|
08-04-2009, 14:35 | #1 |
Mehmet ALTAN "Hani ‘Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü’ idi?"
Danıştay 2. Daire üyesi rahmetli Yücel Özbilgin’in ölümüne neden olan Danıştay Baskını 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirildi.
Saldırıdan tam iki gün önce, o zaman çalıştığım Sabah Gazetesi’nde “Artık Aczimendileri bekliyorum...” başlıklı yazıda aynen şöyle yazıyordum: “Çocukları Erzincan’da yitirirken, Şırnak’ta Cudi Dağı’nda da dört gencecik asker yitip gitti. Ölümlerle Türkiye’yi Kürt-Türk diye germek şahinleri kesmemiş olmalı ki Cumhuriyet Gazetesi’ne de yeni bir bombalı saldırı daha yapıldı. Demek ki, bir yandan da laik şeriatçı ayrımına dayalı ikinci bir toplumsal kriz de devreye sokulmak isteniyor. Doğrusu, 28 Şubat’ın önemli dönemeçlerinde otobüslere binip binip Ankara’ya giden, 28 Şubat sonrasında da tamamıyla ortadan kaybolan Aczimendileri de bir zaman içinde yeniden sahnede görebileceğimizi düşünüyorum.” *** Daha sonra bu melanetli baskının ardından yazdığım yazılarda da “devlet kökenli ve devlet irtibatlı şahısların ortalıktaki bu örgütlerini kullanan kullanana... Anlaşılan son Danıştay vahşetinde de böyle oldu” tespitini yapıp... “Çeteleri sorgulamadan, bu hastalıklı zihniyeti cezalandırmadan, Danıştay cinayetinin arkasındaki bataklığı temizleyemezsiniz” vurgusunda da ısrar ediyordum. *** Tam tersinde de ısrarlı olanlar vardı... Örneğin, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Danıştay Baskını ertesinde bizlerin bunca endişesine hiç aldırmadan, hiç sektirmeden teşhisi koymuş, tam gaz yayına başlamıştı bile... Nitekim baskının ertesi günkü yazısının başlığı “Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü” idi. Yazıdaki birkaç cümle de şöyleydi: “Ve bu fanatizm çetelesinin son maddesi de dün yazıldı. Bugüne kadar hiçbir hâkim veya savcı, dindarların lehine karar verdi diye cinayete kurban gitmedi. Ama Danıştay’ın türbanla ilgili kararını veren beş üyesi, toptan katliam saldırısına uğradı. Bu çetele karşısında tarafsız kalmamız mümkün mü?” *** Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, saldırı ile Ergenekon Çetesi arasında ortaya çıkan onca kuvvetli delile rağmen, garip bir ısrar ve aceleyle Danıştay Davası’na “din devleti” ekseninde bakmakta ısrar etti. Ama mızrağın çuvala sığacak hali yoktu... Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararı oy birliğiyle bozdu. Dairenin kararında, “tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan ‘Ergenekon Davası’ ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna” işaret edilmişti. Dün bu istek yerine getirildi ve Danıştay Davası artık Ergenekon’un bir parçası haline geldi. *** Bu ihtimal, daha saldırıdan üç gün önce bana, 15 Mayıs 2006 tarihinde, “Artık Aczimendileri bekliyorum” diye yazdıracak kadar aşikâr iken, bunu, alelacele “Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü” diye nitelemek ve tüm Ergenekon sürecinde de aynı tutumu devam ettirmek çok garip değil mi? Acaba, Danıştay Baskını’nın gerçek yüzünün ortaya çıkmasının “Ergenekon’un 11 Eylül’ü” olmasından mı ürküyorlar? star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|