![]() |
#1 |
![]() Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yönelik çok tartışılacak bir karara imza attı.
Mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 'kayıp trilyon' davasından 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığına' ilişkin kararını kaldırdı. Gül hakkında 'şüpheli' ifadesini kullanan mahkeme, Cumhurbaşkanı'nın sorumsuzluğuyla ilgili taraflı değerlendirmeler yaptı. Bir vatandaşın itirazı ile alınan kararda, "daha önce Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan kişilerin önceden suç işlemiş bulunmalarının doğal olarak yasa koyucular tarafından düşünülemediğinden Anayasa'da bu konuda boşluk olduğu' iddiasında bulundu. Karara Çankaya Köşkü'nden sert cevap geldi. "Cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında yargılanamaz." denildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 'kayıp trilyon' davasıyla ilgili olarak, Gül hakkında 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığına' ilişkin kararı kaldırıldı. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında, Gül hakkında 'özel evrakta sahtecilik' ve 'Siyasi Partiler Kanunu'na aykırılık' suçlarından dolayı soruşturma açıldığı, soruşturma sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığına' karar verildiği hatırlatıldı. Kararda, Anayasa'da cumhurbaşkanının sorumsuzluğu ve vatana ihanet suçlaması dışında yargılanamayacağı hükümlerine aykırı değerlendirmeler yapıldı. Başsavcılığın karar verirken, yasalar yönünden dokunulmazlığı bulunan ve yasalarda yargılanmaları istisna kabul edilen kişiler ile kıyas yaptığı belirtilerek, "Şüphelinin cumhurbaşkanı olması nedeniyle milletvekili ve bakanlara tanınan dokunulmazlığının yasa koyucunun cumhurbaşkanını da kapsadığı yönünde görüşleri hukuktan yoksun, kanunlara aykırı olduğu açıktır." denildi. Mahkemenin kararında, Anayasa'da cumhurbaşkanının önceden işlediği iddia edilen suçlarla ilgili boşluk bulunduğu, bu boşluğun kıyas yolu ile değil, hukukî düzenleme ile ortadan kaldırılmasının hukukî açıdan çok daha uygun olacağı savunuldu. Kararda şöyle denildi: "Şüpheli Abdullah Gül hakkında iddia olunan eylemlerin kanıt ve unsurlarının mahkemesince tartışılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hukuka uygun olmayan takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir." 'Kayıp trilyon' olarak bilinen dava, Refah Partisi'ne (RP) 1997'de verilen Hazine yardımının 1 trilyon liraya yakın kısmının sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılmıştı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve partinin malî işlerinden sorumlu yöneticileri yargılama neticesinde çeşitli hapis cezaları aldı. O dönemde partinin dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Gül yargılansa bile partinin malî işleriyle ilgili bir görevi olmadığı için beraat edeceği belirtiliyor. Aynı davada Şevket Kazan, Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk gibi parti yöneticileri beraat etmişti. 'Kayıp trilyon'un alacak davasında da Gül'ün sorumlu olmadığı belirtilerek, hakkındaki davanın reddine karar verilmişti. Gül'ün cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından milletvekili dokunulmazlığının kalkmasının ardından yeniden gündeme gelen 'kayıp trilyon' davasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa'nın 105. maddesine göre, cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' suçu haricinde yargılanmasının mümkün olmadığını vurgulamıştı. Köşk'ten sert cevap: Karar, iyi niyetle bağdaştırılamaz Çankaya Köşkü, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına sert cevap verdi. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Anayasa'ya göre cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanmasının mümkün olmadığı hatırlatıldı. Söz konusu partinin malî konulardan sorumlu genel başkan yardımcısı ve muhasibinin beraat ettiği belirtilen açıklamada, "O tarihte dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan ve partide parasal konularda hiçbir hak, yetki ve sorumluluğu bulunmayan Sayın Cumhurbaşkanı'mızın, sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılması kesinlikle iyi niyetle bağdaştırılamamaktadır." denildi. METİN ARSLAN - ANKARA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ''sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılmasının iyiniyetle bağdaştırılamadığı'' belirtilerek, ''Kaldı ki, Anayasaya göre Cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanması mümkün bulunmamaktadır'' denildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Cumhurbaşkanı Gül hakkında verdiği ''Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara'' ilişkin olarak yapılan itiraz üzerine Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı tarafından verilen karar nedeniyle açıklama yapılmasına gerek görüldüğü belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Anılan karara konu olan fiil ile ilgili olarak, kapatılan bir siyasi partinin genel başkanı, iki genel başkan yardımcısı ve genel muhasibi ile 71 il yöneticisi hakkında 1998 yılında dava açılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında, o tarihte milletvekili dokunulmazlığı sebebiyle ceza davası açılmamış, kendisinin ısrarla dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanması talebine rağmen dokunulmazlığı da kaldırılmamıştır. Bu davanın neticesinde, genel başkan yardımcıları ile genel muhasibin suça konu herhangi bir eylemlerinin olmaması sebebiyle beraatlerine karar verilmiştir. Anılan partinin mali konulardan sorumlu genel başkan yardımcısı ve muhasibi bile beraat ederken, o tarihte dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan ve partide parasal konularda hiçbir hak, yetki ve sorumluluğu bulunmayan Sayın Cumhurbaşkanımızın, sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılması kesinlikle iyiniyetle bağdaştırılamamaktadır. Üstelik, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletvekili olarak görev yaptığı dönemde, dokunulmazlığının tazminat davası açılmasına engel olmaması sebebiyle Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu Hazine alacağının tahsili için diğer kişilerle birlikte hakkında 1999 yılında tazminat davası açılmış; genel başkan yardımcısı sıfatıyla görevinin sınırları göz önünde bulundurularak, mali konularda sorumluluğunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine 19 Nisan 2007 tarihinde, yani Cumhurbaşkanı seçilmeden önce karar verilmiştir. Kaldı ki, Anayasaya göre Cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanması mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletvekilliğinin sona ermesinden sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, söz konusu dosya ile ilgili olarak hakkında verilen 'Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar' ile bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı tarafından verilen kararın bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir.'' (AA) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Uzmanlar: Bazı çevrelerin çabası
Uzmanlar Sincan 1. Ağır Ceza’nın Cumhurbaşkanı Gül’ün yargılanacağı kararının hukuk mantığına aykırı bulurken, mahkeme önceden de tartışılan kararlara imza atmış. HUKUKÇULAR Cumhurbaşkanının yargılanamayacağını, Anayasa’da bu konuda hüküm olmadığını belirtirken, Gül’le ilgili dosya Ankara Cumhuriyet Savcılığı’ndan Adalet Bakanlığı’na gönderilecek. Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: Cumhurbaşkanı sadece vatanı ihanetten dolayı yargılanabilir. Bu da göreviyle ilgili suçtan olabilir. Cumhurbaşkanı görevi sırasında yargılanmaz. Ama zaman aşımı süresi işlemez. Görevi sona erdikten sonra, yeniden milletvekili olmazsa yargılanması mümkün olur. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Ümit Kocasakal: Cumhurbaşkanı kişisel suçtan dolayı, sıradan bir vatandaş gibi yargılanabileceğini düşünmüyorum. Milletvekilleri için öngörülen usul geçerlidir. TBMM Anayasa Komisyon Başkanı Burhan Kuzu: Bu tartışmalar Sayın Gül’ün cumhurbaşkanı makamında çıkmasından sonra başladı. Yeni bir şey değil. Fiilen bitmiş bir dava. Dokunulmazlık olduğu için bitmedi şimdiye kadar. Beraat edeceği bir dava. Ama teorik olarak Sincan Ağır Ceza karar vermiş. Bu yanlış bir karar. Hukuk mantığıyla bağdaşmaz. Herhangi bir devlet memuruyla ilgili dava açacaksınız. ‘Yargılanamaz’ diyecek, Gül’e gelecek ‘ifade ver’ diyecekler. Bunun mantığı yok. Zaman aşımı işlemez. Görev süresi bittikten sonra yargılanacaktır. Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak: Cumhurbaşkanının dokunulmazlığı milletvekili dokunulmazlığından fazladır. Gerçi Anayasa’da açık bir hüküm yok. Ama ihtiyaç duyulmadığı için böyle bir hükme yer verilmediği kanaatindeyim. Bu kararın hukuka uygun olmadığı kanatindeyim. Yargıtay’dan döneceğini düşünüyorum. Kişinin konumu, sorumluğlu ağırlaştıkça yargılanma ile ilgili şartlar da zorlaşıyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Hüseyin Hatemi: Cumhurbaşkanı, görevi sona erdikten sonra önceki iddialarla ilgili yargılanabilir. Yoksa cumhurbaşkanı iken mahkemeye çağırılması mümkün değil. Ayrıca cumhurbaşkanı iken hakkındaki zaman aşımı durur. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Şentop: Eğer objektif olarak bakacak olursak, cumhurbaşkanının sadece vatana ihanetle yargılanabileceği ifade ediliyor. Açık hüküm olmasa bile, milletvekili dokunulmazlığından yararlanabilceğini düşünüyorum. Fakat Türkiye’deki süreçlere bakacak olursak, dava açılacak, Gül yargılanacak gibi görünüyor. TBMM Başkanı Köksal Toptan: Cumhurbaşkanı bizim sistemimiz devam ettiği sürece yargılanamaz, dokunulmazlık onu korumaya devam eder. Vatana ihanet dışında suçlanamaz ve yargılanamaz. Meclis İdare Amiri Hüsrev Kutlu: Bu Türkiye’nin gündemini bulandırmak için açılan bir davadır. Beraatle sonuçlanacaktır. Etik bulmuyorum. Tartışılan kararlara imza atan mahkeme DİNLENDİĞİ şüphesiyle odasına frekans karıştırıcı jammer koyan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, kamuoyunda çok tartışılan kararlara imza attı. Kaçmaz, bazı aydın ve yazarların ‘Ermenilerden özür diliyorum’ kampanyası için verilen takipsizlik kararını, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun başvurusu üzerine dinleme başvurularıyla ilgili verilen görevsizlik kararlarını da iptal etmişti. Mahkeme’nin verdiği bazı tartışmalı kararlar şöyle: YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun başvurusu üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dinleme kararlarıyla ilgili verdiği takipsizlik kararını kaldırdı. Mahkeme, dinlendiğinden şüphelenenlerin yasal veya yasadışı yollarla dinlenip dinlenmediğinin araştırılmasını istedi. Mahkeme, Başbakan Erdoğan’ın bir yabancı kanalda terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan için ‘Sayın’ ve şehitler için ‘kelle’ dediği ile ilgili iddialara takipsizlik kararını da kaldırmıştı. Mahkeme, Başbakan Erdoğan’ın ‘suçu ve suçluyu övdüğünü’ savunmuştu. Star gazetesi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|