02-21-2010, 10:34 | #1 |
Mahkeme kararlarının temyizi, HSYK’ya!...(Ali Karahasanoğlu)
Rezaleti görüyor musunuz?
Günlerdir tartıştığımız konu, fındık kabuğunu doldurmayacak kadar basit bir ihtilaf. Sorun ne? “Bir Başsavcının, şu veya bu şekilde işlediği bir suç olduğunda, bunun soruşturulması, dava açılması, gerekirse tutuklanmasında yetkili savcı ve hakim kimdir?..” Yüzlerce hukukçu çıkıp açıklama yaptı. Birisi, olayı bir kenarından tuttu. Diğeri bir başka kenarından. Kimi “görev suçu” dedi. Kimi “kişisel suç” dedi. Kimi eski içtihadlardan örnekler verdi, kimi bu olayın kendine özgülüğünden bahsetti. Ama gözlerden kaçan esas fecaat şu idi.. Başbakan’ın yıllardır anlaşılamayan o meşhur “velev ki” girişiyle söyleyelim: Velev ki Erzurum ÖzelYetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcılarının işlemleri kanuna aykırı olsun.. Bunun müeyyidesi, HSYK tarafından kanuna aykırılığın tesbiti ve yetkilerin geri alınması mıdır? Kadir Özbek çıkıp açıklasın. HSYK’nın içindeki, ceza hukuku tecrübesi olan tek üye Ali SuatErtosun çıksın, söylesin. Diğer üyelerden, bilgisine güvenen varsa, çıkıp söylesin: “Savcının kanunu doğru uygulayıp uygulamadığı, hakimin yanlış tutuklama verip vermediğinin tesbiti, HSYK tarafından yapılabilinir mi?..” Evet, fecaat işte burada. Bu konuda karar vermesi gereken; HSYK değil, Yargıtay’ın ilgili Dairesi ve Ceza Genel Kurulu’dur. Öyle değil mi? Bugün, onlarca ilimizde, binlerce dosyada, savcılar işlem yapıyorlar. Şu il veya bu ildeki savcı, kanunu yanlış uyguluyorsa, bunu HSYK araştırıp, “Yaptığın işlem yanlış..” mı diyor? Türkiye’de savcıların hazırladıkları iddianamelerin % 40’ında, hakimler beraat kararı veriyorlar. Davaların % 60’ında mahkûmiyet çıkıyor. HSYK toplanıp, daha dava bitmemiş iken, “Şu şu davalarda hazırlanan iddianameler kanuna aykırı. Bu savcıların yetkilerinin geri alınmasına” mı diyor? Devam ediyorum; yerel mahkemelerin verdikleri mahkûmiyet kararlarının, % 70’i bozuluyor, % 30’u onanıyor.. HSYK, yerel mahkemeler karar verdiklerinde, daha Yargıtay incelemesini beklemeden, her dosya için 3 saatte toplantı yapıp, “Bu karar yanlıştır.kanuna aykırıdır. Kararı veren hakimin yetkilerinin geri alınması” mı diyor?.. Bu dosyaların toplamı, yüzbinlerle, milyonlarla ifade edilir! Peki o milyonlarca dosya için elini kıpırdatmayan HSYK, ne diye Ergenekon bağlantılı bir dosya için böyle özel ilgi gösteriyor?.. Eğer savcıların her yaptıkları yanlış sebebi ile HSYK doğru kuralı tespit edip, yetkinin geri alınması müeyyidesini uygularsa, Türkiye’de bir tane savcı kalmaz. Her yanlış karar veren hakim için, yetkinin geri alınması işlemine müracaat edilirse, Türkiye’de tek bir hakim kalmaz! Soralım KadirÖzbek’e, siz hakim iken, verdiğiniz kararların yarısı, Yargıtay tarafından bozulmuyor muydu? Diğer üyeler de cevap versinler, ilk derece mahkemelerinde görev yaparken, verdiğiniz kararların en az % 50’is bozulmuyor muydu? Sizin yetkilerinizi geri alan mı oldu?.. Bir de şöyle bakalım olaya.. Savcı bir talepte bulundu. Hakim, yargılamayı yaptı. Sonunda verilen karar temyiz edildi. Kararın temyiz incelemesini, HSYKmı yapacak, Yargıtay mı? Yargıtay yapacaksa, HSYK ile Yargıtay ihtilafa düştüğünde ne olacak? Görünen o ki; HSYK çok açık bir yanlış içinde.. Ve bu yanlış, Yargıtay camiası tarafından da, yavaş yavaş dillendirilmeye başlandı. Dün, Yargıtay 5.Ceza Dairesi Üyesi Nihat Ömeroğlu, çok net olarak, HSYK’nın yaptığının yanlış olduğunu açıkladı. Ki, aynı Daire, daha 7 ay önce, benzer bir olayda HSYK’nın tesbitinin tam zıttı yönde bir karar zaten vermişti... Öyle ise?.. Öyle ise, Yargıtay’ın karar vereceği bir konuda, HSYK “Şu uygulama yanlıştır.Bu uygulama doğrudur” nasıl diyebilir? Dedi ise, üyeleri o koltukta nasıl oturabilir?!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|