Mehmet Metiner "Baykal’ın PKK’ya mesajı " - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 05-29-2009, 11:58

CHP lideri Deniz Baykal’ın Adıyaman’da PKK’ya verdiği mesajlar, ‘çözüm süreci’nde büyük bir önem arz ediyor.

Baykal’ın verdiği mesajın özeti şu: ‘Silahlar bırakılırsa af projesi de dahil diğer çözüm yollarının önü açılır’

Elhak, doğrudur.

Baykal’ın bu çerçevede sarf ettiği sözler, tarihsel bir sorumluluğun ve demokratik bir olgunluğun ifadesidir. Baykal’ın takdire şayan bu uyarılarının birinci derecede muhatabı konumunda olan PKK şayet gereğine uygun hareket ederse, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başlattığı ‘çözüm süreci’ başarıyla sonuçlanabilir.

Baykal’ın sözleri önemli:

‘Siyaseti silahla yapmayacağım, silahı tamamen elimden bırakacağım dediği andan itibaren af projesi başlar.(...) PKK’nın dağdan ineceği, bir daha silaha başvurmayacağı netlik kazansın, bu durum ortaya çıksın af olur.’

PKK, Baykal’ın bu çağrısına olumlu yanıt verirse, yani silah konuşturmayacağını ve silahlı güçlerini de sınır dışına çekeceğini çıkıp açıklarsa, çözüm kapısını da ardına kadar açmış olur.

Baykal’ın bu ifadeleri, ‘PKK sorunu’nun çözümüyle alakalı elbette. Demokratik ve kültürel talepler demokrasi içinde siyaset yoluyla karşılanabilir taleplerdir. Baykal’ın dediği gibi, siz kalkıp bu talepleri ‘terör yaptırımıyla’ gündemleştirmeye kalkıştığınız andan itibaren çözümsüzlüğü derinleştirmiş olursunuz.

PKK’nın çözüm yoluna döşediği mayınlar patladıkça siyasetin kalıcı çözüm arayan sesi de kısılıyor.

Baykal’ın yaklaşımı, Cumhurbaşkanı Gül’ün, ‘Şiddetin olduğu yerde hiçbir şey olmaz’ yaklaşımıyla birebir örtüşüyor.

Katılıyorum.

DTP, pozisyonunu değiştirmeli

Baykal’ın DTP’ye yönelik sözleri de büyük bir haklılık içeriyor.

DTP’nin ‘PKK’nın partisi’ olduğu artık sır olmaktan çıktı.

Eskiden ‘bilinen sır’dı bu, şimdi aşikar bir gerçek oldu.

Sıkıntı buradan kaynaklanmıyor. Çünkü Türkiye toplumu ve yeni devlet aklı bu gerçekliği tolere edecek demokratik bir olgunluğa erişti.

Sıkıntı, DTP’nin PKK silahlarının gölgesinde siyaset yaptığını toplumu ve devleti rahatsız edecek düzeyde gösteriyor olmasından kaynaklanıyor.

PKK yöneticileri bile kendilerinin dışında akil adamların muhatap alınabileceğini söylerken, DTP’nin kraldan çok kralcı yöneticilerinin ısrarla tek muhatabın İmralı’daki Öcalan ve dolayısıyla PKK olduğunu söylemeye devam etmeleri manidar.

Kendi siyasi iradesini bu kadar hiçleştiren bir partinin, muhataplık konusunda şikayetçi olup durması da ayrıca manidar.

Baykal’ın DTP’nin bu sorunlu pozisyonunu değiştirmeye dönük ifadeleriı, ‘çözüm süreci’nde asla gözardı edilmemesi gereken bir öneme sahip: ‘Terör yapanları onaylama... Masanın üzerinde silah olmamalı, masada kalem kağıt, fikir olmalı. Hem sizde silah olmayacak, hem de sizin arkanızda olanlarda. İşin özü silah ve silahın gölgesi ortadan kaldırılmalı. ‘Normal bir parti gibi talebimi siyasi sürecin içine koyarım’ diyorsan, ‘Silah ve terörü tamamen dışlıyorum’ diyorsan tamam! Bunu göremiyoruz.’

Sadece Baykal’ın değil, bir bütün olarak Türkiye toplumunun bunu görmesi gerekiyor. Bunu görerek bilerek inanması gerekiyor.

DTP, çözüme katkı sunmak istiyorsa bu tarihsel rolünü iyi oynamalı.

Aksi takdirde sorunun bir parçası olmaya devam eder.

Mayınların hala patladığı ve can aldığı bir ülkede ‘barış çağrıları’ karşılığını bulmaz.

DTP kendi pozisyonunu değiştirerek katkı sunacağı yerde, kendi yanlış pozisyonunu rahatsız edici bir üslupla dayatarak çözümsüzlüğü çoğalttığını görmeli artık.

DTP’nin ‘Kürdistan’ın sınırlarını çizdik!’, ‘İrademiz İmralı’da!’ tarzı söylemleri kadar, yargı sürecinde rest çeken ve meydan okuyan tavırları da Türkiye toplumunda ciddi bir rahatsızlık yaratıyor.

Unutulmasın ki büyüyen rahatsızlık, çözüm süreçlerinin düşmanıdır.

DTP halihazırdaki pozisyonuyla ‘Kürt sorunu’nu giderek bir ‘Türk sorunu’na dönüştürmektedir. Başka bir deyişle, mevcut duruşuyla ‘siyasi çözüm’ün yoluna mayın döşemektedir.

Baykal’ın DTP’ye yönelik sözleri, iyi niyetli bir yaklaşımın ifadesi olarak okunursa anlamlı sonuçlara dönüşebilir.

DTP’yi eleştiren ama dışlamayan bir anlayış esas alınmalı.

star

05-29-2009, 11:58	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Mehmet Metiner "Baykal’ın PKK’ya mesajı " CHP lideri Deniz Baykal’ın Adıyaman’da PKK’ya verdiği mesajlar, ‘çözüm süreci’nde büyük bir önem arz ediyor. Baykal’ın verdiği mesajın özeti şu: ‘Silahlar bırakılırsa af projesi de dahil diğer çözüm yollarının önü açılır’ Elhak, doğrudur. Baykal’ın bu çerçevede sarf ettiği sözler, tarihsel bir sorumluluğun ve demokratik bir olgunluğun ifadesidir. Baykal’ın takdire şayan bu uyarılarının birinci derecede muhatabı konumunda olan PKK şayet gereğine uygun hareket ederse, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başlattığı ‘çözüm süreci’ başarıyla sonuçlanabilir. Baykal’ın sözleri önemli: ‘Siyaseti silahla yapmayacağım, silahı tamamen elimden bırakacağım dediği andan itibaren af projesi başlar.(...) PKK’nın dağdan ineceği, bir daha silaha başvurmayacağı netlik kazansın, bu durum ortaya çıksın af olur.’ PKK, Baykal’ın bu çağrısına olumlu yanıt verirse, yani silah konuşturmayacağını ve silahlı güçlerini de sınır dışına çekeceğini çıkıp açıklarsa, çözüm kapısını da ardına kadar açmış olur. Baykal’ın bu ifadeleri, ‘PKK sorunu’nun çözümüyle alakalı elbette. Demokratik ve kültürel talepler demokrasi içinde siyaset yoluyla karşılanabilir taleplerdir. Baykal’ın dediği gibi, siz kalkıp bu talepleri ‘terör yaptırımıyla’ gündemleştirmeye kalkıştığınız andan itibaren çözümsüzlüğü derinleştirmiş olursunuz. PKK’nın çözüm yoluna döşediği mayınlar patladıkça siyasetin kalıcı çözüm arayan sesi de kısılıyor. Baykal’ın yaklaşımı, Cumhurbaşkanı Gül’ün, ‘Şiddetin olduğu yerde hiçbir şey olmaz’ yaklaşımıyla birebir örtüşüyor. Katılıyorum. DTP, pozisyonunu değiştirmeli Baykal’ın DTP’ye yönelik sözleri de büyük bir haklılık içeriyor. DTP’nin ‘PKK’nın partisi’ olduğu artık sır olmaktan çıktı. Eskiden ‘bilinen sır’dı bu, şimdi aşikar bir gerçek oldu. Sıkıntı buradan kaynaklanmıyor. Çünkü Türkiye toplumu ve yeni devlet aklı bu gerçekliği tolere edecek demokratik bir olgunluğa erişti. Sıkıntı, DTP’nin PKK silahlarının gölgesinde siyaset yaptığını toplumu ve devleti rahatsız edecek düzeyde gösteriyor olmasından kaynaklanıyor. PKK yöneticileri bile kendilerinin dışında akil adamların muhatap alınabileceğini söylerken, DTP’nin kraldan çok kralcı yöneticilerinin ısrarla tek muhatabın İmralı’daki Öcalan ve dolayısıyla PKK olduğunu söylemeye devam etmeleri manidar. Kendi siyasi iradesini bu kadar hiçleştiren bir partinin, muhataplık konusunda şikayetçi olup durması da ayrıca manidar. Baykal’ın DTP’nin bu sorunlu pozisyonunu değiştirmeye dönük ifadeleriı, ‘çözüm süreci’nde asla gözardı edilmemesi gereken bir öneme sahip: ‘Terör yapanları onaylama... Masanın üzerinde silah olmamalı, masada kalem kağıt, fikir olmalı. Hem sizde silah olmayacak, hem de sizin arkanızda olanlarda. İşin özü silah ve silahın gölgesi ortadan kaldırılmalı. ‘Normal bir parti gibi talebimi siyasi sürecin içine koyarım’ diyorsan, ‘Silah ve terörü tamamen dışlıyorum’ diyorsan tamam! Bunu göremiyoruz.’ Sadece Baykal’ın değil, bir bütün olarak Türkiye toplumunun bunu görmesi gerekiyor. Bunu görerek bilerek inanması gerekiyor. DTP, çözüme katkı sunmak istiyorsa bu tarihsel rolünü iyi oynamalı. Aksi takdirde sorunun bir parçası olmaya devam eder. Mayınların hala patladığı ve can aldığı bir ülkede ‘barış çağrıları’ karşılığını bulmaz. DTP kendi pozisyonunu değiştirerek katkı sunacağı yerde, kendi yanlış pozisyonunu rahatsız edici bir üslupla dayatarak çözümsüzlüğü çoğalttığını görmeli artık. DTP’nin ‘Kürdistan’ın sınırlarını çizdik!’, ‘İrademiz İmralı’da!’ tarzı söylemleri kadar, yargı sürecinde rest çeken ve meydan okuyan tavırları da Türkiye toplumunda ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Unutulmasın ki büyüyen rahatsızlık, çözüm süreçlerinin düşmanıdır. DTP halihazırdaki pozisyonuyla ‘Kürt sorunu’nu giderek bir ‘Türk sorunu’na dönüştürmektedir. Başka bir deyişle, mevcut duruşuyla ‘siyasi çözüm’ün yoluna mayın döşemektedir. Baykal’ın DTP’ye yönelik sözleri, iyi niyetli bir yaklaşımın ifadesi olarak okunursa anlamlı sonuçlara dönüşebilir. DTP’yi eleştiren ama dışlamayan bir anlayış esas alınmalı. star

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal Hybrid-Şeklinde gösterime geç Ağaç şeklinde gösterime geç

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)