AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 05-20-2010, 19:54   #1
Kullanıcı Adı
novek
Standart Madenciler Hükümetin umrunda degil.

Zonguldak’ta Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı yeni açılmış madende “grizu” patlaması meydana geldi. “Grizu” kelimesi son zamanlarda haber bültenlerinde pek sık geçse de, ne anlama geldiği pek açıklanmayan bir kelime. İTÜ Maden Fakültesi’nden öğretim üyesi Gündüz Ökten, grizu için, “…havaya karışan metan gazının belli bir değere ulaşmasına, yani hava-metan karışımına denir. Metan gazının maden ocağı havası içinde oranı yüzde 5-14 arasında ise bu patlayıcı karışım grizudur.”(1) diyor. Bu açıklamada grizu hakkında, tanımından başka, bir şey daha öğreniyoruz, ki bu da hava-metan gazı karışımının patlayıcı olması için belli bir değer aralığında olması gerektiğidir.

GAZ DEĞİL ŞİRKETLER ÖLDÜRÜYOR

Peki, grizu ile kömür madenlerinin ne ilişkisi var? Bu sorunun cevabını da Ohio Mining Journal’da Andrew Roy tarafından yazılmış bir makaleden öğreniyoruz.(2) Andrew Roy, grizunun madencilik için çok tehlikeli ve yıkıcı olduğunu belirterek başlıyor ve kömür yataklarında ayrıştırma sürecinde ortaya çıktığını belirtiyor. Kömürün yarıklarında ve gözeneklerinde son derece sıkıştırılmış olarak bulunan grizu, havadan çok daha hafif bir gaz ve hacim olarak hava ile karışımı 1’e 5 ile 14 arasında patlayıcı etki gösteriyor. Havanın oranının daha yüksek olduğu hallerde ise patlayıcı etkisini yitiriyor. Yazının devamında ise, grizu patlamalarını en aza indirmenin yolunun iyi bir havalandırma olduğunu söyleyen Roy, havalandırmanın ise maliyetli olduğunu ve bu yüzden şirketlerin bu maliyet artıran önlemi almadıklarını söylüyor.

ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü’nden Tevfik Güyagüler’in “Türkiye’de Meydana Gelen Grizu Patlamalarının İrdelenmesi ve Önlem Önerileri” (3) yazısında ise Türkiye’deki ve dünyadaki 1980-1995 arasındaki grizu patlamaları inceleniyor ve “Grizu patlamalarının önlenmesi için alınması gereken önlemler literatürde açık olarak belirlenmiştir.” deniyor. Bununla birlikte iki adet vaka analizi yapan Güyagüler, grizu parlamaları ve patlamalarını ayırıyor ve her parlamanın patlamaya dönüşmeyeceği, bazen havalandırma bazen de anında sulama aracılığıyla çıkan alevlerin anında söndürüldüğünü belirtiyor.

ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR

Bütün bunlardan çıkan sonuç, grizu patlamalarının önüne geçilebileceği ve bu çağda, neden grizu patlaması oluyor, sorusunun cevabının belli kişilerde olduğudur, yani grizu patlamalarının günümüzde temel sebebinin yöneticilerin önceliklerinde insan hayatını geçen kimi öncelikler olduğudur.

HÜKÜMETİN UMURUNDA DEĞİL

Grizu patlaması ise hükümetçe ve hükümete yakın kesimlerce bir umursamazlıkla karşılanmış gözüküyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer konuyla ilgili, ilk saatlerde, bizce teknik sorun yok, bizim denetimimizden geçmişlerdi, açıklaması, demek ki suç işçilerdeymiş, cevabından başka bir cevaba açık kapı bırakmamaktadır. Hükümete yakın bir yazarın, Nazlı Ilıcak’ın ise “olağanüstü” sayılabilecek açıklaması ise Dinçer’in bu açıklamasını unutturacak düzeydedir. Ilıcak, insanlar ölür, yönündeki açıklamasıyla insanların ölmediğini düşünen kesimin yüreğine su serpmiş; ancak bu gerçeği bilenler için, bu kadar da hükümet yanlısı olunur mu, dedirtmiştir.
Yabancı basında ise Nazlı Ilıcak’a cevap verircesine Türkiye’de bu olayların sıklığından bahsedilmiş, hatta İsviçreli “Romandie”(4) isimli yayın organı ise, sorumluluğun güvenlik kurallarının ihlalinde olduğu belirtmilştir.

DÜNYADA PATLAMA OLUYOR MU

Son olarak, gerçekten dünyanın her yerinde grizu patlamaları oluyor mu, sorusu cevaplanmayı bekliyor. Doğrusu, oluyor; ama çok azı Türkiye’deki sıklığa erişebiliyor, özellikle çıkarılan maden miktarını da hesaba kattığımızda Türkiye’de ciddi bir insan hayatı sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Amerika’da, sadece grizu patlamaları değil, kömür madeninde çalışmaktan kaynaklı, örneğin 2004 yılında, toplam 28 ölüm olurken Türkiye’de 1992’de yaşanan Zonguldak’taki grizu faciası bile tek başına bu sayının yaklaşık 10 katına ulaşıyor.

Önlenmesi mümkün olan faciaların sıklığı, sorumluluğun daha üst kademelerde, hükümette aranmasını zorunlu kılıyor. Bu noktada ise hükümetin özelleştirme ve taşeronluk yanlısı tutumu gözümüze çarpıyor. Bu konuda Maden İş’in ve Dev-Maden İş’in açıklamaları benzer temele oturuyor: Bilgisiz taşeronların ihaleyi kazanarak madene yerleşmeleri ve emek sömürüsünü en üst raddeye çıkarabilmek ve kârları en yüksek düzeyde tutabilmek için insan hayatını hiçe sayan tutumları, grizu facialarının ve maden göçüklerinin temel nedeni olarak gösteriliyor. Bu durumda özelleştirip çirkinleştiren hükümeti bu olayların sorumluluğundan muaf tutamayız.

Doruk Cengiz
Odatv.com



kaynak

 

novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi