AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 07-10-2008, 10:32   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Maksat hasıl oldu sayılır
Birkaç gündür üst üste sorduğum soruyu devam ettirmek adına bu kez şurada başlayalım: Ergenekon soruşturmasında dağ fare doğurursa ne olur?

Öncelikle böyle bir durum, Türkiye’de siyasal iktidarı seçim dışı yöntemlerle değiştirme heveslilerini yargı önüne getirme niyetiyle atılan ilk adımın boşa çıkması, heba olmasına yol açar. Bunun sorumlusu da işi geç başlatıp, usulünce yürütmeyenler olur.

Peki bunu söylemek, soruşturmanın hiç başlatılmamış olması gerektiğini, ya da hiç sonuç vermediğini söylemek midir? Hayır değildir.

Daha fazla ilerlemeden önce, Kuddusi Okkır’ın gözaltında göz göre göre ölüme sürüklenmesindeki felaketi bir kenara ayırarak konuştuğumuzu söylemek gerekiyor. Bu ağır suçun sorumluları mutlaka yargı önünde hesap vermeli; hesap vermeleri önüne idari engel çıkarılmamasını hükümet sağlamalı.

Devam edecek olursak, Ergenekon dosyası içinde soruşturulan grup için söylenecekler var. Dünkü Vatan gazetesinde Ruşen Çakır’ın sorduğu ‘Beş kritik’ noktayı hatırlayabiliriz. Bunlar; ‘En tepeye çıkmak zor görünüyor’, ‘Şu an tek bir devlet memuru yok’, ‘darbe girişimlerini yargılamak güç’, ‘AKP muhalifleri diken üstünde’ ve ‘Ya şimdi, ya asla’ diye sıralanmış.

Bu çerçevede halihazırda görünen tablo şöyle özetlenebilir:

1- Karşımızda darbe yapma gücü olan, acil ve yakın tehlike oluşturan, ya da bu potansiyele sahip bir güç yok. Ama bu topluluktan, Reuter’in söz ettiği ‘Emekliler kulübünün zorlama senaryoları’ masumiyetinde olduğunu söylemek de zor. Grubun, 27 Mayıs 1960 nostaljisi ve romantizmi içinde, askeri darbeye yol açacağı umuduyla örgütlenme, ajitasyon ve belki de kışkırtma faaliyetinde bulunabileceği daha akla yakın geliyor.

2- Ancak bu gruplaşmanın, ne (örneğin emekli jandarma komutanı Şener Eruygur gibi) üst düzey isimleri içindeyken, ne de dışına çıktıklarında Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademelerinden destek ve onay alamadıkları, bu nedenle onlarla zıtlaşma içine girdikleri ve sonunda kaybettikleri anlaşılıyor.

3- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ve Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un anlamlı duruşları, Hilmi Özkök’ün, Eruygur’un jandarma komutanı olduğu dönem için Milliyet’ten Fikter Bila’ya ‘vardır da demem, yoktur da demem’ cevabıyla, zımnen bu girişimleri en üst düzeyde doğrulamış olması önemli gelişmelerdir.

4- Özkök’ün konunun mahkemeye intikali durumunda tanıklıktan kaçınmayacağı anlaşılıyor. Belki de ileride TSK’nın içindeki çürük elmaları ayıkladığını böylelikle göstermek istediği yazılacak. Bu çerçevede 1998-2004 döneminde Ankara’da kapalı kapılar ardında yaşananların yeni ortaya çıkan bilgiler ışığında yeniden, ayrıntılarıyla ve topluca mercek altına alınması artık farz oluyor.

5- Özetle, Ergenekon soruşturması nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, siyasete dışarıdan müdahaleci, maceracı eğilimlerin artık ne ordu bünyesinde, ne de toplum nezdine yaygın destek bulabildiği anlaşılmış oldu. Yani bir anlamda, dağ fare doğursa da, maksat hasıl oldu.

DTP’li Emine Ayna, bunu aksinden okuyarak ve yalnızca Kürt meselesi perspektifinden bakarak, sistemin kendisine çekidüzen vermesi olarak yansıtıyor. Biz genel olarak köşe bucak temizlik harekâtı da diyebiliriz.

Son gelişmeler, birbirine iki zıt uçta iki siyasi ismin ilginç bir şekilde aynı yorum ve temennide bulunmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve onun cumhurbaşkanlığına çıkma ısrarını sorunların başlangıç noktasına koyan CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye’nin bu çalkantılı ve bunalımlı süreçten güçlenerek çıkacağına inandıklarını söylediler.

Cumhurbaşkanı Gül’ün bu önemli açıklamaları ardından Hilmi Özkök’le bugün bir öğle yemeği yieceğinin açıklanması da ilginç bir gelişme. Herşeye rağmen Türkiye’de sistemin bir kendini yenileme, sistemin kendi içinde çıkış yolları üretme yeteneği bulunduğunu hatırlatıyor insana.

NOT: Dünkü yazımda bir hata yapmışım. Ergenekon iddianamesindeki gecikmeyi, 12 Eylül dönemi davalarıyla karşılaştırırken, Devrimci Yol davasının tarihini doğru vermeme karşın süreyi yanlış hesaplamışım. Özetle, Ergenekon iddianamesinin Dev-Yol iddianamesindeki gecime rekorunu kırması için daha bir yılı var. Uyarısı için meslektaşım ve arkadaşım Fevzi Argun’a teşekkür ederim.


Murat YETKİN
radikal

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi