracaksınız. En yeni örneklerden biri de Haldun Taner’dir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 Temel Eser içinde öğrencilere dağıttığı “Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” kitabındaki şu cümlelere bakınız: “O ne hinoğlu hindir, o ne kahpe dinli Kızılbaştır.”... “Ve işte o anda, tövbeler olsun, abla-kardeş, Kızılbaşlar gibi sarmaş dolaş oluverdik.” İşte cumhuriyet ideolojisinin yeşerttiği laik, çağdaş, modern Türk kafası budur. Bu kafaya göre din ve din adamları, dini ritüeller elden gelen tüm imkanlarla karalanmalıdır. Cumhuriyetin yeni bir insan modeli vardır ve bu model, dini sembollerden mümkün olduğunca uzak tutulmalıdır. Bu nedenle de, edebiyatta, sinemada, her alanda dini değerler ve semboller, din adamları alay konusudurlar. Yazının tam da burasına gelmişken, Liberal Düşünce Topluluğu’nun Alevi-Bektaşi Araştırmaları Merkezi’nin direktörlüğünü yapan Şenol Kaluç’u aradım. Acaba gerçekten yanılıyor muyum, abartıyor muyum, işi bu kadar ileri götürmekte haksızlık mı ediyorum diye. Oooo... Şenol’u dinleyince içime su serpildi. Hatta onun dillendirdiği şu ifadeyi, burada dile getirmesem olmazdı. Şenol Kaluç, geçmişte aynı dertten muzdarip Güner Ümit’i de hatırlatarak, Mehmet Ali Erbil’le ortak noktalarına dikkat çekti: “Bu iki isim şekil itibariyle, kendisini ‘laik ve çağdaş’ olarak tanımlayan Aleviler için çok uzak tipler değil, hatta makbul bile sayılabilir. Buradaki sorun, modern görünümlü, din ile ilişkilerini tam da rejiminin istediği şekilde vicdanına hapsetmiş “laik ve çağdaş” iki ismin, ancak “Sünni bir yobaza” yakışacak bir tavır sergilemeleridir.” Aleviler, aslında “kendilerinden” bildikleri insanlardan bu tür şeyler duyduğunda daha çok öfkeleniyorlarmış!.. Yani ortaya çıkan durum Kaluç’un tespitine göre tam bir “Sen de mi Brütüs!” vakası... Konu tek bir köşe yazısı hacminde değerlendirmek için çok geniş ve girift detaylar içeriyor. Şunun altını tekrar çizerek konuya son vereyim: Edebiyatçısı, yönetmeni böyle olan bir zihniyetin şovmeni de böyle olur. Yoksa, Hazreti Ali’yi sevenlere edilecek iftiradan hayâ eder insan...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-09-2010, 23:17 | #2 |
1923'te yazılmış Nur Baba romanı ile savaş zamanı türlü bahanelerle ülkeden kaçan, hiç gidip görmediği olayları görmüş gibi yazan Yakup Kadri ile veya medya maymunu Mehmet Ali Erbil ile "cumhuriyetin zihniyeti budur" demek çok art niyetli bir düşünce olabilir.
Yazarımız, alevilik hakkında Osmanlı döneminde yazılmış veya anlatılmış fıkralara, sünni halkın alevilere bakış açısına da yer verseymiş keşke. O zaman da Osmanlı'nın zihniyeti budur mu diyecektik? |
|
10-09-2010, 23:25 | #3 |
Önemli bir noktaya dikkat çekiyor. Aleviler her ne kadar cumhuriyet yanlısı Cehape yanlısı iselerde bu gün Cumhuriyet Türkiye si Alevileri yok saymaktadır. Mehmet Ali gibi bir isimde bunun çok güzel yansımasıdır. Bu şahsa sorduğunuzda ben sunni yim müslümanım ancak söz konusu icraata gelince allahla arama girme Laik bir ülkede yaşıyorum diyecektir. İşte tam Cumhuriyet in istediği vatandaş. Sünni Türk ve laik. Aleviler in artık bunları görüp bunların peşinden gitmeye bir son vermeleri gerekiyor.
|
|
10-10-2010, 00:35 | #4 | |
Alıntı:
1) Alevi kardeşlerimiz okullarda zorunlu din eğitimi dersi kaldırılsın derken, dini ağırlıklı eğitim veren medreseleri, dini ağırlıklı bir sistemi geri ister mi? 2) Alevi kardeşlerimiz diyanet işlerinin sadece islama yönelik mesajlar vermesine tepki gösterirken, hilafeti geri isterler mi? 3) Yada laikliği bırakıp, Osmanlı'daki sünniliğin esas alındığı dine dayalı bir rejimi geri isterler mi? 4) Osmanlı'nın içkiye özellikle de şaraba koyduğu yasağı geri getirsek, şarabı bir nimet olarak gören Alevi kardeşlerimiz bundan ne kadar memnun kalırlar? (Fakir Baykurt'un Kaplumbağalar romanına göz atabilirsin.) |
||
10-10-2010, 01:15 | #5 | |
Alıntı:
|
||
10-10-2010, 01:18 | #6 | |
Alıntı:
|
||
10-10-2010, 01:46 | #7 | |
Alıntı:
Alevi kültüründe üzümün, şarabın yani demin ayrı bir yeri vardır Fakat söz konusu sadece dem değil. Alevilerin camii'ye gitmemesi, cem evlerini ibadethane kabul etmesi, abdest ve oruç konusundaki tutumları.. Buna benzer pek çok şey sayılabilir. Evet, alevilere karşı bir ön yargı var. Fakat bu ön yargılı davranışın sebebi cumhuriyet değil, sünni kardeşlerimizin inanç şeklidir. Bize bir kadeh şarap ters geliyor. Camiiye gidilmemesi, namaz kılınmaması ters geliyor. İnancımız nedeniyle yadırgıyoruz. Cumhuriyetle bunun ne ilgisi var? Ben Malatyalıyım. Memleketimde alevi nüfusu çoktur. Sünni nüfusta çoktur. Özellikle namazında abdestinde olan sünni kardeşlerimiz, alevilerin yemeğini yemiyorlar. Maalesef "Onlar abdestsiz" diyorlar. Kız bile vermiyorlar. Bunu yapan sünni kardeşlerimiz, cumhuriyet rejiminden dolayı mı bunu yapıyorlar? |
||
10-10-2010, 02:09 | #8 | |
Alıntı:
okuduğum üniversitede çok sayıda hıristiyan vardı. yaklaşık 40 ülkeden gelen farklı etnik kökene mensup öğrenciler eğitim görüyordu üniversitede. koca üniversitede ufak bir odacık dahi olsa namaz kılınabilecek bir yer yoktu. ufak bir mescit açılması için imza kampanyası düzenlendi. biz de arkadaşlarla imza toplayıp rektöre sunacaktık. görüştüğümüz bütün (istisnasız) Hıristiyanlar isimlerini ve imzalarını çekinmeden attılar. mescit tabiki olmalı dediler. sınıfımda 3 alevi vardı hiçbiri imza atmadı hatta namaza ve inançalarımız hakkında ters konuşanlar oldu. diğer sınıflarda da imza atmayanlar yine alevilerdi. atanlar mutlaka olmuştur ama inanın bir elin parmaklarını geçmez. hükümetimizin Alevi açılımı çok yerindeydi. alevilerden gelen önerilerse malesef Alevilerin samimi olmadığını gösteriyordu. ilk istek: din dersleri kaldırılsın.! diyanet başkanlığı kaldırılsın.! utanmasalar camilerin kapılarına kilit vurulsun diyecektiler. hükümetimizin tüm iyiniyetli yaklaşımına rağmen sırf "dindar" bir partiyiz diye bize her defasında sırt çevirdiler. kendilerini sürekli CHP nin kollarına atmalarının sebebi de chp nin dinle ilgisinin olmamasıydı. yoksa chp nin gerek ülkemize gerekse alevilere zerre kadar bir faydasının olmadığını aleviler de çok iyi biliyordu. chp nin önemli isimlerinden Onur Öymen çıkıp alevileri küçük düşürdü ama alevilerin chp ye olan bakışında değişme olmadı. aleviler daha 7-8 yıl öncesine kadar adam yerine dahi konmuyordular. malesef durum böyleydi. bugün ise alevi federasyonu başkanı çıkıp "diyanet kaldırılsın, din dersleri kaldırılsın, dedelerimize maaş bağlansın, sözde ibadet diye yaptığımız ahlaksızlıklar desteklensin, cemevlerine para aktarılsın" diyecek kadar coşabiliyor.! hükümetimiz ağzıyla kuş tutsa alevilerden oy alamayacaktır, bunu biliyoruz. tuncelinin referandumda "hayır" rekoru kırması da bunu gösteriyor. evetlerin oranı %20 yi dahi bulmamıştı. onu da muhtemeldir ki sünniler ve tuncelide görev yapan polis, öğretmen, memur vs vermiştir. hükümetimiz asla oy alamayacağını bildiği alevilerle masaya oturup alevilerin dertlerini dinliyorsa, sorunlarına çözüm arıyorsa aleviler de bunu değerlendirmeli, olumlu adım atmalıdırlar. |
||
10-10-2010, 02:15 | #9 |
simdi aleviler bile kendi aralarinda ayrilmis bazilari ehli beyte daha bir yakinken bazilari samanizm, hristiyanlik dahil bir cok dinden etkilenerek yeni bir dine inanir olmuslar..
bir cok alevi arkadasim var kimisi kendini Müslüman diye lanse ederken, kimisi islami kabul etmiyor bu acidan önce adini koymaliyiz ondan sonrada aleviligin bir mezhep mi yoksa islamin tasavvufi bir yorumumu onu tartisalim.. bu arada kim ne derse desin m. ali halt yemistir bu mum söndü olayi cok abartiliyor ve tam bir efsane olma yolunda bizati alevi cemine izleyici olarak katilmis birisi olarak böyle bir sapkinligin olmadigini söyleyebilirim.. |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
cumhuriyet ideolojisi, mehmet ali erbil |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|