![]() |
#1 |
![]() Gerek AB'ye verilen taahhüt gereği gerekse toprakların millî ekonomiye ve bölge ekonomisine kazandırılması için Suriye sınırındaki 210 bin dönüm alanda bulunan 617 bin mayının temizlenmesi için "İsrail"in işaret edilmesi kamuoyunda bitmeyecek tartışmaların yaşanmasına neden oldu. Peki, Mayın temizleme işinin İsrail'e verilmesi şart mı? ![]() ![]() Suriye sınırındaki 210 bin dönüm arazi içerisinde bulunan 617 bin mayının temizlenmesi geçmiş hükümetler döneminde de gündeme gelmiş ancak çözüm üretilemediği için rafa kaldırılmıştı. AK Parti hükümetinin gerek Avrupa Birliği'ne verilen taahhütler gereği gerekse söz konusu alanın Millî ekonomiye ve yöre halkına kazandırılması için devreye soktuğu mayınlı arazilerin temizlenmesi önerisi tartışma konusu oldu. Tartışmanın temelinde ise mayınlı arazilerin temizlenmesi değil, temizlik için İsrail'in öne sürülmesi oldu. İtirazın yüksek seviyede dillendirildiği konunun en can alıcı noktası ise İsrail'in temizlik karşılığı 500 milyon - 1 milyar dolar alacak olmasının yanısıra temizlenen toprakları 49 yıllığına kullanma hakkını kazanacak olması... Mayınlı arazileri temizleme işinin dünyada sadece İsrail tarafından yapılabildiği iddiaları gerçeği yansıtmazken, bahsi geçen arazi üzerinde komşumuz olan Suriye en güzel örnek olarak önümüzde duruyor. Mayınlı arazilerini temizleyerek tarım ve hayvancılık faaliyetine açan Suriye örneği, bu işin ülke dışında birilerine yaptırılması şartına karşılık verilebilecek en anlamlı cevabı oluşturuyor. TÜRKİYE KENDİ MAYININI KENDİ TEMİZLEYEMEZ Mİ? Yüzbinlerce mühendisin yetiştiği Türkiye için mayın temizleme işi aslında açık arazide mantar toplamaya benziyor. Değil 500 milyon - 1 milyar dolar, 2 milyon TL gibi bir maliyet talebiyle 2 yıl gibi bir sürede bölgeyi tamamen mayından arındırabilecek mühendis grupları bile var. 617 bin mayının bulunduğu bölgenin stratejik önemi ve İsrail gibi talipli ülkelerin sözde organik tarım yapma yönünde şiddetli arzusu dikkate alındığında AK Parti hükümeti tarafından dillendirilen çözüm yöntemi çözüm olmaktan çıkıyor. Bölgeden mayınların arındırılması amacına, ihale şartnamesini ağırlaştırmak suretiyle yüksek kazanç sağlama gayesinin sokulması, yerli firmaların şansını bir hayli düşürürken, yabancı firmalara gün doğuyor. İsrail'in stratejik öneme ve toprak zenginliğine haiz araziler üzerindeki şiddetli talebinin yanına İsrail'in silah teknolojisi, genetik bilimdeki gücü, sömürü anlayışı ve komşu ülkeler üzerindeki arzuları da eklenince eleştirilerin doğru hedefte olduğu görülüyor. Genelkurmay'ın "TSK'nın mayın temizlemek için yeterli teçhizatı yok. Suriye sınırındaki mayınlı bölgeyi temizlemek için NATO'dan yardım alınmalı" görüşü ise İsrail'in birlik üzerindeki etkisi dikkate alındığında bu çözüm önerisinin de yine İsrail'e çıktığını gösteriyor. Ortaya atılan çözüm önerileri arasında "millî firmalar ya da bizzat devletin kendisi" olmadığı müddetçe, tüm işleri temizlikten uzak olan İsrail'in hangi öneri adı altında olursa olsun amacına ulaşabileceği biliniyor. HABERVAKTİM
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|