AK Gençliğin Buluşma Noktası
Osmanlı Tarihi (AK Parti) Osmanlı Devleti ve Osmanlı kültürü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-04-2010, 22:02   #11
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
*
Üstte, Karaeşref'de haklı bence.

V. Murad'da olsa en azından -görüşdaşı- Mustafa Kemal gibi yönetirdi ülkeyi.

Hatta 3 aydan fazla kalabilse idi, ilk icraatı olarak Mason Localarını da resmen kapattığına şahit bile olabilirdik!

O zaman vatanımızın da bir değil, iki kahramanı olurdu. Kötü mü?
Belki ikinci kahramana gerek bile kalmazdı. İstanbul'u dahi işgal edilmiş, çöküşten kurtarılacak bir Osmanlı olmasaydı, diğer kahraman, sıradan bir Osmanlı subayı olurdu. Bizde belki Osmanlı Cumhuriyetinde yaşıyor olurduk.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 23:01   #12
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Belki ikinci kahramana gerek bile kalmazdı.
Abdülhamid gibi bir kahraman zati çıktı ya.
Gerisi milletin kararlılığı kahramanlığı. Diğerleri hayalî. Dayatmayla kahramanlık..
Bir nesli okuttu eğitti, yolunu açtı.
Bir nesli de Çanakkale'de yitirdi..
İki nesil verebilecek bir kahraman zaten çıktı ya..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 23:47   #13
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
Ömer Bekir Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
V.Murad mason değildir araştırdığım kadarı ile..Masonlarla mücadele etmeye çalışırken,acizane aklını yitirmiştir..Ama Osmanlı Devletine büyük bedeller ödettiği kesindir..
IV.Murat masondurHatta Darbeciler onu tahta çıkarınca bir gün önceden yapıldığı için darbe evine gelenlerin darbeyi haber alan Abdüzlaziz'in adamları olduğunu sanıyor.Korkudan o gün aklı kayıyor ve sonrası delilik.Hüseyin Avni Paşa ve darbeciler daha sonra malum Abdülaziz Han'ı bileklerini kesmek süreti ile şehit ederler ve intihar süsü verirlerSonra tahta hesapta yokken Abdülhamit gelir ve Abcasına karşı darbe tertip eden kim var ise hepsini yakaltır yıldız mahkemelerinde yargılatır ve idamlarına karşın onları sürgüne gönderir
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 03:06   #14
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Abdülhamid gibi bir kahraman zati çıktı ya.
Sanırım en büyük kahramanlığını da Ayastefanos antlaşmasıyla gösterdi. Değil mi?

*Bunu Abdülhamid'i kötülemek için yazmadım.

Alıntı:
FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir nesli okuttu eğitti, yolunu açtı.
Abdülhamid'den önce eğer bir kişi bir kitap, gazete, dergi çıkartacak olsa, önce denetleme kuruluna başvurur, onayı aldıktan sonra da yayına başlardı. Abdülhamid, istibdat dönemiyle bu uygulamayı kaldırdı. Bunun yerine bizzat kendisi denetlemeyi yapıp, kendi onay verirse eserler yayınlanabilir dedi.

Düşünün koca ülke. Siz bir yayın çıkartacaksınız. O yayını padişah okuyup inceleyecek de sonra size izin verecek. İmkanı mı var? Üstelik izin alsanız bile şayet toplumsal konulu tek bir yazı yazsanız, ya kapatılırsınız ya da sansüre uğrarsınız. Dönemin gazeteleri, sansürden simsiyah çıkarmış.

Mesela hepimizin bildiği şu Servet-i Fünûn dergisi. Adamlar dergi için izin alamamış. Servet isimli var olan bir gazetenin eki olarak dergiyi yayınlamışlar. (Dönemin yasak kırma yöntemi) Peki bu dergi neden kapatıldı? Padişahın sakıncalı bulduğu ve "kapatın" dediği cümleyi aktarıyorum;

“Fakat bir gün geldi ki 1789 idaresiyle Fransa’da talâk teessüs etti”

Padişah, "bu cümle Fransız ihtilalini hatırlatıyor" diyerek dergiyi kapatmış. İnsanlar korkudan, ota, böceğe yazılar yazar olmuş.

Eğitimin her yönden zayıfladığı, toplumun olaylardan soyutlandırıldığı bir dönemi yaşadı Osmanlı. Bu nasıl bir eğitimdir?

Bu arada, eğitimde bu dönemde atılan en büyük adım nedir biliyor musun? Arap alfabesinden latin alfabesine geçişin 2. Abdülhamid zamanında başlaması hadisesidir. Mustafa Kemal'in getirdiği alfabe, Abdülhamid döneminde temellendirilen İstanbul Alfabesidir. Daha sonra çıkan Arnavut Alfabesi, İstanbul alfabesinin bir devamıdır ve günümüzdeki alfabenin hemen hemen aynısıdır. Gerçi Faruk kardeşim, sen bunu bir başarı değil, Abdülhamid döneminin bir hatası olarak görürsün. Neyse
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 03:59   #15
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sanırım en büyük kahramanlığını da Ayastefanos antlaşmasıyla gösterdi. Değil mi?
Evet. Hürriyet havarilerinin, hayalperest devletçilerden oluşan kadronun("Al-i Osman yerine bundan sonra da Al-i Mithat dense ne olacak" zırvasıyla bilinen Midhat Paşa gibiler) zoraki sebebiyle giriştiğimiz savaşın en dönülesi virajıdır Ayestefanos. -Kaldı ki bu antlaşma da Sevr gibi hükümsüzdür.-
Sonraki Berlin Anlaşmasında da bir kaç -olumlu- rütuşu daha atmış ve mevzuyu noktalamıştır.
Sonra o hayalperest bozguncuları bir bir elemiş, devlet kadrosundaki çibanlardan memleketi kurtarmıştır.
İşte ondan sonraki süreç hem bunların pisliklerini temizlemek hem de ülkeyi geleceğe (geleceklere) hazırlamak olmuştur.

Alıntı:
Düşünün koca ülke. Siz bir yayın çıkartacaksınız. O yayını padişah okuyup inceleyecek de sonra size izin verecek. İmkanı mı var? Üstelik izin alsanız bile şayet toplumsal konulu tek bir yazı yazsanız, ya kapatılırsınız ya da sansüre uğrarsınız. Dönemin gazeteleri, sansürden simsiyah çıkarmış.
Düşünün koca ülkede "aydın" denebilecek kimse -neredeyse- kalmamış. Eline kalemi alan masonların yada dış mihrakların oyununa hizmet ediyor.
İşte buna mani olmuştur.
Diğer kahramanlar gibi de masabaşlarında basını susturma girişimleri, kanunları türetmemiştir. Kendine uyduramadıklarının kellelerini de almamıştır. Takrir-i Sükun rezaleti de bu dönemde yaşanmamıştır.
Kaldı ki İngiltere'de bile Webb Efendi'nin çıkardığı haftalık gazeteye yardımları dokunmuş biridir Sultan.
Nifakçıları engellemiştir Abdülhamid.
Fitnecileri engellemiştir. Yaptığı sadece budur.

Rıza Tevfik bu satırları o pişmanlık içerisinde boşuna yazmamıştı;
"Pâdişâh hem zâlim, hem deli" dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik,
Şeytan Ne dediyse biz "beli" dedik,
Çalıştık fitnenin intibâhına!.
Boşuna değildir İSTİBDADına uğramışlardan Süleman Nazif'in, ölümünden sonra o pişmanlık içerisindeki O İSTİBDAD özlemi;
"Padişahım gelmemişken yâde biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdade biz.

Dem-bedem coşmakta fakr u ihtiyaç,
Her ocak sönmüş ve susmuş, millet aç.
Memleket matemde, öksüz taht u taç,
Hasret olduk eski istibdade biz."
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 04:43   #16
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğitimin her yönden zayıfladığı, toplumun olaylardan soyutlandırıldığı bir dönemi yaşadı Osmanlı. Bu nasıl bir eğitimdir?
Bu iddia ise her yönden hezeyandır. Eğitim nereye her yönden zayıflamıştır?
Önce bi Abdülhamid öncesi ülkenin eğitim durumuna bakın sonra da Abdülhamid sonrasına.

Ülke O'nun zamanında nitelikli devlet adamı bulamıyorken O'nun döneminde açılan okullardan mezun olanlar kendisinden sonra bir nesil çıkarmıştır.
İkinci nesli de, dediğim gibi kaybetmişizdir.

Mehmed Akifler Kâzım Karabekirler, Rauf Orbaylar, Ali Fuat Cebesoylar, Refet Beleler ,Adnan Adıvarlar Mustafa Kemaller ve daha nicesi bunun örneğidir.

Eğitimde bir çığırdır Hamid Sultan devri.
Fatih'ten sonraki en önemli hamlelerin yapıldığı bir çığır.
Felsefe dersini bile kabul etmeyen, direnen kararmış bir zihniyete bunu gerekli görüp -adını değiştirerek- okutmuş, okullara kazandırmıştır.
Nedir sebebi?

Sri Lanka'ya, Çin'e bile okul açtırmış birisi..

Her mezuniyet töreninde bizzat ilgilenip öğrencilere hediyeler gönderen birisi..

Modern matbaa makinelerini Türkiye’ye getirten, ücretsiz kitap dağıttıran, 6 bin kitabın çevrilmesini sağlayan, Beyazıt Kütüphanesi’ni kurup 30 bin kitap bağışlayan birisi..


Kız ve erkeklere ilkokulu zorunlu tutan birisi, İlk kız okullarını açtıran birisi..

Cami yaptırdığı her köyde bir de ilkokul yaptıran (sadece Sivas’taki ilkokul sayısı 1637) birisi..

Okuma yazma oranının tam 5 kat arttıran birisi..

1900 yılında ilkokul sayısı 30 binlere yaklaştıran.. Sadece Anadolu da 15 bin okul açtıran birisi..

Lise eğitimi için idadiler açan, rüştiyelerin sayısını te 110'lara çıkaran birisi..

Ankara'da ÇOBANLIK OKULUNU BİLE AÇTIRAN BİRİSİ.

Bursa'da dilsiz ve âmâlar(körler) için bile okullar açtıran birisi..

Aşiretlerin ayrı bir feodalite yönetimine kaymasını önlemek için çocuklarını okutup onları da devlet kontrolünde tutmasını sağlayan Aşiret Mekteplerini açtıran birisi..

GATA'yı, Kuleli Askeri Okulu'nu, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesini
Deniz Mühendislik Okullarını, Askeri Baytar Okullarını, Ziraat ve Baytar Mekteplerini, Siyasi Bilgiler Fakültelerini(Mekteb i Mülkiye),
Yüksek Adalet Okullarını, Deniz Ticaret Ojullarını Güzel Sanatlar fakültelerini, İktisadi ve ticari ilimler akademisini kim açtırdı kimin döneminde oldu bunlar
Onca imkansızlıklar arasında kim başardı bunları?

Hangi Kahraman?

İşte
Kendisine ALLAH'IN BELASI diye hakaretler yağdırmış bir Namık Kemal'i o dönemde bulunduğu Midilli'ye VALİ yapmış,
sonra sırasıyla Rodos ve Sakız valiliğine de atamış,
ve sonra vasiyetindeki kabrini de o ALLAH'IN BELASI yaptırmış, parasını da cebinden ödemiş birisi.

Kendisine suikast düzenleyen Ermeni gâvuruna ŞANLI AVCI diyen Tevfik Fikret gibilerinin de kılına dokunmamıştır.
(hele çağdaş türkiye(!) döneminde bile moda olan darağaçlarında asmak gibi şeylerin esamesi okunmamıştır O'nun döneminde)

Kimdir bu? Kimdir bunların kahramanı??
DEĞİLDİR ABDÜLHAMİD'DEN BAŞKASI EFENDİM!.

Konunun 'asl'ına bağlayacak olursak;
Masonların, O'nun tahttan indirişini her yıl DOĞUM YILDÖNÜMÜMÜZ diye boşuna kutlamıyor!.

Konu FarukARSLAN. tarafından (01-05-2010 Saat 04:46 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 07:46   #17
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart
Alıntı:
FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Konunun 'asl'ına bağlayacak olursak;
Masonların, O'nun tahttan indirişini her yıl DOĞUM YILDÖNÜMÜMÜZ diye boşuna kutlamıyor!.
Sadece yahudileirn değil İngilizlerinde en çekindiği kişiydi kendisi zaten ondan sonra ne yahudilerin nede ingilizlerin oyunlarını bertaraf edicek bir lider gelmedi .
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 16:20   #18
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Şimdi o dönemi kendi içerisin'de bir değerlendirelim,Abdülhamid tahta çıktığın'da ülke tüm dünyanın dil birliğiyle söylediği "hasta adam" konumunda ülkenin önemli yerlerini (hatta bir önceki padişaha kadar) Masonlar işgal etmiş durum'da İngiliz ajanları ülkede fellik,fellik dolaşıyor..

Mason üstadları Abdülhamid hanın tahta çıkmasından son derece rahatsız daha ilk günden karalamak için o zamanın bütün yayın organlarını gazete,dergi vs.. kullanmaktan çekinmiyor...

Zaten her yerde parmakları var bütün kozlarını ortaya koymuşlar..

İşte bu ahval ve şerait içindeyken ülkede çıkan bir yayını Padişahın muhakkak kendisinin inceleyip ondan sonra yayına izin vermesi gerekir..

Kime güvenipte inceletecek..? Her taraf hain dolu elbet kendisi inceleyecek nasıl 33 yıl tahtta kaldı sanıyonuz..?

Eğitimin zayıfladığı iddiası hele tam bir fiyasko o dönemde ilköğretimde yapılan yenilikler ortaya konulan eğitim lahikaları ayrıca yabancı dil eğitiminin daha olgun,anlaşılır hale getirilmesi ve daha nicesi bu sözünüzü çürütür..

Köylerde bile eğitime verilen önem şu tebliğgatla ortaya çıkıyor;

"Bütün köylerde kafi Muallim yetiştirmek üzere kaza merkezlerinde birer Darul-muaalimin-i ibtidaiye tesis etmek lazımdır.Bu Darul-muallimin köy mualliminliğine süluk edicek olanları ve köylerin çoğunda mevcut olup hikmet marifetiyle bir müddet-i muvakkatiye için kaza merkezlerine celb olunmak lazım gelen muallimi haziriye hem tedris ederler ve hemde kaza merkezi eftali için mükemmel ibtidaiye vazifesini yerine getirirler" (BOA,YEE,K.A,E.21/III-İ,Z.21,K.131)

O dönem eğitime ayrılan bütçe 45.000 liradan 100.000 bin liraya çıkarıldı bu bile eğitime verilen önemi gösteriyor..

Hatta bu dönemde Osmanlı ülkesinde en geri kalmış olanların Müslümanlar olduğu tesbit edilmiş ve Müslümanların eğitimine çok önemli katkılar sunulmuştur...

Üstelik bütün bunlar yıkılmaya yüz tutmuş bir ülkede gerçekleşti bu yüzden Abdülhamid gerçek bir kahramandır..

Konu depare tarafından (01-05-2010 Saat 16:38 ) değiştirilmiştir..
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-05-2010, 23:07   #19
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
*Bunu Abdülhamid'i kötülemek için yazmadım.
Konu özü itibariyle çok saptı. Abdülhamid'i bu noktada yermek veya övmek V. Murad gerçeğini değiştirmeyecektir. Depare kardeşimin şu tespitleri çok doğru ve dikkat çekicidi;

Alıntı:
depare Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Değerli kardeşim V.Murat tahta Masonlar tarafından geçirildi evet belki dediğin gibi Masonlara şirin görünüp daha sonra kendi bildiğini okuyabilmek için masonluğa girmiş olabilir ben orasını bilemem...

Ama Mason olduğunu biliyorum belki Vahdettin Han onun masonluğa girme sebebini bizden daha iyi bildiği için böyle söylemiş olabilir...

Ben Osmanlı dönemin'de her Mason olanın yahut masonların yönettiği bir cemiyete girenin illaki masonların isteklerine riayet ettiklerini iddia etmiyorum..

Mesela Kazım Karabekir Paşa Masonların yönettiği İttihat ve Terakki cemiyetine girmiştir ama daha sonra ki sözleri çıkışları Masonlara riayet etmediğini ortaya koyuyor...
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi