09-20-2007, 02:12 | #61 |
MALATYALI ÜNLÜLER
hemşo işimize yarıycak icraatlar olsun barii
|
|
09-20-2007, 02:13 | #62 |
MALATYALI ÜNLÜLER
bakacazz artıkın durumlara....en önemli icraatım ünilerde olacak...
sınıfta kalmayı hazırlıkta ama kaldıracagım...hiç bir üni de hazırlık zorunlu olmayacak.. |
|
09-20-2007, 02:14 | #63 |
MALATYALI ÜNLÜLER
vay vay forumu ünlüler istila etmişte bilmiyoruuuz
|
|
09-20-2007, 02:40 | #64 | |
MALATYALI ÜNLÜLER
Alıntı:
|
||
09-21-2007, 01:26 | #65 |
MALATYALI ÜNLÜLER
ayy cok ünlüyüzzzzzz
|
|
09-27-2007, 17:07 | #66 |
MALATYALI ÜNLÜLER
malatyanın suyundan içen ünlü oluyoooo
|
|
11-12-2007, 13:38 | #67 |
MALATYALI ÜNLÜLER
vay bee bilmediğimiz ne çok ünlü varmış malatyalı....emeğine ve yüreğine sağlık...
|
|
06-02-2008, 00:44 | #68 |
Malatya'nın Tanınmış & Ünlü Kişileri
Turgut Özal8.CUMHURBAŞKANI
GÖREV SÜRESi 9 KASIM 1989 17 NİSAN 1993 1927 yılında Malatya'da doğdu. 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. 1952 yılında A.B.D'ne giderek ekonomi tahsili gördü. Türkiye'ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye'nin elektrifikasyonu ile ilgili projelerde çalıştı. 1961-62 yılları arasında askerlik hizmetini Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olarak ifa etti ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulmasına katkıda bulundu. Bu sırada, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde ders de verdi. Bir süre Başbakanlık Teknik Uzmanlar Kurulu Üyesi olarak çalıştı ve 1967-71 yılları arasında da Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini yürüttü. Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulundu. 1971-1973 tarihleri arasında Dünya Bankası'nda danışman olarak çalıştı. Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli sınai kuruluşlarda çalıştı ve 1979 yılı sonlarına doğru Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı. Aynı dönemde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini de vekaleten yürüttü. 12 Eylül 1980 müdahalesinden sonra kurulan hükûmete ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atandı. 1982 yılında bu görevinden istifa etti. 1983 yılında Anavatan Partisi'ni kurdu ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde partisinin başarılı olması üzerine hükûmeti kurmakla görevlendirildi ve böylece Türkiye'nin 19. Başbakanı oldu. 1987 yılında yapılan seçimler sonrasında tekrar hükûmet kurdu ve başbakan olarak görev yaptı. 31 Ekim 1989'da TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve 9 Kasım 1989 tarihinde bu görevine başladı. 17 Nisan 1993 tarihinde geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle görevi sırasında vefat etti. HAKKINDA YAZILANLAR Turgut Özal 1983-1993 Fatih Emin Risale Yayınları Özal Hikayesi Hasan Cemal Doğan Yayıcılık “Kimdir Turgut Özal? İnsan olarak, siyaset adamı olarak... Kişiliği nasıl oluşmuştur? Ya beslendiği kültürel ortam? Bu dünyaya ve öbür dünyaya bakışı... Kendisinde, ailesinde, partisinde yaşayageldiği Doğu-Batı ikilemi nedir? Vefalı bir insan mı? Kindar mı? İnatçı mı? Politikadaki güvenilirliği ve inandırıcılığı... Özal ve ABD... Özal ve asker... Özal ve hanedan... Ekonomide ve demokraside modeli... 12 Eylül'ün siyasal ortamında geçerli "haksız rekabet"le 1983'te iktidara tırmanışı... 1989'daki inişi... Bu süreci çok yakından izledi Hasan Cemal. Altı yılda yükseliş ve düşüş: tarihsel süreç içinde, ancak bir an sayılabilir bu. Hasan Cemal bu anı fotoğrafladı ve ortaya Özal Hikayesi çıktı. Özgün bir yapıttır Özal Hikayesi; eksiğiyle fazlasıyla Özal'ın kendisidir. Çekilen fotoğraf, tarihi yakalamaya dönük bir çaba sayılabilir. Tarihi yaşarken yakalamak... Evet, belki de olanaksız. Ama bir gazeteci vazgeçemez bundan. Akıp giden zamanın gelecekteki öyküsünü bugünden ele geçirmeye çalışır. Çünkü her şeyden önce çağının tanığı olmak ister. Onun için sürekli kıpır kıpırdır gazeteci. Suyun yüzüne vuranla yetinmez. Sahnenin arkasındakini sergilemeye çalışır çoğu kez. Turgut Özal da sahnede yıllarca kaldı... İşte böyle bir çabanın ürünüdür Özal Hikayesi...” Özal'ın Misyonu Meşhurların Hatıraları ve Değerlendirmeleriyle Osman Özsoy Türdav Yayınları “Siyasetçilerimiz Özal'ın vizyonuna sahip olma yarışında. Partilerimiz, Özal'ın misyonunu en iyi biz temsil ediyoruz iddiasında. Vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, sağlığında olduğu kadar ölümünden sonra da ülke gündemini meşgul eden isimlerin başında geliyor Turgut Özal. ... Ve Özal tartışılıyor. Yaşadığı dönemde vizyonu, ölümünden sonra misyonu tartışılan Turgut Özal"ı anlatan kapsamlı bir eserle karşı karşıyasınız. Eserin, Özal'ın vizyonuna sahip olmak isteyenlerle, misyonunu temsil etmek isteyenlere faydalı olacağı kanaatindeyiz. Şimdi söz, okuyucunun...” Turgut Özal'ın Anıları Mehmet Barlas Birey Yayıncılık / Yakın Tarih - Anı Dizisi Elinizdeki kitapta, ülkemizin en yetkin gazetecilerinden Mehmet Barlas'ın Cumhuriyet döneminin en çok tartışılan, en vizyoner liderlerinden rahmetli Turgut Özal'la hayatının son yıllarında gerçekleştirdiği röportajlar yer alıyor. Kitapta Özal, ülkemizin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin hala geçerliliğini ve önemini koruyan görüşler dile getiriyor. Yayınevimiz, ülkemizin ve dünyanın devasa sorunlarla, açmazlarla ve belirsizliklerle karşı karşıya kaldığı bir zaman diliminde Özal'ın Anıları'nı yayımlayarak siyaset ve ekonomi dünyamıza anlamlı bir katkıda bulunuyor. Barlas'ın kitabı, yabancı kaynaklarda Özal hakkında en fazla referans olarak başvurulan kitaplardan biri. Özal'lı Yıllar 1983-1987 Yavuz Donat Bilgi Yayınevi / Yavuz Donat'ın Vitrininden Dizisi "Özal'lı Yıllar", Yavuz Donat'ın Vitrin'inden dizisinin son kitabı. Donat, "Sandıktan İhtilale", "Buyruklu Demokrasi" ve "Özal'lı Yıllar" adlı bu üç kitapla, 1977'den, 1987 Eylülü başına değin ülkemizin siyasal görüntüsünü , yine 1987 notlarıyla renklendirerek çiziyor. -Rauf Tamer (Tercüman, 5.4. 1987)- 24 Ocak Yargılanıyor (İcraatın Dışından) 24 Ocağın Ekonomi Politiği Faik Y.Başbuğ Tekin Yayınevi İşte "24 Ocak" pastasından acı bir ziyafet. Ortadirek adlandırmalı müşteriler çokluğunda, tadsız düşündürücü ve sanki hep ağıt dolu... Bu yönlü ağırlıklarıyla, yazılanlar, izleyicileri çok ilginç bir senaryo kurgusunda, zengin Başbakan masalarından yoksullara bakımyurdu'na, piyango milyarderliği umudundan fahişeliğin ekonomik diyalektiğine taşıyacak içerikte. Konular, uzun bir dönemi içeren anı-günlük yaklaşımıyla izlenmeye çalışılmıştır. Bunun için de, özellikle "ihtilalin" ya da yerleşik deyimiyle "Kurtuluş Harekatının" bereketlendirdiği topraklarda, 24 Ocak ve mimarlarının icraatı yansız bir şekilde ele alınmış ve bu açıdan sistem bütünlüğü, kendi mantığı içinde özenle korunmak istenmiştir. YORUM Davut Bey ve Turgut Bey Hilmi Yavuz Zaman 27 Nisan 2001 Batılılaşma ya da Modernleşme girişimleri, Osmanlı entelektüellerini, Aydınlanma sonrasında Avrupa siyasal düşüncesiyle ilişki kurmaya götürmüştür; ama buna benzer bir ilişki Avrupa iktisat düşüncesiyle kurulamamıştır. Geçen haftaki yazımda da belirtmiştim: Prof. Ahmet Güner Sayar, bırakınız Yeni Osmanlılar'ı Jön Türkler'in bile 'ne teorik iktisattan anladıklarını, ne de bizatihi iktisadi süreci anlayabildiklerini' öne sürmenin mümkün olmadığını bildirir; Adam Smith ve Ricardo'nun iktisadi fikirlerinin 'Yeni Osmanlıların teorik esaslarına kaynaklık ettiğini' öne süren Bernard Lewis'in bu iddiasının bir 'fanteziden öteye geçmediğini vurgular. Namık Kemal'in, Montesquieu ve J.J. Rousseau'nun siyasal teorilerinden etkilendiğini biliyoruz elbet; –bizzat Namık Kemal'in yazıları bu etkilenmeye tanıklık ediyor çünkü! Gelgelelim, Adam Smith ve Ricardo'nun iktisat teorilerinin Yeni Osmanlılar'ın iktisadi görüşlerine kaynaklık ettiği iddiasının dayanağı nedir? Ve bu iddia, niçin 'bir fanteziden öteye' geçememektedir? Prof. Dr. Şerif Mardin, 'Türkiye'de İktisadi Düşüncenin Gelişmesi' adlı kapsamlı makalesinde, 1838'de İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Baltalimanı anlaşmasının 'bütün hazırlık safhalarında ehemmiyetli bir rol' oynayan İngiliz Sefareti Başkatibi David Urquhart'tan söz ediyor. Prof. Mardin'in deyişiyle, 'Adam Smith'ten daha Adam Smith'çi' olan Urquhart, 'Adam Smith'in kaldırılmasını tavsiye ettiği devlet müdahalelerinden Türkiye'de hiçbirinin bulunmadığına ve binaenaleyh Türkiye'nin serbest ticaret için ideal bir ülke olduğuna' inanmaktaydı. Urquhart, bu düşüncelerini 1833'te yayımladığı 'Turkey and Its Ressources' adlı kitabında açıklamıştır. O yıllarda, yine İngiliz sefaretinde katip olarak görev yapan (Sir) Henry Layard'ın Autobiography and Letters'te yazdıklarına bakılırsa, Ahmet Vefik Efendi (Paşa) ile, 'Adam Smith ve Ricardo'nun eserlerindeki politik ekonomi konuları üzerinde' tartıştıkları anlaşılıyor. Urquhart üzerine kuşatıcı bir çalışma yapmış olan Prof. Taner Timur da, 'Osmanlı Çalışmaları'nda, onun İngiliz politikasında 'Rus tarafdarları'na karşı, 'Osmanlı tarafdarları'nı temsil ettiğini yazmıştır. Urquhart'a göre 'Osmanlı düzeni en geniş ölçüde özgür ticarete ve özgür sanayie dayanmakta, bu durum da yerel idarenin son derece özerk ve gelişmiş olmasına yol açmaktadır. Türkler, 'çürümüş Bizans aristokrasisinin', 'kalabalık ve zalim ruhban sınıfının', 'hor görülmeye layık hükümetinin haksız kanunlarının' ve özellikle de tekelleri işle 'mali idaresinin ve tahsildarlar ordusunun' tam anlamıyla ezdiği halka rahat bir nefes aldırmışlardır. Timur'un belirttiğine göre David Urquhart (Osmanlıların verdikleri adla, 'Davut Bey'!), Osmanlı Devleti'nde yerel idarelerin özerkliğinin, 'kökeni İslam hukukuna dayanan vergi sistemi sayesinde' gerçekleştiğini düşünmektedir: 'Gerçekten de Türkler dolaylı vergileri toptan reddederek ve mali sistemleri basit ve dolaysız bir vergi sistemine dayandırarak, ticaretin ve sanayinin son derece gelişmesine elverişli bir zemin hazırlamışlardır. Doğrudan vergiler, yerel idareleri geliştirmiş ve bu durum Müslüman olmayan reayanın da kendi kurumlarını korumalarına ve hatta, Avrupa'da sanılanın aksine, geliştirmelerine yol açmıştır.' Urquhart, Osmanlı sistemi analiz edilirken iki tip 'merkeziyetçilik'in birbirine karıştırılmaması gerektiğini hatırlatarak, Osmanlı'da siyasal merkeziyetçilikten söz edilebileceğini, ama idari merkeziyetçiliğin bulunmadığı görüşündedir. (Şerif Mardin, Urquhart'ın özellikle Rumeli'deki vergi sistemini yakından incelediğini ve bu vergilerin 'beledi teşekküller olan ayanlar tarafından tayini ve toplanması'nın Urquhart'ı çok etkilediğini bildirmektedir.) Kısaca Urquhart, Osmanlı iktisadi yapısının liberal bir iktisat konsepti bağlamında örgütlendiğini, devlet müdahalesinin (zannedilenin aksine) asgari düzeyde olduğu kanısındadır. Taner Timur da, Osmanlı toplumunda yerel yönetimlerin özerk konumuna yaptığı vurgu dolayısıyla Urquhart'ın fikirlerinin günümüzde moda olan 'Osmanlı'da sivil toplum yok!' iddialarına uzak düştüğünü söylüyor. Osmanlı 'sivil toplum'unu, Urquhart'ın 'Türk ilkeleri' adını verdiği ilkelere dayandırabiliriz: Pazar ve ticaret özgürlüğü, sultanın keyfî vergi koyamaması, yerel geleneklere saygı, dini kurumların özerkliğini koruma, gayrimüslimlerin inanç özgürlüklerinin teminat altında bulunması... Bu durum, Prof. Timur'un haklı olarak belirttiği gibi, Osmanlı'nın 'modernist' potansiyelini gösterir. Urquhart'ın 'Yeni Osmanlılar'la olan ilişkisi, özellikle 'sarıklı ihtilalci' Ali Suavi'de görülür. Hüseyin Çelik, 'Ali Suavi ve Dönemi'nde, 'Suavi, Urquhart'ta adeta kendisini bulmuştur' der. 'Çünkü o, Urquhart'ın söylediklerini, küçük nüanslar dışında bir ömür boyu söylemiş adam'dır. Çelik şunları yazıyor: 'Suavi de Urquhart gibi, İslam'ın Hıristiyanlık'tan farklı olarak, bütün çağların ihtiyacına en modern şekilde cevap verecek bir din olduğuna inanıyordu.' Nitekim Urquhart'ın Sultan Abdülaziz'e gönderdiği bir mektupta, Osmanlıların 'ancak ve ancak, geçmişte olduğu gibi Kur'an–ı Kerim'in hükümlerine tam uyarak yaşayabileceğini' bildirdiği de biliniyor. David Urquhart ya da Davut Bey, Adam Smith'ten daha adam Smith'çi olduğu kadar, Osmanlı'dan daha Osmanlıcı olarak yadırganmış, hatta bizzat İngiliz hükümeti ve elbette Dışişleri Bakanı Lord Palmerston tarafından dışlanmıştır. Urquhart, İngiltere'nin Osmanlı ile olan ticari ilişkilerini geliştirmesi için çalışıyordu; –Lord Palmerston ise, Rusya ile! Ama maalesef, Ali Suavi dışında Yeni Osmanlılar'ın Davut Bey'i ciddiye aldıklarına dair bir tanıklık yoktur. İngilizler de ciddiye almamışlardır Urquhart'ı... Kimilerine göre 'acayip', 'egzantrik' ve 'megolaman'dır, kimilerine göreyse 'yarı deli!' Prof. Mardin bile, 'Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu'nda Urquhart'ın hissi egzotizmi'nden söz etmekten kendini alamamıştır. Dolayısıyla, Adam Smith ve Ricardo'nun görüşlerinin Urquhart gibi 'acayip' biri aracılığıyla dolaşıma sokulmasının Osmanlı entelijansiyası tarafından 'fantezi' olarak kabul edilmesine şaşmamak gerekir... Davut Bey'in Osmanlı toplumunun modernist potansiyeline ilişkin değerlendirmelerinin Yeni Osmanlılar'ın ya da Jön Türkler'in fikirleri üzerinde etkin olmayışını anlamak mümkün de, bu düşüncelerin belli ölçekte değerlendirilebilmeleri için Turgut Bey'in iktidara gelmesini beklemek? İşte bunu anlamak mümkün değil! Hem siyasi hem de iktisadi anlamda gerçek 'Modernleşme' ya da 'Batılılaşma', bütün sancıları, problemleri ve elbette hatalarıyla, Osmanlı'nın modernist potansiyelinin farkında olan Turgut Bey'le başlamıştır çünkü Alıntı |
|
06-02-2008, 00:45 | #69 |
Malatya'nın Tanınmış & Ünlü Kişileri
Kemal SUNAL ( 1944 - 2000 )
Malatya'nın Pütürge ilçesindendir.Annesi Malatya Pötürge babası Yozgat'lıdır. Vefa Lisesi'nden mezun oldu.1964 Yılında İstanbul Sarıyer Kalender Orduevi'nde vatani görevini (Askerliğini) yaptı. Sanat hayatı, "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim filmiyle sinemaya adımını attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı. Türk sinemasında başta İnek Şaban tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. Filmlerde çoğu zaman saf, şanslı ama iyi yürekli karakterlerin rollerine girdi. 1974 yılında evlendi. Ali Sunal ve Ezo Sunal adlarında, biri erkek diğeri kız iki çocuğu oldu. 1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak Show TV'de yayımlanmaya başlandı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı. 12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Yüksek Lisans tezi komedyen kimliği ile Kemal Sunal'ın ve filmlerinin incelenmesidir. Yüksek lisans tezi 2005 yılında ailesi tarafında "TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" ismi ile kitap haline getirilip yayınlanmıştır. Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.Son sinema filmi Propaganda'dır Sinema filmleri Propaganda (1999) Varyemez (1991) Koltuk Belası (1990) Boynu Bükük Küheylan (1990) Abuk Sabuk Bir Film (1990) Zehir Hafiye (1989) Talih Kuşu (1989) Gülen Adam (1989) Sevimli Hırsız (1988) Uyanık Gazeteci (1988) Polizei (1988) İnatçı (1988) Öğretmen (1988) Düttürü Dünya (1988) Bıçkın (1988) Yakışıklı (1987) Japon İşi (1987) Kiracı (1987) Yoksul (1986) Tarzan Rıfkı (1986) Garip (1986) Deli Deli Küpeli (1986) Davacı (1986) Şendul Şaban (1985) Şaban Papuçu Yarım (1985) Sosyete Şaban (1985) Gurbetçi Şaban (1985) Katma Değer Şaban (1985) Keriz (1985) Atla Gel Şaban (1984) Ortadirek Şaban (1984) Postacı (1984) Şabaniye (1984) Tokatçı (1983) Kılıbık (1983) En Büyük Şaban (1983) Çarıklı Milyoner (1983) Yedi Bela Hüsnü (1982) Doktor Civanım (1982) Üç Kağıtçı (1981) Kanlı Nigar (1981) Davaro (1981) Zübük (1980) Gol Kralı (1980) Gerzek Şaban (1980) Devlet Kuşu (1980) Korkusuz Korkak (1979) Umudumuz Şaban (1979) Dokunmayın Şabanıma (1979) Bekçiler Kralı (1979) Yüz Numaralı Adam (1978) Kibar Feyzo (1978) İyi Aile Çocuğu (1978) Köşeyi Dönen Adam (1978) İnek Şaban (1978) Avanak Apti (1978) Şark Bülbülü (1977) Şabanoğlu Şaban(1977) Sakar Şakir (1977) Hababam Sınıfı Tatilde (1977) Çöpçüler Kralı (1977) Güllüşah İle İbo (1977) Tosun Paşa (1976) Süt Kardeşler (1976) Meraklı Köfteci (1976) Kapıcılar Kralı (1976) Sahte Kabadayı (1976) Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976) Şaşkın Damat (1975) Hanzo (1975) Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975) Hababam Sınıfı (1975) Köyden İndim Şehire (1974) Salako (1974) Salak Milyoner (1974) Mavi Boncuk (1974) Hasret (1974) Canım Kardeşim (1973) Oh Olsun (1973) Güllü Geliyor Güllü (1973) Yalancı Yarim (1973) Tatlı Dillim (1972) |
|
06-02-2008, 00:47 | #70 |
Malatya'nın Tanınmış & Ünlü Kişileri
ilyas salman
1954 yılında Malatya ilinin Arguvan ilçesi Asar Köyü'nde doğdu. Malatya Turan Emeksiz Lisesi'nden mezun oldu, konservatuarda eğitim görürken son sınıfta okuldan kovuldu. Oyunculuğa İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nda başladı. Uzun yıllar sinema oyunculuğu yaptı. Sinemada köylü tiplemeleri ile tanındı. Evlidir; Devrim adında bir kızı, Temmuz Ali adında bir oğlu vardır. Sol görüşlüdür. TKP'nin Kartal'da yaptığı 1 Mayıs mitingine katılmıştır. [1] Şu anda ise Türk Solu dergisinde yazmaktadır. [2] Sinema oyunculuğunun yanı sıra yönetmenliğini yaptığı iki sinema filmi bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli tarzda şiirleri ve türkü albümleri bulunmaktadır.1997-2000 yılları arasında 3 yıl boyunca Ankara Birlik Tiyatrosu'nda sahneye çıkmıştır. Son olarak İleri Yayınları'ndan Hasretim Sansürlüdür isimli şiir kitabı çıkmıştır. Türksolu adlı dergide yazı yazmaktadır. Oyuncu [değiştir]Adressiz Sorgular (2006) Sis ve Gece (2006) - Cuma Güneş de Karanlığa Düşer (2003) Sen Hiç Güneşte Üşüdün mü? (2003) Çığlığın Dağlarda Yükselir (2003) Fakiro (2001) Gülerken Ağladık (1998) Tatil Belası (1997) Yasemince (1997) Rambo Ramiz (1995) Tek Ayaklı Kuşlar (1995) Karımı Aldatamam (1995) Antika Kabadayı (1995) Naylon Karı (1995) Yoksa Yaşlandım mı? (1994) Talihsiz Bilo (1994) Sarhoş (1994) Kızlar Sınıfı (199 Zavallı (1990) - Ali Aile Bağları / Deli Fişek (1990) Kınalı Hanzo (1989) - İlyas Afacan (1989) Aptal Aşık (1988) Keklik Ali (1988) Fikrimin İnce Gülü / Sarı Mercedes (1987) - Bayram Gönlü Bol (1987) Aşk Peşinde (1987) - İlyas Ava Giden Avlanır (1986) Ben Milyoner Değilim (1986) Karaman'ın Koyunu (1986) Sen Neymişsin Be Abi (1986) Deliye Hergün Bayram (1985) Köfteci Holding (1985) Sarı Öküz Parası (1985) Fakir Milyoner (1985) Para Babası (1985) Ekmek Elden Su Gölden (1985) Uyanıklar Dünyası (1985) - İlyas Ya Ya Ya Şa Şa Şa (1985) Kızlar Sınıfı (1984) - İlyas Hoca Şekerpare (1983) - Cumali Şaşkın Ördek (1983) - Halil İbrahim Aptal Kahraman (1983) - Şahan Çiçek Abbas (1982) - Abbas Dolap Beygiri (1982) - Ali Çirkinler de Sever (1981) - Mazlum Hababam Sınıfı Güle Güle (1981) Mehmet Beş Parasız Adam (1980) İbişo (1980) - İbişo Banker Bilo (1980) - Bilo Talihli Amele (1980) - Mehmet Ali Yedi Kocalı Hürmüz (1980) Erkek Güzeli Sefil Bilo (1979) - Bilo Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor (1978) - Bilo Ağa Sultan (1978) - Bekçi Kolombo Kibar Feyzo (1978) - Bilo Baskın (1977) Çöpçüler Kralı (1977) - Kapıcı |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
malatyalı, ünlüler |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|