AK Gençliğin Buluşma Noktası
Osmanlı Tarihi (AK Parti) Osmanlı Devleti ve Osmanlı kültürü.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 08-14-2010, 00:48   #1
Kullanıcı Adı
BuRaK ReiS
Arrow Mahyada Kızkulesi’ni gördün mü?
AY GİBİ MAHYA

Mahyada Kızkulesi’ni gördün mü?
Mahya geleneği nasıl doğdu? Osmanlı dönemi mahyalarında neler vardı? Siyaset ne zaman bulaştı mahyalara?

12 Ağustos 2010 Perşembe 11:30
Mahyaların günümüzde olduğu kadar, geçmişte de önemli bir yeri var. Sözlerin içerisinden seçilen 'özler' birer cümleyle cami minareleri arasına asılır, okuyanların hem aklında kalmasına, hem de hayatına geçirmesini sağlamak maksadıyla kafiyelere önem verilirdi.
Dil bilimcilerinin kesin kanaate varamadığı mahya kelimesindeki ağırlıklı görüş, Farsça ‘mahiye’ kökeninden olup, 'ay gibi', 'aya benzer' manalarına geldiği.
Mahya uygulaması o kadar beğenildi ki camilere minare eklendi
Sultan Ahmet, dönemin Fatih Camii müezzininin yapmış olduğu sanat abidesi levhayı görür. Sultanın bu sanat abidesi çok hoşuna gider ve o yıllarda inşaatı henüz yeni biten Sultan Ahmet Camii'nin iki minaresi arasına ışıklandırılarak yazılmasını ister. Yazının kandillerle ışıtılıp, Sultan Ahmet Cami'nin iki minaresinin arasına gerilmesi mahyanın doğuşu olur. Ramazan ayında yapılan bu işlemin başlangıç tarihi kesin olmamakla beraber, ağırlıklı görüş 1616'dır.
Sultan 3. Ahmed'in sadrazamı Damat İbrahim Paşa döneminde bütün selâtin camilerine mahya asılması talimatı verilir. Bu talimatın verildiği belge de tarihte 'ilk mahya belgesi' olarak geçer.
Selâtin camilerde mahyayı gören halkın çok hoşuna gider bu yenilik. Öyle ki yeni bir mahyanın asılmasını heyecanla bekler ve kandillerinin yanmasını görmek için kebir camilere akın eder olmuş halk. Mahyaların bu kadar sevilmesiyle her semtin sakinleri, kendi camilerine de asılması için dilekçe göndermeye başlamış. Hatta sırf mahya asabilmek için Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’ne bir minare eklenip, Eyüp Sultan Camii’nin minaresi yükseltilmiş.
Zamanında neler selamlıyordu İstanbul ahalisini mahyalarda?
Günümüz teknolojisinin olmadığı o günlerde, bir mahyayı hazırlayıp asmak hiç kolay bir iş değilmiş. Rehber Ansiklopedisi'nde anlatıldığına göre, sanatkâr kabiliyeti gerektiren bu iş bakın hangi aşamalardan geçer:
"Mahyaları kurmak için evvela büyükçe bir kağıt üstüne, iki minare arasındaki mesafeye göre bir ölçek dahilinde paralel bir çizgi çizilip, bunun alt tarafına yazı yazılır. Sonra bu yazının harfleri üzerine uygun ve eşit aralıklarla noktalar konur. Bu noktalar kandillerin asılacakları yerlerdir. Bundan sonra belirtilen noktalardan yukarıdaki paralel çizgiye birer dik hat çekilir. İtibar edilen ölçeğe göre bu çizgilerin boyları ölçülür. Her biri için, o boyda bir ip hazırlanır. Sonra bu iplerin bir ucuna bir makara ve diğer ucuna bir kandil kutusu bağlanır.
İpler bu suretle hazırlandıktan sonra, resimde her kandil ipinin yazıdaki vaziyetine göre birbiri arasındaki mesafesi ölçülerek, o mesafelere eşit uzunlukta iplerle makaralar birbirine bağlanır. Artık mahya hazırlanmış demektir. Bunu iki minare arasına asmak için evvela karşılıklı iki minare şerefesi arasında kalın bir ip gerilir. Diğer bir ipin bir ucu da yazının ilk kandili makarasına bağlandıktan sonra, karşı şerefeye bağlı bir makaradan geçirilerek mahyacının bulunduğu şerefeye uzatılır ki, bu da gerilmiş olan diğer ipin alt tarafında bolca olarak durur. Gündüzleri iki minare arasında biri paralel ve gergin, diğeri altta kavisli ve bol olarak görülen ipler bunlardır. Her akşam değiştirilen yazılara ait ipler, gündüzden takımıyla alınarak şerefeye çıkarılır. Sırasıyla mahya ipinin makaralarına takılacak o yazıya mahsus olan ara ipleri de bağlanır. Gece mahya kurulacağı zaman (ki umumiyetle akşam namazından sonradır) şerefenin kenarında duran bu ipler, sırasıyla birer birer alınarak uçlarına birer kandil takılıp yakılır ve aşağıya salıverilir. Kandiller yandıkça karşıya giden ve oradaki makaradan geçip gelen ip çekilmek suretiyle makaralar tahrik edilerek öbür minareye doğru gönderilir.
Bu suretle evvela yazının baş harfleri ve sonra ortadaki ve nihayettekiler teşekkül ederek yazı meydana gelir. Mahyalarda sadece yazı yoktur Osmanlı zamanında. İstanbul ahalisini kimi zaman Kızkulesi, kiminde bir kayık ya da vapur, köprü, iki minareli ve kubbeli bir cami, açık bir şemsiye, çorba kâsesi, çiçek hatta kuş selamlar cami mahyalarında."
Mahya siyasete alet edilmişti
Cumhuriyet dönemiyle beraber, şu ana kadar zevkle anlattığımız mahyaların tadı kaçmaktadır. Bunun sebebi ise, din ve devlet işlerinin ayrı olduğu bir sistemde, dini temsil eden camilere siyasî mesajların mahyalarla asılması. Bizim 'haşa' ile başladığımız cümleleri cami minarelerinde görmek utanç verici.
Siyasî içerikli mahyaların asılması Atatürk ile başlar. İsmet İnönü ise hem siyasî hem şahsî mahyalarla devam ettirir bu anlamsız âdeti. İnönü'den sonra bazı siyasî mahyalar günümüze dek ulaşmış.
İşte o siyasî mahyalar:
“Müslüman Cumhuriyetperverdir.”
“Ne Mutlu Türküm Diyene.”
“Ordumuza Şükran Borçluyuz.”
“Milli Birlik Esastır.”
“Atatürk.”
“Yaşasın Cumhuriyet.”
“Para Birliktir.”
“Cumhuriyet Fazilettir.”
“Var Ol İnönü.”
Artık yok şükür mahyada siyaset
Din ve devlet işlerini birleştiren bu uygulama, içinde bulunduğumuz seneye kadar süregeldi. Ancak bu sene başında yeni bir düzenlemeyle, camilere asılan mahyaları artık valilik değil, din işleri yüksek kurulu belirleyecek. Böylelikle siyasî mesajların mahyalar vasıtasıyla verilmesi de engellenmiş olacak.
Geçmişten günümüze mahya sanatı camilerdeki yerini alıyor. 500 yıla merdiven dayayan mahya geleneği, Diyanet'in açıklamasına göre, camilerde bu sene şu güzel sözlerle yerini alacak:
“Ramazan Berekettir”, “Oruç Arınmaktır”, “Güzel Söz Sadakattir”, “Affet Allah'ım”, “Oruç Tut Sıhhat Bul”, “Besmele Berekettir”, “Yoksulu Unutma”, “Dönüş Allah'adır”, “Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı”, “Allah Tövbe Edenleri Sever”, “Dost İstersen Allah Yeter”, “Merhaba Ya Şehri Ramazan”, “Oruç Bedenin Zekatıdır”, “Zekat Malı Arttırır”, “Dua İbadetin Özüdür”, “Bayramınız Mübarek Olsun”, “Oruç Tut Bizi”, “Birlik Rahmettir”, “Güler Yüz Sadakadır”, “Kadir Gecesi Bin Aydan Hayırlıdır”, “Şefaat Ya Resulallah”, “Elveda Ya Şehri Ramazan”, “Lailaheillallah”.

Mehmet Bahadıroğlu

 

BuRaK ReiS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-14-2010, 00:51   #2
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Dini siyasete alet ediyorlar diye zırvalayan zihniyetin, despotlukta zirve oldukları zaman neler yaptıklarını görmüş olduk.Teşekkürler kardeşim.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-14-2010, 00:56   #3
Kullanıcı Adı
BuRaK ReiS
Standart
Hepimiz zaten bunları biliyordukta sadece bununla ilgili yeni üyelerimizi öğrenmeleri için eskileri içinde küçük bir hatırlama için paylaştım.Allah razı olsun.
BuRaK ReiS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi